Öncelikle ailede yeni doğandan başlayarak okul çağına kadar sorumluluk, öz saygı, öz benlik gelişimlerine dikkat edilmesi ve hayal gücü ile yaratıcılığı destekleyen davranışların izlenmesi gerekir. Çocuğun çevreye ilgisinin başladığı ilk çocukluk döneminde elleyerek ve dokunarak öğrendiği unutulmamalı ve desteklenmelidir. Renk seçimi, obje seçimi ve oyun araçları kendi seçimine bırakılmalıdır. Öğretmenin ve ebeveynin inisiyatifinin kullanıldığı bir sistem, hayal gücünü ve yaratıcılığı engeller ve çocuğun özgün ve özgür bir birey olmasını da engeller. Bu dönemde yemek yeme sorumluluğunun gelişmesi, kıyafet seçme ve odasını istediği gibi düzenleme gibi becerilerin şekillenebilmesi için aile çocuğa karşı hoşgörülü ve destekleyici olmalıdır. Oyuncak seçerken yapılandırılmamış malzemeler tercih edilmelidir.
Yeteneklerinin farkında olan kendine ve topluma saygısı olan bir birey olur.
Özgürlük, farklı olmak, alışılagelenin dışında sonuçlar çıkarabilme ve eldeki verileri farklı biçimlerde birleştirebilme özellikleri vardır.
Her çocuk ailesinden aldığı genetik özelliklerle dünyaya gelir ve her çocukta potansiyel bir yaratıcılık da vardır. Ancak bu özelliği ortaya çıkarmak için çok küçük yaşlardan başlayarak çocukların duygularını eğitmek gerekir. Bu süreçte çocuğun deneyerek öğrenmiş olması çok önemlidir. Merak duygusunu engellememek önemlidir. Yaratıcılığı bireysel ve duygusal etkiler tetikler.
Psikolog Fatma Hazal Sarı’nın “Çocuklarda Sembolik Oyunun Önemi” yazısını da okumanızı tavsiye ederiz.
Başarılı bir şekilde güncellendi
Başarılı bir şekilde silindi
İşleminiz gerçekleştirilirken hata oluştu.