Atopik dermatit (egzema) özellikle çocuklarda sık görülen kronik, tekrarlayıcı ve kaşıntılı bir deri hastalığıdır. Daha çok çocukluk çağında görülen bir deri hastalığı olmakla birlikte erişkin dönemde de görülebilmektedir.
Bebeklerde egzema çok çeşitli nedenlerle olabilmektedir. En sık besinlere karşı alerjiyle olur.
Genetik yatkınlık, çevresel faktörler de egzema oluşmasında rol oynayabilmektedir.
Sabunlar, deterjanlar, yünlü, kaba kumaşlar, terlemeye neden olacak sentetik, sıkı, deriye yapışan giysiler, koruyucu, boya, parfüm içeren nemlendiriciler ve kozmetik ürünleri, çamaşır ağartıcıları ve yumuşatıcılar, sıcak ve nemli hava, çok sıcak su ile banyo, ani ısı değişiklikleri, sigara dumanı, besinler (yumurta, inek sütü, buğday, soya, kuruyemişler, kabuklu deniz ürünleri, mercimek), ev tozu akarları, polenler, küfler, kedi-köpek, mikroorganizmalar egzemayı en sık tetikleyen sebeplerdir.
Yumurta, inek sütü, buğday, soya ve fıstık bebeklik döneminde en sık suçlanan besinledir. İlerleyen yaşlarda balık, kabuklu deniz ürünleri ve kabuklu çerezler; adölesan ve erişkin dönemde ise polen ilişkili besin alerjileri (örneğin; huş ağacı poleni alerjisi olanlarda elma, kereviz, havuç ve fındık ile ağız içinde kaşıntı gelişmesi) ön plandadır. Zamanla bu alerjenlere karşı tolerans gelişebilirken (örneğin; yumurta ve inek sütü); yer fıstığı ve kabuklu deniz ürünleri alerjisi yaşam boyu sürebilir.
Atopik dermatitte kronik kaşıntı en önemli klinik bulgulardan olup hastalığın seyri ve hastanın hayat kalitesini doğrudan etkiler. Yoğun kaşıntı ve egzematöz deri lezyonları en önemli klinik bulgulardır.
İlk lezyonlar hayatın ikinci ayında başlar. Yanaklarda döküntüler görülür. Bu döküntüler sızıntılı ve kabuklu büyük plaklar haline dönüşür. Saçlı deri, boyun, kol ve bacakların dış yüzeyi ve gövde tutulabilir. Bez bölgesi tutulmaz. Kaşıntı hayatın ilk birkaç haftası dışında olmazsa olmaz bir bulgudur.
Akut egzematöz lezyonlar devam etmek ile beraber, kronik lezyonlar ve likenifikasyon daha ön plandadır.
Döküntüler daha çok kol ve bacakların kıvrım yerlerinde, baş bölgesinde ve ağız çevresindedir. Deri kuruluğu daha belirginleşir.
Bu dönemde döküntüler baş, boyun ve kol ve bacakların kıvrım yerlerindedir. Eller de etkilenebilir
Atopik dermatitin temel tedavisi, deri bariyer bütünlüğündeki bozulmayı düzeltmek için kullanılan nemlendiricilerdir. Nemlendiriciler tedavide alevlenmeleri ve kortizon gereksinimini azaltır. Hastaların günde bir kez kısa süre ile banyo yapmaları ve nemlendirici kullanmaları önerilir. Nemlendiriciler günde iki kez ve banyodan hemen sonra (2-3 dakika içinde) sürülmelidir.
Atopik dermatitlilerin %60-80’ini bu grup oluşturur. Önemli bir kısmı 2 yaşından önce tamamen iyileşir. Geri kalanı yaklaşık %40’ı oluşturur, ileri yaşlarda devam eder ve atopik yürüyüş için yüksek risk altındadır.
Bu hastalar kronik hastalık için yüksek risk altındadırlar.
Uluslararası allerji ve astım çalışmasında, hastaların yarısından azında hastalık 7 yaşından önce düzelmekte, %60’ında da erişkin yaşa kadar devam etmektedir.
SONUÇ OLARAK
Atopik dermatit doğumdan sonra oluşan ilk alerjik hastalıktır. Özellikle ağır hastalarda besin alerjisi de bu tabloya eşlik etmekte ve tetikleyici rol üstlenmektedir. Bu çocuklardaki bozulmuş deri bariyer bütünlüğü çevresel alerjenlere karşı IgE aracılı duyarlılığa neden olmakta ve yaş ilerledikçe egzema iyileşirken alerjik rinit veya astım bu tabloya eklenmektedir.
Atopik hastalıkların gelişimini önlemek için ilk 6 ay anne sütüyle beslenme önerilmektedir. İlk 4 ay anne sütüyle beslenmiş olmanın ilk 4 yılda egzama gelişme riskini azalttığı gösterilmiştir
Kaynak: Türkiye Ulusal Alerji İmmünoloji Derneği
Atopik Dermatit Tanı ve Tedavisine Yaklaşım-Ulusal Rehberi 2018
Başarılı bir şekilde güncellendi
Başarılı bir şekilde silindi
İşleminiz gerçekleştirilirken hata oluştu.