Çocuklar ölümün yaşamın bir parçası olduğunun bilinçli olarak olmasa bile farkındadırlar. Eskiden doğum, hastalık, ölüm gibi yaşamın birçok evresi evlerde gerçekleşir ve çocuklar bu süreçleri hayatın bir parçası olarak doğallığında yaşarlardı. Günümüzde yaşam biçimimizdeki değişiklikler, bu değişikliklerin yanı sıra çocuğu toplumsal yaşantının doğal akışından yalıtan fazla korumacı ebeveyn tutumları da çocukların bu hayat deneyimini yaşamasını engelliyor.
● Çocuklar yakın çevrelerinde ölümle karşılaşmadan günlük yaşantıdaki doğallık içinde (ölen bir kelebek, hayvan ve bitkilerin yaşamları üzerinden) duygu yükü olmadan ölüm hakkında konuşulmalı. Çocuğu üzmeme ve onu koruma adına ölümü konuşmazsak, bu gerçek ile yüz yüze geldiğinde tepkisi şiddetli olabilir ve duyguları ile başa çıkmakta zorlanabilir.
● Ölümle ilgili sorular sormaya başladıklarında veya ölüm gerçeği yaşandığında öncelikle çocuğun yaşına uygun, (onun kaldırabileceği kadarıyla) doğru, kısa ve net bilgi verilmeli, sorular yanıtsız bırakılmamalıdır. Çocuğun sorduğu; fakat cevabını veya nasıl anlatacağımızı bilmediğimiz bir soru karşısında kaçamak cevap vermek ya da duymamak çocukta güvensizlik ve endişe yaratabilir. Çocuklar da, yetişkinler de aslında bildikleri şeylerden çok, bilmediklerinden korkarlar ve kaygı duyarlar. Bilmek kavramanın, anlamlandırmanın ve kaygıdan kurtulmanın anahtarıdır.
● Çocuklara ölümü anlatırken ölümün yaşamın sonu olduğu ve ölen kişinin hiçbir şekilde geri dönmeyeceği, ölümün vücut fonksiyonlarının durması anlamına geldiği (yani ölenin artık göremez, duyamaz, dokunamaz, koklayamaz, yiyemez, hissedemez ve hareket edemez olduğu) şeklinde ölümü somuta indirgemek gerekir.
● Ölüm çocuğa açıklanırken örtbas edici, kaçamak ifadeler değil, ‘öldü’ kelimesi kullanılmalı. Çocuğa “hastalandı öldü” demek yeterli değildir, “hafif ve ağır hastalık” tarif edilmeli. Hafif hastalıkların tedavi edilip sağlığa kavuşulduğu anlatılmalı ki kendisi veya çevresindekiler her hastalandığında edişe yaşamasın.
● “Yaşlandı ve öldü” genellemesi yerine “İnsanların çoğu yaşlanır, ama hepsi uzun yaşamaz’’ açıklaması daha gerçekçi olacaktır.
● Soyut düşüncenin gelişmediği erken çocukluk dediğimiz okul öncesi dönemde, din ile ölümü bağdaştırmak, ölüm ile dinin aniden gündeme gelmesi de çocuğu ürkütebilir. Yetişkinleri rahatlatan bazı dini yorumlar, çocukları endişelendirebilir. Bu yüzden küçük çocuklarla ölüm hakkında konuşurken ‘din’, ‘Allah’, ‘cennet’ ile bağdaştırma yapılmamalıdır.
● Ölüm sonrası evin kalabalığı, dualar vs. çocuk için uygun ortam olmayacağı düşünülerek çocuğu evden uzaklaştırmak, çocukta ayrılık ve kaybetme korkusunu depreştirebilir. Çocuk ailenin bir bireyidir, çocuk bu süreci ailesi ile birlikte yaşamalıdır. Çocuklar da yas tutar. Yas tedavi edici bir unsurdur.
● Ölen kişiyi hatırlamanın çeşitli yolları vardır. Yeri geldiğinde hatıraları konuşulmalı, resimlerine bakılmalı, onunla ilgili özel bir şey özel bir yerde saklanabilmeli, duygular paylaşılmalı ve anlaşılmalıdır.
● Son olarak, çocuğun çok yakın birisini (ebeveynlerden biri gibi) kaybetmesi, travmatize olması anlamına gelir ve mutlaka bir uzman yardımı alınmalıdır.
* * * * * * * * * * * *
ÇocukluDünya Yıllık Premium üyesi olarak uzman seminerleri katılıp, sorularınızı uzmanlarımıza yönlendirebilirsiniz. Aşağıdaki soru-cevaplar uzman seminerlerimizden alınmıştır. Siz de üye olup, uzman seminerlerine katılabilir ve eski video kayıtlarını da görebilirsiniz. Seminerlerimizi burada görebilirsiniz.
Eğitim Danışmanı – Pedagog Prof. Dr. Norma Razon:Çocuklar için ölüm gibi kavramların anlatımı hassas bir yaklaşım gerektirir. Çocuklara doğruyu anlatmak önemlidir. Konuyu geçiştirmek ancak detaylara girmeden basit ve anlaşılır bir şekilde açıklamak faydalı olabilir. Köpek çok yaşlı idi, köpeğin yaşam süresi dolmuştu gibi açıklanabilir. Anne babalar çocukların endişelerini ve korkularını anlayışla karşılamalı ve onlara destek olmalıdır. Şöyle ki çocuklarına ağaçlardaki yaprakların ölümünü çiçek ve bitkilerin ölümünü anlatabilirler.
Çocuklar ölüm gibi olaylardan etkilenebilir ve duygusal tepki verebilirler bu normal bir süreçtir ve anlayışla karşılamak gerekir. Anne babalar çocukların duygusal ihtiyaçlarını karşılayarak onların güvende hissetmelerini sağlamalıdır. Köpeğin ölüm haberini aldıktan sonra çocuk anne babayı daha çok bağlanabilir evden çıkmalarını istemeyebilir, yalnız yatamayabilirler.
Bu dönemde çocuğun yanında olduğunu hissettirmek yerinde olur. Çocuklar çoğunlukla kendi yakınlarının ölümlerini düşünüp üzülürler bu durumda onlara ne kadar sağlıklı olduğunuzu, sağlıklı beslendiğiniz de hastalanınca doktora gittiğinizi ve ilaçlarınızı aldığınızı, insanların çok uzun yaşadıklarını anlatmak yararlı olur ve genel olarak onların güvende hissetmelerini sağlar.
Başarılı bir şekilde güncellendi
Başarılı bir şekilde silindi
İşleminiz gerçekleştirilirken hata oluştu.