Zekanın tanımı ve ölçülmesi ile ilgili olarak çok sayıda kuram mevcuttur. Zeka dendiğinde aklımıza genellikle zihinsel yetenek gelir. Zeka testi olarak adlandırılan ölçme araçları da zihinsel yeteneği ölçmeyi amaçlarlar. Zeka kavramı, öğrenme, anlama, öğrenilenleri genelleyip yeni durumlarda kullanabilme ve bir problemle karşılaşıldığında uygun çözüm yolları bulabilme becerilerini içerir.
Çevresel koşullar, anne ve babanın tutumu ve duygusal etkileşim potansiyelin kullanılabilmesini sağlar. Yeterli etkileşimi kuramamış annenin bebeği, dış dünya ile ilişkisinde pasif olur. İlk 3 yılda anne ile yeterli duygusal ilişkiyi kurmak çocuğun zeka gelişimini ve sosyal uyumunu olumlu yönde etkiler. Bebekle ne kadar çok ilgilenilirse ve ne kadar çok değişik ortam içinde bulunulursa, bebek o derece sosyal ortamlara alışır. Aktivite içinde olan ailede, çocuk da kendisini geliştirme yönünde istekli olur.
0-6 yaş, çocuklarda fiziksel, zihinsel, sosyal, dil ve motor gelişimi bakımından önemli değişimlerin görüldüğü bir dönemdir. Bu yaş çocuğunun becerilerinin gelişimi çevredeki uyaranların miktarı ile doğru orantılıdır; yani ne kadar fazla uyaran varsa, gelişimi o kadar hızlı olur. Çocuklar becerilerinin gelişimi ile beraber ebeveynlerinden, çevrelerinden, arkadaşlarından gördükleri birçok davranışı tekrar eder; hafızalarına alır ve zaman zaman tekrar çıkarıp bunları kullanırlar. Birçok alanda olduğu gibi zekanın gelişmesinde de çocuğun kendisi ile iletişime geçen tüm insanları izleme, dinleme, taklit etme ve model alma yolları etkindir. Sosyal gelişim ve paylaşımın da artmasıyla oyunlar devreye girer; çocuklar oyunlarla öğrendiklerini taklit eder; pekiştirir; yaratıcılığını geliştirir ve empati kurmayı öğrenir.
Toplumumuzda, zeka düzeyi okul başarısı ile çok fazla ilişkilendirilmektedir. Oysa sadece akademik becerileri çok iyi olan çocuk zekidir demek yanlıştır. Akademik başarı uygun öğrenme yöntemlerinin bulunmasıyla artar. Öğrenemeyen çocuk yoktur aslında; öğrenme yolunu bilemeyen çocuk vardır. Çocuğumuzda hangi zeka alanının daha baskın olduğunu anlayabilirsek ona uygun öğrenme metodunu ve çalışma tekniklerini de belirleyebiliriz. Günümüzde 8 çeşit zeka alanının olduğu kabul edilmektedir. Bunlar sözel-dilsel, mantıksal-sayısal, görsel-mekansal, bedensel-kinestetik, işitsel-ritmik, kişilerarası-sosyal, kişisel-içsel ve doğa-varoluşçu zekadır. Bu zeka tiplerinin kişilerin meslek seçimlerinde de etkili olduğu düşünülmektedir. Ancak tabiki sadece zeka tipine göre, sen bu alanda başarılı olabilirsin diyerek çocuğu meslek seçimine zorlamak doğru değildir.
Çocuklarda sözel zekanın baskın olması konuşma ve yazma becerilerinin kuvvetli olması anlamına gelir. Sözel zeka tipine sahip olan çocuklar, duygu ve düşüncelerini sözlü ve yazılı olarak etkili bir biçimde aktarabilirler. Kitap okumaktan, hikayeler anlatmaktan, konuşmaktan çok zevk alırlar. Kelime bilgileri fazladır ve güçlü bir hafızaları vardır. Konuşulanları dinler, yorumlar, hatırlar ve farklı bir tarzda ifade edebilirler. Farklı dilleri öğrenme becerisine sahiptirler. Onlar için en etkin öğrenme yolu dinlemektir.
Çocuklarda sayısal zeka tümevarım, tümdengelim teknikleri ile düşünebilme, soyut ve sembolik problemleri çözebilme, neden-sonuç ilişkisi kurabilme yeteneğidir. Sayısal alanı kuvvetli olan çocuklar herşeyin nedenini anlamak isterler ve sürekli sorgularlar. Sayılarla uğraşmak, mantık yürütmek, puzzle yapmak, dama, satranç oynamak, yeni şeyler keşfetmek onları çok fazla heyecanlandırır. Matematiği öğrenmek ve uygulamakta sıkıntı çekmezler; matematik bilgileri fazladır.
Çocuklarda görsel zeka görülenleri zihinde canlandırabilme ve daha iyi akılda tutabilme kabiliyetidir. Resimler, şekiller, haritalar, tablolar, slayt gösterileri görsel zekaya sahip çocukların öğrenmelerini kolaylaştırır. Bu çocuklar sanata meraklıdır; çizime ve resime kabiliyetlidirler. Hayal kurarlar. Görerek, gözleyerek öğrenirler. Dinlediklerinden hayali, zihinsel resimler üretip; öğrendiklerini hatırlayabilmek için bu zihinsel resimleri kullanırlar. Bir kere gördükleri bir kişiyi bir daha gördüklerinde hemen hatırlarlar.
Çocuğun, bedenini ve ellerini kullanarak kendini daha iyi ifade edebilmesi de kinestetik-bedensel zekasının daha baskın olduğunu gösterir. Bu tarz çocuklar zihin ve vücut koordinasyonlarını etkin bir biçimde kullanabilirler. Uzun süre hareketli kalabildikleri için dans, spor, drama, heykel veya seramik gibi el becerileri, tamir onların hoşuna gidebilecek aktivitelerdir. Söylenilenlerden çok dokunarak, hareketle ve aktif katılımla daha iyi öğrenebilirler. Bu nedenle; sanatla, atölye çalışmalarıyla öğrenimlerinin desteklenmesi uygun olacaktır.
İşitsel zekası kuvvetli olan çocuklar kendilerini en iyi müzikle ifade ederler. Bir müzisyen gibi çok iyi bir müzik kulağına sahiptirler; ton farklılıkları, ses frekanslarındaki değişiklikler hemen dikkatlerini çeker. Melodileri tanır; şarkıları kolay ezberler ve akılda tutarlar. Kişileri seslerinden hemen tanıyabilirler. Konuşmaları ve hareketleri ritmiktir. Diğer zeka tiplerine sahip çocuklara oranla bir müzik aleti çalmaya daha yatkındırlar ve daha da hızlı öğrenirler.
Kişilerarası sosyal zeka güçlü olan çocuklar insanların ruh hallerini, duygularını, düşüncelerini anlamaya daha eğilimlidirler. Sosyal ortamlarda bulunmak, arkadaşlarla zaman geçirmek, onlarla beraber oynamak, konuşmak çok hoşlarına gider. Sosyal zekası baskın olan çocukların arkadaşlık ilişkileri de kuvvetli olur. Farklı ortamlara girdiklerinde kolaylıkla uyum sağlayabilirler. Yakın arkadaşları fazladır ve arkadaşlarını dinleyip sorunlarına yardımcı olabilmek, önerilerde bulunmak onları mutlu eder. Liderlik özelliklerine sahiptirler; toplantılar, eğlenceler ve çeşitli organizasyonlar düzenlemekten zevk alırlar.
Bireyin kendini tanıma, güçlü ve zayıf yönlerinin farkında olma kapasitesidir. Sürekli kendilerini daha iyi tanımaya çalışırlar; yaptıkları hatalardan ders alırlar. Aceleci değildirler; davranışlarının sonuçlarının neler olabileceğini düşünüp kendilerini ona göre yönlendirirler. Özgüvenleri yüksektir. Bağımsız davranmayı severler. Grup çalışmalarındansa yalnız daha iyi çalışırlar. Hayal güçleri kuvvetlidir. Farklı fikirler üretmek onları eğlendirir. Kendi duygu ve düşüncelerinin farkındadır; yaşadığı her olay ve deneyim üzerinde fazlasıyla düşünürler.
Doğadaki tüm canlıları tanıma, canlıların yaratılışları üzerine düşünme becerisidir. Çocuğun, içinde bulunduğu doğanın zenginliklerinin farkına varmasını, doğayı sevmesini, yaşayan tüm canlılara karşı duyarlı olmasını sağlar. Doğa zekası olanlar çiçekleri sever; hayvan beslemekten zevk alırlar. Ormanlar, hayvanat bahçeleri onların en vazgeçilmez mekanlarıdır. Bu nedenle doğayla içiçe olabilecekleri bir meslek seçmek isteyebilirler.
Bazı kişilerde bu zeka alanlarından sadece biri, bazılarında ise birkaçı baskındır. Ve çocuklar baskın oldukları zeka tiplerini kullanarak daha iyi öğrenebilirler. Her çocuğun öğrenme şekli birbirinden farklıdır. Çocuğa uygun metodu keşfedip kullanabilmek onun daha kolay ve zevkli bir şekilde çalışmasını sağlar. Örneğin; yabancı dil öğrenen bir çocuk sözel zekası daha kuvvetli ise, kitaplar okuyarak, kelime hazinesini genişleterek; görsel zekası baskınsa, video ve filmler izleyerek; müzik zekasına sahipse yabancı şarkılar dinleyerek daha iyi öğrenecektir.
Ailelere öneriler:
· Doğumundan itibaren çocuğu gözlemlemek önemlidir. Bazen çocuklarımızın olumsuz olarak nitelendirdiğimiz davranışları bize çocuğumuzda baskın olan zeka tipi hakkında ipucu verebilir. Örneğin; çok konuşkan, sürekli derste yanındaki arkadaşıyla iletişim halinde olmaya çalışan çocuğumuzun sözel zekasının kuvvetli olabileceği düşünülebilir.
· Çocuğun hangi derslerde daha başarılı ya da hangisinde başarısız olduğuna dikkat edilmelidir.
· Yeteneklerini keşfetmek ve ilgi alanlarını desteklemek gerekir.
· Çocuğa uygun çalışma ortamı ve çalışma malzemeleri sağlanmalıdır.
· Sorduğu sorular cevaplandırmaya çalışmalı; çocuk araştırmaya, yeni fikirler üretmeye yönlendirilmelidir.
· Zeka tipine uygun çalışma yöntemleri belirlenmeli ve çalışma alışkanlığı kazandırılmaya yardımcı olunmalıdır.
· Çocuğun zihinsel kapasitesi üzerinde fazla durulmamalıdır. Unutulmamalıdır ki önemli olan çocuğun zekası değil; hangi zeka tipine sahip olduğu ve bu zeka tipine uygun çalışma becerilerinin kazandırılmış olup olmadığıdır.
Başarılı bir şekilde güncellendi
Başarılı bir şekilde silindi
İşleminiz gerçekleştirilirken hata oluştu.