Prof.Dr.Murat Karaçorlu Göz Hastalıkları Uzmanı
Güneş ışınlarına korunmadan uzun süre veya aşırı maruz kalmak, kısa ve uzun vadede ultraviyole ışınlarının neden olduğu göz hasarı riskini arttırmaktadır.
Güneş ışınlarına bağlı kısa ve uzun vadede ortaya çıkabilecek göz hastalıkları arasında: korneada (gözün en ön kısmında yer alan saydam yapı) güneş yanığı, katarakt (gözümüzün içinde bulunan ve normalde şeffaf olan merceğin bulanıklaşması), makula dejenerasyonu (sarı nokta hastalığı), bazı göz kanserleri, göz kapağı kanseri, pterjium (kornea üzerine uzanan damarlı doku) gibi hastalıklar sayılabilir. Bu hastalıkların çoğu yaşam boyu maruz kalınan ultraviyole ışınların kümülatif etkilerine bağlı ortaya çıkmaktadır. Dolayısı ile gelecekte ultraviyole ışınlara bağlı göz hastalıkların gelişim riskini azaltabilmek için erken çocukluk yaşlardan itibaren gereken tedbirler alınmalıdır.
Çocuklar daha uzun süre dış ortamda zaman geçirmektedir ve daha fazla güneş ışınlarına maruz kalmaktadır. Aynı zamanda ışık altında göz bebeği küçülerek göz içine giren ışık miktarını azaltmaktadır, oysaki erken çocukluk döneminde bazı çocuklarda iris yapısındaki pigment tam olarak sentezlenmemiştir ve ultraviyole ışınlarını yeterince filtre edememektedir. Ayrıca erişkinlerle kıyasla çocuklardaki göz içi lensi zararlı güneş ışınlarını daha az oranda absorbe etmektedir ve hasar oluşturma potansiyeli olan ışınlar retinaya (ağ tabakası) daha yüksek oranda ulaşmaktadır.
Çocukların açık havada zaman geçirmesi fiziksel ve ruhsal açıdan gelişimleri için oldukça önemlidir. Aynı zamanda dış ortamda daha uzun süre geçiren çocuklarda miyopi gelişimi daha az düşük oranda görülmektedir. Dolayısı ile çocukların güneşli günlerde açık havada daha fazla zaman geçirmeleri için teşvik edilmeleri gerektiği göz hekimleri tarafından belirtilmektedir. Diğer taraftan biliyoruz ki bir kişinin ömür boyu toplam güneşe maruziyetinin %50-80′i hayatın ilk 18 yılında gerçekleşmektedir. Özellikle okul çağındaki çocuklar (5-11 yaş) ultraviyole ışınlarının neden olduğu göz hasarı açısından büyük risk altındadır.
Bazı kaynaklara göre çocuklarda güneş gözlüğü kullanımı 6. aydan itibaren başlayabileceğini bildirilmektedir. Fakat bu dönemdeki çocukların burun yapısı tam olarak oturmamıştır ve yüzlerinde gözlüklerin sabit bir konumda tutulması kolay değildir. Ayrıca bu küçük yaş grubu çocuklarında gözlük takmaya uyum göstermezler. Genel kanı olarak çocuklarda güneş gözlüğü kullanımı 2-3 yaş civarında başlayabileceği yönündedir.
Açık ve güneşli havalarda oldu gibi ultraviyole ışınları kapalı ve bulutlu havalarda da aynı oranda etkilidir. Güneş ışınlarının aynı zamanda kar tabakası üzerinden yansıması en az yaz aylarında olduğu kadar göze zarar verebilmektedir. Gözlerin korunması açısından her mevsimde güneş gözlüğü kullanmaya teşvik edilmesi gereken bir davranıştır.
Çocuklarda güneş gözlüğü seçimi yaparken dikkate alınması gereken en önemli özellik gözlük camlarının ultraviyole ışınlarına karşı koruma sağlayıp sağlamadığıdır. Gözlük camlarının ultraviyole ışınlarına karşı koruma özelliği mümkün olduğu kadar yüksek olmalıdır. İdeal olanı ultraviyole ışınlarına karşı %100 koruma sağlanmasıdır. Gözlük özelliklerini tanımlayan bir etiketin veya çıkartmanın üzerinde mutlaka ultraviyole ışınlarına karşı koruma özeliği belirtilmiş olmalıdır. %100 UV koruma veya UV 400 gibi ibarelerin bulunmasına dikkat edilmelidir.
Gri ve siyah renk camlı güneş gözlükleri çocuklarda günlük kullanım için en uygun olanlardır. Pembe, mavi veya başka renklerdeki camlar çevredeki nesnelerin renklerinin normalden farklı olarak algılanmasına yol açtığından ve renk algısını zorlaştırdığından çocuklarda tercih edilmemelidir. Gözlük camlarının rengi ultraviyole ışınlarına karşı koruma sağlayan bir özellik değildir.
Gözlük camların renk tonları hafif gri renginden koyu siyah rengine kadar değişebilmektedir. Gözlük camların renk tonu aşırı derece dikkate alınması gereken bir özellik olmamalıdır. Daha koyu renk gözlük camların güneş ışınlarına karşı daha fazla koruma sağladığını düşünülmemelidir. Camların renk tonundan ziyade önemli olan ultraviyole ışınlarına karşı koruma özeliğidir.
Polarizasyon filtresine sahip güneş gözlüğü camları parlamayı azaltmaktadır ve cisimlerin daha belirgin görülmesini sağlar. Camların polarize olması ve ultraviyole ışınlarına karşı koruma sağlaması farklı özelliklerdir. Yine de daha rahat kullanım ve daha iyi görüntü kalitesi açısından çocuklarda polarizasyon filtresine sahip güneş gözlükler tercih edilebilir.
Çocukların kullandığı gözlük camları ve gözlük çerçeveleri kırılmaya karşı dayanıklı olmalıdır. Gözlük camı seçimi yaparken mineral, organik ve plastik gibi camlara göre kırılmaya çok daha dirençli ve sağlam olan polikarbonat camlar tercih edilmelidir. Polikarbonat camlar da tam anlamıyla kırılmaz değildir. Dolayısı ile çocuğun güvenliği açısından hareketli oyunlarda güneş gözlüğün çıkarılması daha uygun olacaktır.
Gözlük çerçevesi çocuğun yüzüne iyi oturması gerekiyor. Rahatsız etmemesi, buruna ve kulaklara baskı yaratmaması gerekmektedir. Uzun süreler kullanılabilecek, hafif ve ergonomik gözlük modelleri seçilmelidir. Daha geniş gözlük camı tasarımına sahip gözlükler, güneş ışınlarına karşı daha iyi koruma sağladığından tercih edilmelidir. Aynı zamanda gözlüğün yerinde durmasında yardımcı olan ve kaymasını engelleyen, farklı maddelerden üretilen gözlük emniyet bandı (tutucu) çocuklarda son derece kullanışlıdır.
Çocuklarda güneş gözlüğü seçimi yaparken, gözlüğün fiyatı tercihi belirleyen asıl faktör olmamalıdır. Bahsedildiği gibi seçimi belirleyen gözlük camlarının ultraviyole ışınlarına karşı koruma özelliği olmalıdır. Gerçekçi olmak gerekiyor ise güneş gözlüklerinin çocuklar tarafından kırılması veya kaybedilmesi oldukça sık rastlanan bir durumdur. Dolayısı ile aile bütçesini olumsuz etkilemeyecek, uygun fiyat etiketine sahip, %100 ultraviyole koruma sağlayan ve kabul edilebilir bir kaliteye sahip güneş gözlükleri tercih edilmelidir.
Gözlük camlarının ultraviyole ışınlarına karşı ‘’%100 UV koruma’’ veya ‘’UV 400’’ özelliğine sahip olmalıdır. Ucuz fiyata sahip olunan güneş gözlüklerinde ‘’UV koruma’’ gibi bir ibarenin bulunuyor olması, bu ultraviyole ışınlarına karşı yeterli seviyede koruma sağladıkları anlamına gelmemektedir.
Ucuz fiyata sahip olunan ve yeterli seviyede ultraviyole ışınlara karşı koruması sağlamayan güneş gözlüklerin kullanımı sunucunda uzun dönemde görmeyi etkileme potansiyeli olan ciddi göz hastalıkları ile karşı karşıya kalınabilir. Özellikle yeterli düzeyde ultraviyole koruması sağlamayan koyu renk gözlük camları göz bebeğinin genişlemesine neden olarak, gözlerin daha fazla zararlı ultraviyole ışınlarına maruz kalmasına ve derin retina (ağ tabakası) dokularına nüfuz etmesine neden olur. Göz sağlığı açısından bu tarz gözlüklerin kullanılması yerine hiç güneş gözlüğü takmamak daha doğru yaklaşım olacaktır. Genelde çok ucuz fiyatlara satılan ve çocukların takmaya özendiği güneş gözlüklerde yeterli düzeyde ultraviyole koruması bulunmadığından dikkatli olunmalıdır.
Okulöncesi çocukluk döneminden (3-6 yaş) itibaren düzenli olarak güneş gözlüğü takarak ve onlara çok yakıştığını söyleyerek alışkanlık haline getirilebilir. Güneş gözlüğü takmak gözerin korunması açısından önemli olduğunu ve dış ortamda güneş gözlüğü takmak çok iyi bir davranış örneği olduğunu açıklanabilir. Ayrıca ebeveynlerin de güneş gözlüğü kullanması çocukların gözlük takma motivasyonunu arttıracaktır.
Miyopi, hipermetropi ve astigmatizma gibi kırma kusurlarına sahip olan çocuklar için gözlük camları numaralı olarak üretilebilir. Güneş gözlüğünü yaptırmadan önce bu çocuklar göz hekimi tarafından muayene edilmeli ve güncel göz numaraları belirlenmelidir.
Zararlı güneş ışınlarına karşı koruma sağladığı gibi güneş gözlüğün camları aynı zamanda bariyer etkisi ile havada uçuşan alerjenlerin gözlere temas etmesini önemli oranda engellemektedir. Ayrıca gözyaşının buharlaşmasını azalttığından gözlerin nemli kalmasını sağladığı bilinmektedir. Bu bilgilerden yola çıkarak günümüzde çocuklarda sık görülen göz alerjisinin tedavisinde ve önlenmesinde güneş gözlüklerin önemli bir yere sahip olduğu görülmektedir.
Güneş gözlüğü söz konusu olduğunda öncelikle dış görünüşe sağladığı etkiye odaklanmaktadır. Oysaki %100 oranda ultraviyole ışınlarına karşı koruma sağlayan gözlükler takmak, görmeyi etkileyebilen ciddi hastalıklara karşı koruma sağlayan, çok basit fakat etkili olan bir davranış olarak değerlendirilmelidir.
1. Schmidt-Pokrzywniak, Schmidt-Pokrzywniaket al. Ophthalmology. 2009;116(2): 340-348.
2. Amerikan Oftalmoloji Derneği
Başarılı bir şekilde güncellendi
Başarılı bir şekilde silindi
İşleminiz gerçekleştirilirken hata oluştu.