Depresyon, kişinin nasıl hissettiğini, nasıl düşündüğü ve nasıl davrandığını etkileyen ciddi bir tıbbi rahatsızlıktır. Depresyon, kişide pek çok hastalığa da sebep olabilirken, doğru ilaçlarla ve terapilerle tedavi edilebilmektedir. Depresyonun tek başına kısırlığa neden olup olmadığı kesin olarak bilinmemekle birlikte depresyon ve artan kısırlık oranları arasında bir ilişki bulunduğu bilinmektedir. Çünkü depresyon, hormon bozukluklarına yol açabiliyor.
Aynı zamanda depresyonda olan insanların sigara ve alkol bağımlıklarına daha yatkın olmaları da kısırlığa yol açabilir. Bu bakımdan doğal yolla gebe kalamayanların depresyonda olup olmadıklarının da araştırılması gerekebilir.
Yukardaki belirtilerin en az 3 – 5 tanesinin, iki haftadan uzun süredir var olması durumunda doktora başvurmak gerekir. Çünkü depresyon tedavi edilebilir bir rahatsızlıktır.
Depresyon tedavisi için günümüzde pek çok ilaç bulunuyor. Depresyon tedavisinde antidepresanların farklı çeşitlerinden birisi reçete edilebiliyor. Doktor sorunun altında yatan nedenler ve şiddetine göre hastaya en uygun ilacı ve dozunu belirleyecek ve reçete edecektir. Depresyon tedavisinde ilaçların yanında terapi de etkili olabilmektedir. Terapi sayesinde hastalar, duygularını, hedeflerini, hayata bakış açılarını değiştirebilmekte ve depresyon hafiflemektedir. Çoğu hastada ise terapi ve ilaç tedavisinin birlikte alınması çok daha kısa sürede iyileşme sağlamaktadır.
Doğal yolla bebek sahibi olamayan çiftlerde genellikle depresyon belirtileri de olur. Depresyon mu kısırlığa yol açıyor, kısırlık mı depresyona sebep oluyor tam olarak bilinemese de bunların birbirini tetiklediği biliniyor. Depresyon kişiyi sadece doğurganlık anlamında değil, hayatın her alanında olumsuz etkileyeceği için depresyonun vakit kaybetmeden tedavi edilmesi gerekir. Bu sayede gebelik elde edebilmek de çok daha kolay olabilir.
Araştırmalara göre; kadınlar kısırlığın neden olduğu stresi erkeklerden daha farklı ele alıyor ve daha farklı yaşıyor. Kadınlar genelde bu konuda destek beklerken erkekler daha problem çözücü bir yaklaşım sergiliyor. Bu bakımdan stres yaşayan çiftler birbirlerine tekrar sevgililik günlerindeki gibi yaklaşırlarsa stres seviyeleri azalabilir ve gebelik de kolaylaşabilir.
Üreme yetisi herkesin kendine özeldir. Bu bakımdan başkalarının ne kadar kolay ya da zor hamile kaldığı hiç önemli değildir, hatta gereksiz bir baskı yaratır. Bu sebeple de negatif değil pozitif bir tutum sergilemek en doğrusudur.
Tüp bebek tedavisi sürecinde anne adayı her zaman yaptığı şeylere devam etmeli, günlük yaşamını bozmamalıdır. Bu sayede hayatındaki odaklandığı tek şey hamilelik olmaz ve stres seviyesini normal tutmak mümkün olabilir.
Tedavi sürecinde doktorun izni ile yüzmek, yürümek ve yoga gibi egzersizler stresten kurtulmaya yardımcı olabilir. Egzersizler endorfin seviyesini arttırarak kendini daha iyi hissetmeyi sağlayabilir.
Başarılı bir şekilde güncellendi
Başarılı bir şekilde silindi
İşleminiz gerçekleştirilirken hata oluştu.