Bizi temel olarak kaygılandıran bu sürecin belirsizliği ve birçok şeyin kontrolümüz dışında gelişiyor olması. Böyle bir belirsizliğin kabul edilebilir veya dayanılabilir olması kolay değil elbette. Bütün bunları hissediyor olmamız da bizi ne güçsüz yapar, ne de kontrolü kaybettiğimiz anlamına gelir. Aslında bizi insan yapan bu özelliğimiz dinozorlar çağından günümüze kadar varoluşumuzu sürdüren en güçlü silahlarımızdan biri. İnsanoğlunun bir durumdan kaynaklanabilecek olası riskleri ve olumsuz sonuçları düşünmesi zaman zaman abartması önlem almasını ve kendini korumasını sağlayan bir mekanizma.
21. yüzyılın dinozorları da virüsler. Koronavirüs yaşamımıza girdiğinden beri biz tehlikeden korumakla görevli olan ‘Limbik Sistemimiz (ilkel beynimiz) aşırı aktive olmuş durumda ve bize sürekli ‘Kaç, savaş veya Don’ mesajlarını vermekte, ama günümüzdeki bilgilerimiz belirsizlikle birlikte artan korku ve kaygı şiddetiyle aşırı aktive olan limbik sistemimiz mantıksız ve yanlış kararlar verebilmemize de yol açmakta.
Bu denli gerçek bir tehlike karşısında elbette ilkel beynimize ihtiyacımız var, ama tüm kontrolü ona bırakmak yerine mantıksal beynimizin ilkel beynimize (limbik sistemimiz) doğru ve mantıklı kararlardan sorumlu olduğunu hatırlatmakta fayda var.
Bir diğer yapabileceğimiz şey olumlu düşüncelere odaklanmak. Olumlu düşünceler zihnin odağını stres içermeyen bir şeye kaydırdığı için korku ve kaygıların azalmasına yardımcı olmakta. Bu günlerde oradan oraya savrulan ve tonlarca olumsuz düşüncelerle dolup taşan beynimize bunu yaptırmak oldukça zor olsa gerek. Yine de gün içerisinde veya daha önceki günlerde ne kadar küçük olursa olsun yaşadığınız veya his ettiğiniz olumlu bir duruma, duyguya veya düşünceye odağımızı kaydırmak bize iyi gelebilir.
Hatırlamamız gereken en önemli şeylerden biri de yaşamımız boyunca etkisi veya şiddeti farklı olan yüzlerce belirsiz durumla karşılaştığımız ve geçmişte yaşadığımız her şeyin kesin ve net olduğuna dair inancımızın bir illüzyon olduğu… Hep birlikte, şimdi, burada daha önce karşılaştığımız belirsiz durumlarla baş etmemizde bize neyin yardımcı olduğunu bir kez daha düşünelim mi?
Belirsizlik durumlarında artan diğer bir düşünce biçimi de ‘ya olursa’. Benim zihnimde hem kronik hastalıkları olan biri olarak hem de hekim olarak “Farz edelim” ile başlayan yüzlerce düşünce var. Öte yandan bir psikiyatr olarak ‘’ya olursa’’ düşünceleri ve olasılıklar için endişelenmeye harcanan zamanın bizi sakinleştirecek ve stresimizi kontrol altında tutacak eylemlere harcadığımız zamandan çaldığının farkındayım. Evet, şu anda bilmediğimiz yüzlerce şey var ama bildiklerimize dayanarak ilerlemekten başka bir yolumuz yok…
Başarılı bir şekilde güncellendi
Başarılı bir şekilde silindi
İşleminiz gerçekleştirilirken hata oluştu.