“Türkiye Özürlüler Araştırması” sonuçlarına göre ülkemizde tüm engelli oranı %12.29’dur. Bu engellilerin
%65,7’si bedensel engelli
%12’si işitme engelli
%8,3’ügörme ve
%5’i ise zihinsel engellidir.
Türkiye’de işitme kayıplarından tanı yaşı 3,4 yıl iken (Belgin ve arkadaşları 1991) son senelerde doğuştan işitme kayıplarında tam 1,73 yıla gerilemiştir. Bunda işitme kaybı tam tetiklerinde teknolojik gelişme ve tarama konusundaki yeni yöntemlerdir. Türkiye’de doğum yapılan her sağlık kurumunda yeni doğan işitme taraması yapılmaktadır.
Eskiden sadece yüksek riskli bebeklere işitme testleri uygulanabilirken bugün doğum yapılan her sağlık kuruluşunda işitme testleri yapılır.
Doğaldır ki yeni doğan işitme testleri çocuğun bilinçli verdiği yanıtlar ile olmaz. Uyarana karşı organizmanın verdiği fizyolojik yanıt ile verdiği cevaba dayanır.
Fizyolojik testler veya daha yaygın kullanım ile objektif odiyolojik yöntemlerdir.
- ABR (auditory brain response)
- Otoakustik emisyon
- Stapes refleksi
olarak sayılabilir.
BERA, fizyolojik testler içerisinde en sık kullanılan olup ülkemizde doğum sonrası taramalarda rutin olarak kullanılmaktadır. BERA’da; ses uyarısı verilip iç kulaktan beyin sapına kadar olan bölgede uyarılara karşı oluşmuş biyoelektrik dalgaları kafa üzerine yerleştirilmiş elektrotlar yardımıyla teşhis edilir. BERA, klasik anlamda bir işitme testi değil işitmenin beyin sapından sonuna kadar ulaştığının kanıtıdır. Tek başına değil diğer testlerle birlikte kombine olarak kullanmak gereklidir.
OAE (Otoakustik Emisyon), dışkulağa yerleştirilen bir prob sayesinde iç kulaktaki kılsal hücrelerden oluşan sesler algılanır. Orta kulak hastalıklarından etkilenir. 40 dB ve üstündeki işitme kayıplarında OAE oluşması nadirdir.
6 ay ile 3 yaş arası dönemde yapılabilir. Çocuğa özel bir ünitede verilen seslere yönelmeleri esas alınarak yapılabilir. Bu testler oyun ortamında yapılabilir. Değişik türleri vardır. %5-10 çocukta işitme kaybı atlanabilmektedir. 3 yaşından büyük çocuklarda aynı prensiplere dayalı oyun odyometrisi de uygulanır. Bu testlere rağmen %5-10 çocukta işitme kaybı atlanabilmektedir.
İşitme kaybı olan çocuklar biran evvel cihazlandırılmalıdır. Bu süreç gecikirse, konuşma sorunları oluşur. Koklear implant kullanacak hastalarda bile uygulama öncesinde 3 aylık süreyle sese aşina olmasına çalışılır. İşitme cihazları, bazıları daha fazla olmak üzere gelen sesleri amplifiye ederler. İşitmeyi geri kazandırmazlar. Cihazlar, kulak arkası ve kanal içi diye ikiye ayrılır. Burada çocuğun hangi türden daha fazla fayda gördüğü, psikolojik tepkisi dikkate alınır.
İki taraflı kaybı olan hastalarda iki kulağa da uygulanabilir. Cihazlandırılan çocuklar işitme rehabilitasyonu ile izlenmelidir. İşitmede farklılıklar olduğunda cihazlar yenilenmelidir.
İleri derecede işitme kayıplı, cihazın yetersiz kaldığı çocuklarda ise Koklear implant olarak isimlendirilen bir cihaz konulur. Bu ameliyatlarda yerleştirilen ve iç kulakta (koklear) bir bölgeye yerleştirilen elektrotlar vasıtasıyla olur.
ÇocukluDünya Editörünün mesajı: Bebeklerde işitme kaybının asıl belirtisi bebeğin herhangi bir sese tepkisiz olmasıdır. Bebeklerin ilk üç aylık dönemlerinde yüksek tonda sesle hassas olması ve ağlama gibi tepkiler göstermesi beklenir. Altıncı aydan itibaren ise bebeklerin sesin kaynağına yönelmesi beklenir. Bir yaş civarında ise kısa komutları algılayabilmesi ve tepki vermeleri beklenir. Bebeklerde bu gibi problemler gözleniyorsa, bunlara ek olarak bebek seslerin nereden geldiğini algılayamıyorsa, birden fazla sesi birbirinden ayırt edemiyorsa, yaşıtlarıyla aynı düzeyde konuşamıyorsa mutlaka işitme testi yapılmalıdır.
Özellikle bebeklerde sadece işitme testinin yapılması yeterli olmayabilir. Bu yüzden de ayrıntılı olarak iç kulak testi ve beyin sapı davranım testi yapılması gerekir. Bu testlerin yanı sıra davranışsal işitme testleri de yapılır. Çocuğa belirli sesler dinletilir ve tepkileri ölçülür.
Başarılı bir şekilde güncellendi
Başarılı bir şekilde silindi
İşleminiz gerçekleştirilirken hata oluştu.