● Bu tür anne-babalar sürekli olarak çocuğu değerlendirme çabasındadır. Genellikle iyi-kötü, güzel-çirkin gibi uç değerlendirmelerde bulunurlar. Hayat hep siyah-beyazdır, griler yoktur.
● Bu uçlarda öylesine saplanırlar ki; sürekli çocuğu kontrol ederler ve çocuğun kendi yolunu bulabileceği bir haritayı ona vermekten ziyade haritayı kendileri kullanıp çocuklarını da omuzlarına oturturlar.
● Çocuk arada sırada yolunu değiştirmek istese de övgü ve ödüllerle onu tekrar kendi seçtikleri yola girmeye ikna ederler.
● Bu ebeveynlerin çocukları genelde yüksek derecede kurallara uyan, tek başına harekete geçemeyen, bağımlı kişilikler geliştirirler.
● Bu ebeveyn tipinin en karakteristik özelliği katı ve sert tutumlara sahip olmalarıdır.
● Bir çocuğu bıktıracak kadar çok ve çeşitli kurallar vardır. Kurallara uyulması için saldırgan tutumlar sergileyebilir, sık sık çocuğu cezalandırırlar.
● Çocuğa ne kadar ciddi olduklarını anlatmak adına genelde gergin ya da kızgın surat ifadelerine sahiptirler.
● Bu ebeveynlerin çocukları genelde suçluluk duygusuyla yoğrulmuş, kaçak, saklanan kişilikler geliştirirler.
● Bu ebeveyn tipinde çocuğu kabullenmeyen tutum ve davranışlar karakteristiktir. “Bu çocuk kime çekti bilmem.” cümlesi bu ailelerde çok duyulur. En kötüsü de çocuğun ev içindeki varlığı dahi kabul edilmez gibidir.
● Aile içinde standart kurallar yoktur ya da duruma göre değişkenlik gösterdiğinden “kural” olarak adlandırılamaz.
● Genellikle ya çocuğa karşı çok ilgisizdirler ya da ilgi saldırganca ifade bulur.
● Zaman zaman çocuğun temel ihtiyaçlarının dahi ihmal edildiği görülebilir.
● Bu ailelerin çocukları içe kapanık, inmatüre bir kişilik geliştirirler.
● Bu aileler kural koyar ve çocuk için koyduklara kurala kendileri de duygusal olarak katılırlar.
● Genellikle kaygılıdırlar. Dışarıdaki kişiler ve yerlerle ilgili sürekli kaygılandırıcı hikâyeler anlatırlar.
● Bu korkutucu atmosfer çocuğun sınırlarının da çok daralmasına sebep olur.
● Çocuğu kendi alanlarında tutmak için abartılmış bir duygusal destek her alanda hissedilir.
● Bu ailelerin çocukları bağımlı bir kişilik geliştirirler. Kendi dar sınırlarına mahkûm edildiklerinden fazla sıkıştırılan her şey gibi patlama zamanları olur.
● Bu anne babalar genelde çocuğa sınır koymak yerine hemen hemen her şeye izin verir, hoşgörü gösterirler. Dolayısıyla çocuk üzerinde fazla kontrolleri yoktur.
● Çocuğu içten desteklerler ama bu destek her çocukta olabilecek dayanak ihtiyacını karşılamayacak kadar güçlüdür.
● Kaygı düzeyleri yüksektir, bu nedenle korktukları başına gelmesin diye aşırı müsamahakâr davranabilirler.
● Çocuk hep ve sürekli ailenin merkezindedir. Ne diyorsa yapılır, alınır, o istemeden hazır edilir, sunulur.
● Bu anne babaların çocukları kısaca şımarık olur.
● Bu ailelerde katı, geçilmez, sorgulanmaz kurallar vardır. Daha da önemlisi bu katı kurallara uyulması adına fiziksel ve sözel saldırıların da eşlik ettiği sert bir kontrol uygulanır.
● Ailedeki yüksek kaygı düzeyi sınırların da daralmasına yol açmaktadır.
● Bu ailelerin çocukları mağdur ve saldırgan çocuklar olurlar.
● Bu anne babalar da kaygılıdır. İzin vericidirler ama gölge gibi çocuğu takip ederler.
● Aşırı duygusal ve saldırgan tepkiler oluşturabilirler.
● Söylediklerinin takibini yapmazlar, duruma göre kurallar değişebilir.
● Az destek verirler ama duygusal manipülasyonlarla sonuca gitmeye çalışırlar.
● Bu tür çocuklar ileride duygusal açıdan bağımlı çocuklar olurlar.
● Hoşgörü üzerine kurulmuş bir aile yapısı vardır. Sınırlar belirgindir. Bu sınırlar dâhilinde çocuğun özgürlük alanı tanınır.
● Bu nedenle sınırlar dâhilinde az kontrol vardır.
● Ebeveynler çocuklarını içten desteklerler.
● Sakin ama tutarlı tepkiler verirler.
● Çocuğa yaşına uygun bağımsız davranabileceği alan bırakırlar.
● Bu tür ebeveynlerin çocukları arkadaş canlısı ve başarılı çocuklar olurlar.
Etkili bir anne-baba olmak istiyorsanız öncelikle kendi sürecinizi gözden geçirin. Yani önce kendi odanızı toplayın. Nasıl ki bir odayı baştan başa tertemiz yapmak istiyorsanız, orada olan her şeyi gözden geçiriyorsanız aynen öyle yapın. Odanızdaki bazı şeylere sevgiyle bakacak, özenle tozunu alacak ve her zamanki yerine yerleştireceksiniz. Şimdi de öyle yapın. Güzel anılarınızı saklayın. Bazı şeylerin tamire ihtiyacı olduğunu görecek, bunları bir kenara ayıracaksınız. Şimdi de öyle yapın. Kendiniz tamir edemiyorsanız bir tamirciye, terapiste götürün. Bir de eski haberler ile dolu dergiler, gazeteler görürseniz, hepsini atın. Eski haberler eskide kaldı.
● Kötü anılarınız çöp kutusunda birikir. Arada sıra boşaltmanız gerekir.
● Evet, pek çok şeyi kendi anne babamızdan öğreniyoruz, tıpkı şimdi sizin çocuğunuza öğrettiğiniz gibi ancak unutmayın ki anne babamız kendi anlayış, bilgi ve farkındalıkları çerçevesinde yapabildiklerinin en iyisini yaptılar. Siz de öyle… “İyi bir anne ya da baba olabildim mi?” sorularını sormayı bırakın artık. Geçmiş geçmişte kaldı, şimdi önümüze bakmalı, belki burada duyacağınız birkaç cümle yarın işinize yarayacak, değişecek, dönüşeceksiniz. Yani çocuğunuz ve kendiniz için yeni bir adım atacaksınız.
● Çocuğunuza “Hayır” diyorsanız bunun gerçek bir “Hayır” olduğundan ve hep “Hayır” olduğundan emin olun. Çünkü pek çok çocuk “Hayır” ın bazen “Evet” sıklıkla da “Belki” anlamına geldiğini düşünür. “Hayır” gerçek bir “Hayır” ise çocuklar sözlerimize dikkat edip onları ciddiye almayı ve bir şey istediğimizde bizimle iş birliği yapmayı öğrenirler. Sözlerimiz ve davranışlarımız uyum sağlamadığında ise bunu kabul etmemeyi ve neyi deneyimledilerse de ona inanmayı tercih ederler.
● Bütün çocuklar, kurallarımızı ve beklentilerimizin tam olarak ne olduğunu belirlemek için sınırlarımızı test eder, zorlarlar. Fakat hepsi aynı yolu kullanmazlar, onlara neyi zorlayacaklarını biz anne-babalar öğretiriz. Çoğunlukla yaramız neredeyse oraya dokunurlar. J
● Ebeveynler çocuklarının yanlış bir seçim yapması halinde karşılaşacakları deneyimleri yaşamasını engeller ya da sonuçlarını kendileri göğüslerse önemli bir öğrenme sürecini de engellemiş olurlar.
● Rica eden, yalvaran, kandırmaya çalışan ebeveynler gerçekte çocuklarına “Yapman gerekeni ne zaman istiyorsan, o zaman yap.” demiş olurlar.
● Özellikle sabahları rutine dönmüş iş geciktirmeleri tamamen anne-babayı zorlamak ve pazarlık masasına çekmek için yapılan tutumlardır.
● Yapılan bir işin sonunda hep bir ödülün olması, çocukların pazarlık etme şansını arttırır ve bir süre sonra kaynaklarınızın bu rüşvete yetmeyeceğini anlarsınız ama artık çok geçtir.
● Eğer kurallarınız konusunda çocuğunuzla tartışmaya tutuştuysanız ya da kurallarınızın gevşetilmesi konusunda aranızda bir çekişme yaşanıyorsa bu aynı zamanda kurallarınızın “tartışılabilir” olduğunu da kabul ettiğiniz anlamına gelir.
● Hatalı davrandığınızda onlardan özür dileyin. Bu çok insanidir ve kusur işleyebileceğini göstermekle kalmaz bu kusuru düzeltebilmesi için onu cesaretlendirir.
● Çocukların bazen kötü davranışlarda bulunmalarının tek sebebi daha kabul edilebilir davranışları ya da doğru problem çözme yöntemlerini bilmemeleridir. Bunun için ona doğru davranışı sergileyebilmesi için ihtiyacı olan seçenekleri onun anlayabileceği kadar basitleştirip, belki parçalara bölüp göstermektir.
* * * * * * * * * * * *
Uzmanlarımız ÇocukluDünya Yıllık Premium üyelerinden gelen soruları cevaplıyor. Hemen üye olun, sizin sorularınızı da cevaplayalım. Sadece eposta atmanız yeterli. Üye avantajlarını burada görebilirsiniz.
Düştüğü zaman bebekler ya da sehpaya çarptığı zaman “ah sehpa” falan yapılırdı şimdi son dönem artık bunun doğru olmadığı söyleniyor ama neredeyse hepimiz böyle büyüdük ama biz böyle büyütmüyoruz. Doğru tutum olmadığını kabul ediyorum ama çok facia bir tutumlu?
Eğitim Danışmanı – Pedagog Prof. Dr. Norma Razon: Bu şunu veriyor çocuğa mesaj olarak sen dikkatsizlikten düşmenin o yaramaz sehpa seni düşürdü. Bu yalnız sehpaya değil böyle parkeye de vururlardı eskiden “seni gidi parke işte torunumu düşürdün seni gidi seni” pat pat böyle da vuruluyordu yok tabii ki bunlar yanlış. Ama bu sırada düşen çocuğa da sen dikkatsizsin, dikkat etmedin, onun için düştün demenin de bir anlamı yok. Evet görüyorum düştün, hadi bakalım kaldırabiliyorsan kal, tercihan kaldırmamak ama çocuk zorlanıyorsa, kalkamıyorsa, tutunmaya ihtiyacı varsa o zaman elinizi uzatın size tutunup kalkmasını sağlamayın. Halbuki biz dürtüsel olarak düşen çocuğun kapıp kaldırıyoruz, kendi kendine kaldırmasına bile izin vermiyoruz. Bu yarın öbür gün çocuklarımızın özgüveninin düşük olmasına neden olabiliyor yani ben çözüm üretemem, her zaman birisinin benim adıma çözüm üretmesi lazım zaten çocukluğumda da bebekliğimde de hep annem babam çözüm üretirdi. Bu da çocuğa yapılmaması gereken bir şey. Mesela çocuk bir yere tırmanacak, kayıyor, tırmanıyor ama aslında mesafe çok uzun değil. Ama babası ona destek verince çocuk bir süre sonra çaba harcamayı öğrenemiyor. Onun için iyi gözlemlemek çok önemli ve çocuk eğer kendi başına bir şey yapabiliyorsa onu desteklemek, onun adına iş yapmamak daha da önemli. Kıyamadığınız zaman çocuğumuza zarar veriyorsunuz, uzun vadede kıymış gibi oluyor aslında.
* * * * * * * * * * * *
ÇocukluDünya Yıllık Premium üyeleri uzmanlarla organize ettiğimiz seminerlere katılarak sorularını sorabiliyor. Siz de bu seminerlere katılıp sorularınızı sorabilir ve diğer üyelerimizin deneyimlerinden faydalanabilirsiniz. Yaklaşan etkinliklerimizi ve eski seminerlerin video kayıtlarını websitemizdeki Seminerler kısmında görebilirsiniz. Aşağıda daha önce sorulan sorulardan bazılarını ve cevaplarını görebilirsiniz.
Kızımla iletişim problemimiz var. Özellikle babasıyla konuşurken tavırları saygısız olabiliyor yeni başlamadığı zaman zaman oluyordu ama yaşı arttıkça azalmak yerine artıyor ne önerirsiniz?
Eğitim Danışmanı – Pedagog Prof. Dr. Norma Razon:Benim çok çok hassas olduğum bir nokta ve şunu söyleyeceğim bu anneye babaya aile büyüklerine saygısız konuşmak saygısız davranma son senelerde giderek artan bir eğilim gösteriyor. Orada tavır çok net olmalı: Bağırmak yok çağırmak yok, azarlamak, şikâyet, sitem yok ama sadece şu: Tabii ki baba ile ters konuştuğu için saygısız konuştuğu için baba cevap verecek, annem müdahale etmeyecek ve ben böyle konuştuğum zaman anlamıyorum sakinleşince konuşuruz diyerek konuşmayı kesip (küs değil çünkü anneler babalar çocuklarına küsmezler) ama ben bu tonda konuşmak istemiyorum, benimle böyle konuşmandan hoşlanmıyorum diyecekler.
Bu konuda çocuğunuzla konuşmak istiyorsanız ortamın güzel oldu keyifli olduğunuz bir zamanda “ne kadar güzel bir gün geçirdik gayet keyifli sohbet ettik birbirimize gayet saygılı konuştuk ama biliyor musun? Bazen sen böyle benimle konuşurken sesini yükseltiyorsun benimle çirkin konuşuyorsun ben ondan hiç hoşlanmıyorum.” eminim ki bir daha olmayacak.
Yalnız saygısız konuşmak değil son zamanlarda anneye babaya büyüklere vuran çocuk sayısında artış var ve anne baba benimle paylaşırken diyor ki benim çocuğum beni dövüyor. Dedim ki bu ifadeyi unutun. Yani hiçbir çocuk anneyi babayı dövemez hani olsa olsa vurur ama siz bunu kabullenmek durumunda değilsiniz. Burada önemli olan acımasa bile can acısı değil anne baba sakınacağı tutun önemli. Yani benim için saygısızlık kabul edilemez bir tutum. Yalnız çocuktan anneye babaya değil, anne baba da çocuğuna saygısız olamaz. Küçüğe de saygı göstereceğiz, o da ileride büyüdüğü zaman aynı şeye devam ettirecek ve tabii bunun için çocuklarımızın izlediği çocuk filmlerini çizgi filmleri de çok iyi takip etmek lazım. Geçmiş yıllarda böyle bir ara danışan geliyor çok affederiz hepsi “oha” “diyor hani “Oha” nereden çıktı diyordu. Meğer o dönemde bir filmde bu kelime çok kullanılıyormuş. Çocukların çizgi filmleri veya belli bazı davranışlarda yine böyle çirkin ve saygısız olabiliyor onları muhakkak başta noktalamak lazım. Ergenlik gelince bunlar daha artar. Onun için uyarmak istiyorum.
Başarılı bir şekilde güncellendi
Başarılı bir şekilde silindi
İşleminiz gerçekleştirilirken hata oluştu.