Anne-babaların çocuklarından beklediği başarılı, sosyal, sorumluluk sahibi ve güçlü olmaları olduğunu görüyoruz. Unutmamak gerekir ki, bütün bunlar ebeveynlerin çocukları ile kurdukları ilişkideki davranışlarıyla oluşuyor. Eğer çocuk, okul hayatı içerisinde duygusal olarak zorlanmadan öğreniyorsa okula hazırlanmış olduğunu düşünebiliriz.
• Çocuklarınızın gelişimini anlamak için onları dikkatli gözlemleyin. Tanımaya, anlamaya çalışın. Bilginizi arttırmak için çeşitli kaynaklar okuyun. Okula başlangıç ile ilgili anaokulu öğretmeninizin görüşünü de alın. Yeterli olmadığını düşündüğünüz alanlarda desteklenmesini sağlayan. Yaşıtlarından geride olduğunu düşündüğünüz becerilerinin değerlendirilmesi için bir uzmanın görüşlerini alın.
• İlk yıllardan itibaren her akşam kitap okumak sadece okumaya ilgisini değil dil gelişimini anlamasını da güçlendirecektir.
• Özbakım becerilerinin zamanında kazanılmış olması okul yıllarına ait olan önemli bir sorumluluğun yani ödev yapma bilincinin gelişmesine de yardımcı olacaktır. Yemeğini yemek için destek bekleyen, anne ve babası ile yatan, tuvalet temizliğini yerine getiremeyen, odasını toplamayı öğrenememiş bir çocuk, ödevlerini de yapmak konusunda istekli olmayacaktır.
• Okul seçimi anne ve babaların istekleri doğrultusunda gerçekleşmekle birlikte çocuğunuzun becerilerinin de göz önünde bulundurularak yapılması gerekir. Çocuğun gideceği okul ve eğitim hayatı ile ilgili bilgisinin olması onu rahatlatacaktır.
• Okul için gerekli alışveriş ve odasının çalışma ihtiyacına göre tekrar düzenlenmesini birlikte yapın. Yaşamındaki yeni dönemin heyecanı olduğu kadar sorumluluklarını da birlikte paylaşın.
• Öğrenme sadece okulda gerçekleşmez. Kavram becerilerinin öğrenilmesi ve pekiştirilmesi günlük hayat içerisindeki deneyimlerle gerçekleşmektedir. Zaman zaman çocuğunuzun bilgisini ortaya çıkaracak basit sorular sorun. Onu da soru sorması için teşvik edin.
• Okul dışındaki sosyal aktivitelerde kendi yaşıtlarından sınırlı sayıda arkadaşı bulunurken, bir anda sınıf ortamında birçok yaşıtı olacaktır. Aralarındaki farklılıkları, daha iyi veya yetersiz olduğu yönlerini gözlem ve deneyimlerle öğrenecektir. Bu durum sadece sosyal olgunluğunun değil duygusal olgunluğunun gelişmesi için de önemli bir deneyimdir.
• Başladığı işi bitirmek, sırasını beklemek, söz kesmemek, isteklerini erteleyebilmek, oyunların kurallarına uymak gibi beceriler, ebeveynler tarafından dikkatle izlenmeli ve gelişmesi için desteklenmelidir.
Eğitim Bilimci Prof Dr. Ayla Oktay’ın “ İlkokul Seçimi ve İlkokula Başlayan Çocuğa Destek Olmak ” yazısını da okumanızı tavsiye ederiz.
• Okul öncesi eğitimi almış çocukların becerilerini geliştirmekte daha istekli olduğu gözlenir.
• Masa başında oturma, yönergeleri dinleme ve doğru uygulama, başladığı işi bitirmek gibi konularda çoğunlukla başarılıdırlar.
• Göz-el koordinasyonları gelişmiştir. Makas kullanma; kalem ile harf, sayı ve şekli kopya etmekte beklenen olgunluğa sahiptirler.
• Duygu ve düşüncelerini ifade etmekte isteklidirler. Sorulara cevap verebilirler.
• Ezbere sayı saymayı ve sayı-kavram ilişkisini oluşturmayı anlamışlardır. Artmanın, eksilmenin; toplama ve çıkarmanın temelini oluşturduğunu fark ederler.
• Renkleri ve temel kavramları bilirler.
• Günlük olayları dün/bugün/yarın kavramlarının içerisinde doğru olarak hatırlar ve ifade edebilirler. Hikayeleri doğru sıra ile anlatabilirler. Dil gelişimleri yaşıtları ile paraleldir.
• Özbakım becerilerini kazanmış ve bunları yardımsız yerine getirmekte isteklidirler.
• Sorumluluk alabilirler ve davranışlarının sonuçlarından haberdardırlar.
• Akranları ile ilişkilerinde sorunlarını kendileri çözerler. Duygularını kontrol edebilir ve kabul edilir şekilde ifade ederler.
• Grup oyunlarına katılmaya, oyunlarda kabul edilmiş kurallara uymaya isteklidirler.
Okula başlama döneminde çocukların kaygılandıklarını gözlemleyebiliriz. Ev ortamı gibi rahat bir ortamdan kuralların olduğu okul hayatına adım atmak duygusal açıdan zorlayıcı olabilir. Okula hazır olmadan önce ebeveynlerin bu sürece hazır olması gerekmektedir. Yine bu dönemde çocuklarının karşılaşabileceği sorunları önceden kestirmek bunlarla nasıl başedebileceklerini düşünmüş olmaları gerekmektedir. Okul korkusu, okul çağı içindeki çocuğun okula gitmeye direnmesi, arkadaşlarını kabul etmemesi ve ağlamak gibi tepkiler geliştirmesidir. Bu korku, çocuğun eğitim alacağı ortama uyum sağlamasını engellemektedir. Çocuklar için korku, yaşama adapte olabilmenin, kaygı veren durumlarla baş edebilmenin yöntemlerinden biridir.
ÇocukluDünya Editörünün mesajı: Çocukların gerekli becerileri kazanmadan okula başlaması hem çocuk için hem de aile için birçok problem yaratabilir. Bu yüzden de çocuğun okula hazır olup olmadığı belirlenmeden başlaması doğru olmaz. Eğer çocuk tuvalet ihtiyacını tek başına gidebiliyorsa, yemeğini kendi yiyebiliyorsa, kendi başına üstünü giyinebiliyorsa bu olumlu bir beceridir. Çocuk kurallara uyabiliyorsa ve kendini bir derecede kontrol edebiliyorsa, kendi başına sosyalleşebiliyor ve arkadaşlık kurabiliyorsa okula başlamaya hazırdır diyebiliriz.
En önemli konu olan yazı yazabilmeleri için ince motor gelişimlerini tamamlamış olmaları gerekmektedir. Eğer çocuk çeşitli çizgiler çizebiliyorsa, gördüğü şekli kopyalayabiliyorsa, resimleri taşırmadan boyayabiliyorsa veya verilen sıralamayla ipe boncuk dizebiliyorsa bu motor gelişiminin oluştuğundan söz edebiliriz. Buna ek olarak kaba motor gelişimi de önem taşır. Eğer çocuk kendisine atılan bir nesneyi yakalayabiliyorsa, birkaç kere üst üste sıçrayabiliyorsa veya takla atabiliyorsa kaba motor gelişiminin de oluştuğundan bahsedebiliriz.
Başarılı bir şekilde güncellendi
Başarılı bir şekilde silindi
İşleminiz gerçekleştirilirken hata oluştu.