Uzman Klinik Psikolog Fatma Hazal SARI: Anne baba arasındaki ilişki çocuğun üzerinde doğrudan bir etkiye sahiptir. Çocuğun psikolojik sağlamlığını, okul başarısını ve sosyal ilişkilerini etkilemektedir. Huzurlu bir aile ortamı ve birbiri ile iyi geçinen anne-baba ilişkisi çocuğu olumlu yönde etkiler.
Çatışma ve huzursuzluğun egemen olduğu bir çift ilişkisinde çocuk kendini güvende hissetmez, doğru iletişim yöntemlerini öğrenemez ve içselleştiremez, kendisi de benzer bir iletişim yöntemini benimser ve ilişkilerini bu çerçevede ilerletir. Ebeveynleri arasında çatışma dolu bir ilişkiyi gözlemleyen çocuğun ikili ilişkilerden beklentisi bu yönde olur ve çevreye güvenmesi zorlaşır. Anne ve baba arasındaki ilişki çocuğun ikili ilişkilerini ve ileride kendi partnerleri ile kuracağı ilişkiyi de belirler. Çocuk doğduğu andan itibaren anne babasını ve onların hem birbirleriyle hem de başka insanlar ile ilişkilerini gözlemleyerek öğrenir. Evde gördüğü çift ilişkisi ve iletişim biçimi çocuğun kendi hayatında da uygulayacağı bir örnek teşkil edecektir.
Uzman Klinik Psikolog Fatma Hazal SARI: Reddedici ebeveyn tutumu çocuğun sürekli eleştirdiği, olumsuz yönlerinin vurgulandığı, koşulsuz sevginin olmadığı ve ebeveynin bilerek ya da bilmeyerek sevgi ve şefkatini çocuğa yansıtmadığı ebeveynlik tutumudur. Sürekli eleştirilen, olumlu yönleri görülmeyen ve şefkat görmeyen çocuk ebeveyninin sevgisini hissetmekte zorlanır. Ebeveyninin sevgisini hak etmek için onların onayını alabilmek için ebeveynin zihnindeki çocuk olmak için uğraşır. Ailenin reddedici tavırları çocuğun olumlu benlik algısı geliştirmesinin önüne geçer ve özgüveninin düşük olmasına neden olur. Kaygı seviyesi yüksek olur. Ebeveyninin sevgisini ve desteğini hissedemeyen çocuk duygusal sorunlar yaşayabilir. Ebeveynin zihnindeki çocuk olmak için uğraşırken kendi özgün benliğini kaybeder ve bu bir stres kaynağı oluşturur. Çocuk uyum problemleri yaşayabilir, davranış sorunları geliştirebilir. Sevilmediğini ve onaylanmadığı düşünen çocuk da anne babasını reddedici, onlara karşı bir tutum benimseyebilir. Ebeveynlerin benimsemesi gereken tutum çocuğa sevgi temelli bir disiplin vermek ve çocuğa ebeveynlerinin sevgisinin koşulsuz olduğunu hissettirmektir.
Uzman Klinik Psikolog Fatma Hazal SARI: Çocuğun ebeveynleri ile samimi, sevgi temelli, her şeyi paylaşabildiği ve rahat hissettiği bir ilişki içinde olmasında bir sakınca yokken ebeveynlerin çocukları ile arkadaş ilişkisine benzer bir diyalog içinde olmasının çocuğa yarardan çok zararı bulunmakta. Bunun sebebi çocuğun bir rehbere, içinde güvende olacağı sınırları belirleyen bir yetişkine ve disipline ihtiyaç duyması. Çocuğuna arkadaş gibi davranan ebeveynler sevgilerini gösterebilir, samimi ve çocuğun kendini rahat hissettiği sıcak bir aile ortamı yaratabilirken çocuğun ihtiyacı olan rehberliği ve sınırları sağlamakta başarısız olurlar. Böyle bir ortamda çocuğun hayatındaki belirsizlikler artar, kaygı seviyesi yükselir. Sınır konulmayan bir ortamda ne kadar ileri gideceğini, neyin doğru neyin yanlış olduğunu öğrenmek ve keşfetmek zorlaşır. Bir gün arkadaş gibi davranan ebeveynin ertesi gün sınırların belirsizliği yüzünden aşılması nedeniyle çocuğa verdiği tepki normalden fazla algılanabilir ve çocuğu yaralar ya da çocuk ebeveynin bu tepkisini görmezden gelebilir. Bu da aile sisteminde bir düzensizliğe neden olur, iletişimi zorlaştırır. Öte yandan ebeveynler arkadaş değil ebeveyn rolünü üstlendiklerinde çocuğun ihtiyacı olan düzeni ve disiplini sağlayabilir, sınır konulması gerektiğinde sınır koyabilir ve aynı zamanda çocukları ile sıcak ve samimi bir ilişki kurabilirler.
19 aylık oğlum var. Eşim de ben de çalışıyoruz fakat tayin sıkıntısından dolayı ayrı şehirlerde yaşamak durumunda kaldık. Oğlum 5 aylıkken benim doğum iznim bitti dolayısıyla babasından ayrı yaşamaya başladı. Eşim 2 - 3 haftada bir geliyor 2 gün kalabiliyor sadece. Bende 3 ayda bir izin alıp en az 1 ay kalmaya çalışıyorum eşimin yanında. Oğlumun gelişiminde bir sıkıntı yok fakat aşırı sinirli tepkiler vermeye başladı. İstediği birşey olmadığında hemen bağırmaya ağlamaya başlıyor. Ağlamasına rağmen elde edemediğinde ya ısırmaya çalışıyor ya da karşısındaki kişinin neresi olduğuna dikkat etmeden sinirle titreyerek tuttuğu yeri sıktırmaya çalışıyor. Çocuk hastalıkları uzmanımıza sorduğumda demir eksikliği veya babasından uzakta yaşadığı için tepkilerini böyle gösteriyor olabilir dedi. Demir oranı biraz düşük fakat referans değerleri altında değil. Takviye de kullanıyoruz. O yüzden tepkilerinin babasını özlediğinden böyle olduğunu düşünüyorum. Ben işte iken de anneannesi ve dedesiyle kalıyor. Onlara da çok bağlı seviyor.
Sinirlendiğinde yapmaması gerektiğini güzellikle anlatıyorum, açıklıyorum fakat işe yaramaz yerine daha da sinirleniyor. Nasıl bir yol izlemeliyim? Yanlış mı yapıyorum? İşin içinden çıkamıyorum.
Eğitim Danışmanı, Pedagog Prof. Dr. Norma RAZON : Merhabalar, Tabii ki babasından ayrı kalmak bir çocuğu etkileyebilir ancak oğlunuz şanslı çünkü gün içinde anneannesi ve dedesi ile. Dede onun için önemli bir erkek modeldir.
2 yaş dolaylarında biz çocuklarda öfke nöbetlerine tanık oluyoruz. Evde az kuralınız, az yasağınız, az hayır yanıtınız olsun ama tutarlı olun.
Engellendiğinde ısırmasına sıktırmasına izin vermeyin. Onun göz hizasına inin, çok alçak bir ses tonuyla “…..yapmana izin vermedim, kızdın, ısırdın, çok acıdı kızdım sana” deyin “bu havuç parçasını/ bu elma dilimini ısırabilirsin, beni ısırmak yok” deyin bir süre ilgilenmeyin. Azar ceza tehdit yok. Uzun uzun konuşmak nasihat etmek yok. Aşırı tepki vermek yok. Ağlıyor diye hemen oynamak yok. Mesafe koymak daha etkili “Ağlayınca anlamıyorum” demekle yetinin, bir süre ilgisiz durun ancak küsmek de yok. Sakinleşene kadar bekleyin.
Gün içinde su ile hamurla oynatın, açık havaya çıkarın, enerjisini boşalttırın.
Sabırlı ve kararlı tutumunuz bu olumsuz davranışlarını söndürecektir.
Kolay gelsin
Psikolog Sena AYHAN: Her insan gibi anneler ve babalar da hata yapabilir. Burada önemli olan hatayı fark etmektir. Hata fark edildikten sonra özür dilemeyi bilmek gerekir. Özür dileme, yetişkin tarafından bilinirse çocuk da bir süre sonra öğrenir. Annelerin babaların en çok yaptığı ve çocuklara iyi gelmeyen davranışlara şunlar örnek verilebilir: çocuğu diğer çocuklarla karşılaştırmak, çocuğun isteklerini önemsememek, çocuğun ihtiyaçlarını görmemek, çocuğu anlamaya çalışmamak. Bahsedilen bu olumsuz tutum neticesinde çocuk kendisini yeterli görmeyebilir, ihmal edildiğini düşünebilir ve anlaşılmadığını hissedebilir. Bunlar da çocuğun özgüvenini zedeleyebilir. Bu çocuklar yetişkin olduklarında isteklerini belli edemeyen, anlaşılmadığını düşündüğü için öfke krizleri yaşayan ve sürekli kendisini başkalarıyla kıyaslayıp yetersiz hisseden bireylere dönüşebilirler. Bu sebeple ailelerin hata yaptıkları zaman fark etmeleri ve yıpranan ilişkiyi onarmak için çaba sarf etmeleri önemlidir.
Psikolog Sena AYHAN: Ebeveynler de çocuklarından özür diler. Bu yanlış bir davranış değildir. Eğer ortada çocuğa yapılmış bir hata varsa elbette ebeveynler de çocuklarından özür dileyebilir. Hatta bu özür dileme davranışı çocuğun özür dilemenin önemini anlamasını sağlayabilir.
Hata yapılmasına rağmen bunun farkına varmamış ve hiçbir şey olmamış gibi davranan ebeveynler çocuklar için üzücü bir durum oluşturur. Hata yapıldıktan sonra bu hatasını fark edip ilişkiyi onarmaya çalışmak çocuklara birçok durumu açıklar. Hataların olabileceğini, hatalardan ders çıkarılabileceğini ve hataların zarar verdiği durumların istenildiğinde onarılabileceğini gösterir.
Merhaba iyi günler,
9 ay önce eşimi doğum esnasında kaybettim ve bu süre boyunca iş hayatıma tamamen ara vererek bebeğimin bakımıyla ilgilenmeye devam ediyorum. Bu süre içinde gerek kendi ailem gerekse de eşimin ailesiyle 2-3 aylık sürelerde bebeğimin bakımını beraber üstlendik. Kızımın tüm fiziksel, duygusal, zihinsel ihtiyaçları ve gelişimleriyle bizzat ilgilenen bir babayım ve bu konuda elimden geleni yapıyorum. Birkaç ay içinde de kızım yaşını doldurunca yeniden iş hayatıma geri döneceğim.
Kızımın anne-baba ilişkisini ev içinde örnek alacağı dede ve neneleri haricinde kimse yok. Bu konuda kızım eksiklik yaşar mı ya da belli periyotlarda farklı evlerde kalıyor olmamız psikolojik olarak sorun yaratır mı? Ayrıca hem kendi hem de eşimin ailesi kızımla son derece ilgili ve kızım hepsiyle güzel bir ilişki kurdu.
CocukluDunya.com gelişim programınıza da Premium üyeliğim var ve gelişim aşamalarını takip ediyor ve gerekli aktiviteleri uyguluyorum. Kızımın gelişimi, geleceği ve iyi bir birey olması benim en büyük yaşam desteği.
Genel durumu düşündüğünüzde bana önerebileceğiniz farklı şeyler olabilir mi?
Eğitim Danışmanı, Pedagog Prof. Dr. Norma RAZON: Merhabalar,
Öncelikle size başsağlığı diliyorum.
Yaşadığınız büyük acı, yeri doldurulamayacak kayıp için size güç, sabır, metanet diliyorum.
Sizin iyi olmanız çok önemli, ihtiyacınız olduğunda- kendiniz için psikolojik destek almayı ihmal etmeyin, kızınızın iyi olması için sizin iyi olmanız şart.
Bebeğin çevresinde, onu seven aile büyüklerinin olması ve onunla ilgilenmeleri büyük bir şans.
Yapılması gerekenleri şöyle özetleyebiliriz:
- Bebeğinizin gelişimini, özelliklerini iyi izlemek, onu tanıyarak eğitmek
- gelişim ve olgunluk düzeyine uygun davranmak
- zihinsel, bedensel, duygusal ve sosyal yönlerini desteklemek,
- onu oyuncaklarla şımartmamak ama uygun oyun ve oyuncaklarla geliştirmek
- onunla oynamak, ara ara da kendini oyalaması için kısa sürelerle yalnız bırakmak
- annesinin resimlerini göstererek annesinin adını söylemek, annen demek
- annesinin resmine bakarken ona hayat hikayenizi anlatmak, ona yaşamı boyunca annesi hakkında ve kendi hayatınızla ilgili anlayacağınız hikayeyi kaleme almak, bu hikaye: annesini her sorduğunda ona anlatacağınız hikaye olacak. Bu hikaye, kendisine annesi sorulduğunda anlatacağı hikaye olacak
- sizin ve aile büyüklerinizin inancına saygım sonsuz ancak bebeğinizi büyütürken soyut açıklamalarda bulunmayın, herkes kendi inancına göre ölümü açıklamasın, tek bir açıklama olsun, o da sizin açıklamanız olsun
- anneannesine anneanne, babaannesine babaanne dedirtin, anne dedirtmeyin
-çocuğunuz büyürken size ve büyüklere yönelik pek çok sorusu olacaktır, her adımda danışabileceğiniz bir pedagog, çocuk psikoloğu veya çocuk psikiyatrınız olsun, bu konuda çocuk doktorunuzun fikrini alın
- ileride çocuğunuzun sorusuna anında cevap bulamayabilirsiniz "Bu konuyu yarın rahatça konuşalım" demekten çekinmeyin
- büyüdükçe, çocuk gruplarına katıldıkça, okul yaşamına karıştıkça, çocukların yanında annelerini gördükçe sizlere peş peşe sorular soracaktır. Yaşına uygun olacak cevaplarınızı önceden hazırlayın, sorularını cevaplarken duygusallaştığınız anlar olacaktır, duygularınızı gizlemeyin, kontrollü olun ama paylaşımcı olun ki o da duygularını sizinle paylaşabilsin
- Siz hayatınızı yeniden düzenleyene kadar, yerleşik bir düzen kurana kadar dönemsel olarak anneannede/ babaannede kalmanızda bir sakınca yok, her seferinde nereye, kime gideceğinizi (anlamadığını düşünseniz de) ona kısa, basit cümlelerle anlatın.
- Çok sevgi vermeye devam edin, çok ilgi gösterin, şefkatli davranın, acıma ile yaklaşmayın, kimsenin acıyarak yaklaşmasına izin vermeyin, sizin gibi bir babası, sizinki gibi bir ailesi var. Hoşgörülü olun ancak tavizkar olmayın, belli sınırları, belli kuralları olan yumuşak bir disiplin uygulayın, böylece onu hayata hazırlayın, kendi işini kendi yapan, sorunlara çözüm üretebilen, size ve kendine güvenen, hobileri olan sosyal bir birey olmasına rehberlik edin.
"Beni çok seven bir babam var", "Beni doğru yönlendiren bir babam var", "Beni sevgi ile yetiştiren bir ailem var" inancı çocuğunuzun yolunu aydınlatsın.
Size çocuğunuzu büyütürken kolaylıklar dilerim.
Çocuklar şımarıklık yapmaz ancak bazı çocuklar kurallar konusunda disipline sahip olmayabilir. Çocukların disipline sahip olması kısa zamanda olabilecek bir iş değildir. Çocuğu erken yaştan itibaren hayatın kuralsız bir yer olmadığı gerçeğiyle yetiştirmek gerekir. Bu zamana kadar bu yapılmadıysa hiçbir zaman geç değildir ancak çocuğun davranışlarını değiştirmek zaman alabilir.
Eğer koyduğunuz kuralın gerekli olduğunu ve çocuğunuz için doğrusunun bu olduğu kanaatindeyseniz kurallara öncelikle siz uymalısıdır. Bazı kurallar çocuğu üzebilir, öfkelendirebilir ve hayal kırıklığına uğratabilir. Bu duygular insan olmanın gerçekleridir. Çocuğunuz bu duyguları yaşıyor diye kuralları esnetmemelisiniz çünkü esnettiğiniz takdirde çocuğunuz öncelikle sizin kurallara uymadığınızı fark eder. Ek olarak çocuğunuzun bu duyguları yaşamasına engel olursunuz. Aksine çocuk bu zorlayıcı duyguları en güvendiği kişiler olan annesinin ve babasının yanında deneyimlerse kendisini baş etmek için daha güvende hisseder ve böylelikle yetişkinlikte de bu duyguları hissettiğinde nasıl baş edeceğini öğrenmiş bir birey olur.
Sanılanın aksine çocuğa fazla ilgi gösterilmesi çocuğu daha mutlu ve sağlıklı yapmaz. Sürekli ikaz edilmek, uyarılmak ve kontrol edilmek çocuğa zarar verir. Aşırı ilgi gösteren anneler ve babalar genellikle kontrolcü ve mükemmeliyetçidir. Bu durumda da çocuk, özgürlük alanının kısıtlandığını hissedebilir. Sürekli bir başkası tarafından kontrol edilen çocuk, bir süre sonra kendi isteklerinin ve kararlarının önemsiz olduğunu düşünebilir.
Çocuklar ilerleyen zamanlarda çekingen, dikkati kendisine vermeyen, kaygılı, ürkek, özgüveni düşük, diğerlerine bağımlı, mükemmeliyetçi ve detaycı gibi özellikler edinebilirler. Bu sebeple ailelerin çocuk yetiştirme konusunda aşırı ilgiden ve aşırı kontrolcülükten kaçınması gerekmektedir. Yeteri kadar ilgi ve sevginin çocuğa gösterilmesi uygundur.
Bebeğim 18 aylık bana çok fazla düşkün sürekli anne diye benim bacaklarıma yapışıyor, wc’ye bile birlikte gidiyoruz. Haftada 2 gün çalışıyorum, bu sürede anneannesiyle kalıyor ve onla kalırken anne işe gitti denilince beni aramıyor ve keyifli oluyor.
Ben olduğum sürece hep benim yanımda odadan çıkmama izin vermiyor.
Son zamanlarda çok utanıyor, yabancı biriyle karşılaştığımızda yabancı bir ortama girdiğimde bana sarılıyor, arkama saklanıyor ve ortamda uzun kaldığımızda yabancı alışmadığı biri varsa o konuşunca gözlerini kapatıp, bana sarılıyor bu durum geçici midir? Benim bu durumu aşması için ne yapmam gerekir?
Uzman Klinik Psikolog Sena AYHAN: Burada iki farklı durum söz konusu gibi duruyor. Bir tanesi çocuğunuzun sizinle yani annesiyle kurduğu ilişki ve bir diğeri de güven. Çocuğunuza nasıl davranıyorsunuz? Çok korumacı mı veya çok müdahaleci mi? Eğer bu şekilde davranıyorsanız çocuğunuza rahat davranabilmesi için ortam yaratın. Dünyanın nasıl bir yer olduğunu öğrettiğinize dikkat edebilirsiniz. Eğer dünyayı güvenilemez ve iletişime kapalı bir yer olması gerektiği gibi öğretiyorsanız çocuk güvendiği kişiden başka kimseyle iletişime geçmek istemeyebilir. Size güvendiği için siz olmadığınız zaman huzursuz hissediyor olabilir. Anneannesine de güveniyor olduğu için onun yanında size ihtiyaç duymayabilir. Sizin de güvendiğiniz başka kişilere güvenmesini sağlamak için o kişilerle sizin kurduğunuz ilişkiyi öncelikle görmelidir. 18 aylık olan çocuğunuzu yabancılarla direkt temas ettirmek reaksiyonu yüksek bir davranış göstermesine neden olabilir. Bu sebeple yetişkinlerle öncelikli olarak siz iletişim ve güven ilişkisi kurarken çocuğunuzun gözlemlemesine izin verirseniz o da yüksek ihtimalle bir süre sonra o kişilere güvenir.
Başarılı bir şekilde güncellendi
Başarılı bir şekilde silindi
İşleminiz gerçekleştirilirken hata oluştu.