Toplumsal Cinsiyet Rollerinin Çocuklar Üzerindeki Etkisi | Çocuklu Dünya
 
Çocuk Gelişimi

Toplumsal Cinsiyet Rollerinin Çocuklar Üzerindeki Etkisi

Tarih: 7 Mayıs 2023 - Pazar
Uzman görüşü için konu öner.

Toplumsal Cinsiyet Rollerinin Çocuklar Üzerindeki Etkisi

Toplumsal Cinsiyet Rollerinin Çocuklar Üzerindeki Etkisi

 

Dünyaya yeni bir bebek geliyor; peki ya aileler bu bebeği karşılamak için nasıl hazırlıklar yapıyor? Günümüzde cinsiyet partileri, pembe boyalı odalar, koca tekerli kamyon oyuncaklar, prenses elbiseleri, boy boy toplar, simli boyalar, küçük formalar ve çok daha fazlası ailenin üçüncü ferdinin cinsiyetine göre bu hazırlığı şekillendiriyor. Bu seçimler de çoğu zaman toplumsal cinsiyet kalıplarına göre yapılıyor.


Her birimizin toplumun bize biçtiği, beklentiler ve değerlere göre oluşturduğu kalıplaşmış davranışlara toplumsal cinsiyet rolleri denir. Bu roller, insanlardan birtakım kişilik özellikleri, belli durumlarda gösterilmesi gereken davranışlar, açığa vurulan veya vurulmayan duygusal ifadeler ve düşünce yapıları bekler.  Çocuklar da bu tarz rollerin hüküm sürdüğü bir toplumda doğmakta ve bu rollerin ışığı altında büyütülmektedir. Kız çocuklarının daha uysal, duygusal, uyumlu, sakin, narin ve uslu olmaları beklenirken erkek çocukları daha bağımsız, duygularını saklayan, aktif ve sert bir şekilde yetiştirilir. Böylece kendi ebeveynleri başta olmak üzere toplum tarafından kendilerine atfedilen bu rolleri zaman içerisinde içselleştirmeye başlarlar. Öyle ki, toplum erkeklere ağlamamaları gerektiğini söyler çünkü ağlayan erkek “güçsüz” kabul edilir. Bir kız çocuğunun sesini çıkarması, hakkını koruması, aktif bir şekilde söz hakkı olması çoğu geleneksel aile tarafından hoş karşılanmaz; bu düşünce yapısına göre kız çocukları pasif bir şekilde verilen kararlara uyum sağlamalıdır. Geleneksel bir ailede büyüyen kız çocuğunun tamircilik oynaması ya da ileride mühendis olma hayalleri ne kadar olumsuz karşılanırsa bir erkeğin ev işlerinde eşine destek olması ya da çocuklarına bakım vermesi de o kadar pekiştirilmeyen bir davranış olarak karşımıza çıkar. 

Kadınsı ve Erkeksi Kavramları

Peki, toplumsal cinsiyet kalıplarını tek pekiştiren içinde büyüdüğümüz toplum ve bizi yetiştiren ebeveynler midir? Yıllar içerisinde hızla gelişen teknoloji, sayısız sosyal medya hesabı, belli bir tutuma özgü çekilen dizi ve filmler, “kadınsı” ve “erkeksi” kavramlarına göre şekillenen modeller, ürün pazarlamasında kullanılan reklamlar ve çok daha fazlası bu kalıpların çocukların zihinlerine tohum şeklinde ekilmesine sebep olmaktadır. Örneğin Türk dizilerinde ana karakterler olarak karşımıza çıkan erkekler kendi şirketlerinin patronları, başhekimleri, mühendisleri, okul müdürleri ve bunlar gibi prestijli mesleklere sahip “başarılı” kişilerken kadınlara nasıl roller veriliyor? Ev hanımları, asistanlar, sekreterler ve asıl başarılı erkek karakterinin yanında kendisine destek olan “yardımcı” roller veriliyor. Bir diğer yandan küçük yaştan itibaren çocuklara anlatılan masallarda hep yardıma muhtaç prensesler ve kendisini kötü kalpli düşmanlardan kurtaran cesur yürekli kahramanlar yer alıyor. Ergenlik çağına gelen genç kızlar son derece zayıf modelleri izliyor, sosyal medya hesaplarından popüler kültüre göre şekillenen ünlü insanları kendilerine idol olarak alıyor, meslek seçimlerinde kendi ilgi alanları eğer bu rollerin sınırlarını geçerse çevreden destek bulamıyorlar. Bir araştırmada onlarca reklam incelenmiş; bu reklamlarda kadınlar şefkatli, anaç, muhtaç ve pasif olarak nitelendirilmiştir.  Erkeklerin olduğu sahnelerde ise daha az kendini ifade etme ve daha sert arka plan müzikleri tercih edilmiştir.

Üye olun çocuk gelişiminde size rehberlik edelim!
Doğumdan itibaren çocuğunuzun gelişimine göre günlük eğitim planı
Uzmanların hazırladığı 2.500’den fazla eğitici oyun
Uzmanlarla seminerler
Uzmanlara danışma

Toplumsal Cinsiyet Rollerinin Yaşam Boyu Gelişimi

Toplumsal cinsiyet rolleri yaşam boyu gelişim süresince değişim göstermektedir. 2-3 yaşındaki çocuklar cinsiyet kavramı ile tanışır ve cinsiyetler arasındaki farkları öğrenmeye başlarlar. 4-5 yaşlarına geldiklerinde birtakım oyuncakları, davranışları, kıyafetleri, renkleri ve hatta yapılması gereken belli başlı sorumlulukları cinsiyetlere göre ayrıştırmaya başlarlar. 5 yaşındaki bir kız çocuğu oyuncak bebeği ile oynarken erkek çocuğunun elindeki oyuncak araba ile oynamasını bekler. Bu oyuncakların temel farkı; kız çocukların oynadıkları oyunların odağında bakım verme ve fiziksel güzellik yer alırken erkek çocukların oyunları yarışma ve güç üzerine odaklanmasıdır. Bir araştırmaya göre 6-7 yaşındaki çocukların bu kalıpların dışına çıkan akranlarıyla daha az oyun oynadıklarını göstermektedir. Belirli davranış stilleri ve normlar içerisinde sosyalleşmeleri, kendilerini de belirli bir düzene uydukları için daha rahat hissettikleri şeklinde yorumlanmıştır. Hem bulundukları bilişsel gelişim basamağının (duyusal motor dönem) bu kalıplar dışında düşünmelerine izin vermemesi hem de bu kalıplara özgü bir yetiştirme modeline maruz kaldıkları için bu tercihi yaptıkları gözlenmiştir. Hâlbuki çocukluk dönemi, geleceğin toplumuna yön vermeye ilişkin değer ve becerilerin kazanılmaya başlandığı kritik bir dönemdir.  

Toplumsal Cinsiyet Eşitliğini İçin Farkındalığı Arttırmak  

Toplumsal cinsiyet rollerini kendi kültürü içinde değerlendirmek gerekir. Bu rollerin içeriğinin oluşmasında kültür etkin bir faktördür. Bandura’nın Sosyal Öğrenme Teorisi’nin de desteklediği gibi bu davranışlar doğuştan ve biyolojik olarak gelmez; kültürün de şekillendirdiği rol modellerinin gözlenmesi, benimsenmesi, şemaların oluşturularak içselleştirmesi sonucunda oluşur. Bu yüzden erken yaştan itibaren çocukları toplumsal cinsiyet kalıpları içerisinde yetiştirmek yerine toplumsal cinsiyet eşitliğini içselleştirecekleri şekilde yetiştirmek, onların daha sorgulayıcı ve empatik birer birey haline gelmeleri konusunda yardımcı olur. Değişim ve dönüşüme açık bir çevreden beslenerek gündelik sorumluluklarını toplumsal cinsiyetlerine göre değil, eşitlik ilkesi çerçevesinde paylaşırlar. 

Bu şekilde büyütülen çocukların kendi istedikleri kariyer seçimini özgürce yapabildikleri, daha verimli sosyal ilişkiler kurabildikleri ve kendilerini daha iyi ifade edebildikleri için sağlıklı bir psikolojik gelişime sahip olduğu görülmektedir. Özellikle bu kalıpların dışına çıkabilen çocukların kendilik algıları, yaşam doyumları ve özgüvenlerinin de daha yüksek olduğu görülmektedir. Özetle toplumsal cinsiyet kalıpları ve eşitliği üzerine verilecek eğitimin erken yaşta başlaması ve toplumsal düzeyde farkındalık yaratacak çalışmaların sürmesi, çocukların yaşam boyu gelişiminde uzun vadeli pozitif sonuçlar doğuracaktır.

REFERANSLAR

Erbaş, S. (2019). Küçük Zihinlere Yerleştirilen Toplumsal Cinsiyet Rolleri. Mavi Atlas.  

 

Güder, S. Y. (2014). Okul Öncesi Dönemdeki Çocukların Toplumsal Cinsiyet Algılarının İncelenmesi. HacettepeÜniversitesi.

 

Kılıç, A. Z. (2013). Ebeveynlerin Toplumsal Cinsiyet Algısı ve Çocuk Yetiştirmeye Etkileri. İstanbul Bilgi Üniversitesi. 

 

Saygan, B. H., & Uludağli, N. P. (2021). Yaşam Boyu Toplumsal Cinsiyet Rollerinin Gelişimi. Psikiyatride Güncel Yaklaşımlar- Current Approaches in Psychiatry, 13(2), 354–382.  


Üye olup, Haftalık Programımızı uyguladığınızda, 14 gün içinde çocuğunuzdaki değişimi fark edeceksiniz.
Çerez Kullanımı
Kişisel verileriniz, mevzuata uygun olarak toplanıp işlenir. Detaylı bilgi almak için Verilerin Korunmasını inceleyebilirsiniz.
X