Yazılar

Koruyucu Aile Nedir? Koruyucu Ailenin Şartları Neler?

Çocuk Gelişim Sürecinde Sağlıklı Aile Yapısının Önemi

Birçok gelişim uzmanı çocuğun içinde yaşadığı ve geliştiği çevresinin kişilik gelişimini ile büyük ölçüde bağlantılı olduğunu savunmaktadır. Sağlanan uygun ve sağlıklı bir aile ortamının çocuk gelişiminin çeşitli bileşenlerinde etkisi büyüktür. Örnek olarak çocuğun sosyal ilişkilerindeki becerileri yani çocuğun dış çevre ile teması ve iletişim becerisi sağlanan güvenli ev ortamı desteği ile gelişir. Çocuk ev ortamını merkez alarak dış dünyaya karşı bir tutum sergiler ve çocuğun sosyal becerileri bu güvenli alan temel alınarak gelişir. Bu alanda pek çok gelişim bileşenine örnekler ile değinmek mümkün ve kısaca bu örnekler de her becerinin ve her mental gelişimin aile esaslı ilerlediği yönündedir. Özetle çocuğun her temel gelişiminin ve erişkin yaşamındaki becerilerinin, zihinsel ve fiziksel sağlının büyüdüğü çevreye ve büyük ölçüde aile ortamına dayandığını söyleyebiliriz.

Koruyucu aile nedir?

Çocukların korunması ve aynı zamanda gelişimlerinin mental, fiziksel ve sosyal açıdan sağlıklı bir şekilde ilerlemesi toplum için çok büyük önem taşımaktadır. Çocukların gelişiminin ve korunmasının toplum sürdürülebilirliği ve devamlılığı için büyük önem taşımasının en büyük nedeni ise bir toplumun geleceğini çocukların oluşturmasıdır. Bu gelecekte sağlıklı ve ufku açık bireylerin yetişmesiyle çağdaş bir toplum yaratmak çocuklarımızın elinde. Bu sebep ile vizyonu geniş ve topluma yararlı bireylerin yetişmesi gelecekteki toplum düzeni için mühimdir. Çocuğun gelişim aşamasında büyüdüğü ortamın ve bulunduğu aile yapısın gelecekteki kişiliğine ve aynı zamanda erişkin yaşamındaki hayatındaki etkisi yapılan araştırmalar ile desteklenmektedir. Çocuğun gelişimi için en uygun ortamı sağlamak sadece ailenin sorumluluğu değil aynı zamanda devletin de sorumluluğudur.

Devletin çocukların korunması ve topluma sağlıklı bireyler yetiştirmek adına sağladığı hizmetlerden biri koruyucu aile bakımıdır. Koruyucu aile belli nedenler dolayısıyla öz ailesinin yanında bakımları sağlanamayan veya bulunduğu ailenin içindeki durumlar kaynaklı o ailenin yanında yaşaması mümkün olmayan çocukların devletin hukuki ve sosyal denetimi altında başka bir aile tarafından bakımının karşılanması ve yetiştirilmesine denir. Gönüllü ailelerin yanında uzun süreli veya kısa süreli bir şekilde bakılması sorumluluğunu üstelenen koruyucu aileler bu süreci gönüllü olarak veya belli bir ücret karşılığı yapabilmektedir.

Koruyucu aile modelleri

Dört çeşit koruyucu aile modeline değinilmiştir. Bunlar Akraba veya Yakın Çevre Koruyucu Aile Modeli, Geçici Koruyucu Aile Modeli, Süreli Koruyucu Aile Modeli ve Uzmanlaşmış̧ Koruyucu Aile Modeli olarak tanımlanmaktadır.

Akraba veya Yakın Çevre Koruyucu Aile Modeli

Bu model kan bağı bulunan akrabaların veya çocuğun çevresinde bulunan ve aynı zamanda çocuğun iletişim içinde olduğu bakıcı, komşu gibi olan bireylerin ve ailelerin sağladığı bakımı içermektedir.

 Geçici Koruyucu Aile Modeli

Bu model çeşitli sebepler ile henüz hakkında hizmet planı olmayan ve kuruluş bakımına yerleştirilmemiş çocuklar için bu konuda eğitim desteği bulunan profesyonel düzeye gelmiş kişi ve ailelerin sağladığı bakımı kapsamaktadır. Bu bakım geçici bir süre için geçerlidir, bu süre en fazla bir ay sürmektedir.

Süreli Koruyucu Aile Modeli

Kalıcı bir ailenin yanına yerleşemeyen ve biyolojik ailesinin yanına kısa süre içinde döndürülme imkanı bulunmayan çocuklar için sağlanan bakımdır.

Uzmanlaşmış̧ Koruyucu Aile Modeli

Özel ihtiyaçları olan çocukla için lisanslı ve eğitim destekli profesyonel düzeye gelmiş kişi ve ailelerin sağladığı bakımdır.

Koruyucu Aile Olmanın Şartları

Hukuk sistemimizde korunmaya muhtaç hale gelmiş çocukların devlet tarafından korunması hakkında kanun bulunmaktadır, 2828 sayılı Kanun içeriğinde çocukların korunması ve sağlıklı bireyler olarak yetişmeleri için olan kurum bakımını ve koruyucu aile bakımını da kapsar. Aile ortamında yetişmesi mümkün olmayan çocuklar için aile ortamına denk bir ortam sağlanması koruyucu aileler ile mümkündür. Devlet denetiminde ilerleyen bu süreçte koruyucu aile olmanın belirli şartları vardır. Bu şartlar:

  • Koruyucu aile olmak için bireyin T.C vatandaşı olup aynı zamanda yaşı 25-65 yaş arasında olmalıdır.
  • Yukarıdaki kriterlere ek olarak kişinin sürekli olarak Türkiye’de ikamet etmesi, en az ilkokul mezunu olması ve düzenli bir gelire sahip olması gerekir.
  • Kişinin koruyucu aile kriterlerine uyduğu sürece medeni hali önem taşımamaktadır. Ancak bekar kişilerin 30 yaşını doldurmuş olmaları gerekir.
  • Çocuğun velayeti halen daha biyolojik ailesindedir bu sebeple çocuğun adı ve soyadı değiştirilemez.
  • Koruyucu ailelerin ev ve sosyal ortamını çocuk yetiştirmek için uygun bir ortam haline getirmesi gerekir.

Koruyucu Aile Olmak İçin Nasıl Başvuru Yapılır ?

koruyucu aile başvurusu

Kriterleri sağlayan tüm bireyler koruyucu aile olmak için ikamet ettiği yerdeki Aile ve Sosyal Politikalar İl Müdürlüğü’ne başvuruda bulunabilir. Başvuru sonrası belirli evraklar toplanır ve tamamlanır. İstenilen belgeler şu şekildedir:

  • TC. kimlik numarası beyanı veya kimlik kartı fotokopisi
  • Vesikalık fotoğraf (Bir adet yeterli olacaktır.)
  • Öğrenim durumunu gösteren belgenin onaylı örneği
  • Adli sicil belgesi
  • İş, gelir ve sosyal güvenlik durumunu gösteren belgenin onaylı örneği
  • Koruyucu aile olmak için başvuran kişinin çocuğu etkileyebilecek fiziksel engeli, ruhsal rahatsızlığı ve bulaşıcı hastalığının olmadığını gösteren doktor raporu (Bu rapor üniversite veya devlet hastanelerinden alınabilmektedir.
  • Ek olarak kişinin medeni hali evli ise tüm belgeler her iki bireyden de istenmektedir. Ayrıca adli sicil belgesi ile doktor raporu aile ile birlikte yaşayan kişiler olduğu takdirde onlardan da talep edilmektedir.

–  Hizmet devam ettiği sürece koruyucu aileye yeni katılan aile bireyleri için iki yılda bir doktor raporu ve      adli sicil belgesi yenilenmelidir.

Koruyucu Aile Olma Sürecinde Bilinmesi Gerekenler

koruyucu aile olma süreci

Çocuk koruyucu ailenin yanında olsa dahi biyolojik ailesi ile görüşme hakkına sahip olup kurum tarafından uygun ortam, zaman zaman aralıklarında kurum uzmanlarının eşliğinde görüşme yapabilirler. Bu görüşme kurum bünyesinden bir sosyal hizmet uzmanı eşliğinde gerçekleştiğinden koruyucu aile ve biyolojik aile bir araya gelmez ve koruyucu aile ile görüşme bilgileri paylaşılmaz.

Hangi durumlarda çocuğun koruyucu aileden alındığına gelirsek değinildiği gibi bu süreç devlet denetiminde ilerlemekte ve bu süreç sosyal hizmet uzmanı tarafından hazırlan sosyal inceleme raporunda ayrıntılı bir biçimde değerlendirilmektedir. Koruyucu ailenin üstlendiği yükümlülükleri yerine getirmediği, koruyucu ailenin istenilen biçimde çocuğa bakmadığı tespit edildiği, koruyucu ailenin herhangi bir nedenle koruyucu aile olmaktan vazgeçtiği veya çocuğun koruyucu aileye yerleşme nedeni ortadan kalktığı durumlarda hazırlanan rapor Koruyucu Aile Komisyonuna bildirilir ve sözleşme iptali gerçekleşerek çocuk aileden geri alınır. Ayrıca bu komisyon koruyucu ailelerin niteliklerini de denetleyip, değerlendirmektedir. Örneğin bu komisyona bağlı sosyal hizmet uzmanı tekrardan rapor ile belli gerekçeler belirttiğinde koruyucu aile statüsü iptal edilebilir, koruyucu aile statüsü iptal edildiğinde ise o aileye bir daha başka bir çocuk için koruyucu aile olma hakkı verilmez.

Evlat edinme ile en büyük farkı koruyucu ailelerin velayeti haklarının olmamasıdır, evlat edinmede ise mahkeme kararı ile çocuğun velayet hakları devredilmektedir. Aynı zamanda koruyucu aile olmak gönüllü aile olmaktan da farklıdır. Gönüllü aileler kuruluşta bakımı sağlanan çocuklar için kurumun uygun bulduğu dönemlerde ailelerin yaptığı ziyaretlerin yanı sıra çocukları haftasonları veya belli özel günlerde evlerinde misafir ettiği aileleri kapsayan bir hizmettir.

Koruyucu Aileye Yapılan Ödemeler

Koruyucu ailenin yanında yaşamaya başlayan çocuğun bakımı, eğitim ve yetiştirilmelerine ilişkin harcamalara karşılık aylık net ödeme yapılır. Bu ödeme çocuğun durumuna yani varsa engellilik durumuna ve yaş durumunu göre değişkenlik göstermektedir. Bu ödemenin yanı sıra çocuğun okul servis ücreti, sınavlara hazırlık kurs ücreti içinde yılda belirlenen bir ödeme sağlanmaktadır. Ayrıca yıllık olarak çocuğun eğitim masrafları karşılığı 3 katı tutarında ödeme yapılmakta ve buna ek olarak yılda 2 kez giyim masraflarını 2 katı tutarında ödeme yapılmaktadır. T.C Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığının resmi internet sitesine göre koruyucu ailelere ödenen ücret (10270) gösterge rakamının memur aylık katsayısı ile çarpımı sonucunda elde edilen rakamın sırasıyla %50’si, %75’i, %80’i, %85’i ve %90’ı alınarak belirlenmektedir. Harçlıklar için ise kuruluş bakımındaki çocuklar için yapılan hesaplama ile belirlenmekte olup memur maaş katsayısı sırasıyla okul öncesi 0-3 yaş 600, İlköğretim 1-4 ve 5-8. sınıfı 900, Lise ve dengi okul 1200 ve Yükseköğrenime devam edenler için 2000 gösterge rakamı ile çarpılarak bulunan miktar kadar ödeme yapılmaktadır. Örneğin 0-3 yaş için aylık ücret 923,26₺ olup 4-5 yaş için 1.384,89₺’dir

 

 

 

Bu yazı Serra Şenol tarafından yazılmıştır.

Bebek Maması

Bebek mamaları genel olarak anne sütüne benzetilmeye çalışılmıştır. İçeriğinde inek sütü tozu bulunsa da bu sütün zararlarına sahip değildir. İnek sütüne göre sindirimi kolay olmakla birlikte, minerallerin daha kolay emilmesini sağlar. Bunlara ek olarak, alerjik durumlar göz önüne alındığında bebek mamaları ile inek sütünü karşılaştırdığımız zaman ise bebek mamalarındaki alerji riskinin daha düşük olduğunu görmekteyiz. Bebek mamaları genel olarak altıncı aydan sonra kullanılır. Ancak bebekler doğumdan sonra anne sütüne ek ya da tamamen bebek mamasıyla beslenebilirler. Eğer anne sütü vermenizde herhangi bir problem yok ve sütünüzün besleme durumu yeterli ise ilk 6 ay anne sütünde ısrarcı olmanızı tavsiye ederiz. Doktorunuzun önerisi ile mama kullanacak iseniz, bebeğinizin durumuna en uygun mamayı doktorunuzun önerisi ile seçmenizi tavsiye ederiz.  Bebeğinize altıncı aydan itibaren iki yaşına kadar anne sütüyle birlikte normal gıdaya geçişlerde ek gıda olarak bebek mamaları kullanabilirsiniz.

Piyasada birçok bebek maması çeşidi bulunmaktadır ve sizlerin de mama seçerken dikkat etmeniz gereken şeyler vardır. Seçeceğiniz mama sağlık bakanlığından onaylı olmalı, içeriğinde tatlandırıcı, renklendirici vs. olamamalı, bebeğinizi beslemesi için yeterli besin içeriklerine sahip olmalı, bebeğin sindirim sistemini zorlamamalı ve kolay sindirilebilir olmalı, kutusu düzgün, açılmamış ve teneke kutu ise pas olmamalı, son kullanma tarihi geçmiş olmamalı ve tatbikîde anne sütüne yakın olmalıdır. Bu kriterlere baktıktan sonra bebek mamalarının çeşitlerini görmekteyiz.

Biberon Maması

Biberon mamalarından, devam sütlerinin çeşitlerinden başlayacak olursak İlk olarak Yeni doğanlar için olan mamalar anne sütüne benzetilmiş mamalardır. İkinci olarak ise gazlı bebekler için olan mamalar vardır ve bu mamalarda proteinler daha küçük halde bulunmakta ve prebiyotik lifler içermektedir. Üçüncü olarak ise protein hidrolizatlı mamalar bulabilirsiniz. Bu mamalar bebeğinizin inek sütüne alerjisi varsa kullanabileceğiniz mamalardır. Bunun dışında prematüre bebekler, ishal / laktoz inteloransı ve reflüsü olan bebekler için de çeşitli mamalar bulunmaktadır.

Devam sütlerinin anne sütüne yakın olması için içeriklerinde bulundurmaları gereken maddeler şu şekilde olmalıdır;

  • Uzun zincirli pufa, bebeğinizin bağışıklık sistemini desteklemekle beraber beyin ve göz gelişiminde etkilere sahiptir.
  • Prebiyotik lifler ve prosbiyotikler, bebeğinizin kakasını yumuşatır, bağırsaklarındaki yararlı bakterileri besler ve bağışıklık sistemini destekler ve bu şekilde hastalıklara sebep olan bakterilerin çoğalmasını engeller.
  • Taurin, her mamada yer almayan bu madde, anne sütünde bulunur ve yeni doğan bebekler bu maddeyi üretemezler.
  • Nükleotit, bilgi depolama ve aktarımında kullanılır.

Devam Sütleri

APTAMIL 1

aptamil devam sütü

İçeriğindeki patentli prebiyotik lif karışımı ve postbiyotikler bağışıklık sistemini destekler. Bu patentli karışım sayesinde Aptamil anne sütüne en çok benzeyen mama denilebilir. Bunlara ek olarak omega-3, omega-6, uzun zincirli PUFA, taurin, nükleotit, vitamin ve mineraller bulunur. Aptamil Avrupa Birliği Regülasyonu’nun onayladığı tek prebiyotik karışımdır. İçeriğinde şeker bulunmaz.

Ürünlerin fiyatları ağırlıklarına göre 60 tl’den başlayıp 150 tl’ye kadar çıkmaktadır.

Her 30 ml suya bir dolu ölçek toz formül eklenerek hazırlanır.

APTAMIL PROSYNEO

APTAMIL PROSYNEO

Aptamil Prosyneo içeriğindeki proteinler küçültülmüş yapıdadır. Anne sütünde bulunan probiyotik çeşidi olan bifidobakterium breve M16-V içerir.  Bu karışım bebeğin daha rahat sindirim yapmasına yardımcı olur ve alerji riski olan, gazlı ve kabızlık sorunu yaşayan bebeklere önerilebilir. Ayrıca bağışıklık destekleyici özelliği nedeniyle özellikle sezaryen doğumlarda ve antibiyotik kullanımı ve alerjik bünyeli bebeklerde önerilir. Ayrıca tadı anne sütüne en yakın mamalardan biridir. İlave şeker içermemektedir.

Bu ürün 350 gr olarak bulunmakta ve fiyatı 120 ile 180 TL arasında değişmektedir.

Her 30 ml suya bir dolu ölçek toz formül eklenerek hazırlanır.

APTAMIL CONFORMIL

Aptamil Conformil

Aptamil Conformil mama ise diğerlerinden farklı olarak çok yoğun gaz sancısı olan ve kolik problemi olan bebeklere önerilmektedir. İçeriğinde balık yağı, prebiyotik lif, taurin ve nükleotit vardır. Şeker içermemektedir.

Bu ürün 300 gr olarak bulunmakta ve fiyatı 75 ile 90 TL arasında değişmektedir.

Her 30 ml suya bir dolu ölçek toz formül eklenerek hazırlanır.

BEBELAC VE BEBELAC GOLD

BEBELAC VE BEBELAC GOLD

Anne sütüne en yakın diğer marka ise bebelac 1. İçeriğinde demir, omega-3, omega-6, protein, kalsiyum, folik asit, vitamin, mineral,  prebiyotik lif, balık yağı, nükleotit ve taurin bulunur.İçeriğinde bulunan demir ve B12 bebeğin bilişsel gelişimini desteklemektedir. Bu formül yeni doğan için hazırlanmıştır. Diğer bir çeşit olan bebelac gold 1 ise fermante edilmiş besinlere sahiptir. Fermantasyon sayesinde bebeğin bağırsak gelişimini destekler. İçeriğinde şeker bulunmamakta ve karbonhidratını laktozdan almaktadır.

Ürünlerin fiyatları ağırlıklarına göre 60 TL’den başlayıp 130 TL’ye kadar çıkmaktadır.

Her 30 ml suya bir dolu ölçek toz formül eklenerek hazırlanır.

 

HİPP

HIPP devam sütü

HİPP Organik Combiotic Bebek Sütü 1 Bu mama tamamen organik sütten üretilmektedir. İçeriğinde ilave şeker bulunmamakta, karbonhidrat olarak laktoz içermekte ve glütensizdir. İçeriğinde bulunan uzun zincirli yağ asitleri sindirim sıkıntısı çeken bebekler için uygundur.

İyot, K,E, C, B2 ve Biotin vitamini kaynağıdır.

Ürünlerin fiyatları ağırlıklarına göre 95 TL’den başlayıp 200 TL’ye kadar çıkmaktadır.

Her 30 ml suya bir dolu ölçek toz formül eklenerek hazırlanır.

SMA

SMA Optipro 1 hem anne sütü hemde mama içen bebekler için üretilmektedir. Mamadaki protein teknoloji sayesinde bebeğinize uygun miktarda ve kalitede bir beslenme sunmakta. Anne sütüne çok yakın olan seçeneklerden biri olmasıyla birlikte içeriğinde uzun zincirli PUFA eklemesi vardır. Gluten içermez ve süt, soya ve balık yağı içerir. Bu sebeple alerjisi olan bebekler için önerilmemektedir. Ancak bu karışım prebiyotik içermemektedir bu sebeple kabızlık yaşayan bebeklere önerilmemektedir.

SMA Comfort ise hiç anne sütü almayan bebekler için uygundur.

A, D, E, K, C, B1, B2 ve B12 kaynağıdır.

Ürünlerin fiyatları ağırlıklarına göre 85 TL’den başayıp 185 TL’ye kadar çıkmaktadır.

Her 30 ml suya bir dolu ölçek toz formül eklenerek hazırlanır.

HUMANA

 

HUMANA devam sutu

 

Omega-3, omega-6, galakto-oligosakkarit ve nükleotit ilavelidir. Karbonhidratı ise laktozdan almaktadır.  DHA, demir ve omega 3 içererek bebeklerin zihinsel gelişimlerine katkı sağlamaktadır.

Bu ürün 800 gr paketlerle satılmaktadır ve ürünün fiyatı 110 TL.

Her 30 ml suya bir dolu ölçek toz formül eklenerek hazırlanır.

 

SİMİLAC 1

similac devam sütü

Eğer anne sütü ile beslenme mümkün değil ise Smilac 1 önerilebilir. 0-6 aylık bebeklerin beslenmesinde kullanılabilir. Hiçbir yapay büyüme hormonu içermez. Palm yağı içermez, nükleotid ve DHA eklentisi vardır. Süt bazlı formülü bebeklerde bulunan laktoz intoleransını gidermek için yapılmıştır.

Ürünlerin fiyatları ağırlıklarına göre 45 TL’den başlayıp 100 TL’ye kadar çıkmaktadır.

Her 60 ml suya bir dolu ölçek toz formül eklenerek hazırlanır.

GOLDEN GOAT

GOLDEN GOAT devam sütü

Keçi sütünden yapılan bu mama değişik protein yapısı sunmaktadır. İçeriğinde palm yağı içermemektedir. İçerik açısında karmaşık olmayan bir yapıya sahiptir. Keçi sütünden yapıldığı için diğer mamalara göre daha yüksek değerlere sahiptir.

Bu ürün 400 gr paketlerle satılmaktadır ve ürünün fiyatı 100 TL.

Her 30 ml suya bir dolu ölçek toz formül eklenerek hazırlanır.

EVOLVIA

EVOLVIA devam sütü

Doğumdan sonra anne sütüne yardımcı olarak kullanılabilir. Prebiyotik lif, omega-3 yağ asidi, demir, vitamin, nükleotit ve taurin ilavelidir. Yağsız sütten yapılmaktadır ve glütensizdir. 13 çeşit vitamin ve 13 çeşit mineral içermektedir.

400gr ve 800gr olmak üzere 2 ayrı pakette satılmaktadır.

Her 30 ml suya bir dolu ölçek toz formül eklenerek hazırlanır.

Ürünlerin fiyatları ağırlıklarına göre 90 TL’den başlayıp 130 TL’ye kadar çıkmaktadır.

Bebek Maması Hazırlama ve Kullanım

  • Bebeğinize vereceğiniz mamayı her seferinde taze olarak hazırlamalısınız.
  • Mamayı 1 saatte uzun bir süre beklememeli ve mikrodalga fırında ısıtmamalısınız.
  • Artmış olan bir mamayı tekrar kullanmamalısınız.
  • Bebeğinize mama vermek için kullanacağınız biberonu iyice sterilize ettiğinizden emin olmalısınız.
  • Bebek mamasını kullandığınız mamanın kutusunun üstünde yazan ölçeklere uygun olarak hazırlamalısınız.
  • Yanlış hazırlanmış mamalar sağlığa zararlıdır.

 

Bu yazı Tuğçe Binici tarafından yazılmıştır.

Kırk Uçurma Nedir?

Kırk uçurma (Kırk çıkartma) bebeğin doğumundan kırk gün geçtikten sonra yapılan bir gelenektir. Anne ve bebeğin birbirini tanımaya çalıştığı ve baş başa geçirdikleri kırk günün ardından anne ve bebeğin yıkanmasından sonra dışarıya çıkıp gezmeleri ve sosyalleşmelerini sağlayan bir gelenektir. Dini bir adet olmamasıyla birlikte halen günümüz anneleri tarafından sıkça uygulanan bir etkinliktir. Bu gelenek yarı kırklama olarak 20. günde yapılabilmektedir. Lohusalık döneminin ardından normal hayata dönüş adımı olan kırk uçurma geleneğinin yapılmasıyla ilgili herhangi bir bilimsel geçerlilik yoktur ancak geleneğimiz olduğu için annelerin uygulamasında bir sakınca yoktur. Anadolu’da yıllardır yapınmakta ancak kökeninin Şamanlardan geldiği inanılmaktadır. Kırk uçurma ritüelinin yapılmasının altında yatan düşünceler çok önemlidir. Kırk gün; Uzun bir süre hamilelik geçirmiş ardından doğum yapmış annenin kedini toparlaması ve bebek bakımına alışması için yeterli bir süredir. Bununla birlikte dünyaya yeni gözlerini açmış bebeğin dış ortamdan korunup kendi vücut gücünü toparlaya bilmesi ve annesini tanıması için olan bir süredir. Bu süreçte evden çıkmayan anne ve bebek için kırk uçurma bir kutlama edasındadır.

Kırk Uçurma Nasıl Yapılır?

Bebeğin doğumundan sonraki 40. Günde gerçekleşen bu ritüelin iki adımı vardır;

 

kırk uçurma banyosu

İlk adım kırk çıkarma banyosu;

Banyoyu yaptıracak kişi daha önceden belirlenir ve bu kişi kırklama annesi olarak adlandırılır. Kırklama annesi genelde aile büyüklerinden seçilmektedir. Kırklama annesi sabah erken saatlerde eve gelirken ayak basılmamış yerden 40 taş (fasulye ya da buğday tanesi de olabilir) ve 40 mevsim çiçeği getirir. Taşlar ve çiçekler kaynatılıp sterilize edilir, ardından dua edilerek kırklama banyosundaki suya atılır. Ardından nazardan korunmak için nazar boncuğu, ay ve güneşi temsil etmesi için gümüş ve altın atılır. İstenilirde suyun içine gül yaprakları da atılabilir. Suyun hazırlanmasının ardından kırklama annesi abdestini alır ve dua ederek ellerini 40 kere suyun içine batırıp çıkarır. Ardından bebeğin başından aşağıya 40 tas su dökülür, daha sonra annenin başından aşağıya 40 tas su dökülür. Bu ritüel yapılırken dualarla birlikte “Su aşağı, boyu yukarı olsun, Su gibi ömrü uzun olsun!” Cümlesi kurulur. Banyo bitiminde anne ve bebek kırk çıkartma için hazırladıkları yeni kıyafetlerini giyinerek kırık uçurma geleneğinin ikinci adımına geçerler.

Not: Kırklama banyosunun içine atılacak her şeyin steril edildiğinden ve alerjik bir durum oluşmayacağından hem anne hem de bebeğin sağlığı için emin olmanız gerekmektedir.

İkinci adım 7 ev gezmesi;

Genelde aile büyüklerinin gezildiği bu adımda anne ve bebeğin evden çıkışı için hem kutlama hem de lohusalığı biten anne için ferahlık sağlamaktadır. Bu evlerde anneye yarım bardak su ikram edilir ve bu suyu bitiren annenin sütünün bol olması dilenir. Ardından gidilen evlerde bebeğe hediyeler verilir. Eskiden küçük bezlere sarılarak verilen hediyeler şunlardır: Tatlı dilli olması için şeker, ömrü uzun olsun diye un, bereketli olması için pirinç, sağlıklı olması için yumurta, maddi refahı olması için bozuk para, ömrünün temiz ve kolay olması için tuz ve ömrü için pamuk koyarlarmış. Şimdiki zamanda ise 40 uçurma sepetleri vardır. Eskiden olan yedi parça yani; şeker, un, pirinç, yumurta, bozuk para ve pamuk olmazsa olmazdır. Bu yedi parçaya başka şeyler ekleyerek sizlerde kendi 40 uçurma sepetinizi hazırlaya bilirsiniz. Sepetinize ekleye bileceğiniz şeyler şunlar olabilir; İp, Kahve, Kuran, Farklı ülkelerin paraları, Sabun, Ekmek, Çörek Otu, Nazar Boncuğu. Kırk uçurma sepetini herkes dilediği gibi hazırlaya bilir ancak unutulmaması gereken bir nokta vardır. Bu sepetin amacı anne ve bebeğe destek olmaktır yani anne veya bebeğin ihtiyacı olan şeyler de ekleyerek geleneğe katkıda buluna bilirisiniz.

Bu yazı Tuğçe Binici tarafından yazılmıştır.

Bebek Ayak Numaraları

Bebeklerin ayak yapıları yetişkinlerinkinden oldukça farklıdır. Bebeklerin ayaklarında kemiksi bir yapı yerine kıkırdak bir yapı bulunmaktadır. Bebeklerin ayakları genelde parmakların olduğu kısma doğru daha genişken topuk kısmı daha dardır ve ayakları esnektir. Bebekler için yapılabilecek yanlış ayakkabı seçimleri sebebiyle ileride ayaklarıyla ilgili problemler yaşayabilirler.

Bebekler dünyaya geldikleri andan başlayarak sürekli olarak gelişim gösterirler. Zaman geçtikçe hareket etmeyi, oturmayı, emeklemeyi ve daha sonra da yürümeyi öğrenirler. Çoğu ebeveyn bebeğinin ilk adımlarını gördükten sonra onlara ayakkabı almaya özenirler. Ama bazen sırf görüntüsü sebebiyle yapılan bu ayakkabı seçimleri pek de sağlıklı olmayabilir. Bebeklerin esnek ayakları herhangi bir yanlış ayakkabı seçiminde baskıyla karşılaşırsa ayaklarında çeşitli biçim bozuklukları oluşabilir. Bu ayak problemleri ayakların yanı sıra bebeklerin sırt bölgesini ve bacaklarını da olumsuz olarak etkileyebilir. Bu sebeple de uzmanlar genelde yeni yürümeye başlayan bebeklerin çorap veya çıplak yürümelerini tavsiye ederler. Doğumdan itibaren bebeğinizin ayaklarını özgür bırakmanız ayak gelişimleri açısından oldukça önemlidir. Yürümeye yeni başlayan bebekler öncelikli olarak ayak tabanlarıyla ve topuklarıyla yürümeyi hissettiklerinden, ilk dönemlerde çıplak ayakla veya çorapla yürümeye başlamaları ayak gelişimleri için önem arz etmektedir. Bebeklerin ayaklarındaki kıkırdak yapının kemikleşmesi ve var olan yağ dokusunun da kaybolması 4 yaşa kadar uzayabilir.

Bebeklerin Ayak Sağlığı Neden Önemlidir?

bebek ayak sağlığı

Gelecekte yaşanan ayak problemlerinin çoğu bebeklik döneminde ilk yürümeye başladıkları zamandan kaynaklanmaktadır. Bazı ebeveynler yalnızca çok tatlı göründükleri için bebeklerinin ayaklarını dar ve dümdüz tabanlı ayakkabıların için hapsederler. Bu oldukça yanlış bir davranıştır çünkü böyle durumlarda bebeğin ayak sağlığı problemleri yaşaması kaçınılmaz hale gelir. Bebeklerin yürümeye başladığı ilk zamanlar tercih edilmesi gereken en güzel ayakkabı, çorap veya yumuşak tabanlı patiklerdir. Çıplak ayakla bırakılması da olabilecek seçenekler arasındadır ama bu şekilde bebeğin ev içinde dolanırken üşümemesini sağlar aynı zamanda kas gelişimini de desteklemiş olursunuz. Peki ev dışında ne tercih etmeliyiz diye soracak olursanız tabanı yumuşak, bebeğinizin ayaklarını sıkmayacak esneklikte ayakkabılar tercih edebilirsiniz.

Bebeklerin Ayak Sağlığına Nasıl Dikkat Edilebilir?

  • Bebeklerin 2 yaşına kadar çorapla veya yalın ayakla yürümesine izin verilmesi önemlidir.
  • Ayakkabı seçimi yapmadan önce bebeğin ayak ölçüsü alınmalı ve ayak ölçüsüne uygun olarak ayakkabı tercih edilmesi ayak gelişimi için oldukça önemlidir.
  • Ayakkabının sert ve düz tabanlı olmasından kaçınmalı, esnek ve rahat ayakkabılar tercih edilmelidir.
  • Küçük ve dar ayakkabılar tercih edilmemesi gerektiği gibi büyük ayakkabılar da giydirilmemelidir.
  • Bebeğin ayaklarında içe basma tarzında herhangi bir problem görülmesi sonucunda en kısa zamanda bir uzmana görünmeniz önemlidir.

 

bebeklere ayakkabı ne zaman alınır

Bebeklere Ayakkabı Ne Zaman Alınmalıdır?

Bebeklerin yürümeye başladığı ilk zamanlar genelde 8-18 ay arasıdır. Uzmanların çoğu bu dönemde bebeklere ayakkabı giydirilmemesini önerir. Çünkü dönemde bebeklerin kas yapıları yeterince gelişmediğinden ayakkabıyla rahat hareket edemezler. Bebeklerin ayak kasları, ayak tabanları yere değdikçe gelişir ve ayakları üzerinde durarak farkındalık kazanırlar. Bu sebeple bu dönemlerde çorap ve patikler tercih edebilirsiniz. Bebeklerin yaşı 2 civarına yaklaştığında ise ayakkabı almak için doğru zaman gelmiş demektir. Bu dönemde artık ayak kas gelişimleri oldukça yol kat etmiş ve ayakları ayakkabı kullanımına hazır hale gelmiştir. Bebeğinizin için tercih edeceğiniz ayakkabının her şeyden önce rahat olması çok önemlidir. Bunun yanı sıra ayakkabının yumuşak, ayak ölçüsüne uygun ve esnek olması, gelişiminin devam ettiği ayak kaslarını olumlu olarak etkiler. Seçilen ayakkabının ayağa baskı uygulayan, sert, sıkı ve dar olmamasına dikkat edilmelidir.

 

bebek ayakkabısı seçiminde dikkat edilmesi gerekenler

Ayakkabı Seçiminde Nelere Dikkat Etmeliyiz?

  • Seçilecek olan ayakkabının yumuşak ve esnek olması önemlidir.
  • Ayakkabı bebeğin ayak bileğini desteklemelidir ki herhangi bir denge problemi yaşanmasın.
  • Ayakkabının tabanının kaygan olmaması oldukça önemlidir. Mesela ayak tabanı tırtıklı olan ayakkabılar kaymayı engellediğinden bu tarz ayakkabılar tercih edebilirsiniz.
  • Ayakkabı bebeğin ayağına ne küçük ne de büyük olmalıdır, tam ölçü alınmalıdır.
  • Ayakkabının ön tarafında ufak da olsa parmak boşluk kalmalıdır.
  • Topuklu veya kösele tarzında bebeğin kullanımına uygun olmayan ayakkabılar tercih edilmemelidir.
  • Bebeğin ayağının yere teması önemli olduğundan ayakkabının yere temas hissi vermesi önemlidir.
  • Ayakkabının hava alacak şekilde tasarlanması ve kullanılan malzemelerin terletmemesi önemlidir. Çünkü bebekler oldukça hareketli olduklarından ayakları çok çabuk terleyebilir. Bu noktada ayakkabının malzemesi oldukça önemlidir.

Bebek Ayak Numaraları Nasıl Hesaplanır?

Bebeklerin ayak ölçüleri, bebeğin en uzun parmağı ve topuğu arasında mesafe ölçülerek oluşturulur. Bebeklerin ayak numaraları her birinin ayak boyutuna göre değişkenlik gösterse de genelde şu şekildedir;

  • 0-6 ay ortalama olarak ayak uzunluğu 11 cm, ayak numarası 17-18,
  • 6-12 ay ortalama ayak uzunluğu 12 cm, ayak numarası 19-20,
  • 12-18 ay ortalama ayak uzunluğu 14 cm, ayak numarası 21-22,
  • 18-27 ay ortalama ayak uzunluğu 15 cm, ayak numarası 23-24,
  • 2-3 yaş ortalama ayak uzunluğu 16,5 cm, ayak numarası 27-28.

 

Bu yazı Narut Gez tarafından hazırlanmıştır.

 

Diş Kaşıyıcı Nedir?

Doğumdan sonra hem bebekler hem de ebeveynler için en zorlayıcı süreçlerden biri olan diş çıkarma döneminde en büyük yardımcı diş kaşıyıcı ürünlerdir. Bebekler, farkında olmadan birçok nesneyi kullanarak damaklarını kaşımaya çalışırlar. İçgüdüsel olarak sergiledikleri bu davranış ile farkında olmasalar da dişlerinin çıkmalarını kolaylaştırırlar. Bu süreci kolaylaştırmak için yalnızca diş etleri ve damağı kaşımak amacıyla üretilen ürünlere diş kaşıyıcı denir.

Diş Kaşıyıcı Ne Zaman Kullanılır?

diş kaşıyıcı ne zaman kullanılır

Bebeklerin ilk diş çıkarma döneminde yani genellikle 3-7 aylık zaman diliminde kullanılır.

Diş Kaşıyıcı Seçerken Nelere Dikkat Edilmeli?

diş kaşıyıcı seçerken dikkat edilmesi gerekenler

  • Keskin ve sivri kısımlar olmamalı
  • Bebeğin boğazına sokmasına ve yutmasına engel olacak bir tasarımı olmalı
  • Dezenfekte edilebilen maddelerden üretilmeli
  • Ağza girmesi uygun olmayan sağlığı tehdit edecek maddeler içermemeli

Diş Kaşıyıcı Türleri

Diş kaşıyıcılar oyuncak şeklindeki diş kaşıyıcılar, halka şeklindeki diş kaşıyıcılar ve sulu diş kaşıyıcılar olmak üzere üç çeşittir. Oyuncak şeklindeki ve halka şeklindeki diş kaşıyıcılar şekil itibariyle farklılık gösterse de temelde aynıdır. Bu diş kaşıyıcılardan farklı olarak özellikle son dönemde popülerleşen sulu diş kaşıyıcılar ise bebeklere temas etmeyen görsellik ve ferahlatma amaçlı renklendirilmiş içme suyu içerirler. Buzlukta bekletip içindeki suyu dondurarak kullanılırlar.

En İyi Diş Kaşıyıcılar

Sophie Diş Kaşıyıcı (200 – 250 TL):

sophie diş kaşıyıcı

  • Oyuncak şeklindeki diş kaşıyıcı türlerinden biri olan bu ürün, şekli itibari ile bebeğinizin ilgisini çekerken toksik olmayan bileşenleri ile bebeğinizin sağlığını korur.
  • %100 kauçuktan oluşur ve toksik olmayan gıda boyası içerir.
  • Hafifliği sayesinde bebeğinizin kavramasına kolaylık sağlar.
  • Gövdesine basınca çıkardığı tatlı ses ile bebeğinizi eğlendirmek ve oyalamak için de kullanışlı bir alternatif olabilir.
  • Yumuşak yapısı ile çiğnenebilir özelliktedir.

Fisher Price Neşeli Arkadaş Dişlik ve Çıngırak (90 – 100 TL):

Fisher Price Neşeli Arkadaş Dişlik ve Çıngırak

  • Halka şeklindeki diş kaşıyıcılar arasında en popüleri diyebiliriz. Hem halka şekli sayesinde bebeğinize kavrama kolaylığı sağlar hem de sevimli fil görüntüsü ile ilgisini yitirmesini engeller.
  • Kauçuktan üretilmiştir. Sağlıklı bileşenler içerir, temizlik kolaylığı sağlar.
  • Ürünün tutma yerinde bulunan çıngırak sayesinde bebeğinizi fiziksel olarak rahatlatırken aynı zamanda işitsel olarak da eğlendirir.
  • Fil dışında bukalemun, aslan ve kaplumbağa figürleri gibi çeşitli seçenekler de mevcut.

Chicco Sulu Diş Kaşıyıcı (40 – 50 TL):

Chicco Sulu Diş Kaşıyıcı

  • İçindeki su sayesinde buzlukta bekleterek soğutulabilen bu diş kaşıyıcı bebeğinizin damağını ferahlatırken dişlerini kaşımasına yardımcı olur.
  • Silikon yapısı sayesinde kolayca temizlenebilir.
  • Meyve şeklindeki modelleri ile bebeğinizin meyvelere bakış açısını değiştirebilir.

Diş Kaşıyıcı Alternatifleri Nelerdir?

Diş kaşıyıcı ürünler almak istemiyor, onun yerine farklı alternatifler arıyorsanız havuç ve elma gibi sert yapıya sahip sebze veya meyveler tercih edebilirsiniz.

Büyük ve sert bir havucu yıkayıp soyduktan sonra çok uzun olmayacak şekilde keserek bebeğinize verebilirsiniz. Kestiğiniz havuç dilimlerinin çok ince ve kırılabilir olmamasına özen göstermelisiniz. Aksi takdirde bebeğinizin boğazına kaçabilir. Aynı şekilde kalın ve sert bir elma dilimi de diş kaşıyıcı görevi görür.

Diş Kaşıyıcı Kullanmak Zararlı Mıdır?

Doktorlar içerik bakımından zararsız ürünlerin kullanımının herhangi bir zararı bulunmadığını söylüyor. Hatta bebeklerinizin diş çıkarma döneminde kullanacakları diş kaşıyıcılar, kaşınma ihtiyaçlarını gidererek damaklarını rahatlatacağı için yararlı olduğunu bile söyleyebiliriz.

Sulu kaşıyıcı türleri için küçük bir uyarı yapacak olursak, içerdikleri su sebebi ile ebeveyn gözetiminde kullanımları önerilir. Herhangi bir sızıntı ihtimalinde müdahale edilmelidir.

 

 

Bu yazı Ayça Çimen tarafından yazılmıştır.

 

 

 

Kanguru (Bebek Taşıyıcı)

Bebek Kangurusu Nedir?

Kangurular bebeklerini karınlarındaki kesede taşırlar. Vücuda bağlanarak giyilen, bebeklerin taşınması için üretilen bebek taşıyıcılarına bebek kangurusu ismi verilmesinin sebebi budur. Bebek arabaları şehir hayatında oldukça zahmetlidir. Hem toplaması hem de taşıması zordur. Bebek kanguruları bu sebeple daha pratik bir tercih olabilir. Bebeğiniz vücudunuza bağlıyken elleriniz bebek arabasında olmayacağı için bebeğinizi güvende tutarken size de özgürce hareket etme imkânı sunar.

Bebek Kangurusunun Yararları

  • Bebekleriniz vücudunuza bağlı olduğu için sizinle birlikte hareket edecek ve sizinle birlikte yönelecektir. Bu da bebeğinizin iç kulağındaki denge sistemi için faydalıdır.
  • Yapılan araştırmalar, günde 3 saat kanguruyla taşınan bebeklerin %50 daha huzurlu olduğunu ortaya koymuştur.
  • Bebeğinizin vücudunuza bağlı olması ve temasınızın artması güven duygusunu arttırır.
  • Tasarımları sayesinde ebeveynlerin bel ağrısı riskini azaltır.

Bebek Kangurusunun Zararları Var mıdır?

Bebek kangurusunun bebekleri kucağa bağımlı hale getirdiği yönünde inanışlar olsa da uzmanlar bu konuya farklı bir bakış açısından bakıyorlar. Bebek kanguruları ile bebek ve ebeveynin teması artacağından, güven duygusu açısından yararlı olduğunu vurguluyorlar.

Bebek Kangurusu Ne Zaman Kullanılır?

Yeni doğan döneminden itibaren 5 yaşa kadar kullanılabilir. Yeni doğan, 1-3 ay, 3-6 ay, 6-9 ay, 9-12 ay, 1-2-3-4-5 yaş gibi çeşitleri vardır.

Bebek Kangurusu Seçerken Nelere Dikkat Edilmeli?

  • Kalça Çıkığı Enstitüsü tarafından onaylı olmalı (Yeni doğan bebek kangurusu)
  • Alt destek aparatı olmalı (Altı aydan itibaren kullanılacaksa)
  • Hem içeri hem dışarı doğru desteklemeli
  • Nefes alan, ter tutmayan bir kumaştan üretilmeli
  • Baş destek kısmı olmalı
  • Ağırlığı ölçülü ve dengeli bir şekilde dağıtmalı

Bebek Kangurusu Nasıl Bağlanır?

  1. Bel kısmını takın.
  2. Bel kısmının sağlamlığından ve doğru bir şekilde takıldığından emin olduysanız bebeğinizi kangurunun içine oturtun.
  3. Kol kısımlarını takın.
  4. Arka klipsi kapatın.
  5. Eğer kullandığınız bebek kangurusunun kafa desteği varsa bu bandı kullanarak bebeğinizin kafasını geriye atmasını engelleyebilirsiniz.

Bebek Kangurusu Kaç Aya Kadar Kullanılır?

Bebeğiniz 4 yaşına ya da 18 kilograma gelene kadar bebek kangurularını kullanabilirsiniz. Genellikle 4 yaşına gelen bebekler kanguruda durmak istemeseler de bebekleriniz 18 kilograma ulaşana kadar bebek kangurularını kullanmaya devam edebilirsiniz.

En İyi Bebek Kanguruları

Solomombaby Bebek Kangurusu – 190TL

Solomombaby Bebek Kangurusu

  • Yaklaşık 20 kilograma ve 4 yaşa kadar kullanılabilir
  • Dünya Kalça Sağlığı Enstitüsü tarafından onaylıdır
  • Kemelerlerinde sünger bulunmaktadır
  • Önde, sırtta ve yanda kullanılabilir

Baby Boroosh Bebek Kangurusu – 230TL

Baby Boroosh Bebek Kangurusu

  • 4 yaşa kadar kullanılabilir
  • Sırt desteği bulunmaktadır
  • Boyun destek parçası vardır
  • Hava alabilen pamuklu kumaştan üretilmiştir

Chicco Soft & Dream Bebek Kangurusu – 250 TL

Chicco Soft & Dream Bebek Kangurusu

  • 9 kilograma kadar kullanılabilir
  • İçe dönük, dışa dönük ve yan olarak kullanılabilir
  • Ağırlık dengesini eşit dağıtır
  • Astar bölgesinde koruma pedi mevcuttur

 

 

Bu yazı Ayça Çimen tarafından yazılmıştır.

 

 

 

 

Anne Beni Duyuyor musun?

Uzun yıllar öğretmenlik ve akademik çalışmalarını psikoanalitik-edebiyat kuramları üzerine yapan peşine de bu iki konuyu birleştirerek koçlukla tanışan Eğitmen, Koç ve Sihirli Benekler Çocuk kitabının yazarı Hatice Boşça, çalıştığı alanlarda daha geniş kitlelere ulaşmak ve kalıcı dönüşüm yaratmak için kadınlarla yola çıkan bir isim. “Annem Koçum Olsun”, “Benim İçin Yavaşla Anne”, “Anneler İçin Kariyer Koçluğu” eğitimleri ile annelerin hayatlarına dokunan Boşça, toplum olarak nasıl daha iyi iletişim kurabiliriz ve var olan potansiyellerimizi aktive edebiliriz konuları ile ilgili eğitimler veriyor. Biz de kendisine bu eğitimler özelinde anne-çocuk ilişkisini sorduk.

Aslında siz bir eğitimcisiniz. Gazi Üniversitesi Türk Dili ve Edebiyatı bölümünü okuduktan sonra neler oldu da öğretmenlik yolunuzda farklı kapılar açtı?

Uzun yıllar öğretmenlik yaptım. Öğrencilerimi en iyi potansiyellerine ulaşmalarını istemek bende hep vardı. Çocukların ve gençlerin doğuştan getirdikleri neşeli, eğlenceli, üretken yapılarının yetişkin dünyasına katıldıkça yok olduğunu gördüm. Akademik çalışmalarımı zaten psikoanalitik-edebiyat kuramları üzerine yapmıştım. Bu iki konu birleşerek koçlukla tanışmama vesile oldu. Toplum olarak nasıl daha iyi iletişim kurabiliriz ve var olan potansiyellerimizi aktive edebiliriz konuları ile ilgili eğitimler veriyorum.

“Annem Koçum Olsun”, “Benim İçin Yavaşla Anne”, “Anneler İçin Kariyer Koçluğu” eğitimleriniz var. İçeriklerini anlatabilir misiniz?
Annem Koçum Olsun

Çocukların doğumundan yetişkinliğe kadar hayatına en yakın şahitlik eden kişi annesidir. Hızla değişen dünyamızda kendi ebeveynlerimizden aldığımız çocuk yetiştirme modelleri bambaşka bir dünyanın eşiğindeki çocuklarımız için yetersiz kalmaktadır. Çocuklarımıza daha iyi rehberlik edebilmemiz için anneler olarak daha donanımlı olmamız şart. Bu eğitim şiddetsiz iletişim, koçluk, transaksiyonel analiz yaklaşımlarının harmanlanması ve kendi annelik deneyimlerimle bir araya getirdiğim bir grup çalışmasıdır. Patenti bana aittir. 10 ay süren bu çalışma ile katılımcılar kendi kişiliklerine ve aile yapılarına uygun annelik modellerini ortaya koyarlar. Çocuklarının potansiyelini keşfetme konusunda farkındalık kazanırlar. Aile içinde sağlıklı iletişim kurma becerisi edinerek çözüm odaklı anne olmayı deneyimlerler.

Benim İçin Yavaşla Anne

Bu eğitimimizde çocuğun ağzından anneye şöyle bir sesleniş var: “Seni daha sakin, huzurlu ve neşeli görmek istiyorum anne. Biliyorum beni çok seviyorsun, hayat şartları diyorsun ama ben bunları anlamıyorum anne. Lütfen anne benim için bu hafta sonu dinlenip içine döner misin?” Sürekli, ev, iş, eş ve çocuklar arasında koşturmaktan nefes nefese kalan telaşlı güzel kadın. Gel bu hafta bizimle dinlen. 3 gün boyunca bütün rollerinden arınarak sadece kendin olmayı deneyimle. Kendi özünle, unuttuğun, ihmal ettiğin özünle tekrar bağlantıya geç diyoruz. Ve annenin bunları yapabilmesi için iç sesini duyma, değer analizi, motivasyon kaynaklarını tespit, etkili dinleme, ihtiyaçlarına gözlemci olma gibi uygulamalar yapıyoruz.

Anneler İçin Kariyer Koçluğu

Annelikle birlikte iş hayatında da başarıyı elde etmek isteyen Kadınlar için tasarlanmıştır. Halen iş hayatında olan, ara vermiş, yeni bir kariyer veya iş kurmak isteyen anneler katılmaktadır. Çalışmalar iki temel üzerine kuruludur. Potansiyelini keşfetme ve bu potansiyele uygun hedefler koyarak aksiyona geçme. Konulan hedeflere uygun stratejiler belirleme. Bu stratejileri hayata geçirirken karşılaşılan güçlüklere göre yeni aksiyonlar belirleme. 10 aylık bir çalışmadır. Her ay bir konu üzerine yoğunlaşılır. Ayda 1 kez 3 saatlik bir çalışma yapılır. Çalışmalar uygulamalı, dönüşümü harekete geçirecek çalışmalardır.

Neden özellikle bu eğitimlere yöneldiniz?

İş hayatım, okuduğum kitaplar ve yurt dışında on beşe yakın ülkede yaptığım gözlemler sonucu daha iyi, mutlu, başarılı, neşeli bir toplumun olabildiğini gördüm ve bizim toplumumuzun da bunları hak ettiğini daha da iyi olabileceğimizi düşündüm. Bu yola kadınlarla çıkmamın sebebi ise kadınlar erkeklere göre değişime daha açıklar ve yeniliğe daha kolay adapte olabiliyorlar. Bu yüzden bu eğitimlerde kadınlarla çalışarak, mutlu anne mutlu aile ve mutlu toplum inancımla yoluma devam ediyorum.

“Mükemmel anne” olma çabası içerisinde olan anneler acaba söz konusu iletişimde neyi kaçırıyorlar?

Hep kafalarında mükemmel anne olmak için yapılması gerekenler var. Bunları düşünüp yapmaya çalışırken gerçekte çocuklarının ne dediğini ve neye ihtiyacı olduğunu duymuyorlar, görmüyorlar.

“Anne beni duyuyor musun?” cümlesini çocuklar ne zaman kuruyorlar, ebeveynlerine nasıl ifade ediyorlar?

Çocuk böyle bir cümle kurmaz. Gerçekte duyulmadığında ve ihtiyaçları sağlıklı bir şekilde giderilmediğinde davranış ve hareketleriyle belli ederler. Örneğin, öfke, ağlama, vurma vb. her çocuğun kendine ait (ben duyulmuyorum) hareketi vardır. Çocuğunun bu hareketini maalesef “benim çocuğum şımarık, hırçın, inatçı, bu aralar çok huysuz” gibi şekilde yorumluyor anneler. Çocuğu duymak dediğimiz şey çocuğu bunlarla bana ne anlatıyor sorusunu sormaktır. Örneğin bu soruyu soran anne şöyle cevaplar bulabilir; çocuğum stresli (ev değişikliği, yeni kardeş, okula yeni başlama, tuvalet eğitimi vb.) pek çok şey çocukta strese neden olabilir, daha fazla ilgiye, sevgiye, şefkate, anlaşılmaya ihtiyacı olabilir, uykusu gelmiş olabilir vb.

Burda yanlış yaklaşımlar neler oluyor?

En temel yanlış yaklaşım aileler 30 yıllık tecrübelerini 3 yaşındaki çocuktan bekliyorlar. Bir söyleneni tek seferde anlayıp yapmasını bekliyorlar. O anda hangi olay yaşanıyorsa bir de çocuğun gözünden bakmayı deneseler onları daha iyi anlayabilirler. Şimdi bir hayal edin. Dünyaya geleli sadece 3 yıl olmuş, 90 cm boylarında devler arasında gezen küçük bir çocuksunuz. Karşınızdaki yetişkin size yukarıdan şunu yap bunu yapma diyor. Sizin de kendinizin yapmak istediği başka şeyler var ama o sizi dinlemiyor ve bu hiç istemediğiniz şeyi kendi iyiliğiniz için yapmanız gerektiğini söylüyor. Bu sizi ikna eder mi?

Dinleme ve duyma kavramları iletişimi nasıl yönlendiriyor?

Üç seviye dinleme var. Birinci seviye dinlemede karşıdaki ne derse desin biz kendi kafamızın içindekini duyuyor ve düşünüyoruz. Karşıdakinin ne demek istediğini duygu ve düşüncelerini duymuyoruz. Bu yetişkinler arası iletişimde de böyle.

Yeni Baba Olanlara Bakım Önerileri

“Bebeğim henüz yeni doğdu ve onun bakımına dair çok fazla fikrim yok.” diyen bir babaysanız bu yazımız tam size göre! Çünkü bu yazımızda yenidoğan bebeği olan babalara bebek bakım önerileri vererek onların hem eşlerine yardımcı olmalarına hem de bebekleriyle aralarındaki bağı geliştirmelerine yardımcı olabilmeyi hedefliyoruz. Dileriz keyifle okursunuz.

Yeni Baba Olmak

İnsanların daha önce deneyimlemediği olaylar karşısında ne yapacaklarını bilememeleri dünyanın en doğal durumlarındandır. Yeni baba olan kişilerin bu duyguyu tattıkları an itibariyle ne yapacaklarını tümüyle bilememeleri de tamamen ilk kez deneyimlenen bu duygunun beraberinde getirdiği heyecan ve endişeden kaynaklanmaktadır. Çünkü belirttiğimiz gibi ilk kez tadılan duygunun karşısında nasıl tepki verilmesi gerektiğini kestirmek çok zordur.

Yeni Baba Olanlara Tavsiyeler

• Doğumun dünyadaki en büyük mucize olmasının yanı sıra oldukça zorlu bir süreç olduğunun da bilinciyle eşinizden ev işleri ya da sosyal hayat gibi başka konulara dair yersiz beklentilere girmeyin.
• Bebeğinizin doğumuyla birlikte masraflarınız artacak ve bu durum aile bütçenizi fazlasıyla etkileyecek. Her ne kadar bebeğinizi çok seviyor olsanız da bütçenizdeki açıklar zaman zaman canınızı sıkan bir etmen olabilir. Bu durumu ne eşinize ne de çocuğunuza yansıtmamalısınız.
• Bazen anneler çocuklarına hassas davranırken eşlerini ihmal edebiliyorlar. Çok sevdiğiniz ve birlikte bir bebek sahibi olduğunuz eşinizin sizi ihmal etmesinin canınızı ne denli sıktığını tahmin etmek çok da zor değil. Ama unutmamalısınız ki yenidoğan bebeğiniz dünyaya dair çok bilgisiz ve eşinizden uzak kalmaktan size göre daha çok etkilenecek. Bu durumun normal olduğunu kabullenerek tepki vermemeye çalışın.
• Aslında yeni baba olduğunuz dönemde yapmanız gereken en önemli şey; eşinizin yanında olduğunuzu hissettirerek ona bu zorlu yolculuğa dair cesaret vermek ve bebeğinizle de çokça ilgilenerek onunla aranızdaki bağı güçlendirmektir.

Bebek Bakımında Babanın Rolü


Söz konusu bebek bakımı olduğunda babalar hemen hemen her konuda annelere yardım etmelidir. Yeni baba olanlara bebek bakım önerilerimiz şöyledir;
• Bebekler doğdukları andan itibaren tensel temasa bayılırlar. Siz de bebeğinizin örneğin gazını çıkararak hem bebeğinizi temasınızla mutlu ederek onunla aranızdaki iletişimi artırabilirsiniz hem de eşinize önemli bir konuda yardım ederek ona destek olabilirsiniz. Eğer bebeğinize masaj yapmak isterseniz Bebek Masajı Nasıl Yapılır ve Faydaları Nelerdir? yazımızı da okumanızı öneririz.
• Bebeğinizin ne kadar huzurlu bir çocuk olduğu eşinizin de sizin de sosyal hayatınızı etkileyecek başlıca unsurlardan biridir. Bu noktadan yola çıkarak bebeğiniz için yapabileceğiniz en olumlu davranışlardan bir diğeri de; onunla konuşmaktır. Çünkü bebekler yeni doğdukları dönemlerde kendileriyle konuşulduğunda sakinleşirler.
• Yenidoğan bebeklerin ebeveyni olmanın en zorlu yanlarından biri de; gece uykularınızın sürekli olarak bölünmesidir. Uykuya düşkün biriyseniz bebeğinizin gece ağlamaları sizin canınızı sıkabilir. Fakat bu gece uyanmalarını bir fırsata dönüştürebilirsiniz. Şöyle ki bebeğiniz uyandığında onu siz uyutarak onu çok mutlu edebilir ve aranızdaki bağın kuvvetini artırabilirsiniz.

• Bilindiği üzere beslenme her canlının temel ihtiyaçlarından biridir. Bebeğiniz de bir sorun olmadığı müddetçe yaklaşık ilk 6 ay anne sütüyle beslenecektir. Her ne kadar emzirme noktasında babaya hiç iş düşmüyormuş gibi görünse de aslında yenidoğan babaları beslenme konusunda da annelere yardımcı olabilir. Annenin doğru emzirme pozisyonunu bulması bazen zorlu bir sürece dönüşebilir. Bu nedenle babalar eşlerine emzirme pozisyonunun bulunması noktasında yardımcı olmalıdır.
• Bebekler çok hassas varlıklar olsa da onların vücutlarının hassas olduğunun bilinciyle siz de çocuğunuzun üstünü nazik ve yumuşak hareketlerle değiştirebilir, kirlenmiş bezlerini alarak yenilerini takabilirsiniz.
• Hassas bir bebeğe tek başına duş aldırmak oldukça zordur. Bu nedenle bebeğinizi eşinizle birlikte yıkamalısınız. Çocuğunuzu birlikte yıkamak eşinize yapabileceğiniz en büyük yardımlardan biridir. Bize güvenin.
Tüm anlatılanlardan yola çıkarak söz konusu bebek bakımı olduğunda babalara da çok iş düşmektedir. Siz de yazımızda anlattığımız tüm davranışları sergileyerek evinizde eşiniz ve çocuğunuzla daha huzurlu bir hayat sürebilirsiniz. Ayrıca bebeğinizin doğumunun ardından gelişimini takip etmek için “Çocuklu Dünya” da hesap açmanızı öneririz.

Prematüre Bebek Annelerine Nasıl Davranmalıyız?

Şimdi hep birlikte hamile olduğunuzu ve miniğinizi kucağınıza almak için heyecanlı bir bekleyiş içinde olduğunuzu varsayalım. Bebeğiniz için isim seçme telaşınız olduğunu, onun odası için aldığınız her eşyanın sizde büyük mutluluk yarattığını da düşünelim. Peki ya her şey bu kadar güzel giderken; bebeğiniz beklenmedik bir zamanda prematüre olarak doğarsa ne olacak?

Prematüre Bebek Nedir?


Hemen hemen her annenin bildiğine emin olduğumuz bu kavramı tanımlayarak konuya giriş yapmamız oldukça mantıklı olacaktır. Normal olarak 40 ve 42 hafta arasında seyreden hamileliğin 37 haftadan önce sonlanmasıyla doğan bebeklere prematüre bebek denmektedir. Doğdukları an kuvözle tanışan bu bebekler esasen minik kahramanlardır ve dünyanın bir mücadele alanı olduğunu daha çok minikken öğrenirler. Her ne kadar 37 haftadan önce doğan bebekler prematüre bebek olarak adlandırılsa da; en erken doğan ve yaşayan bebeğin 21 haftalık olduğu tespit edilmiştir. Kısacası prematüre bebeklerin dünyaya ne kadar küçük geldiği değil, ebeveynleriyle birlikte nasıl mücadele ettikleri onların savaşında önemlidir.
Bugün bu yazıda; prematüre bebeklerden çok prematüre bebek annelerinin üzerinde duracağız. Çünkü prematüre bebek anneleri için de bebeklerinin verdiği mücadeleyi izlemek çok zor. Ayrıca toplum olarak bu annelere karşı yapılan birkaç yanlış davranış biçimi söz konusu. Yazımızda bir de bu davranışlara değineceğiz.

Prematüre Bebek Annesi Olmak


Prematüre bebek annelerinin doğum yaptıktan sonraki süreçte psikolojik olarak çok zorlandığını söylemek mümkündür. Çünkü onlar dünyaya anne karnında gelişimini sağlayan bir bebek getiremedikleri için kendilerini başarısız bulma eğilimindedir. Ayrıca uzun süre bekledikleri bebeklerinin kendi kucaklarından önce kuvöze gitmesi de onları çok üzer. Prematüre bebek gelişimi açısından en değerli etmen; şüphesiz anne sütüdür. Çünkü anne sütlerinin içerikleri bebeklerinin ihtiyaçlarına göre farklılık gösterir ve prematüre bebek annelerinin sütü gelişimini tamamlamayan çocuklarının ihtiyaçlarını giderecek kadar mucizevidir. Fakat morali bozuk olan annenin bir süre sonra sütünün kesilmesi ve bu annelerin çocuklarına yararlı olamadığını hissetmeye başlaması da onları yıkıma uğratır. Bir de prematüre bebek annelerini çevrelerindeki kişilerin yersiz davranışları etkilemektedir.

Prematüre bebek ve annesi

Prematüre Bebek Annelerine Nasıl Davranılmalı?

Babalara Önerimiz


• Prematüre doğum sonucu doğmuş bebeğinizin eşiniz kadar sizi de üzdüğünü biliyoruz fakat o kendini suçlu hissetme eğilimiyle de baş ettiği için büyük olasılıkla sizden biraz daha kötü durumda. Eşinizi bu zorlu süreçte bir an olsun yalnız bırakmayın ve bir an olsun yanlış anlaşılmalara mahal verecek ifadeler kullanmayın. Biliyoruz bu süreç sizin için de çok zorlayıcı fakat her şeyin düzeldiği ve bebeğinizi de alarak eve döndüğünüz o anı hayal ederek sabredin.

Prematüre Bebek Annesi Tanıdığı Olanlara Önerimiz


Sakın “Senin bir suçun yok.” minvalinde konuşmalar yapmayın: Çünkü ona bu tarz bir söylemde bulunmanız onu avutmaya çalıştığınız anlamına gelmektedir ve onu avutmanız da ona acıdığınızı belirtmektedir. Çocuğuyla ilgili zor dönem geçiren bir annenin savaşında bir de bu tarz bir söylemle baş edecek güç var mıdır? Siz düşünün.
Lafı sürekli anne sütüne getirmeyin: Çünkü büyük olasılıkla karşınızdaki anne çok üzgün olduğu için anne sütüyle ilgili zorluklar yaşıyordur. Sütten kesildiği ve bu sebeple hayata küstüğü zamanlar olan bir annenin sizin anne sütüyle ilgili yaptığınız yorumları içtenlikle dinlemesini beklemeyin.

Prematüre bebek için en önemli formül anne sütüdür.


Hamileliği sırasında bir yanlış mı yaptığını asla sormayın: Zaten kendini başarısız olarak addettiği için acı çeken bir kadınla karşı karşıyasınız. Bir de ona bu minvalde sorular sorarak onun kendini daha da suçlu hissetmesine sebep olmayın. Ayrıca eğer prematüre bebek annesi kendini kötü hissederse sütten kesileceğini ve bu durumun da prematüre bebek gelişimi açısından büyük tehlike arz edeceğini unutmayın.
Bebeğin küçüklüğünü vurgulamayın: Sürekli lafı bebeğin ne kadar küçük olduğuna getirmeyin. Normal bir durumda bile bilinen bir gerçeği herkesten duymak oldukça kötüyken bir de hassas bir durumda olan anneyi üzen bu durumu sürekli yüzüne vurmayın.
Prematüre bebek bakımına dair öneriler vermeyin: Eğer prematüre bir bebeğiniz olmadıysa karşınızdaki kişiye prematüre bebek bakımıyla ilgili öneriler vermeyin. Bilmediğiniz, deneyimlemediğiniz bir duruma dair dediğiniz her şey karşınızdaki kişiyi sadece kızdıracaktır. Ayrıca bu hassas konuya dair verdiğiniz öneriler prematüre bebek annesi tarafından sizin onu yetersiz bulduğunuz gibi de algılanabilir.

Bebek bakımı ürünleri


Doktoru eleştirmeyin: Prematüre bebek annesine “Acaba doktoru değiştirmeyi mi düşünsen?” tarzı bir soru sormayı aklınızdan geçirmeyin. Çünkü bu soruyu sorarken aslında doktoru değil, minik kahramanın gelişimini eleştiriyorsunuz. Bunun farkına varan annenin morali bozulacaktır.
Daha gençsin cümlesini unutun: Prematüre bebek annesine “Daha gençsin.” derken ona yine çocuk sahibi olabileceğini ima ettiğinizi anlamak inanın da çok zor değil. Fakat karşınızdaki kişinin zaten bir çocuğu var ve siz bu sözlerle onun varlığını yok sayıyorsunuz. Hangi anne çocuğunun yok sayılmasına göz yumabilir ki?
Görüldüğü üzere zaten çok üzgün ve hassas olan bir prematüre bebek annesinin yanındaki hemen hemen tüm davranışlarınıza dikkat etmelisiniz. Siz yukarıda bahsettiğimiz minvalde davranışlarda bulunursanız, karşınızdaki kişi sizin kalbinizi kırabilir. Ve onun psikolojisi düşünüldüğünde oldukça haklıdır da…
Eğer ilk kez bebek ziyaretine gidecekseniz; annenin ve bebeğin daha iyi hissetmesi için dikkat etmeniz gereken her şeye “Bebek Ziyaretine Gidecek Olanlara Tavsiyeler yazımızdan öğrenebilirsiniz.

Son Olarak: Erken Anneler Günü


Anneler Günü bilindiği üzere her yıl Mayıs ayının ikinci Pazar gününde kutlanır. Prematüre bebek anneleri ise bugünü bebeklerinden ilham alarak daha erken kutlamaktadır. Her yıl mayısın ilk pazarı prematüre bebek annelerinin Anneler Günü’dür.

Erken Anneler Günü her yıl mayıs ayının ilk pazar günüdür.

Çocuğunuzu Giydirirken Tasarruf Yapmanızı Sağlayacak Öneriler

Çocuğunuza Kıyafet Alırken Aynı Zamanda Tasarruf Yapabileceğiniz Fikirler

Çocuklar oldukça hızlı büyüyor ve kıyafetleri küçük gelmeye mi başlıyor? Bu tüm ailelerin yaşadığı bir problemdir. Bizler de bu problemi ve kıyafet masraflarınızı en aza indirgemeniz için yapabileceğiniz ufak ipuçlarından bahsetmek istiyoruz.

Alışverişinizi Sezon Sonu Yapın

Sezon sonunda çoğu markada ve mağazada gerçek bir indirim söz konusu oluyor. Siz de çocuğunuzun o sene giyebileceği büyüklükte kıyafetler satın alarak, aynı sezon içinde alacağınızdan daha uygun fiyatlara alışverişinizi tamamlayabilirsiniz.

Çocuklarınız İçin Alışveriş Önerileri

Çocuklu Arkadaşlarınızla İrtibat Halinde Olun

Anne olan çoğu arkadaş arasında bebek kıyafeti kolaylığı vardır. Yani sizden daha büyük bir çocuğu olan arkadaşınız eskilerini size vermekten çekinmeyecektir. Çocuklar çok çabuk büyüdüğü için kıyafetleri hemen küçük gelmeye başlar ve o kıyafeti en fazla 2,3 kez giymiş olurlar. Bu yüzden de sağlam durumda olan kıyafetleri atmak yerine diğer insanlarla paylaşan birçok kişi vardır. Tasarruf açısından oldukça pratik bir yöntemdir.

Outlet AVM’lere Gidin

Outlet mağazaların daha ucuz olduğu bilinen bir gerçek. Outlet olarak geçen AVM’lerin içinde yer alan mağazalardan alışverişinizi yaparsanız çocuk giysilerini diğerlerinden çok daha ucuza getirebilirsiniz.

‘’Büyükten Küçüğe’’ Uygulaması

Eğer birden fazla çocuğunuz varsa, büyük olanın artık giymediği kıyafetlerini küçük olana verebilirsiniz. Özellikle mont ve kalın kıyafetler gibi seçenekler uygun olur çünkü çocuklarınızın paylaşamayacağı kıyafetleri de vardır. Bu konuyu kolaylaştırmak için yapacağınız en önemli şey ise herhangi bir cinsiyet belirten pembe, mavi gibi kıyafetler almamanız. Böylelikle kız çocuğunuza giydirebileceğiniz bir kıyafeti erkek çocuğunuza da giydirebilirsiniz.

Çocuk Gelişimi

Eski Kıyafetleri Satın

Son zamanlarda internetten satış uygulamaları oldukça popüler ve bu sitelerden para kazanan birçok insan var. Siz de artık kullanmadığınız ama iyi durumda olan giysileri online olarak insanlara satabilirsiniz. Kazandığınız parayla da çocuğunuza yeni kıyafetler alabilirsiniz. Bir nevi geri dönüşüm diyebiliriz buna.

Yaratıcılığınızı Kullanın

Örneğin çocuğunuzun dizleri yırtılmış bir pantolonu var. Bu pantolonu atmak yerine onu kesip yazın giyebileceği bir şort haline getirebilirsiniz. Ayrıca çocuğunuz büyüdüğü için kısa gelmeye başlayan pantolonlar için de aynı işlemi uygulayabilirsiniz.

Özel Gün Kıyafetleri

Sadece bir veya iki gün giyeceği özel gün kıyafetleri için (düğün veya tiyatro oyunu gibi) asla yüksek harcamalar yapmamalısınız. Bunun yerine bu çocuk kıyafetlerini kiralamayı tercih edin. Çok daha uygun fiyata gelecek ve böylelikle de evde bir daha ihtiyacınız olmayacak bir kıyafet bulundurmamış olacaksınız. Böyle günler için yine arkadaşlarınıza danışmanızda fayda olacaktır. Çünkü onların dolabında daha önce alınıp bir daha giyilmemiş birçok özel gün kıyafeti olduğuna neredeyse eminiz.