Okulların Açılmasıyla Kaygı mı Mutluluk mu Duyulmalı?

Tarih: 14 Eylül 2021 - Salı

Evet, okullar açıldı nihayet. Aileler olarak hem çok mutluyuz hem de çok kaygılı. Çocuklarımız için okul sadece müfredattaki bilgileri öğrendiği bir yer değil malum. Çocuklarımızın sosyal becerilerini geliştirdikleri, kendilerini daha iyi tanıdıkları, kendilerinden farklı arkadaşlarla uzlaşılar geliştirdikleri yaşamsal önem taşıyan kurumlardır okullar.

Geçtiğimiz pandemi sürecinde çocukların okullarından, arkadaşlarından uzak kalmaları, sürekli aile ile birlikte olmaları herkes için psikolojik açıdan zor ve sağlıksız oldu herkesin bildiği üzere. Örneğin pandemi döneminde doğan çocukların sosyalleşme becerilerinin pandemi öncesi doğan çocuklara göre daha az gelişkin olduğu gerçeği maalesef okul çağı çocuklar için de geçerli.

Çocuklar Açısından Okulların Açılması

Çocuklar açısından baktığımızda, yaşıtları ile etkileşime ihtiyaç duyuyorlar sağlıklı gelişebilmek için. Bu gelişim dijital dünya üzerinden oluşan etkileşimde yeterli olmuyor. Pandemi öncesinde çocuklarımızın dijital dünyada fazla vakit geçirdiklerinden, yeterince hareket etmediklerinden, sağlıklı sosyal etkileşimi yeterince gerçekleştirmediklerinden şikâyet eder ve çözümler üretmeye çalışırken, pandemi ile birlikte çocukların hepsi köşelerine çekildi ve dijital dünyanın içine daldılar. Maalesef bir kısmı da neredeyse kayboldu bu dijital dünyanın içinde. Ekran bağımlılığı bu süreçte ciddi oranda artış gösterdi.

Sosyal etkileşimden yoksun kalınan süreç geri çevrilebilir bir durumdayken okulların açılıyor olması, çocuklarımızın sağlıklı gelişimi açısından çok ama çok önemli.

Umarım (ki maalesef okulların tümünde gerçekleşemeyeceği hiçbirimiz için bir bilinmeyen bir durum değil) olabildiğinde maske, mesafe ve hijyen kurallarına uyum hem çocuklar hem aileleri hem de eğitimciler tarafından uygulanır, denetlenir ve kural haline getirilir.

Ailelerin Gözünden Okulların Açılması

Okulların açılmasına aileler perspektifinden bakalım bir de. Aileler diyorum, ama hepimiz biliyoruz ki bu süreçte tüm yük aslında annelerin üzerindeydi. Tabii ki istisnalar var, ama adı üstünde; “istisna”. Anneler bu süreçte çok ama çok yoruldular, hele de çalışan anneler tükenme noktasındalar. Toplumsal rol eşitsizliği nedeniyle maalesef halen kadınların üzerine evde çok fazla sorumluluk yığılmış durumda. Ev, eş, tüm aile ve tabii çocukların sorumluluğu neredeyse tamamen kadınların üstünde. İş sorumluluğu ise her iki taraf da çalışıyorsa, eşler arasında paylaşılan alan.

Pandemi sürecinde çocukların online eğitimlerine uyum sağlamaları ve derslerinden geri kalmamaları için büyük çaba sarf etti kadınlar. Ama onlar da çok yoruldular. Okulların açılması anneler için de en az çocuklar kadar önemli.

Eğitim sorumluluğunu uzmanların üstlenmesinin ne kadar doğru ve gerekli olduğunu bu pandemi sürecinde herkes çok daha iyi anladı. Anneler de artık bu sorumluluğu bu konuda yetkin olan eğitimcilere bırakarak nefes alma ihtiyacındalar.

Ben uzmanlığa çok saygı duyarım. Herkes kendi işini yapmalı. Çocuklar çocukluklarını, anneler anneliklerini bilmeliler. Aslında babalar da babalıklarını, eşliklerini, hayata beraber adım atmanın hayatı olabildiğince eşit paylaşmak anlamına geldiğini

Üye olup, Haftalık Programımızı uyguladığınızda, 14 gün içinde çocuğunuzdaki değişimi fark edeceksiniz.

İLGİNİZİ ÇEKEBİLECEK DİĞER YAZILAR

Ceza ve Ödül Olmadan Disiplin Mümkün müdür?

Ceza ve ödül çocuğun istenmeyen davranışını ortadan kaldırmak için en çok başvurulan yöntemlerdir....
23 Mart 2021 - Salı

Oyunun Çocuğun Hayatındaki Önemini Biliyor musunuz?

Oyun çocuğun kendini ifade etmesi, yeteneklerini keşfetmesi, motor becerilerini geliştirmede, zihinsel, duygusal ve ...
20 Temmuz 2017 - Perşembe

Çocuklarımızı Hayata Hazırlamak İçin Neler Yapabiliriz?

Çocuklarımızı yetiştirirken “hayata hazırlamak” onların geleceğini doğru yapılandırabilmek için çok ön...
20 Ağustos 2017 - Pazar