Çocuğunuzu bir birey olarak görüp duygu ve düşüncelerine saygı göstermelisiniz. Çocuğun kendi fikirlerini rahatça gösterebileceği bir ortamda büyümesi ilerleyen zamanlarda istediğini ve düşüncelerini hayata karşı kullanmasında fayda sağlar. Güven duygusu gelişen bir çocuğun benlik saygısı da gelişmektedir. Ebeveynler ise bu inşaanın ilk temelini atmaktadır.
Başlığımdan anladığımız kadarıyla burada aslında ‘Özgüveni’ anlatacağım. Bu iki duyguyu kendilerinde edinememiş çocuklarda özgüven problemi görülmektedir. Sizce bir çocuk değerlilik kavramını nasıl öğrenir? Dışarıda oyun oynarken ayakkabısı yırtılan çocuğa bağıran veya eleştiren birileri olsa o çocuk değerlilik kavramını maddesel bir biçimde öğrenir. Bu bir ayakkabı ve değeri var diye düşünebilir. Peki çocuğun kendi değerini nasıl öğretiriz? Yine yukarıdaki örnekle ilerleyelim. Ayakkabısı yırtılan çocuğu eleştirmeden gününü değerlendirsek ne kadar heyecan dolu bir oyun oynadığını düşünsek belki de çocuğumuzun kalbinde manen bir değer duygusu kazanabiliriz. Yeterlilik ise çocuğu mükemmeliyetçi bir tutumdan uzak yetiştirmekten geçmektedir. Çocuğunuzun yerine onun ihtiyaçlarını gidermeden onun yapabildiği kadarıyla destek vermelisiniz. Bu sayede çocuğunuzun başarılı bir özgüveni olacaktır.
İlk olarak sevgiyi ele alacağız. Koşulsuz bir sevgiyle büyüyen çocuk nerede yanlış yaptığını bilir ve düzeltme yoluna başvurur. Örneğin oyuncaklarını dağıtan bir çocuk oyun sepetine geri topladığında çocuğunuza ‘Oyuncaklarını topladığın için sevindim şimdi odana götürür müsün?’ diye sormanız ona doğru davranışı gösterecektir. Bir diğer yol ise başta söylediğim gibi çocuğunuzun birey olduğunu kabullenmektir. Varlığının farkında olduğunu bilen bir çocuk değeri ve ilgiyi kolayca hissedecektir. Bazı sihirli cümleler vardır masum gibi gözükse de zarar verebilir. Örneğin çocuğunuz ayakkabısının bağcığını düzeltirken ‘Dur sana yardım edeyim’ diye söylenmek çocuğunuza yardımdan çok zarar vermektedir. Bu yüzden çocuğunuza kendi yapabileceği sorumluluklar vermelisiniz. Yapabildiği kadarıyla çocuğunuzu takdir etmelisiniz. Unutmayın karşınızdaki yalnızca bir çocuk…
Hakkını aramayan, zorbalığa maruz kaldığında sesini çıkaramayan veya oyuncağını elinden aldıklarında çekingen davranan çocukların bir kısmında özgüven sorunu vardır. Özgüven halk dilinde cesaret olarak tanımlansa da aslında kişinin kendisine karşı iyi duygular geliştirmesidir. Örneğin çocuğunuz kaydıraktan kayabiliyorsa kendine olan güveni sayesindedir. Güven duygusunu geliştirip kendi yapabildiği davranışları görmek çocuğunuzun o davranışında özgüvenini geliştirdiğini gösterir.
Çocuğunuzun bir yaşına kadar gelişen temel güven duygusu ona bakım veren kişinin yeterli ve ilgili olmasına bağlıdır. Çocuğunuzun üç yaşına kadarda dış farkındalığı gelişmektedir. Bu süreçte anne babayı hayatına daha aktif bir şekilde dahil eder. En önemli dönem ise oyun çağı dönemidir. Oyun çağı dönemi 3-6 yaş arası olarak değerlendirilebilir. Çocuklar oyun sayesinde duygularını ve düşüncelerini kolayca ifade edebilir. Oyun bir çocuğun tüm gereksinimlerini karşılamaktadır ve hayata karşı onu hazırlamaktadır. Arkadaşlık kurmayı, paylaşmayı ve bir arada olmayı çocuklar bu yaşta oyun sayesinde öğrenirler. Bu dönemin sonunda ise çocuklar yaptıklarını ve yapabileceklerini denetleme farkına varabilirler.
Aileler her zaman özgüvenli , kendine saygısı yüksek çocukları olsun ister. Bunun için bazı tutum ve davranışlarda bulunurlar. İlk olarak bulunulan ortamda bir uyum ve disiplin olmalıdır. Yani ebeveynlerinde kendilerine karşı bir tutumu ve özsaygılarının olması gerekmektedir. Eşler arasındaki iletişim çocuğun güven dolu bir ortamda olmasını etkilemektedir. Eğer bu güven duygusu eşler arasında yoksa çocuk aile içerisindeki kaygı ortamından dolayı özgüvenini geliştiremez. Kendilerine karşı benlik saygısı olmayan anne babaların çocuklarına karşı otoriter bir baskısı olmaktadır. Benlik saygısı az olan veya pasif olan ailelerde ise çocuklarında ihmale maruz kalmaları gözlemlenmiştir. Bu tarz ailelerde sürekli başkalarına bağımlı yaşama hali vardır. Aynı şekilde çocuklarda da sürekli onay alma davranışı gözlemlenmektedir. Benlik saygısı ve özgüvenleri yüksek olan bir ailede ise durum bambaşkadır. Birbirlerine saygı duyan, ihtiyaçlarını fark eden ve en önemlisi herkesin duygu ve düşüncesine önem gösterilen bir sistem vardır. Bu tarz ailelerde her şey kabul görülmüş iyilik halindedir. Çocuğa aşırı kontrol uygulanması ve müdahale edilmesi çocuğun ilerleyen dönemlerde başkalarına da bağımlı olmasını sağlar. Bu yüzden çocuğunuzun yaşına uygun sorumluluklar edinmesi önerilmektedir.
Örneğin 3 yaşında bir çocuğunuz varsa oyuncaklarını toplamayı, üzerini giymeyi ve yemek yemesini ona bırakmalısınız. 7 Yaşında bir çocuğunuz varsa odasını toplamasını, ödevlerini yapmasını ve size ev içerisinde ufak yardımlarda bulunmasını isteyebilirsiniz. Anne baba çocuklarını tutarlı bir şekilde yetiştirmelidir. Aile içerisinde laf birliği yapılmalıdır. Annenin evet dediği bir olayda baba hayır diyorsa çocuk anlık olarak işine geleni yapmayı tercih edecektir. Ayrıca anne babanın bir konu hakkında çok sert bir tutuma sahip olup ardından o durumu ilgiyle karşılaması da çocuğun ne olduğunu anlayamamasına sonrasında ise sorun yaşamasına neden olacaktır. Önerilen en başarılı tutum ise eşitlikçi ve demokratik tutumdur. Bu sayede çocuk güven ortamında belli kararlarda büyümektedir. Bu çocuklar sosyal bireylerdir. Örneğin 3 yaşındaki çocuğunuza zorla giysi giydirmek yerine onun bugün giyeceği kıyafeti kendisinin seçmesini sağlayın. Çocukların kararlarına, isteklerine ve düşüncelerine önem gösterilmesi onların farkındalığını artıracaktır. Çocuğun kendi kendini yönetme hali güven duygusunu pekiştirecektir. Her ailenin çocuğuna verdiği güven ve eğitim başkadır. Her çocukda birbirinden başkadır. Bir liste yapıp her çocuğa aynı davranışları öğretmek doğru olmaz. Her çocuğun kendi duygu, düşünce ve yapı sistemine göre hareket edilmelidir.
Ebeveynler olarak öncelikle kıyas, eleştiri, mükemmel olmak ve hizmet anlayışını bir kenara bırakmalısınız. Çocuğunuzu akranlarıyla, kardeşleriyle, kapı komşunuzun çocuğuyla ve hatta kendi çocukluğunuzla dahi kıyaslamayın. Her çocuk kendine özeldir ve biriciktir. Çocuğunuz her konuda mükemmel olmak zorunda değil. Çocuğunuz sadece çocukluğunu yaşasın. Çocuğunuzun helikopter ebeveyni olmamalısınız. Yardım ettim diye düşünürken çocuğunuzun geleceğini riske atmamalısınız. Daima sabır ve sevgi göstererek yemeğini yemesini, odasını toplamasını, üzerini giymesini hatta sorunlarını çözmesini bile çocuğunuzun kendisinin halletmesine izin vermelisiniz. Sadece takdir etmeli ve kendi başının çaresine bakmasını sağlamalısınız.
Başarılı bir şekilde güncellendi
Başarılı bir şekilde silindi
İşleminiz gerçekleştirilirken hata oluştu.