Ülkemiz de ve dünya da özellikle son 10 – 15 yılda geliştirilen teknoloji ile, bütün amigdalayı lezyonlamak yerine, farklı hücre tiplerini seçerek inaktive temek ya da etkinleştirmek mümkün. Optogenetik ve kemogenetik diye adlandırılan bu yeni ve seçici yöntemler laboratuvar ortamında mikroskobi alanında destekleniyor.
Hangi bilimsel soruların önemli olduğunu, bu soruların hangi yöntemlerle test edilmesi gerektiğini, kısacası beyin ile ilgili daha önce soramadığımız, çok daha detaylı sorular sorabilmemiz sağlandı.
Dünya da olduğu gibi bizim ülkemizde de bu çalışmaların hepsi laboratuvar ortamında ve hayvanlar üzerinde yapılıyor. Çünkü canlı bir beyni açarak incelemenin imkanı henüz yok. Ama ölümü gerçekleşmiş olan bir beyin en ince ayrıntısına kadar inceleniyor lakin bu da gerekli olan sonuca ulaştırmıyor.
Amigdalanın lezyonlanıp hayvanların çeşitli davranış testlerine sokulmasıyla bu bölgenin duygu larla ilgili olduğu keşfedilmiştir. Bugün amaç amigdalanın içindeki hangi nöronlar, hangi nöronal devreler bu işi yapıyor, bunu anlamak. Bu nöronal devreleri bir bilgisayarı oluşturan farklı elektronik devreler gibi düşünün.
Amigdalamızda onbinlerce hücre ve bu hücrelerin birbirleriyle kurdukları devreler, hem mutluluk gibi pozitif hem de korku gibi negatif duygu ları kodlar. Önemli olan tek başına amigdala değil, merkezinde amigdala nöronlarının bulunduğu, fakat diğer beyin bölgelerine de uzanan geniş çaplı nöronal devreler.
Bunun ötesinde şunu anlamaya çalışıyor bilim insanları; Amigdalanın içinde hangi alt devreler, hangi nöronlar birbirleriyle iletişim kuruyorlar ki duyguların ilk safhasını kodluyorlar. Bu ilk safha, edinim safhası, yani belleğin oluşumu safhasıdır. Temel olarak belirgin işlevleri olan amigdala devreleri ayırt etmeye çalışılıyor. Bu özellikleri bilinen birtakım amigdala nöronlarını seçici biçimde inaktive edilerek yapılıyor. Tüm bu çalışmaların amacı insan beynini anlamak. Örneğin asetilkolin isimli kimyasalı salgılayan nöronların Alzheimer hastalarında dejenere olduğu biliniyor.
Ama elbette ki benim asıl ilgi alanım duygularla ilgili bölgeleri etkileyen hastalıklar. Örneğin: travma sonrası stres bozukluğu, anksiyete ve depresif bozukluklar. Bu hastalıklar duygularla ilgili bölgeleri ve bunların oluşturduğu nöronal devrelerini etkiliyor, dolayısıyla tedavileri de ancak bu bozulan devrelerin izole edilip düzeltilmesiyle mümkün. Bunun için de belirgin devreler üzerinde araştırmalar yapmak şart.
Bir sonraki yazımda görüşmek üzere
Başarılı bir şekilde güncellendi
Başarılı bir şekilde silindi
İşleminiz gerçekleştirilirken hata oluştu.