Ateşli nöbet sıklıkla 6 ay-5 yaş (en sık 12-18 ay) arasındaki bebek ve çocuklarda, menenjit/ensefalit gibi merkez sinir sistemi hastalıkları dışındaki nedenlere bağlı olan ve 38° C ‘i aşan ateşli durumlarda ortaya çıkan nöbetlere verilen genel addır. Rastlanma sıklığı çocuklarda kabaca %2-5 arasındadır.
Nöbet başlarken çocukta yüz ifadesinde değişme -şaşkınlık, korku gibi-, çığlık benzeri ses çıkartma, gözlerin karşıya ya da yukarı bakmaları başta olmak üzere çeşitli durum değişiklikleri görülebilir. Nöbet sırasında renkte solma, bedende kasılma-çırpınmalar, bazen de gevşeme olabilir. Nöbet başlarken ve nöbet sırasında gözlenen belirtiler çok daha çeşitli olabilir. Bazen nöbetler sırasında sinir sistemine özgü sadece yaygın tutulum belirtileri olabilir. Daha seyrek de olsa, beynin belli bölgelerine özgü değişiklikler (tek kolda, tek bacakta kasılma ya da atmalar gibi) gözlenebilir. Bu değişikliklerin nöbetlerin geleceği hakkında bilgi verip vermedikleri uzman hekim tarafından değerlendirilmelidir.
Ateşli nöbetler a) basit ve b) kompleks olarak iki gruba ayrılabilirler. Basit ateşli nöbetler sıklıkla yaygın kasılma ve çırpınmalarla şekillenen, süreleri genellikle 4-5 dakikayı geçmeyen, maksimum bir saat içinde hastanın tamamen düzeldiği durumlardır. Bu nöbetler mevcut hastalığın seyri sırasında, ya da 24 saat içinde yinelemezler. Kompleks ateşli nöbetlerde farklı bazı özelliklerin biri ya da birkaçı bir arada bulunabilir. Bunlar: 1) Fokal- beynin bir ya da birkaç bölgesine ait işlevlerde aksama- olabilirler 2) Süreleri 15 dakikayı aşabilir; 3) Mevcut hastalık süresince, ya da 24 saat içinde yineleyebilirler; 4) Hastanın tamamen düzelmesinin bir saatten uzun sürmesi şeklinde özetlenebilir.
Çocukta bazen ateşli dönemlerde gözlenebilen peş peşe gelen sıçramalar (miyokloniler), ya da özellikle mide-barsak enfeksiyonlarına bağlı ishallerle birlikte giden ve peş peşe gelebilen ateşli ya da ateşsiz havaleler gözlenebilir. Her iki durum da izole, geçici ve zararsız tablolardır.
Bu tabloya yol açtığı düşünülen ateşli durumların başında her türlü virüs enfeksiyonları, orta kulak iltihabı ve boğaz enfeksiyonları gelmektedir. Ayrıca, yüksek ateşe yol açan mide-barsak enfeksiyonları ve aşı sonrası ateşli durumlarda da bu tür nöbetler görülebilir. Ateşli nöbet geçiren çocukların yaklaşık dörtte birinin ailelerinde ateşli nöbetli bireylerin varlığı bildirilmektedir. Yani, bu tablonun genetik özellikleri mevcuttur. Ailede ateşli nöbet geçiren birey sayısının fazlalığı, ateş derecesinin yüksekliği ve çocukta demir eksikliği anemisinin varlığı bu tabloyla ilişkili olabilen etmenlerdir. Ancak, hastaların yaklaşık %50’sinde risk faktörü görülmemektedir.
*Menenjit, kan dolaşımı enfeksiyonu (septisemi), idrar yolları ve akciğer enfeksiyonları vb. gibi ciddi durumların yol açtığı nöbetler ateşli nöbet kavramı dışında kalır.
Ateşli nöbet yaklaşık her üç çocuktan birinde yineleme yatkınlığı gösterir. Görüntüsü bazen ürkütücü olmakla birlikte kendisi çoğunlukla sağlık açısından ciddi bir sorun oluşturmaz. Ancak, aile bireylerinin durumu tanımaları ve ne yapacaklarını önceden bilmeleri büyük yarar sağlar. Böyle bir durumda yapılması gerekenler şöyle özetlenebilir:
Evet diğer bazı durumlar ateşli nöbetlere benzeyebilirler. Bunlar:
Ateşli nöbetlerin sonraki yıllardaki gidişleri genelde çok iyidir. Sıklıkla 5 yaşından sonra yinelemezler. Birinci nöbetten sonra ikinci bir nöbet görülme sıklığı yaklaşık %30 gibidir. Ancak, havalelerin erken dönemlerde başladığı, ateşin çok yüksek olmadığı, ailede epilepsili bireylerin olduğu durumlarda bu sıklık daha fazla olabilmektedir. Ailelerin merak ettikleri bir konu olan, ateşli nöbetin gelecekteki bir epilepsinin öncül belirtisi olup olmadığı araştırılmış ve bu olasılık %2-7 dolayında bulunmuştur. Bu konuda yapılması gerekenler ilgili hekim tarafından kararlaştırılmalıdır. Aşıların ateşli nöbet riskini arttırmadıkları bildirilmektedir.
Başarılı bir şekilde güncellendi
Başarılı bir şekilde silindi
İşleminiz gerçekleştirilirken hata oluştu.