Yazılar

Çocuklara Yüzme Eğitimi

Yaz aylarının gelmesiyle ve pandeminin yavaş yavaş etkisinin azalmasıyla birlikte aileler kendilerini yazlık bölgelere atmaya başladı. Peki, tatile gittiğinizde henüz yüzmeyi öğrenmemiş çocuklarınıza yüzmeyi nasıl öğretebilirsiniz? Çocuklarınızın yüzmeyi öğrenmesi neden önemli? Yüzmenin ne gibi faydaları var? Bu yazımızda sizlere farklı yüzme kurslarından öğrendiğimiz yüzme öğretme taktiklerini paylaşacağız.

Çocuklar Neden Yüzmeli?

Yüzmenin faydaları                Yüzmenin çocuklar için faydaları

 

Prof. Dr. Mehmet Binnet yüzmenin çocuklar için hem ruhsal hem fiziksel açıdan geliştirici ve önemli bir spor olduğunu açıkladı. Yüzmenin tüm kasları çalıştırıyor oluşu bedensel gelişime ve güçlenmeye katkı sağlıyor. Binnet aynı zamanda bedensel sağlığın zihin sağlığına etki ettiğini, ek olarak da çocuğun özgüvenini arttırdığını açıkladı. Yüzmek;

  • Zihnin gelişmesine ve güçlü kalmasına yardımcı oluyor.
  • Kalp hastalıkları riskini azaltıyor.
  • Kas ve kemik gelişimini güçlendiriyor ve hızlandırıyor.
  • Sağlıklı bir vücut sağlıyor, obeziteyi önlüyor.
  • Denge sağlamasını öğreterek motor becerilerini güçlendiriyor.

 

Yüzmek için hangi malzemelere ihtiyaç vardır?

yüzmek için gerekli malzemeler

 

Yaşı ne olursa olsun, kendi imkanlarıyla da öğrense, bir kursa da gitse çocukların yüzmek için belirli nesnelere ihtiyacı vardır. Bu nesneleri şu şekilde sıralayabiliriz;

  • Yüzebilmesi için mayo bikini veya şort.
  • Özellikle havuzda yüzüyorsa çoğunlukla bone zorunluluğu vardır.
  • Terlik ve kurulanabilmesi için havlu.
  • Yüzücü gözlüğü, gözlerinin acımaması ve suyun altında rahatlıkla açabilmesi için gereklidir.
  • Kulak tıkacı, özellikle kulakları hassas olan çocuklar için su kaçmasını engellemek adına önemlidir.
  • Yüzücü tahtası, el paleti gibi yeni öğrenirken suyun üstünde durmasını sağlayacak nesneler. Eğer ki bir kurs ile anlaşıldıysa, bu malzemeleri onlar temin edecektir.

Kick board nedir?

yüzme tahtası (kick board)

Kick board, Türkçe tabiriyle yüzme tahtası yüzmeyi yeni öğrenen kişilere yardımcı olmak adına tasarlanmış bir malzemedir. Suyun üstünde kalmayı öğrenmek için öncelikli olarak yüzme tahtasına tutunarak pratik yaptırılır.

 

Yüzmeye en erken kaç yaşında başlanır?

Bu sorunun cevabı değişiklik gösterse de birçok uzman 3 ve 4 yaşındaki çocukların güvenli bir şekilde havuzda eğitim almasında bir sakınca görmemektedir. 3 yaşından küçük bebekler içinde yüzme kursları mevcuttur fakat en verimli yaş 3 ve 4 yaş olarak belirlenmiştir.

 

Yüzme eğitiminde dikkat edilmesi gerekenler

yüzme eğitiminde dikkat edilmesi gerekenler

  • Öncelikle çocuğunuzun suya karşı bir korkusu olup olmadığını anlamalısınız. Eğer varsa, onu daha da korkutup kaçırmamak adına anlayışlı bir şekilde ona güven vermelisiniz.
  • Çocuğunuzun temel becerileri öğrenebildiğinden emin olun, her çocuğun öğrenme ve gelişme yaşı farklı olabilir.
  • İlk olarak köpekleme yüzme yöntemi ile suyun üstünde kalmayı öğrenmesini sağlayabilirsiniz. Bu yöntem onun için hem eğlenceli hem de güvenli olacaktır.
  • Yüzme tahtası veya havuz kenarlarını kullanarak ayaklarını nasıl çırpası gerektiğini öğretip, pratik yapmasını sağlayabilirsiniz.
  • Doğru nefes alıp verme taktiklerini iyi öğrendiğinden emin olamaya çalışın. Suyun altında panikle nefes almaya çalışmaması gerektiğini anladığından emin olun.
  • Suyun üzerinde durmayı, doğru nefes alıp vermeyi öğrendiğinden emin olduğunuzda kulaç atmayı öğretebilirsiniz. Bunun için yüzme tahtasından yardım almanız size de kolaylık sağlayacaktır.
  • Eğer şartlarınız uygunsa, çocuğunuzun stilli yüzmeyi öğrenebilmesi için bir profesyonel ile kurslar aracılığıyla çalışabilirsiniz.

 

Çocuklara yüzme eğitimi nasıl verilir?

çocuk için yüzme eğitimi

Yüzme kursları çoğunlukla yeni başlayan çocuklara yüzme eğitimini üç farklı aşamaya yayarak verirler.

  1. Seviye eğitim
    • Bu seviyede öncelikle çocuğunuzun su ile arasındaki ilişki gözlenir.
    • Tamamen yeni başlayan çocuklar bir arada bulunur.
    • Havuz kenarında ayak çırpma pratikleri yapılır.
    • Nefes egzersizleri ile çocuğun yüzmeye adaptasyonu geliştirilir.
    • Yüzme tahtaları ile havuzun içinde ayak çırpma yoluyla dolaşmaları sağlanır.
    • Seviye eğitim
  2. Seviye eğitim
    • Bu seviyede birinci seviyede öğrenilen ve temeli atılan beceriler geliştirilerek, çocuğun yüzme egzersizleri arttırılır.
    • Yüzme tahtaları ile yapılan egzersizler geliştirilir ve temposu yüzme temposuymuş gibi ilerletilir.
    • Yine yüzme tahtaları kullanılarak fakat bu sefer tek kol ile kulaç tek kol ile tahtaya tutunma şeklinde çalışmalar yaptırılır.
    • Suya doğru atlama, doğru giriş yöntemleri çocuklara gösterilir.
    • Sırt üstü yüzme öğretilir ve sırt üstü yüzerken el ayakların nasıl kullanılacağı gösterilir.
    • Serbest yüzme temelleri atılır.
  3. Seviye eğitim
    • Bu seviyede artık çocuklar yüzmeyi öğrenmiş olurlar, yalnızca serbest yüzme ve sırt üzeri yüzme teknikleri üzerinde durularak doğrusu öğretilir.
    • Suya farklı şekillerde atlama teknikleri çocuklara öğretilir.
    • Serbest ve sırt üstü yüzmenin üstüne kurbağalama veya kelebek gibi farklı yüzme teknikleri bu aşamada çocuklara öğretilmektedir.

Yeni doğan bebekler yüzme bilir mi?

bebekler yüzebilir mi

Yeni doğan bebeklerin yüzme bilip bilmediği çok tartışmalı bir konudur. Uzmanlara göre yeni doğan bebekler anne karnında geçirdikleri 9 ayın ardından suyun altında nefes tutma, doğru nefes alıp verme, yüzme becerilerine içgüdüsel olarak sahiptirler.

Yüzme öğrenmenin yaşı var mı?

Eğer ki çocuğunuz 4 yaşından büyükse endişe etmeyin. Yüzme öğrenmenin yaşı yoktur. Hatta eğer ki henüz sizde yüzme bilmiyorsanız yetişkinlere özel yüzme kurslarına giderek kendinize yeni bir beceri edinebilirsiniz. Lütfen unutmayın ki yüzmenin hem bedene hem de zihne büyük katkıları var!

 

0-2 Yaş Anne Baba Semineri, Ocak 2020

Çocuklar İçin Kuşkonmazlı Yemek Tarifleri

Çocuğunuz sebzeleri gördüğünde yemek masasında ağlamaya başlıyor olabilir. Merak etmeyin bu konuda yalnız değilsiniz. Çünkü çoğu çocuk meyveleri tatlı aromaları sayesinde keyifle tüketirken söz konusu sebzeler olduğunda daha çekimser davranıyor. Bu durumun en önemli nedenlerinden biri; çocuğunuza sebzeleri onun seveceği şekilde hazırlamamanız olabilir. Bugün bu yazımızda her çocuğun bayılarak tüketeceği üç ayrı kuşkonmazlı yemek tarifine yer vereceğiz. Ama öncesinde sebze olarak kuşkonmazı seçmemizin başlıca nedeni olan kuşkonmazın faydalarına bir göz atalım.

Kuşkonmazın Faydaları

  • Sebze folik asit bakımından zengin içeriğiyle tüketenlerin kanserden korunmasında etkilidir.
  • Kalorisinin oldukça düşük olması kuşkonmazı diyet yapan kişilerin sıklıkla tükettiği bir besin olarak karşımıza çıkarmaktadır.
  • Kuşkonmazın güçlü bir antioksidan özelliği vardır.
  • Zihinsel gelişim açısından oldukça yararlı besinlerden biridir.
  • İçeriğinde yüksek oranda kalsiyum bulunması kuşkonmazın kemikleri güçlendirmesini sağlar.
  • Özellikle probiyotik bakterilerin gelişimini desteklemesi çocuk gelişimi açısından oldukça önemlidir.
  • Kuşkonmaz göz sağlığı açısından da çok yararlıdır.
  • Çocuklarınıza onların gelişimini desteklemek için yukarıdaki sebeplerden dolayı kuşkonmaz yedirmeyi başarmalısınız. Fakat kabul edelim ki kuşkonmazın çocukların ilgisini çekecek bir görüntüsü olduğunu söylemek pek mümkün değil. Bu nedenle elinizdeki kuşkonmazları öyle bir şekilde sunmalısınız ki çocuğunuzun yemeği ilk gördüğü anda gözleri tatmin olmalı… Gelin, şimdi hep birlikte çocuğunuzun çok sevebileceği kuşkonmaz tariflerine bakalım.

    Çocuklar İçin Kuşkonmazlı Yemekler

    Fırında Parmesanlı Kuşkonmaz

    Bahsedeceğimiz ilk tarifi bir ana yemekten ziyade çocuklarınız için hazırladığınız proteinlerin yanında servis edebileceğimiz lezzetli bir eşlikçi olarak düşünebilirsiniz. Özellikle tavuk ve balıkla çok yakışan Fırında Parmesanlı Kuşkonmazları tabağa özenle yerleştirirseniz ve bir de yanına miniğinize yedirmek istediğiniz lezzetli protein çeşidini de eklerseniz çocuğunuzu daha küçük yaşlarından itibaren tattan anlayan bir gurme olarak yetiştirebilirsiniz. Tarife geçecek olursak;
    Malzemeler

  • 1 bağ kuşkonmaz
  • Yaklaşık 50 gr parmesan peyniri
  • Zeytinyağı
  • Tuz
  • Çocuğunuzun yaşına göre tercihen az miktar karabiber
  • Yapılışı
    Kök kısımlarını aldığınız ve kabuklarını soyduğunuz kuşkonmazları şoklama yöntemiyle pişirin. Sonrasında soğuyan kuşkonmazları zeytinyağı, tuz ve karabiber ile ovarak fırın tepsisine dizin. Üzerine rendelediğiniz parmesan peynirini ekleyerek fırına attığınız kuşkonmazları 220 derece fırında yaklaşık 15-20 dakika pişirerek servise hazır hale getirin.

    Fırında Kuşkonmaz

    Domatesli ve Kuşkonmazlı Pizza

    Çocuğu pizza sevmeyen bir ebeveynle bugüne dek karşılaşmadık. Çünkü pizza rengarenk görüntüsiyle ve hamurun sevilen lezzetlerle buluşmasıyla ortaya çıkan dengeli tadıyla çocukların keyifle yedikleri yiyeceklerden biri… Siz de çocuğunuzun halihazırda sevdiği bu yiyeceğe kuşkonmaz ekleyerek onun bu yararlı sebzeden yararlanmasını sağlayabilirsiniz. Özellikle pizzaya başka sebzelerden de eklerseniz çocuğunuza daha sağlıklı bir ana öğün sunacağınızı vurgulamak isteriz. Kuşkonmazlı ve lezzetli pizzamızın tarifine geçecek olursak;
    Malzemeler
    Hamuru İçin Malzemeler

  • Yarım su bardağı ılık su
  • Yarım su bardağı ılık süt
  • ¾ çay bardağı sıvıyağ
  • 1 tepeleme çay kaşığı kuru maya
  • Arzu ettiğiniz kadar tuz
  • Aldığı kadar un
  • Domates Sosu İçin Malzemeler

  • 2 yemek kaşığı domates rendesi (salça da kullanabilirsiniz ama domates rendesinin daha sağlıklı olduğunu unutmayın)
  • Tuz
  • Kekik
  • Kıvam alması için göz kararı su
  • Üzeri İçin Malzemeler

  • Küp küp doğranmış domates (domatesleri tuzlamalısınızI)
  • Rendelenmiş kaşar ya da mozarella peyniri
  • Temizlenmiş kuşkonmazlar
  • Yapılışı

    Su, süt ve yağı karıştırdıktan sonra üzerine kuru mayayı da ekleyerek homojen bir karışım elde edin. Sonra azar azar unu ekleyerek yoğurun, hamurunuza tuzu da ekleyin. Ardından hamuru 1 saat beklemeye alın. Sos için gerekli tüm malzemeleri karıştırarak domates sosunuzu hazır edin. Yaklaşık iki katına ulaşan hamurunuzu aldıktan sonra pizza tabanı yapın. Tabanı sosladıktan sonra domates ve peynirleri tabana yayın. Kuşkonmazları üzerine ekledikten sonra onların üzerini de bir kez daha seçtiğiniz peynirle kaplayın. Hazır ettiğiniz pizzanızı 180 derecede yaklaşık 30 dakika pişirerek servis edin.

    Kuşkonmazlı Pizza

    Kuşkonmaz Çorbası

    Çorba, çocukların ilk tanıştıkları yemeklerden biridir. Yani çocuklar çorbalara çok uzun yıllardan beri alışkındır. Siz de miniklerin bu alışkanlıklarını bir fırsata çevirip kuşkonmazlı çorba pişirerek onların bu lezzetli ve sağlıklı sebzeyi afiyetle yemelerini sağlayabilirsiniz. Lezzetiyle yiyen minikleri hayran bırakacak çorbamızın tarifine gelecek olursak;

    Malzemeler

    • 1 demet kuşkonmaz
    • 3 yemek kaşığı tereyağı
    • 1,5 yemek kaşığı un
    • 5 su bardağı et suyu
    • 1 su bardağı süt
    • 1 çay kaşığı kaya tuzu

    Yapılışı
    Bu lezzetli çorbayı hazırlamak için önce kuşkonmazlarınızı temizleyerek minik minik kıyın. Sonrasında da erittiğiniz tereyağında kıydığınız kuşkonmazları soteleyin. Kuşkonmazların sotelenmesinin ardından karışıma unu ekleyin.  Kıvam alan karışıma suyu ve sütü azar azar ekledikten sonra baharatları da katın. 15 dakika daha pişirerek altını kapayın.
    Not: Çorbayı çocuğunuza içereceğiniz için isterseniz blenderdan da geçirebilirsiniz.

    Kuşkonmaz Çorbası


    Miniklere kuşkonmazı sevdirebileceğiniz lezzetli tarifler böyle… Aynı zamanda başka sebzeleri de sevdirebileceğiniz tariflerimizi okumak isterseniz size “ Çocuğunuza Sebzeleri Sevdireceğiniz 5 Tarif” yazımızı da öneririz. 

    Bilinçle Yönetilen Hastalık: TİP1 DİYABET

    Tip1 Diyabetli Kızımızla Öykümüz

    Merhaba, ben Rina, 43 yaşındayım; 13 yaşında Tip1 diyabetli bir çocuk annesiyim.
    Bir süredir yazıyorum; hikayemizi, deneyimlerimizi yazıyor hem kendime hem de yeni teşhis almış diyabetli çocuk annelerine yeni bir pencere açmaya çalışıyorum.

    Tip1 Diyabet Tanısı

    Kızımız Nitsa 2 yaşındayken aldı Tip1 diyabet teşhisini. O günden beri hayatımızın bir parçası olarak bizimle beraber nazlı arkadaşımız…işte hikayemizin başlangıcı….
    20 Temmuz 2008 Pazar günü…. Kızımız Nitsa henüz 2 yaşını yeni doldurmuştu…. Nitsa’ya diyabet teşhisi koyulduğu o gün, benim, eşimin, tüm aile fertlerinin ve en çok da Nitsa’nın tüm hayatı birdenbire değişiverdi…. Amerikan Hastanesinin acil servisinde, ufak tefek kara gözlü doktor hanımın sesi hala kulağımdadır…. Kızımızın kan şekerinin 536 ölçüldüğü, Tip 1 diyabet olduğu ve ömür boyu insülin iğneleri ile yaşaması gerektiğini söylemesi, işte o anı asla unutmadım…
    Aradan koskoca 11 yıl geçti. Ne mi oldu, çok şey…Hayır artık o kadar karamsar değilim.

    Çocuklarda Diyabet

    “Diyabet” denildiğinde ben de herkes gibi bunu yaşlılarda olan nam-ı değer “şeker hastalığı” sanırdım… Biz diyabet yakınları ve diyabetliler “şeker hastalığı” lafından hiç hoşlanmayız. Diyabet bizim için artık bir hastalık değil, birlikte yaşamasını öğrendiğimiz bir arkadaş gibidir. Ben de, Diyabet hastalığının 2 türü olduğunu ve çocukluk çağında da Tip 1 olarak ortaya çıkabileceğini işte o gün öğrendim…
    Tıpkı diğer aileler gibi bizim de dünyamız karadı…”Neden biz ?” diye kendimize sorup dururken, bir yandan da var gücümüzle yeni duruma adapte olmaya çalışıyorduk. Yaklaşık 10 günlük hastane tedavisi ardından, insülinlerimiz, glukometremiz ve Tip1 diyabetimizle baş başaydık.

    Tip1 Diyabet ile Yaşamak

    Yıllardır çalışan bir kadın olarak öncelikle işime ara verdim. Ne mi hissettim? Berbat…İlk aylar biraz isyan, biraz karamsarlık, çokça da kendimi dış dünyaya kapatmakla geçti. Çok sevdiğim dostlarımın telefonlarını açamaz oldum. Kimseyle konuşamaz derdimi anlatamaz oldum…Kimsenin beni anlayamayacağını düşündüm, umutsuzdum. Beni en çok yaralayan ise bize her yerde acıyarak bakan gözlerdi…
    Ah ne yazık, daha çok küçük, vah vah vah… işte bu cümleleri duymamak için kendimi dış dünyaya kapattım…
    Sonra biraz sosyal medya biraz da o dönemde bize çok emeği geçen sevgili diyetisyenimiz ve sevgili doktorlarımız sayesinde, aslında yalnız olmadığımızı bizimki gibi yüzlerce, hatta dünyada binlerce Diyabetli çocuk olduğunun farkına vardım. Bu ruh halimin ne bana ne de sevgili yavruma bir faydası yoktu. Toparlanman lazım dedim kendi kendime…
    Karbonhidrat sayımı ve insülin uygulamalarını biraz yoluna koyduktan sonra Nitsa ile gündüzleri ilgilenecek birini bulmakla işe başladık. Bir süre sonra da işime geri döndüm. Bu noktadan sonra sanki hayatımız normalleşmeye başladı. Bu süreçte ailemizin, özellikle büyükannelerin ve sevgili dostlarımızın rolü büyüktür. Tabii diyabet teşhisinden tam 4 yıl sonra gelen evimizin neşesi oğlumuz afacan Ronen’i de unutmamak gerekir….

    Rina çocukları Nitsa ve Ronen ile birlikte


    İnsülin dozları, karbonhidrat sayımları derken, fark ettiğimiz en önemli şey diyabette sürekli öğrenmemiz, kendimizi geliştirmemiz gerektiği oldu. Kızımız çok küçüktü… biz okuyacak, , öğrenecek ve kızımıza faydalı olacaktık….

    Tip1 Diyabette Bilinçli Aile Olmanın Önemi

    İşte bu yüzden eğitimin özellikle de ailelerin eğitilip bilinçlendirilmesinin çok önemli olduğuna inanıyorum. Unutmayalım ne kadar çok bilgi edinirsek, çocuklarımıza o kadar faydalı oluruz…diyabeti yok edemesek de iyi yöneterek onu yenebiliriz….
    Günlük rutinimizde açlık ve tokluk kan şekeri ölçme, yediği öğünlerden sonra karbonhidratlarını sayarak insülin dozu uygulama artık son derece sıradanlaştı. Nitsa’cık bu işi o kadar normal kabul ediyordu ki, 3 yaşındayken bana “Anne senin pıtın nerde” diye sorardı….
    Pıt, kan şekeri ölçümü için aramızda kullandığımız özel bir şifre

    Diyabet Anneleri


    Biz diyabet anneleri sanki 7/24 çalışan yapay pankreas gibiyizdir. Her an tetikte, her an gözümüz telefonda…..24 saat mesai yapan bir hemşire gibiyiz biz…..Her gece saat 3te çalan alarmımız, ya da biyolojik saatimiz vardır…Bazen karbonhidrat hesabını araba kullanırken bile yapabilen bir hesap makinesi oluruz, bazen besin değerlerini ezbere bilen karbonhidrat cetveliyizdir.

    Hepimizde bir dijital tartı hassasiyetinde göz kararı vardır…Biz diyabet anneleri belki de özel bir donanımla geliyoruz bu dünyaya, yavrumuzu koruma içgüdüsüyle her şeye yetiyoruz, ya da yetmeye çalışıyoruz…
    Biz diyabeti yenenlerdeniz. Nitsa bugün 13 yaşında, o çok bilinçli, kendini bilen, kendi diyabetini şimdiden yönetebilen bir genç kız.
    Tabaklarca pasta yememesi haricinde diğer arkadaşlarından bir farkı olmadığını görüyor ve mutlulukla izliyorum. Hani soruyorlar ya bazen “çikolata yiyebiliyor mu! yazııık” evet yiyor meraklanmasın kimse.
    Aktivite, oyun, spor, dans…diyabet bunların hiçbirine engel değil. Yeter ki doğru yönetelim, yeter ki bilinçli olalım. Yeter ki dışarı çıktığımızda insanlar bize acıyarak bakmasın, bizi umutsuzluğa sürüklemesin…

    Rina DARSA
    diyabetliannesi blog yazarı

    Çocuklara Kışlık Ayakkabı Alırken Nelere Dikkat Edilmelidir?

    İndirim denince bile mutlu olanlar… Bu yazıyı sizler için hazırladık. Malum kış bitmek üzere… Mağazalar birer birer sezon sonu indirimi yapıyorlar. Siz de bu indirimde çocuğunuza kışlık bot ya da kışlık spor ayakkabı alacaksanız; nasıl bir ayakkabı seçmeniz gerektiğine bu yazımızı okumadan karar vermeyin! Ayrıca yine bu yazımız aracılığıyla çocuk gelişimi açısından ayakkabı seçiminin önemine dair fikir sahibi de olabilirsiniz.

    Ayakkabı Seçiminin Çocuk Gelişimi Açısından Önemi


    Çocuk yetiştirmek dünyadaki en meşakkatli işlerden biridir. Çünkü çocuklar çok hassas varlıklardır. Yetişkin biri için çok önem arz etmeyecek bir durum, bir çocuğun gelişiminde kalıcı hasar bırakabilir. Bu yüzden ebeveynler çocukları için detaylıca düşünerek alışveriş yapmalıdır. Çünkü çocuk için alınan yanlış bir şey, onun sağlığında oluşacak bir sorunu beraberinde getirebilir.
    Bir ebeveynin çocuğuyla ilgili en heyecanlı anlarından biri de; çocuğunun ilk kez yürüdüğünü gözlemlediği o andır. Bu andan sonra sıra ebeveynin çocuğu için ilk ayakkabı seçimine gelir. Bebeklerine ilk kez ayakkabı alacak ebeveynler, çocukları için aldıkları yanlış bir ayakkabının onun yürüyüşünde, dengede durmasında ve ayağının şeklinin bozulmasında etkili olacağını bilmeli ve sonrasında da her seçimde bu bilinçle hareket etmelidir. Çünkü yanlış seçilen bir ayakkabı çocukta ayak şekil bozukluğu yaratarak onun gelişimini etkileyebilir. Ayrıca rahatsız ayakkabılar çocuğunuzu huzursuz edebilir bu da çocuğunuzda mizaç değişikliği yaratabilir.

    Çocuklar İçin Ayakkabı Seçimi Yaparken Nelere Dikkat Edilmelidir?

    Çocuklar için doğru ayakkabı seçmenin çok önemli olduğunu yazımızın girişinde belirttik. Şimdi de çocuğunuz için uygun ayakkabı seçme yolculuğunda dikkat etmeniz gereken şeylerden bahsedeceğiz. Bunlar;
    • Dikkat etmeniz gereken şeylerden biri; ayakkabının çocuğunuzun ayak yapısıyla ne kadar uyumlu olduğudur. Bu konuda çocuğunuzun gelişimini takip ettiğiniz doktorunuzdan fikir alarak en doğru tercihi yapabilirsiniz. Örneğin çocuğunuzun ayakları genişse ona dar burunlu bir ayakkabı almak çocuğunuzun ayak sağlığı açısından büyük bir hata olacaktır.
    • Ayrıca alacağınız ayakkabının tabanının ne kadar rahat olduğunu da gözlemlemelisiniz. Doğru tabanlı bir ayakkabı almak; çocuğunuzun ayaklarını iyi hissetmesini ve özgürce hareket edebilmesini beraberinde getirir. Bu durum da çocuğunuzun arkadaşlarıyla birlikte rol alacağı çocuk aktivitelerine katılımı açısından oldukça işlevseldir.
    • Ayakkabının yapıldığı kumaşın doğru olup olmadığı da üstüne eğilmeniz gereken bir diğer noktadır. Yanlış kumaşla üretilmiş ayakkabıları giyen çocukların ayakları çok da rahat etmeyeceği için bu durum çocuğunuzu huzursuz edecektir.
    • Çocuğunuza ayakkabı alırken dikkat etmeniz gereken bir diğer nokta da; çocuğunuzun hangi ayakkabıyı beğendiğini dikkate almak olacaktır. Çünkü bu durum çocuğunuzun aldığınız ayakkabıyı daha çok sevmesini sağlayacaktır. Ayrıca yine bu durum onun fikirlerine değer verdiğinizi gösterdiği için çocuğunuzun karakterinin gelişiminde önemli bir rol oynayacaktır.
    • Ayrıca aldığınız ayakkabının mevsime uygun olup olmadığına da özen göstermelisiniz. Yazın çok kalın kumaştan ayakkabılar giyen çocukların ayakları fazla terleyeceği gibi kışın ince kumaştan ayakkabı giyen çocukların da hasta olma riski artacaktır.

    Mevsime Göre Ayakkabı Seçimi
    Şu an kış mevsiminin bitmesine az kaldığının ve markaların da sezon sonu indirimlerini yapmaya başladıklarının farkındayız. Yazının bu kısmında sezon sonu indirimi değerlendirerek çocuklarına kışlık ayakkabı almak isteyenlerin seçim yaparken dikkat etmesi gerekenleri açıklayacağız.

    Çocuğunuz İçin Kışlık Ayakkabı Seçerken Dikkat Edilmesi Gerekenler


    • Öncelikli olarak dikkat etmeniz gereken şey; çocuğunuza ayakkabıyı bu yıl kışın son günlerinde giydirmek için mi aldığınıza yoksa seneye giydirmek için mi aldığınıza karar vermenizdir. Bu karara vardıktan sonra da; çocukların ayaklarının çabuk büyüdüğünün farkındalığıyla bir seçim yapmalısınız. Eğer seneye için alıyorsanız çocuğunuza dair yaptığınız gözlemlere göre bir karara varmalısınız.
    • Markalar, tasarımlarındaki her modele indirim yapmamış olabilirler. Bu nedenle indirime girmiş modeller arasından bir seçim yapacaksanız; ayakkabıları iyice incelemelisiniz. Özellikle de tabanlarına dikkatle bakmalısınız. Çünkü unutmayın ki; kışın buzlu yollarda kayma olasılığı çok yüksektir. Bu nedenle de çocuğunuz için kayma ihtimalini minimize edecek doğru modeli bulmak için çaba harcamalısınız.
    • Kışlık ayakkabılar ve botlar kalın kumaştan yapıldığı için daha kabadır. Bu nedenle de seçilen yanlış bir ayakkabı çocuğunuzun hareket yeteneğini kısıtlayabilir. Çocuğunuz için kışlık ayakkabı seçerken; onun sosyalleşme ve özgürce hareket etme ihtiyaçlarının farkındalığıyla hareket edin. Çok ağır botlar seçerek onun özgürlüklerini kısıtlamayın.
    • İndirimdeyken bile bütçenizi aşan bir ayakkabı beğenmiş olabilirsiniz. Fakat çocuğunuz sizin en büyük hassasiyetiniz olduğu için bu ayakkabıyı büyük alarak birkaç sene giymesiyle bu masrafı daha akıllıca bir hale getirmek de isteyebilirsiniz. Böyle bir durumla baş başa kalırsanız; lütfen o ayakkabıyı almayın! Çünkü büyük ayakkabılar çocukların ayak sağlıkları açısından oldukça zararlıdır ve çocuğunuzun ayaklarında kusur yaratabilir.

    Çocuğunuzun yeni bir okul ayakkabısına ihtiyacı varsa Çocuğunuz İçin En Doğru Okul Ayakkabısı Seçimi” yazımızı da okumanızı öneririz.

    Pazar Sabahı Kahvaltılarınız İçin Hazırlayabileceğiniz Sağlıklı Tarifler

    AİLENİZ İÇİN HAZIRLAYABİLECEĞİNİZ PRATİK VE SAĞLIKLI KAHVALTILIK TARİFLERİ

    Pazar kahvaltıları, ailenizle birlikte geçireceğiniz keyifli günün en lezzetli yoludur. Sizin için günün en önemli öğünü olan kahvaltıyı daha keyifli ve sağlıklı hale getirebileceğiniz iki tarifimiz var. Aynı zamanda sizlere verdiğimiz bu sağlıklı tarifleri çocuklarınızın okuldan sonra atıştırması için de yapabilirsiniz. En tatlı sabahlar, kahvaltıyla başlar. Şimdiden afiyet olsun.

    TARİF 1 BANANA PANCAKE

    Okul Sonrası Hazırlanacak Sağlıklı Yiyecekler

    Malzemeler

    1 muz
    2 yumurta
    ½ su bardağı yulaf (125 ml)
    1 tatlı kaşığı zeytinyağı

    Hazırlanışı:

    • Zeytinyağı hariç diğer tüm malzemeleri robottan geçirin.

    • Tavanın üzerine bir tatlı kaşığı zeytinyağı dökün.

    • Karışımın her iki tarafını tavada pişirin.

    • Dilerseniz üzerine fıstık ezmesi sürüp servis edebilirsiniz.

    TARİF 2 – EV YAPIMI FISTIK EZMESİ

    Okul Sonrası Sağlıklı Atıştırmalar

    Malzemeler

    500 g kabuklu yer fıstığı
    2 çorba kaşığı saf damla çikolata

    Hazırlanışı
    • Yer fıstığının kabuklarını soyun.

    • Yer fıstığını robottan sürülebilir kıvama gelene kadar yaklaşık 5 dakika boyunca geçirin.

    • Damla çikolatayı benmari usulü eritin ve karışıma ekleyip karışım homojen kıvama gelene kadar robottan geçirin.

    Klinik ve Sporcu Beslenme Uzmanı

    Raysa Büyükbahar Uzunyol