Yazılar

Bebekler Yazın Nasıl Giydirilmeli?

Bebekler o kadar hassas canlılar olarak dünyaya gelirler ki, onları nasıl giydireceğimizi bilmek kolay değildir. Üşümeleri veya çok sıcak olmaları istenen bir durum değildir, dengelenmesi gereken bir durumdur. Özellikle yaz aylarında, sıcaklıklar yükseldiğinde ve sıcak hava dalgası başladığında, konu daha da hassas hale geliyor.

Doğumda, yeni doğmuş bir bebek henüz vücut ısısını iyi düzenleyemez.  Yenidoğanlar, dış sıcaklıklara karşı çok hassastır, vücut ısıları kolayca çok sıcak veya çok soğuk olabilir. Bebekler giyinmeleri gerektiğinde onları ne kadar giydirmemiz gerektiğini bilmek çok önemli bir durumdur. Ne kadar giydirilebileceğini bilmek ve dengelemek çok önemlidir, çok az veya çok fazla giydirilmemeleri gerekmektedir.

Doğal Malzemeler ve Açık Renkler

İlk kural: Terlemeyi teşvik eden ve tahrişe meyilli olan, ısı döküntüsü ve hatta dermatite yol açabilen sentetik malzemelerin aksine, bebeğin cildinin nefes almasına izin veren doğal malzemeleri tercih edin. Elbette pamuk tercih edilebilir ancak tek seçenek bu değil keten ve bambudan yapılan ürünlerde seçenek olarak kullanılabilir.

Renk tarafında, koyu renklerden çok daha az ısı emen açık renklerin  (beyaz, bej, pastel renkler) tercih edilmesi iyi olabilir.

Maksimum rahatlık için, kesinlikle güzel olan ancak bebeği rahatsız edebilecek önlükler, küçük fiyonklar, düğmeler ve diğer fırfırlar gibi fırfırlar içermeyen bol giysiler tercih etmeye özen gösterilmelidir.

Bebekler genel olarak çıplak olmayı sevmezler, kendilerini örtünmeye ihtiyaç duyarlar çünkü bu onları güvende hissettirir. Ayrıca çok terlerse en ufak bir esintiden üşütebilir. Gevşek bir tulum, rahat ve hafif olurken bu aynı zamanda onların rahat olmasını sağlayacaktır.

Küçük ayaklarına gelince, hava çok sıcakken onları örtmeye gerek yoktur. Onları açıkta tutmaktan zevk alacaklardır.

Zorunlu Koruma

Yaz aylarında ve hatta daha çok bir sıcak hava dalgası durumunda, günün en sıcak saatlerinde yeni doğan bebeğinizle dışarı çıkmanız önerilmez. Özellikle yaşamın ilk ayında bebeklerin dışarı çıkarmak önerilmez. Örneğin, ebeveynler gerçekten yürüyüşe çıkmak istiyorsa veya yeni doğan bebeklerini çocuk doktoruna götürmek zorundaysa, bunu sabah veya öğleden sonra geç saatlerde, daha serin saatlerde yapmaları tavsiye edilir.

Bebeği güneşten korumak için yorganın yumuşak üstünü bir bebek beziyle örtmek, iyi niyetle başlayan sık yapılan bir yanlış adımdır. Bu, havanın dolaşımını engeller ve davlumbaz altındaki sıcaklığın yükselmesine neden olan bir “fırın etkisine” neden olur. Bir şemsiye, havanın dolaşmasına izin verirken güneşten etkili bir şekilde koruyacaktır.

Ayrıca klimalı yerlere de dikkat edilmesi gerekmektedir: mağazalar, süpermarketler vb. Yeni doğan sıcaklık değişimlerine karşı çok hassastır, bu nedenle çabucak üşüyebilir. Zaten yeni doğanlar için tavsiye edilmeyen bu yerlere sık sık gelmemekte fayda vardır. Gerekirse, her zaman alt değiştirme çantasında olması için bebeği ek bir katmanla (küçük pamuklu hırka vb.) örttüğünüzden emin olun.

bebek yazlık pijama

Geceleri Ferahlığa Dikkat Edin

20 ile 24°C arasında ideal olan, bebeğe kısa kollu bir body ve hafif pamuklu pijama, hatta hafif bir uyku tulumu giydirmektir. Geceleri sıcaklık 25-26 °C’nin altına düşmeye çalışırken bebek tulum içinde bırakılabilir. Kumaş teri emecek ve olası cereyanlardan koruyacaktır. Gece boyunca karnı ve uzuvları üşüyorsa, ona hafif bir pijama vermekten çekinmeyin. En önemli şey her zaman bebeğinize uyum sağlamaktır.

 

Bu yazı Deren Yelmen tarafından yazılmıştır.

Anne Sütünün Saklanması ve Sağılması

Aileler söz konusu çocukları olduğunda her konuya titizlikle yaklaşmaya çalışırlar. Ailelerin titizlikle yaklaştıkları konulardan biri de anne sütünün sağılması ve saklanması durumudur. Çoğu ebeveyn bu durumun bebek sağlığına ve beslenmesi kötü etkileri olup olmadığını ve nasıl yapılacağını merak edebilirler. Bebeğin beslenme ihtiyacına herhangi bir nedenden ötürü hemen cevap verilemediği durumlarda anne sütünün önceden sağılmış olup saklanması önemlidir.

Anne Sütü Nasıl Sağılır?

  • Süt sağılma işlemi öncesi eller ve meme ucu iyice temizlenmelidir.
  • Annenin rahat ve sakin hissedeceği bir ortamda oturması gerekir.
  • Annenin kullanacağı süt sağma pompaları sterile edilmediler veya tek kullanımlık pompalar da tercih edilebilir.
  • Bu işlemi kolaylaştırmak için anne bebeğiyle tensel temas kurabilir. Bunun dışında bebeğinin fotoğraflarına bakmak da anneyi rahat hissettirecektir.
  • Anne sütü sağılması öncesi anne sıcak bir duşa girebilir veya sıcak içecekler içebilir.

Süt Sağma İşlemi İçin İdeal Bir Zaman Var Mıdır?

Bu sorunun cevabı anneden anneye değişiklik göstermekle birlikte genellikle anneler sabah saatlerini süt sağma işlemi için daha çok tercih ederler. Gece saatlerinde annelerin süt hormonları daha fazla çalıştığından sabah saatlerinde süt sağma işlemi daha uygundur.

Süt Sağma İşlemini Herkes Yapmalı Mıdır?

Doğum sonrasında bebeğin süt emmekle alakalı bir sorunu yoksa ve anne ile bebeğin ayrı olma gibi bir durum söz konusu değilse süt sağma işlemi yapılmasına gerek yoktur.

Anne Sütü Nasıl Saklanır?

  • Anne sütü özel torba veya kaplarda muhafaza edilmelidir. Bu kapların plastik olması daha çok tercih edilir,
  • Muhafaza edilen anne sütü buzdolabında 3-5 gün saklanabilir. Eğer anne sütü derin dondurucuda muhafaza edilirse bu süre 3 ay süresine kadar çıkar.
  • Acil bir durum için 30-60 ml anne sütü saklanmalıdır.

Daha Önceden Sağılmış Ve Saklanmış Sütün Kullanımı

  • Eğer anne sütü dondurulmuş ise bir gün önceden süt buzdolabına konulmalıdır,
  • Sütün 40C’nin üzerinde ısıtılmaması gerekir,
  • Süt ılık suyun altında bekletilerek veya ılık su dolu bir kaba konularak da ısıtılabilir,
  • Anne sütünün özülmesi sırasında sütün suyla temas etmemesine çok dikkat edilmelidir,
  • Isıtılan süt tekrardan dondurulmamalıdır.

Anne Sütünü Saklamanın Olumsuz Yönleri Var Mı?

Yapılan araştırmalara göre anne sütü ne kadar süre buzdolabı veya dondurucuda saklanırsa içindeki vitamin değerleri o kadar azalmaktadır. Bu bilginin ışığında anne sütünün çok beklenilmeden tüketilmesi gerekmektedir.

Nasıl Bir Pompa Tercih Edilmelidir?

Süt sağma işlemi için hem manuel hem de elektrikli pompalar bulunmaktadır. Elektrikli pompalar el gücü gerektirmezler. Bunun yanı sıra manuel pompalar ise el gücüyle çalışır fakat temizliği çok kolaydır. Anne adayları kendi alışkanlıklarına ve günlük yaşamlarına bakarak hangisi onlar için daha kullanışlı olacaksa o seçeceği seçmelidirler.

Süt Saklama Kapları Nasıl Olmalıdır?

  • Saklama kapları üzerinde etiket yerinin ve ölçek yerinin bulunması gerekir.
  • Saklama kabının hava almaması gerekmektedir.
  • Toksik maddeler içermediğine dikkat edilmelidir.

 

 

Emziren Anneler İçin Süt Artırıcı Çay Önerileri yazımızı da okumayı unutmayın.

 

Bu yazı Sena Damla İlik tarafından hazırlanmıştır.

Evlat Edinme Süreci Hakkında Merak Ettikleriniz

Evlat edinme bireylerin çocuk sahibi olma yolunda göz önünde bulundurdukları seçeneklerden bir tanesi olup, ebeveyn ve çocuk ilişkisini biyolojik yolla değil hukuk yoluyla bağlayan bir sistemdir. Ebeveyn ve çocuk ilişkisini kuran bu sistemde ailenin ve çocuğun bu sisteme uygun olmaları ve belli şartları sağlamaları gerekmektedir.

Evlat Edinme Şartları Nelerdir?

  • Evlat edinme işleminde bulunacak ebeveynlerin en az beş senedir evli olması.
  • Ebeveynler beş senedir evli değilse yaşlarının otuz ve üzeri olması.
  • Evlat edinme işleminde bulunacak olan ailenin evlat edilecek kişiden on sekiz yaş büyük olmaları.
  • En az iki sene evli olmak şartı ile ebeveynlerden biri diğerinin çocuğunu evlat edinebilir.
  • Evli olmayan kişiler otuz yalını doldurmak kaydı ile evlat edinebilirler.

Evlat Edinme Süreci

Evlat edinme işlemleri evlat edinilecek çocuğun yasal vasisinden veya biyolojik aileden ve Aile, Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanlığına bağlı kuruluşlara başvurularak başlatılabilir. Başvurulardan sonra ebeveynlerden karar sürecini rahatlatacak bütün belgeler istenir ve kendileriyle beş görüşme yapılarak inceleme raporu oluşturulur. Bu rapor olumlu bir şekilde sonuçlanırsa aileler sıraya alınır. Bu sıralamada çocuğun sağlık durumu, yaşı ve eğer kardeşi varsa ikisinin de birlikte istenmesi gibi durumlar göz önünde bulundurulur ve kardeşlerin birlikte istenmesi durumunda sıralamaya bağlı kalınmayabilir.

Evlat edinme işlemlerinde sıranın aileye gelmesi durumunda çocuk ailenin yanına bir seneliğine “Evlat Edinme Öncesi Geçici Bakım Sözleşmesi” ile yerleştirilir ve bu sene içerisinde her üç ayda ailenin ve çocuğun durumu izlenir. Bu bir sene içerisinde ailenin sosyal ve ekonomik durumlardaki değişimleri de inceleme altına alınır ve sürenin sonunda evlat edinme davası açılır.

Evlat Edinme İşleminden Ailenin Vazgeçmesi Durumunda Ne Olur?

Evlat edinen ailenin veya evlat edinilen çocuğun ciddi bir sağlık sorunu olmadığı takdirde gerçekleştirilen başvuru iptallerinde ailenin dosyası iptal edilir ve bu ailenin sonradan yapacakları evlat edinme işlemleri başvuruları bu durumdan dolayı reddedilir.

Evlat Edinme İşlemi Gerçekleştiren Aileye Devlet Yardımı Sağlanır Mı?

Evlat edinme işlemlerinde devlet tarafından sosyoekonomik destek sağlanmaz.

Çocuğa Evlat Edinme Süreci Ne Zaman Aktarılmalıdır?

Evlat edinme süreciyle alakalı yapılan psikolojik çalışmalar sonucu çocuğun henüz sosyalleşme evresine geçmediği, anne ve babanın en önemli konumda yer aldığı 4-6 yaş aralığı en iyi dönem olarak tespit edilmiştir.

Çocuklar Biyolojik Ebeveynleri Hakkında Soru Sorduklarında Nasıl Davranılmalıdır?

Evlat edinme süreci hem ebeveynler hem de çocuk için birçok katmanda zorlu bir süreçtir. Evlat edinilen çocuk bu durumun bilincine vardığında biyolojik ebeveynleri ve bu süreç hakkında bir sürü soru işaretine sahip olabilir. Çocuğun kafasında oluşabilecek soru işaretlerini en iyi ve en sağlıklı şekilde gidermek amacıyla ebeveynler çocuğun yaşını da dikkate alarak soğukkanlı ve rahat bir duruşla çocuğun sorularını yanıtlamalıdırlar. Çocuklar bu durumu öğrendiklerinde terk edildiklerini düşünebilirler ve bunun gibi çeşitli duygusal çatışmalar yaşayabilirler. Bu duygusal çatışmaları önlemek amacıyla ebeveynler çocuklarını sevdiklerini ve onun yanında olduklarını belli etmelidirler. Bununla birlikte çocuğun soruları aile tarafından özveriyle yanıtlandığında olası bir travma daha rahat bir şekilde önlenebilir veya atlatılabilir.

Evlat Edinme İşlemi ile Koruyucu Aile Arasındaki Fark Nedir?

Bu iki husus arasındaki en önemli farklılık velayet konusudur. Bir çocuk evlat edinildiği zaman bu çocuğun velayeti evlat edinen aileye geçmektedir. Koruyucu aile sisteminde ise bu söz konusu değildir. Koruyucu aile sisteminde bu görevi yerine getiren aile çocuğun bakımı gibi belli başlı sorumlulukları devletle birlikte yürütür ancak çocuğun velayetine sahip olamaz.

Koruyucu Aile Olmak İçin Sağlanması Gereken Şartlar Nelerdir?

  • C. vatandaşı olmak,
  • 25-65 yaş aralığını sağlamak,
  • Türkiye sınırları içerisinde ikametgah etmek,
  • Düzenli bir gelir sahibi olmak ve en az ilkokul mezunu olmak.

Koruyucu Aile Süreci

Koruyucu aile işlemleri için dilekçe ile Aile, Çalışma ve Sosyal Hizmetler İl Müdürlüğüne başvuru yapılır. Başvuru sonucu kişiler istenilen belgeleri tamamladıklarında belli bir inceleme süresinden geçerler. Bu inceleme süreci sonucu onay alındığı takdirde aile uygun çocukla eşleştirilir ve bir sözleşme imzalanır. Bu sözleşme sonucu çocuk ailenin yanına yerleştirilir ve denetimler bundan sonra da devam eder.

 

 

Bu yazı Sena Damla İlik tarafından yazılmıştır.

 

Kışın Bebekler Nasıl Giydirilmeli?

Kışın Bebeğinizi Evde Nasıl Giydirmelisiniz?

Soğuk havalar, bebeklerini nasıl giydireceğini bilmeyen genç ebeveynler için bir endişe kaynağıdır. Birçok ebeveyn, gerekli olmamasına rağmen küçük çocuklarını aşırı giydirme eğilimindedir.

Kışın bebeğinizi evde nasıl giydirmelisiniz

Yeni doğan bebeğiniz henüz vücut ısısını iyi kontrol edemez. Bu nedenle soğuğa bizlerden daha duyarlıdır. Ebeveynler olarak, aşırıya kaçmadan onları sıcak tutacak kıyafetler tercih etmeli ve sıcak giyindiğinden emin olmalısınız. Burada asıl amaç yenidoğan bebeğinizi sıcak tutarken terlemesini engellemektir.

Evde ve dışarısı soğuk olduğunda, onu uzun kollu bir body ve bol, rahat bir kıyafetle giydirebilirsiniz.

Yenidoğan bebeğinizin ilk haftalarında ve sonraki aylarda göbeği çıtçıtlarla kapatan pijamaları tercih edebilirsiniz, bu pijamalar sizlere kolaylık sağlayacaktır çünkü değiştirmeniz gerekirse, onu takıp çıkarmak daha kolay olacaktır.

Bebeğinizin Terleyip Terlemediğini Nasıl Anlarsınız?

Bebeğin çok sıcak olup olmadığını anlamanın en iyi yolu ensesine dokunmaktır. Eller ve ayaklar genellikle daha soğuk olduğu için iyi göstergeler değildir. Hava sıcak ve nemliyse, çocuğunuz çok sıcaktır ve en iyisi bir kat giysi çıkarmaktır. Aksine, ensesi soğuksa, ona başka bir kat daha giysi giydirebilirsiniz.

Yatağa giderken bebek odasındaki sıcaklığın 16 ile 20°C arasında, ideal olarak 18°C ​​civarında olup olmadığını kontrol etmeniz bebeğinizin vücut sıcaklığı açısından iyi olur . Bunun için basit bir termometre veya elektronik bir cihaz kullanabilirsiniz. Ayrıca uzun kollu bir body, pijama ve uyku tulumu onu yatağında sıcak tutacaktır. Nemli cilt, nemli saç veya huzursuzluk gibi bebeğin çok sıcak olduğuna dair bazı işaretler vardır. Bu gibi durumlarda bebeğinizin üzerinden bir kat giysi çıkarabilirsiniz.

Kışın Dışarı Çıkmak için Bebek Nasıl Giydirilmeli?

kışın dışarı çıkarken bebeğe ne giydirilir

 

Çocuğunuzun hava durumu fark etmeksizin biraz temiz hava alması ve gün ışığını görmesi için dışarı çıkması önemlidir. Dışarı çıkmadan önce çocuğunuzun başını çenesinin altından geçen ve kulaklarını da kapatan bir bere ile kapatın.

Küçük çocuğunuzun elleri ve ayakları daha hızlı soğur, bu nedenle dışarı çıkmadan önce onları iyice örtmeniz ve dışarıda bulunduğunuz süre boyunca sıcak olduklarından emin olmanız gerekir. Bunu yapmak için eldiven, çorap ve bir ayakkabı tercih edebilirsiniz.

Bebeği kışın iyi giydirmek için birkaç kat giysi giydirmekten çekinmeyin. Bunlar bir yalıtkan görevi görür. Gerekli durumlarda üzerinden bir kat giysi çıkarabilirsiniz. Kural şu ​​ki, bebek her zaman sizden bir kat daha fazla giyinmeli çünkü hareket etmedikleri için vücutları daha çabuk soğur.

Bebeğinizi bebek arabası ile gezdirdiğiniz durumlarda onu soğuktan daha da fazla korumak için uyku tulumunun üzerine bir battaniye ekleyebilirsiniz. Rüzgâr, yağmur veya kar durumunda plastik bir örtü de çok pratiktir.

Bebeğinizle bir taşıyıcıyla dışarı çıkarsanız, onu ya ceketinizin içine ya da dışına doğrudan size karşı oturtmanız iyi olabilir. İlk seçeneği seçerek tulum giymenize gerek kalmaz, ancak kabanın bebeğin yüzünü kapatmadığından emin olmalısınız. Aksi takdirde, ona bol bir kar elbisesi giydirin ve gerekirse bir battaniye ekleyin. Rüzgar ve ısı, yeni doğan bebeğinizin ince, narin cildine zarar verebilir. Bu nedenle, vücudun en çok maruz kalan kısımları olan yüz ve ellere biraz krem ​​sürerek bebeğin cildini içeride ve dışarıda nemlendirmeyi unutmayın.

Son olarak, ebeveynler soğuktan korktukları için çocuklarını çok sıcak giydirme eğiliminde olabiliyorlar, bunun gerekli olmadığını ve tehlikeli olabileceğini lütfen unutmayın.

 

 

Bu yazı Deren Yelmen tarafından yazılmıştır.

Koruyucu Aile Nedir? Koruyucu Ailenin Şartları Neler?

Çocuk Gelişim Sürecinde Sağlıklı Aile Yapısının Önemi

Birçok gelişim uzmanı çocuğun içinde yaşadığı ve geliştiği çevresinin kişilik gelişimini ile büyük ölçüde bağlantılı olduğunu savunmaktadır. Sağlanan uygun ve sağlıklı bir aile ortamının çocuk gelişiminin çeşitli bileşenlerinde etkisi büyüktür. Örnek olarak çocuğun sosyal ilişkilerindeki becerileri yani çocuğun dış çevre ile teması ve iletişim becerisi sağlanan güvenli ev ortamı desteği ile gelişir. Çocuk ev ortamını merkez alarak dış dünyaya karşı bir tutum sergiler ve çocuğun sosyal becerileri bu güvenli alan temel alınarak gelişir. Bu alanda pek çok gelişim bileşenine örnekler ile değinmek mümkün ve kısaca bu örnekler de her becerinin ve her mental gelişimin aile esaslı ilerlediği yönündedir. Özetle çocuğun her temel gelişiminin ve erişkin yaşamındaki becerilerinin, zihinsel ve fiziksel sağlının büyüdüğü çevreye ve büyük ölçüde aile ortamına dayandığını söyleyebiliriz.

Koruyucu aile nedir?

Çocukların korunması ve aynı zamanda gelişimlerinin mental, fiziksel ve sosyal açıdan sağlıklı bir şekilde ilerlemesi toplum için çok büyük önem taşımaktadır. Çocukların gelişiminin ve korunmasının toplum sürdürülebilirliği ve devamlılığı için büyük önem taşımasının en büyük nedeni ise bir toplumun geleceğini çocukların oluşturmasıdır. Bu gelecekte sağlıklı ve ufku açık bireylerin yetişmesiyle çağdaş bir toplum yaratmak çocuklarımızın elinde. Bu sebep ile vizyonu geniş ve topluma yararlı bireylerin yetişmesi gelecekteki toplum düzeni için mühimdir. Çocuğun gelişim aşamasında büyüdüğü ortamın ve bulunduğu aile yapısın gelecekteki kişiliğine ve aynı zamanda erişkin yaşamındaki hayatındaki etkisi yapılan araştırmalar ile desteklenmektedir. Çocuğun gelişimi için en uygun ortamı sağlamak sadece ailenin sorumluluğu değil aynı zamanda devletin de sorumluluğudur.

Devletin çocukların korunması ve topluma sağlıklı bireyler yetiştirmek adına sağladığı hizmetlerden biri koruyucu aile bakımıdır. Koruyucu aile belli nedenler dolayısıyla öz ailesinin yanında bakımları sağlanamayan veya bulunduğu ailenin içindeki durumlar kaynaklı o ailenin yanında yaşaması mümkün olmayan çocukların devletin hukuki ve sosyal denetimi altında başka bir aile tarafından bakımının karşılanması ve yetiştirilmesine denir. Gönüllü ailelerin yanında uzun süreli veya kısa süreli bir şekilde bakılması sorumluluğunu üstelenen koruyucu aileler bu süreci gönüllü olarak veya belli bir ücret karşılığı yapabilmektedir.

Koruyucu aile modelleri

Dört çeşit koruyucu aile modeline değinilmiştir. Bunlar Akraba veya Yakın Çevre Koruyucu Aile Modeli, Geçici Koruyucu Aile Modeli, Süreli Koruyucu Aile Modeli ve Uzmanlaşmış̧ Koruyucu Aile Modeli olarak tanımlanmaktadır.

Akraba veya Yakın Çevre Koruyucu Aile Modeli

Bu model kan bağı bulunan akrabaların veya çocuğun çevresinde bulunan ve aynı zamanda çocuğun iletişim içinde olduğu bakıcı, komşu gibi olan bireylerin ve ailelerin sağladığı bakımı içermektedir.

 Geçici Koruyucu Aile Modeli

Bu model çeşitli sebepler ile henüz hakkında hizmet planı olmayan ve kuruluş bakımına yerleştirilmemiş çocuklar için bu konuda eğitim desteği bulunan profesyonel düzeye gelmiş kişi ve ailelerin sağladığı bakımı kapsamaktadır. Bu bakım geçici bir süre için geçerlidir, bu süre en fazla bir ay sürmektedir.

Süreli Koruyucu Aile Modeli

Kalıcı bir ailenin yanına yerleşemeyen ve biyolojik ailesinin yanına kısa süre içinde döndürülme imkanı bulunmayan çocuklar için sağlanan bakımdır.

Uzmanlaşmış̧ Koruyucu Aile Modeli

Özel ihtiyaçları olan çocukla için lisanslı ve eğitim destekli profesyonel düzeye gelmiş kişi ve ailelerin sağladığı bakımdır.

Koruyucu Aile Olmanın Şartları

Hukuk sistemimizde korunmaya muhtaç hale gelmiş çocukların devlet tarafından korunması hakkında kanun bulunmaktadır, 2828 sayılı Kanun içeriğinde çocukların korunması ve sağlıklı bireyler olarak yetişmeleri için olan kurum bakımını ve koruyucu aile bakımını da kapsar. Aile ortamında yetişmesi mümkün olmayan çocuklar için aile ortamına denk bir ortam sağlanması koruyucu aileler ile mümkündür. Devlet denetiminde ilerleyen bu süreçte koruyucu aile olmanın belirli şartları vardır. Bu şartlar:

  • Koruyucu aile olmak için bireyin T.C vatandaşı olup aynı zamanda yaşı 25-65 yaş arasında olmalıdır.
  • Yukarıdaki kriterlere ek olarak kişinin sürekli olarak Türkiye’de ikamet etmesi, en az ilkokul mezunu olması ve düzenli bir gelire sahip olması gerekir.
  • Kişinin koruyucu aile kriterlerine uyduğu sürece medeni hali önem taşımamaktadır. Ancak bekar kişilerin 30 yaşını doldurmuş olmaları gerekir.
  • Çocuğun velayeti halen daha biyolojik ailesindedir bu sebeple çocuğun adı ve soyadı değiştirilemez.
  • Koruyucu ailelerin ev ve sosyal ortamını çocuk yetiştirmek için uygun bir ortam haline getirmesi gerekir.

Koruyucu Aile Olmak İçin Nasıl Başvuru Yapılır ?

koruyucu aile başvurusu

Kriterleri sağlayan tüm bireyler koruyucu aile olmak için ikamet ettiği yerdeki Aile ve Sosyal Politikalar İl Müdürlüğü’ne başvuruda bulunabilir. Başvuru sonrası belirli evraklar toplanır ve tamamlanır. İstenilen belgeler şu şekildedir:

  • TC. kimlik numarası beyanı veya kimlik kartı fotokopisi
  • Vesikalık fotoğraf (Bir adet yeterli olacaktır.)
  • Öğrenim durumunu gösteren belgenin onaylı örneği
  • Adli sicil belgesi
  • İş, gelir ve sosyal güvenlik durumunu gösteren belgenin onaylı örneği
  • Koruyucu aile olmak için başvuran kişinin çocuğu etkileyebilecek fiziksel engeli, ruhsal rahatsızlığı ve bulaşıcı hastalığının olmadığını gösteren doktor raporu (Bu rapor üniversite veya devlet hastanelerinden alınabilmektedir.
  • Ek olarak kişinin medeni hali evli ise tüm belgeler her iki bireyden de istenmektedir. Ayrıca adli sicil belgesi ile doktor raporu aile ile birlikte yaşayan kişiler olduğu takdirde onlardan da talep edilmektedir.

–  Hizmet devam ettiği sürece koruyucu aileye yeni katılan aile bireyleri için iki yılda bir doktor raporu ve      adli sicil belgesi yenilenmelidir.

Koruyucu Aile Olma Sürecinde Bilinmesi Gerekenler

koruyucu aile olma süreci

Çocuk koruyucu ailenin yanında olsa dahi biyolojik ailesi ile görüşme hakkına sahip olup kurum tarafından uygun ortam, zaman zaman aralıklarında kurum uzmanlarının eşliğinde görüşme yapabilirler. Bu görüşme kurum bünyesinden bir sosyal hizmet uzmanı eşliğinde gerçekleştiğinden koruyucu aile ve biyolojik aile bir araya gelmez ve koruyucu aile ile görüşme bilgileri paylaşılmaz.

Hangi durumlarda çocuğun koruyucu aileden alındığına gelirsek değinildiği gibi bu süreç devlet denetiminde ilerlemekte ve bu süreç sosyal hizmet uzmanı tarafından hazırlan sosyal inceleme raporunda ayrıntılı bir biçimde değerlendirilmektedir. Koruyucu ailenin üstlendiği yükümlülükleri yerine getirmediği, koruyucu ailenin istenilen biçimde çocuğa bakmadığı tespit edildiği, koruyucu ailenin herhangi bir nedenle koruyucu aile olmaktan vazgeçtiği veya çocuğun koruyucu aileye yerleşme nedeni ortadan kalktığı durumlarda hazırlanan rapor Koruyucu Aile Komisyonuna bildirilir ve sözleşme iptali gerçekleşerek çocuk aileden geri alınır. Ayrıca bu komisyon koruyucu ailelerin niteliklerini de denetleyip, değerlendirmektedir. Örneğin bu komisyona bağlı sosyal hizmet uzmanı tekrardan rapor ile belli gerekçeler belirttiğinde koruyucu aile statüsü iptal edilebilir, koruyucu aile statüsü iptal edildiğinde ise o aileye bir daha başka bir çocuk için koruyucu aile olma hakkı verilmez.

Evlat edinme ile en büyük farkı koruyucu ailelerin velayeti haklarının olmamasıdır, evlat edinmede ise mahkeme kararı ile çocuğun velayet hakları devredilmektedir. Aynı zamanda koruyucu aile olmak gönüllü aile olmaktan da farklıdır. Gönüllü aileler kuruluşta bakımı sağlanan çocuklar için kurumun uygun bulduğu dönemlerde ailelerin yaptığı ziyaretlerin yanı sıra çocukları haftasonları veya belli özel günlerde evlerinde misafir ettiği aileleri kapsayan bir hizmettir.

Koruyucu Aileye Yapılan Ödemeler

Koruyucu ailenin yanında yaşamaya başlayan çocuğun bakımı, eğitim ve yetiştirilmelerine ilişkin harcamalara karşılık aylık net ödeme yapılır. Bu ödeme çocuğun durumuna yani varsa engellilik durumuna ve yaş durumunu göre değişkenlik göstermektedir. Bu ödemenin yanı sıra çocuğun okul servis ücreti, sınavlara hazırlık kurs ücreti içinde yılda belirlenen bir ödeme sağlanmaktadır. Ayrıca yıllık olarak çocuğun eğitim masrafları karşılığı 3 katı tutarında ödeme yapılmakta ve buna ek olarak yılda 2 kez giyim masraflarını 2 katı tutarında ödeme yapılmaktadır. T.C Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığının resmi internet sitesine göre koruyucu ailelere ödenen ücret (10270) gösterge rakamının memur aylık katsayısı ile çarpımı sonucunda elde edilen rakamın sırasıyla %50’si, %75’i, %80’i, %85’i ve %90’ı alınarak belirlenmektedir. Harçlıklar için ise kuruluş bakımındaki çocuklar için yapılan hesaplama ile belirlenmekte olup memur maaş katsayısı sırasıyla okul öncesi 0-3 yaş 600, İlköğretim 1-4 ve 5-8. sınıfı 900, Lise ve dengi okul 1200 ve Yükseköğrenime devam edenler için 2000 gösterge rakamı ile çarpılarak bulunan miktar kadar ödeme yapılmaktadır. Örneğin 0-3 yaş için aylık ücret 923,26₺ olup 4-5 yaş için 1.384,89₺’dir

 

 

 

Bu yazı Serra Şenol tarafından yazılmıştır.

Çocuklar İçin Çizgi Film Önerileri

Ebeveynler için söz konusu çocukları ve çocuklarının eğitimi olduğunda her konuyu dikkatle ele alırlar. Bu bağlamda çocukların okuduğu kitaplar, oynadıkları oyunlar ve izledikleri filmler çocuk yetiştirmede ailelerin önemle inceledikleri alanlar olup çocuk gelişimini mühim derecede etkilerler. Bu aktiviteler içerisinde özellikle çizgi film izlemek, çocukların en sevdiği aktivitelerden biri olup çocuk davranışları üzerinde göz ardı edilemeyecek kadar büyük bir etkiye sahiptir. Bu bilgiler ışığında ailelerin çizgi filmler hakkındaki bazı sorularına yanıt getirmeye çalışacağız.

 

Hangi Türde Çizgi Filmler Tercih Edilmeli?

çizgi film seçerken dikkat edilmesi gerekenler

Çizgi filmler çocukların hayal dünyasını genişletir ve bu hayal dünyası çerçevesinde çocukların davranışlarını da biçimlendirebilir. Bu bağlamda çocuklara izletilecek çizgi filmlerinin yanlış örnek oluşturmaması için filmler özenle incelenmelidir.

Çizgi film seçiminde dikkat edilmesi gereken bazı unsurlar şunlardır;

  • Çizgi filmin çocuğun yaşına uygun olması,
  • Şiddet içeriklerinin çizgi film içerisinde yer almaması,
  • Herhangi türde bir ayrımcılığa teşvik edici sözler ve davranışların bulunmaması,
  • Eğitici ve öğretici içeriklerin bulunması,
  • Aile, kardeş ve arkadaşlık ilişlerindeki diyalogların film içerisinde pozitif bir şekilde aktarılması.

Çizgi Filmlerin Pozitif Etkileri Nelerdir?

  • Çocukların kendi akranlarıyla ve büyükleriyle nasıl iletişime geçebileceklerini öğretir,
  • Çocuklara hangi durumlarda nasıl davranmaları gerektiğini çocukların ilgisini çekerek aktarabilir,
  • Çocukların hayal dünyasını geliştirerek çocuğa farklı bakış açıları kazandırabilir,
  • Dilsel becerilerini geliştirebilir.

Hangi Yaşlarda Çizgi Film İzlenmeli?

Pedagogların yapmış oldukları çalışmalara göre iki yaşından önce çocuklara çizgi film izletilmemelidir. 0-2 yaş aralığındaki bebeklerin gerçeklik ve hayal dünyası arasındaki ayrımı net bir şekilde yapamayacaklarından dolayı bu dönemdeki çocukların çizgi film izlemesi onların gelişiminde bir karmaşaya sebep olabilir.

Çizgi Film Ne Kadar Süreyle İzlenmeli?

çocuklar için ideal çizgi film süresi

Çizgi film izleme süreleri hakkında yapılan çalışmalar sonucu pedagoglar 2 yaşındaki çocukların günde yarım saat süreyle, 3 yaşındaki çocukların günde en fazla 1 saat ve 3 yaş üstü çocukların günde 1,5-2 saat çizgi film izlemeleri önerilmiştir.

Çizgi Film Önerileri

Çocukların hayal dünyasını genişletecek ve aynı zamanda hem aile hem de arkadaşlık ilişkilerinde örnek olabilecek bazı çizgi filmler;

  • Peppa Pig
  • Şirinler
  • Arı Maya
  • Winnie The Pooh
  • Rafadan Tayfa
  • Charlie ve Lola

Bebek Maması

Bebek mamaları genel olarak anne sütüne benzetilmeye çalışılmıştır. İçeriğinde inek sütü tozu bulunsa da bu sütün zararlarına sahip değildir. İnek sütüne göre sindirimi kolay olmakla birlikte, minerallerin daha kolay emilmesini sağlar. Bunlara ek olarak, alerjik durumlar göz önüne alındığında bebek mamaları ile inek sütünü karşılaştırdığımız zaman ise bebek mamalarındaki alerji riskinin daha düşük olduğunu görmekteyiz. Bebek mamaları genel olarak altıncı aydan sonra kullanılır. Ancak bebekler doğumdan sonra anne sütüne ek ya da tamamen bebek mamasıyla beslenebilirler. Eğer anne sütü vermenizde herhangi bir problem yok ve sütünüzün besleme durumu yeterli ise ilk 6 ay anne sütünde ısrarcı olmanızı tavsiye ederiz. Doktorunuzun önerisi ile mama kullanacak iseniz, bebeğinizin durumuna en uygun mamayı doktorunuzun önerisi ile seçmenizi tavsiye ederiz.  Bebeğinize altıncı aydan itibaren iki yaşına kadar anne sütüyle birlikte normal gıdaya geçişlerde ek gıda olarak bebek mamaları kullanabilirsiniz.

Piyasada birçok bebek maması çeşidi bulunmaktadır ve sizlerin de mama seçerken dikkat etmeniz gereken şeyler vardır. Seçeceğiniz mama sağlık bakanlığından onaylı olmalı, içeriğinde tatlandırıcı, renklendirici vs. olamamalı, bebeğinizi beslemesi için yeterli besin içeriklerine sahip olmalı, bebeğin sindirim sistemini zorlamamalı ve kolay sindirilebilir olmalı, kutusu düzgün, açılmamış ve teneke kutu ise pas olmamalı, son kullanma tarihi geçmiş olmamalı ve tatbikîde anne sütüne yakın olmalıdır. Bu kriterlere baktıktan sonra bebek mamalarının çeşitlerini görmekteyiz.

Biberon Maması

Biberon mamalarından, devam sütlerinin çeşitlerinden başlayacak olursak İlk olarak Yeni doğanlar için olan mamalar anne sütüne benzetilmiş mamalardır. İkinci olarak ise gazlı bebekler için olan mamalar vardır ve bu mamalarda proteinler daha küçük halde bulunmakta ve prebiyotik lifler içermektedir. Üçüncü olarak ise protein hidrolizatlı mamalar bulabilirsiniz. Bu mamalar bebeğinizin inek sütüne alerjisi varsa kullanabileceğiniz mamalardır. Bunun dışında prematüre bebekler, ishal / laktoz inteloransı ve reflüsü olan bebekler için de çeşitli mamalar bulunmaktadır.

Devam sütlerinin anne sütüne yakın olması için içeriklerinde bulundurmaları gereken maddeler şu şekilde olmalıdır;

  • Uzun zincirli pufa, bebeğinizin bağışıklık sistemini desteklemekle beraber beyin ve göz gelişiminde etkilere sahiptir.
  • Prebiyotik lifler ve prosbiyotikler, bebeğinizin kakasını yumuşatır, bağırsaklarındaki yararlı bakterileri besler ve bağışıklık sistemini destekler ve bu şekilde hastalıklara sebep olan bakterilerin çoğalmasını engeller.
  • Taurin, her mamada yer almayan bu madde, anne sütünde bulunur ve yeni doğan bebekler bu maddeyi üretemezler.
  • Nükleotit, bilgi depolama ve aktarımında kullanılır.

Devam Sütleri

APTAMIL 1

aptamil devam sütü

İçeriğindeki patentli prebiyotik lif karışımı ve postbiyotikler bağışıklık sistemini destekler. Bu patentli karışım sayesinde Aptamil anne sütüne en çok benzeyen mama denilebilir. Bunlara ek olarak omega-3, omega-6, uzun zincirli PUFA, taurin, nükleotit, vitamin ve mineraller bulunur. Aptamil Avrupa Birliği Regülasyonu’nun onayladığı tek prebiyotik karışımdır. İçeriğinde şeker bulunmaz.

Ürünlerin fiyatları ağırlıklarına göre 60 tl’den başlayıp 150 tl’ye kadar çıkmaktadır.

Her 30 ml suya bir dolu ölçek toz formül eklenerek hazırlanır.

APTAMIL PROSYNEO

APTAMIL PROSYNEO

Aptamil Prosyneo içeriğindeki proteinler küçültülmüş yapıdadır. Anne sütünde bulunan probiyotik çeşidi olan bifidobakterium breve M16-V içerir.  Bu karışım bebeğin daha rahat sindirim yapmasına yardımcı olur ve alerji riski olan, gazlı ve kabızlık sorunu yaşayan bebeklere önerilebilir. Ayrıca bağışıklık destekleyici özelliği nedeniyle özellikle sezaryen doğumlarda ve antibiyotik kullanımı ve alerjik bünyeli bebeklerde önerilir. Ayrıca tadı anne sütüne en yakın mamalardan biridir. İlave şeker içermemektedir.

Bu ürün 350 gr olarak bulunmakta ve fiyatı 120 ile 180 TL arasında değişmektedir.

Her 30 ml suya bir dolu ölçek toz formül eklenerek hazırlanır.

APTAMIL CONFORMIL

Aptamil Conformil

Aptamil Conformil mama ise diğerlerinden farklı olarak çok yoğun gaz sancısı olan ve kolik problemi olan bebeklere önerilmektedir. İçeriğinde balık yağı, prebiyotik lif, taurin ve nükleotit vardır. Şeker içermemektedir.

Bu ürün 300 gr olarak bulunmakta ve fiyatı 75 ile 90 TL arasında değişmektedir.

Her 30 ml suya bir dolu ölçek toz formül eklenerek hazırlanır.

BEBELAC VE BEBELAC GOLD

BEBELAC VE BEBELAC GOLD

Anne sütüne en yakın diğer marka ise bebelac 1. İçeriğinde demir, omega-3, omega-6, protein, kalsiyum, folik asit, vitamin, mineral,  prebiyotik lif, balık yağı, nükleotit ve taurin bulunur.İçeriğinde bulunan demir ve B12 bebeğin bilişsel gelişimini desteklemektedir. Bu formül yeni doğan için hazırlanmıştır. Diğer bir çeşit olan bebelac gold 1 ise fermante edilmiş besinlere sahiptir. Fermantasyon sayesinde bebeğin bağırsak gelişimini destekler. İçeriğinde şeker bulunmamakta ve karbonhidratını laktozdan almaktadır.

Ürünlerin fiyatları ağırlıklarına göre 60 TL’den başlayıp 130 TL’ye kadar çıkmaktadır.

Her 30 ml suya bir dolu ölçek toz formül eklenerek hazırlanır.

 

HİPP

HIPP devam sütü

HİPP Organik Combiotic Bebek Sütü 1 Bu mama tamamen organik sütten üretilmektedir. İçeriğinde ilave şeker bulunmamakta, karbonhidrat olarak laktoz içermekte ve glütensizdir. İçeriğinde bulunan uzun zincirli yağ asitleri sindirim sıkıntısı çeken bebekler için uygundur.

İyot, K,E, C, B2 ve Biotin vitamini kaynağıdır.

Ürünlerin fiyatları ağırlıklarına göre 95 TL’den başlayıp 200 TL’ye kadar çıkmaktadır.

Her 30 ml suya bir dolu ölçek toz formül eklenerek hazırlanır.

SMA

SMA Optipro 1 hem anne sütü hemde mama içen bebekler için üretilmektedir. Mamadaki protein teknoloji sayesinde bebeğinize uygun miktarda ve kalitede bir beslenme sunmakta. Anne sütüne çok yakın olan seçeneklerden biri olmasıyla birlikte içeriğinde uzun zincirli PUFA eklemesi vardır. Gluten içermez ve süt, soya ve balık yağı içerir. Bu sebeple alerjisi olan bebekler için önerilmemektedir. Ancak bu karışım prebiyotik içermemektedir bu sebeple kabızlık yaşayan bebeklere önerilmemektedir.

SMA Comfort ise hiç anne sütü almayan bebekler için uygundur.

A, D, E, K, C, B1, B2 ve B12 kaynağıdır.

Ürünlerin fiyatları ağırlıklarına göre 85 TL’den başayıp 185 TL’ye kadar çıkmaktadır.

Her 30 ml suya bir dolu ölçek toz formül eklenerek hazırlanır.

HUMANA

 

HUMANA devam sutu

 

Omega-3, omega-6, galakto-oligosakkarit ve nükleotit ilavelidir. Karbonhidratı ise laktozdan almaktadır.  DHA, demir ve omega 3 içererek bebeklerin zihinsel gelişimlerine katkı sağlamaktadır.

Bu ürün 800 gr paketlerle satılmaktadır ve ürünün fiyatı 110 TL.

Her 30 ml suya bir dolu ölçek toz formül eklenerek hazırlanır.

 

SİMİLAC 1

similac devam sütü

Eğer anne sütü ile beslenme mümkün değil ise Smilac 1 önerilebilir. 0-6 aylık bebeklerin beslenmesinde kullanılabilir. Hiçbir yapay büyüme hormonu içermez. Palm yağı içermez, nükleotid ve DHA eklentisi vardır. Süt bazlı formülü bebeklerde bulunan laktoz intoleransını gidermek için yapılmıştır.

Ürünlerin fiyatları ağırlıklarına göre 45 TL’den başlayıp 100 TL’ye kadar çıkmaktadır.

Her 60 ml suya bir dolu ölçek toz formül eklenerek hazırlanır.

GOLDEN GOAT

GOLDEN GOAT devam sütü

Keçi sütünden yapılan bu mama değişik protein yapısı sunmaktadır. İçeriğinde palm yağı içermemektedir. İçerik açısında karmaşık olmayan bir yapıya sahiptir. Keçi sütünden yapıldığı için diğer mamalara göre daha yüksek değerlere sahiptir.

Bu ürün 400 gr paketlerle satılmaktadır ve ürünün fiyatı 100 TL.

Her 30 ml suya bir dolu ölçek toz formül eklenerek hazırlanır.

EVOLVIA

EVOLVIA devam sütü

Doğumdan sonra anne sütüne yardımcı olarak kullanılabilir. Prebiyotik lif, omega-3 yağ asidi, demir, vitamin, nükleotit ve taurin ilavelidir. Yağsız sütten yapılmaktadır ve glütensizdir. 13 çeşit vitamin ve 13 çeşit mineral içermektedir.

400gr ve 800gr olmak üzere 2 ayrı pakette satılmaktadır.

Her 30 ml suya bir dolu ölçek toz formül eklenerek hazırlanır.

Ürünlerin fiyatları ağırlıklarına göre 90 TL’den başlayıp 130 TL’ye kadar çıkmaktadır.

Bebek Maması Hazırlama ve Kullanım

  • Bebeğinize vereceğiniz mamayı her seferinde taze olarak hazırlamalısınız.
  • Mamayı 1 saatte uzun bir süre beklememeli ve mikrodalga fırında ısıtmamalısınız.
  • Artmış olan bir mamayı tekrar kullanmamalısınız.
  • Bebeğinize mama vermek için kullanacağınız biberonu iyice sterilize ettiğinizden emin olmalısınız.
  • Bebek mamasını kullandığınız mamanın kutusunun üstünde yazan ölçeklere uygun olarak hazırlamalısınız.
  • Yanlış hazırlanmış mamalar sağlığa zararlıdır.

 

Bu yazı Tuğçe Binici tarafından yazılmıştır.

Kırk Uçurma Nedir?

Kırk uçurma (Kırk çıkartma) bebeğin doğumundan kırk gün geçtikten sonra yapılan bir gelenektir. Anne ve bebeğin birbirini tanımaya çalıştığı ve baş başa geçirdikleri kırk günün ardından anne ve bebeğin yıkanmasından sonra dışarıya çıkıp gezmeleri ve sosyalleşmelerini sağlayan bir gelenektir. Dini bir adet olmamasıyla birlikte halen günümüz anneleri tarafından sıkça uygulanan bir etkinliktir. Bu gelenek yarı kırklama olarak 20. günde yapılabilmektedir. Lohusalık döneminin ardından normal hayata dönüş adımı olan kırk uçurma geleneğinin yapılmasıyla ilgili herhangi bir bilimsel geçerlilik yoktur ancak geleneğimiz olduğu için annelerin uygulamasında bir sakınca yoktur. Anadolu’da yıllardır yapınmakta ancak kökeninin Şamanlardan geldiği inanılmaktadır. Kırk uçurma ritüelinin yapılmasının altında yatan düşünceler çok önemlidir. Kırk gün; Uzun bir süre hamilelik geçirmiş ardından doğum yapmış annenin kedini toparlaması ve bebek bakımına alışması için yeterli bir süredir. Bununla birlikte dünyaya yeni gözlerini açmış bebeğin dış ortamdan korunup kendi vücut gücünü toparlaya bilmesi ve annesini tanıması için olan bir süredir. Bu süreçte evden çıkmayan anne ve bebek için kırk uçurma bir kutlama edasındadır.

Kırk Uçurma Nasıl Yapılır?

Bebeğin doğumundan sonraki 40. Günde gerçekleşen bu ritüelin iki adımı vardır;

 

kırk uçurma banyosu

İlk adım kırk çıkarma banyosu;

Banyoyu yaptıracak kişi daha önceden belirlenir ve bu kişi kırklama annesi olarak adlandırılır. Kırklama annesi genelde aile büyüklerinden seçilmektedir. Kırklama annesi sabah erken saatlerde eve gelirken ayak basılmamış yerden 40 taş (fasulye ya da buğday tanesi de olabilir) ve 40 mevsim çiçeği getirir. Taşlar ve çiçekler kaynatılıp sterilize edilir, ardından dua edilerek kırklama banyosundaki suya atılır. Ardından nazardan korunmak için nazar boncuğu, ay ve güneşi temsil etmesi için gümüş ve altın atılır. İstenilirde suyun içine gül yaprakları da atılabilir. Suyun hazırlanmasının ardından kırklama annesi abdestini alır ve dua ederek ellerini 40 kere suyun içine batırıp çıkarır. Ardından bebeğin başından aşağıya 40 tas su dökülür, daha sonra annenin başından aşağıya 40 tas su dökülür. Bu ritüel yapılırken dualarla birlikte “Su aşağı, boyu yukarı olsun, Su gibi ömrü uzun olsun!” Cümlesi kurulur. Banyo bitiminde anne ve bebek kırk çıkartma için hazırladıkları yeni kıyafetlerini giyinerek kırık uçurma geleneğinin ikinci adımına geçerler.

Not: Kırklama banyosunun içine atılacak her şeyin steril edildiğinden ve alerjik bir durum oluşmayacağından hem anne hem de bebeğin sağlığı için emin olmanız gerekmektedir.

İkinci adım 7 ev gezmesi;

Genelde aile büyüklerinin gezildiği bu adımda anne ve bebeğin evden çıkışı için hem kutlama hem de lohusalığı biten anne için ferahlık sağlamaktadır. Bu evlerde anneye yarım bardak su ikram edilir ve bu suyu bitiren annenin sütünün bol olması dilenir. Ardından gidilen evlerde bebeğe hediyeler verilir. Eskiden küçük bezlere sarılarak verilen hediyeler şunlardır: Tatlı dilli olması için şeker, ömrü uzun olsun diye un, bereketli olması için pirinç, sağlıklı olması için yumurta, maddi refahı olması için bozuk para, ömrünün temiz ve kolay olması için tuz ve ömrü için pamuk koyarlarmış. Şimdiki zamanda ise 40 uçurma sepetleri vardır. Eskiden olan yedi parça yani; şeker, un, pirinç, yumurta, bozuk para ve pamuk olmazsa olmazdır. Bu yedi parçaya başka şeyler ekleyerek sizlerde kendi 40 uçurma sepetinizi hazırlaya bilirsiniz. Sepetinize ekleye bileceğiniz şeyler şunlar olabilir; İp, Kahve, Kuran, Farklı ülkelerin paraları, Sabun, Ekmek, Çörek Otu, Nazar Boncuğu. Kırk uçurma sepetini herkes dilediği gibi hazırlaya bilir ancak unutulmaması gereken bir nokta vardır. Bu sepetin amacı anne ve bebeğe destek olmaktır yani anne veya bebeğin ihtiyacı olan şeyler de ekleyerek geleneğe katkıda buluna bilirisiniz.

Bu yazı Tuğçe Binici tarafından yazılmıştır.

Bebek Ayak Numaraları

Bebeklerin ayak yapıları yetişkinlerinkinden oldukça farklıdır. Bebeklerin ayaklarında kemiksi bir yapı yerine kıkırdak bir yapı bulunmaktadır. Bebeklerin ayakları genelde parmakların olduğu kısma doğru daha genişken topuk kısmı daha dardır ve ayakları esnektir. Bebekler için yapılabilecek yanlış ayakkabı seçimleri sebebiyle ileride ayaklarıyla ilgili problemler yaşayabilirler.

Bebekler dünyaya geldikleri andan başlayarak sürekli olarak gelişim gösterirler. Zaman geçtikçe hareket etmeyi, oturmayı, emeklemeyi ve daha sonra da yürümeyi öğrenirler. Çoğu ebeveyn bebeğinin ilk adımlarını gördükten sonra onlara ayakkabı almaya özenirler. Ama bazen sırf görüntüsü sebebiyle yapılan bu ayakkabı seçimleri pek de sağlıklı olmayabilir. Bebeklerin esnek ayakları herhangi bir yanlış ayakkabı seçiminde baskıyla karşılaşırsa ayaklarında çeşitli biçim bozuklukları oluşabilir. Bu ayak problemleri ayakların yanı sıra bebeklerin sırt bölgesini ve bacaklarını da olumsuz olarak etkileyebilir. Bu sebeple de uzmanlar genelde yeni yürümeye başlayan bebeklerin çorap veya çıplak yürümelerini tavsiye ederler. Doğumdan itibaren bebeğinizin ayaklarını özgür bırakmanız ayak gelişimleri açısından oldukça önemlidir. Yürümeye yeni başlayan bebekler öncelikli olarak ayak tabanlarıyla ve topuklarıyla yürümeyi hissettiklerinden, ilk dönemlerde çıplak ayakla veya çorapla yürümeye başlamaları ayak gelişimleri için önem arz etmektedir. Bebeklerin ayaklarındaki kıkırdak yapının kemikleşmesi ve var olan yağ dokusunun da kaybolması 4 yaşa kadar uzayabilir.

Bebeklerin Ayak Sağlığı Neden Önemlidir?

bebek ayak sağlığı

Gelecekte yaşanan ayak problemlerinin çoğu bebeklik döneminde ilk yürümeye başladıkları zamandan kaynaklanmaktadır. Bazı ebeveynler yalnızca çok tatlı göründükleri için bebeklerinin ayaklarını dar ve dümdüz tabanlı ayakkabıların için hapsederler. Bu oldukça yanlış bir davranıştır çünkü böyle durumlarda bebeğin ayak sağlığı problemleri yaşaması kaçınılmaz hale gelir. Bebeklerin yürümeye başladığı ilk zamanlar tercih edilmesi gereken en güzel ayakkabı, çorap veya yumuşak tabanlı patiklerdir. Çıplak ayakla bırakılması da olabilecek seçenekler arasındadır ama bu şekilde bebeğin ev içinde dolanırken üşümemesini sağlar aynı zamanda kas gelişimini de desteklemiş olursunuz. Peki ev dışında ne tercih etmeliyiz diye soracak olursanız tabanı yumuşak, bebeğinizin ayaklarını sıkmayacak esneklikte ayakkabılar tercih edebilirsiniz.

Bebeklerin Ayak Sağlığına Nasıl Dikkat Edilebilir?

  • Bebeklerin 2 yaşına kadar çorapla veya yalın ayakla yürümesine izin verilmesi önemlidir.
  • Ayakkabı seçimi yapmadan önce bebeğin ayak ölçüsü alınmalı ve ayak ölçüsüne uygun olarak ayakkabı tercih edilmesi ayak gelişimi için oldukça önemlidir.
  • Ayakkabının sert ve düz tabanlı olmasından kaçınmalı, esnek ve rahat ayakkabılar tercih edilmelidir.
  • Küçük ve dar ayakkabılar tercih edilmemesi gerektiği gibi büyük ayakkabılar da giydirilmemelidir.
  • Bebeğin ayaklarında içe basma tarzında herhangi bir problem görülmesi sonucunda en kısa zamanda bir uzmana görünmeniz önemlidir.

 

bebeklere ayakkabı ne zaman alınır

Bebeklere Ayakkabı Ne Zaman Alınmalıdır?

Bebeklerin yürümeye başladığı ilk zamanlar genelde 8-18 ay arasıdır. Uzmanların çoğu bu dönemde bebeklere ayakkabı giydirilmemesini önerir. Çünkü dönemde bebeklerin kas yapıları yeterince gelişmediğinden ayakkabıyla rahat hareket edemezler. Bebeklerin ayak kasları, ayak tabanları yere değdikçe gelişir ve ayakları üzerinde durarak farkındalık kazanırlar. Bu sebeple bu dönemlerde çorap ve patikler tercih edebilirsiniz. Bebeklerin yaşı 2 civarına yaklaştığında ise ayakkabı almak için doğru zaman gelmiş demektir. Bu dönemde artık ayak kas gelişimleri oldukça yol kat etmiş ve ayakları ayakkabı kullanımına hazır hale gelmiştir. Bebeğinizin için tercih edeceğiniz ayakkabının her şeyden önce rahat olması çok önemlidir. Bunun yanı sıra ayakkabının yumuşak, ayak ölçüsüne uygun ve esnek olması, gelişiminin devam ettiği ayak kaslarını olumlu olarak etkiler. Seçilen ayakkabının ayağa baskı uygulayan, sert, sıkı ve dar olmamasına dikkat edilmelidir.

 

bebek ayakkabısı seçiminde dikkat edilmesi gerekenler

Ayakkabı Seçiminde Nelere Dikkat Etmeliyiz?

  • Seçilecek olan ayakkabının yumuşak ve esnek olması önemlidir.
  • Ayakkabı bebeğin ayak bileğini desteklemelidir ki herhangi bir denge problemi yaşanmasın.
  • Ayakkabının tabanının kaygan olmaması oldukça önemlidir. Mesela ayak tabanı tırtıklı olan ayakkabılar kaymayı engellediğinden bu tarz ayakkabılar tercih edebilirsiniz.
  • Ayakkabı bebeğin ayağına ne küçük ne de büyük olmalıdır, tam ölçü alınmalıdır.
  • Ayakkabının ön tarafında ufak da olsa parmak boşluk kalmalıdır.
  • Topuklu veya kösele tarzında bebeğin kullanımına uygun olmayan ayakkabılar tercih edilmemelidir.
  • Bebeğin ayağının yere teması önemli olduğundan ayakkabının yere temas hissi vermesi önemlidir.
  • Ayakkabının hava alacak şekilde tasarlanması ve kullanılan malzemelerin terletmemesi önemlidir. Çünkü bebekler oldukça hareketli olduklarından ayakları çok çabuk terleyebilir. Bu noktada ayakkabının malzemesi oldukça önemlidir.

Bebek Ayak Numaraları Nasıl Hesaplanır?

Bebeklerin ayak ölçüleri, bebeğin en uzun parmağı ve topuğu arasında mesafe ölçülerek oluşturulur. Bebeklerin ayak numaraları her birinin ayak boyutuna göre değişkenlik gösterse de genelde şu şekildedir;

  • 0-6 ay ortalama olarak ayak uzunluğu 11 cm, ayak numarası 17-18,
  • 6-12 ay ortalama ayak uzunluğu 12 cm, ayak numarası 19-20,
  • 12-18 ay ortalama ayak uzunluğu 14 cm, ayak numarası 21-22,
  • 18-27 ay ortalama ayak uzunluğu 15 cm, ayak numarası 23-24,
  • 2-3 yaş ortalama ayak uzunluğu 16,5 cm, ayak numarası 27-28.

 

Bu yazı Narut Gez tarafından hazırlanmıştır.

 

Diş Kaşıyıcı Nedir?

Doğumdan sonra hem bebekler hem de ebeveynler için en zorlayıcı süreçlerden biri olan diş çıkarma döneminde en büyük yardımcı diş kaşıyıcı ürünlerdir. Bebekler, farkında olmadan birçok nesneyi kullanarak damaklarını kaşımaya çalışırlar. İçgüdüsel olarak sergiledikleri bu davranış ile farkında olmasalar da dişlerinin çıkmalarını kolaylaştırırlar. Bu süreci kolaylaştırmak için yalnızca diş etleri ve damağı kaşımak amacıyla üretilen ürünlere diş kaşıyıcı denir.

Diş Kaşıyıcı Ne Zaman Kullanılır?

diş kaşıyıcı ne zaman kullanılır

Bebeklerin ilk diş çıkarma döneminde yani genellikle 3-7 aylık zaman diliminde kullanılır.

Diş Kaşıyıcı Seçerken Nelere Dikkat Edilmeli?

diş kaşıyıcı seçerken dikkat edilmesi gerekenler

  • Keskin ve sivri kısımlar olmamalı
  • Bebeğin boğazına sokmasına ve yutmasına engel olacak bir tasarımı olmalı
  • Dezenfekte edilebilen maddelerden üretilmeli
  • Ağza girmesi uygun olmayan sağlığı tehdit edecek maddeler içermemeli

Diş Kaşıyıcı Türleri

Diş kaşıyıcılar oyuncak şeklindeki diş kaşıyıcılar, halka şeklindeki diş kaşıyıcılar ve sulu diş kaşıyıcılar olmak üzere üç çeşittir. Oyuncak şeklindeki ve halka şeklindeki diş kaşıyıcılar şekil itibariyle farklılık gösterse de temelde aynıdır. Bu diş kaşıyıcılardan farklı olarak özellikle son dönemde popülerleşen sulu diş kaşıyıcılar ise bebeklere temas etmeyen görsellik ve ferahlatma amaçlı renklendirilmiş içme suyu içerirler. Buzlukta bekletip içindeki suyu dondurarak kullanılırlar.

En İyi Diş Kaşıyıcılar

Sophie Diş Kaşıyıcı (200 – 250 TL):

sophie diş kaşıyıcı

  • Oyuncak şeklindeki diş kaşıyıcı türlerinden biri olan bu ürün, şekli itibari ile bebeğinizin ilgisini çekerken toksik olmayan bileşenleri ile bebeğinizin sağlığını korur.
  • %100 kauçuktan oluşur ve toksik olmayan gıda boyası içerir.
  • Hafifliği sayesinde bebeğinizin kavramasına kolaylık sağlar.
  • Gövdesine basınca çıkardığı tatlı ses ile bebeğinizi eğlendirmek ve oyalamak için de kullanışlı bir alternatif olabilir.
  • Yumuşak yapısı ile çiğnenebilir özelliktedir.

Fisher Price Neşeli Arkadaş Dişlik ve Çıngırak (90 – 100 TL):

Fisher Price Neşeli Arkadaş Dişlik ve Çıngırak

  • Halka şeklindeki diş kaşıyıcılar arasında en popüleri diyebiliriz. Hem halka şekli sayesinde bebeğinize kavrama kolaylığı sağlar hem de sevimli fil görüntüsü ile ilgisini yitirmesini engeller.
  • Kauçuktan üretilmiştir. Sağlıklı bileşenler içerir, temizlik kolaylığı sağlar.
  • Ürünün tutma yerinde bulunan çıngırak sayesinde bebeğinizi fiziksel olarak rahatlatırken aynı zamanda işitsel olarak da eğlendirir.
  • Fil dışında bukalemun, aslan ve kaplumbağa figürleri gibi çeşitli seçenekler de mevcut.

Chicco Sulu Diş Kaşıyıcı (40 – 50 TL):

Chicco Sulu Diş Kaşıyıcı

  • İçindeki su sayesinde buzlukta bekleterek soğutulabilen bu diş kaşıyıcı bebeğinizin damağını ferahlatırken dişlerini kaşımasına yardımcı olur.
  • Silikon yapısı sayesinde kolayca temizlenebilir.
  • Meyve şeklindeki modelleri ile bebeğinizin meyvelere bakış açısını değiştirebilir.

Diş Kaşıyıcı Alternatifleri Nelerdir?

Diş kaşıyıcı ürünler almak istemiyor, onun yerine farklı alternatifler arıyorsanız havuç ve elma gibi sert yapıya sahip sebze veya meyveler tercih edebilirsiniz.

Büyük ve sert bir havucu yıkayıp soyduktan sonra çok uzun olmayacak şekilde keserek bebeğinize verebilirsiniz. Kestiğiniz havuç dilimlerinin çok ince ve kırılabilir olmamasına özen göstermelisiniz. Aksi takdirde bebeğinizin boğazına kaçabilir. Aynı şekilde kalın ve sert bir elma dilimi de diş kaşıyıcı görevi görür.

Diş Kaşıyıcı Kullanmak Zararlı Mıdır?

Doktorlar içerik bakımından zararsız ürünlerin kullanımının herhangi bir zararı bulunmadığını söylüyor. Hatta bebeklerinizin diş çıkarma döneminde kullanacakları diş kaşıyıcılar, kaşınma ihtiyaçlarını gidererek damaklarını rahatlatacağı için yararlı olduğunu bile söyleyebiliriz.

Sulu kaşıyıcı türleri için küçük bir uyarı yapacak olursak, içerdikleri su sebebi ile ebeveyn gözetiminde kullanımları önerilir. Herhangi bir sızıntı ihtimalinde müdahale edilmelidir.

 

 

Bu yazı Ayça Çimen tarafından yazılmıştır.