Virüs pek çok şeyi değiştirip bir dış tehdit olarak bize yönelmişken,“durma”yı, “düşünme”yi, “kabul”ü daha çok konuşur olduk; ki bunu oldukça değerli buluyorum. Beden ve zihnin birbirlerine bağlı olduklarını, hem birbirlerinden etkilendiklerini hem de birbirlerini etkilediklerini biliyoruz. Bedenlerimiz güvende, peki ya akıl ve ruh sağlığımız?
Bu dönemi hem kendimizin hem ailemizin akıl ve ruh sağlığı için nasıl bir şekilde değerlendirmek istediğimiz bizim elimizde. Unutmayın ki çocuklar, anne ve babalarının gerginliklerini ve endişelerini görebilir ve korkulması gereken bir durum olduğuna kendilerini ikna edebilirler. Ev içindeki huzuru sağlayabilmek için sakinliğinizi ve umudunuzu korumalı ve bunu çocuğunuza hissettirmelisiniz.
Çocuğun kaygılarını azaltmak ve huzurunu sağlamak adına ilk ve en önemli noktalardan biri çocuğun konunun ne kadarını bilmesi gerektiği ve onunla bu durumun nasıl konuşulacağıdır. Çocuğunuz kafasını kurcalayan konularla ilgili en güvendiği kaynak olan size, anne- babasına, gelecektir. Bu gibi gündemi tamamen kaplayan konularda doğru bilgiyi saklamak ya da süslemek doğru olmayacaktır. Bunun yerine, çocuğunuzun yaşı ve gelişimi doğrultusunda ona neden evde olduğumuzu, insanların neden hastalandığını açıklayın. Çocuklar, kendi zihinlerinde duydukları “salgın, ölüm, kriz” gibi kelimeleri olduğundan çok daha kötü bir şekilde hayal edebilirler. Bu yüzden açıklamalarınızda net olun, yanlış anlaşılmalara yer bırakmayın ve ailenizin alınabilecek bütün önlemleri aldığını, evde güvende olduğunuzu ve hastalanan kişilerle doktorların, hemşirelerin çok iyi bir şekilde ilgilendiğinden bahsedin ve güven duygusunu hissetmesini sağlayın. Özellikle ilkokul döneminde artan sosyal çevresini merak etmemesi ve kaygılanmaması için bu bilgilendirmeler değerlidir. Yaşı daha küçük çocukların da bu bilgileri sindirmesi daha uzun zaman alabilir, aynı soruyu önünüze tekrar tekrar getirebilirler. Sabırlı olmaya özen gösterin.
Bu süreçte okullara ara verilmesi ve evden eğitime geçilmesi de çocuklar için rutinlerini bozan ve üzerinde konuşulması gereken bir diğer önemli konu. “Yeni okul” ortamının kendi evindeki masası olması, forma giymeden, teneffüs zili çalmadan, arkadaşlarıyla oyunlar oynamadan yaşanması çocuklar için zorlayıcı ve kafa karıştırıcı hissettirebilir. “Evdeysem tatildeyim demektir, ama neden tatilde bu kadar çok ders yapıyorum?” düşüncesi başlarda anlaması güç bir değişlik olabilir. Gerek salgınla gerek yeni düzenleriyle ilgili olsun yeni rutininiz oturana kadar belki de karşınıza en sık çıkacak kalıp “neden” olacaktır. “Biz yetişkinler öyle istedik de o yüzden.” cümlesi kesinlikle çocukların hayal gücü ve mantığı için yetersiz kalacak bir açıklamadır. Bunun yerine yaptığınız açıklamaları destekleyecek detaylar ekleyin. Ders çalışmaya ve yeni konular öğrenmeye devam etmesi gerektiğini söyledikten sonra, bunun sebebinin okulu açıldığında kaldığı yerden devam edebilmesi olduğunu söyleyerek açıklamanızı destekleyebilir ve bu şartların sonsuza kadar sürmeyeceğine de dikkat çekebilirsiniz.
Rutin, bu gibi kaotik durumlarda en önemli noktalardandır. Bir düzene olabildiğince bağlı kalmanız bu sürece alışılmasını hızlandıracaktır ve aynı zamanda çocuklar da rutin içindeyken kendilerini daha rahat hissederler. Derslerden önce uyanılacak saat, verilecek aralar ve televizyona ayrılacak vakitleri çocuğunuzla beraber bir pano yaparak planlayabilirsiniz. Daha “okuldaymış gibi” hissetmesi için öğlen yemeği arasında telefonunuzun zil sesini teneffüs zili çalabilir, sadece derslerin dinleneceği bir ortamı sınıf gibi ayırabilirsiniz. Bu süreç geçene kadar akademik başarı, sınavlardan yüksek notlar alınması biraz daha ikinci planda kalabilir, kalmalıdır da. Daha önce hiç yaşanmamış türden yenilikler, kaygılar ve endişelerle savaşırken, normalde olduğu kadar yüksek notlar alınmayabilir, dersler o kadar da hızlı öğrenilemeyebilir. Bu noktada yapmamız gereken yatırım çocuğumuzun akademik başarısı yerine ruhsal dayanıklılığı olmalıdır. Değişime rahat ayak uydurabilmesi, verimli boş vakit geçirebilmek, normalde aldığı notlardan daha düşük not aldığında bununla başa çıkabilmek gibi kazanımları bu dönemde aşılamanız değerlidir. Sağlık gibi önemli konuların gözümüzün önünde olduğu hassas günlerde daha materyal ve “sonradan değer kazanmış” konuları biraz da olsa bırakmak bizim için de rahatlatıcı olacaktır.
Geçmişte anne-babalarımızın bizler için yaptıkları gelecek planında, iyi bir eğitim, olabilirse bir ev, maddi birikim gibi şeyler ön plandaydı. Bunlar olursa, çocuklarının hayatının neredeyse garantide olacağına dair güçlü bir inanç taşıyorlardı. Bugün geldiğimiz noktada, bu değerlerin tümünün içi boşalmış ya da doku değiştirmiş gibi görünüyor. Artık çoğumuz bunların güvenirliliğini ve geçerliliğini korumadığını veya koruyamayacağını biliyoruz. Savaşlar, yangınlar, depremler, kötü ekonomi ve bulaşıcı hastalıkların, bu güvenlik çemberini hızla yerle bir edebildiğini bir süredir bizzat deneyimliyoruz. Her şeyin bir anda hızla değişebileceği bilgisi artık zihinlerimizde.
Peki o zaman geriye ne kalıyor?
Çocuklarımız için hangi değerler daha anlamlı? Bu kafa karışıklığı içinde elbette çocuklarımızı düşünüp, onlar için endişeleniyor ve üzülüyoruz. Artık çocuklarımız için bir ev, bir banka hesabı hazırlama ve böylece hayat güvencesinin var olduğunu varsayıp içimizi rahatlatma devri bitti maalesef… Bugün yatırım yapılacak en önemli şey, çocuklarımızın “ruhsal dayanıklılığı” olmalı.
● Değişimlere ayak uydurabilmek,
● Kendi başının çaresine bakabilmek,
● Değişimlerde ve yeniliklerde esneyebilmek,
● Daha önce hiç deneyimlemediği stres verici bir durumun içinden çıkabilmek, için tüm kaynaklarını kullanabilmek,
● Her durumda içinde, bazen parlak bazen soluk da olsa, bir umut ışığını yanık tutabilmek,
● Yakın ve iyi ilişkiler kurabilmek,
● Yalnızken de hoş vakit geçirebilmek,
● Bir başkasına, bir hayvana, bir bitkiye ve gezegene karşılıksız verebilmek,
● Başarısızlıkla başa çıkabilmek,
● Eğlenmek,
İşte tüm bunlar ”ruhsal dayanıklılığı” olan bireylerin bazı özellikleri olarak tanımlanabilir. Çocuğunuzun yaşadığı kaygıyla nasıl başa çıkabileceği konusunda da bazı pratikleri öğretmeniz onun ruhsal dayanıklılığını artırma anlamında oldukça faydalıdır. Anda kalabilmek geçmişe ya da geleceğe odaklı düşünce ve kaygılarını azaltmaya yardımcı olacaktır. Özellikle bugünlerde iç sesimizi dinlemek için biraz “dur”maktan ve anda kalmaktan başka çaremiz yok. Şimdi dünya penceresinden kendi içimize bakma fırsatı önümüzde duruyor. Bu fırsatı nasıl değerlendireceğimize kendimiz karar vereceğiz. Kendi içimize dönmeyi ve anda kalabilmeyi sizin ve çocuklarınızın evde yapabileceği birkaç basit birkaç egzersizle deneyimleyebilirsiniz.
● Nefes egzersizleri yapmak:
-- 5 adım atarken derin nefes alıp, 5 adım atarken nefesini tutup, 5 adımda nefesini yavaş yavaş vermek
-- Sessiz, sakin bir yerde oturup nefes alış verişine odaklanmak
● Egzersiz yapmak
● Rahatlatıcı müzik dinlemek
● Rahatlatıcı kokular koklamak (Vanilyalı tütsü, çiçek gibi)
● Tüm vücudu önce kasıp sonra gevşetmek gibi zihin ve beden pratikleri anda kalarak yoğun olarak hissedilen kaygılarla baş edebilmeyi daha mümkün kılar.
Bugünden itibaren sizleri, çocuklarınız için planladığınız yatırımların içeriğini ve hedefini yeniden tanımlamaya davet ediyorum. Unutmayın ki, ruhsal olarak daha güçlü çocuklar, sevgi kadar eğlencenin de bol olduğu evlerde yetişebilirler.
Umut ise iyileşmenin ön koşuludur. Yeterince yüksek tutulabildiğinde umut, ebeveynlerin gözünden çocuğa akan ve onun içini sarıp sarmalayan bir kaynağa dönüşür. Lütfen umut ve eğlenceyi evinizden eksik etmeyin. Her şeyin daha iyi olacağını umut etmek ve bazen sadece eğlenmek için bir arada olabilmek iyileştirici ve güçlendiricidir.
Daha iyi ve sağlıklı günlerde buluşmak üzere.
Başarılı bir şekilde güncellendi
Başarılı bir şekilde silindi
İşleminiz gerçekleştirilirken hata oluştu.