Kadınlar, hamilelik dönemleri sırasında ve doğumdan sonra birçok biyolojik, psikolojik ve sosyal değişiklikler yaşarlar. Yaşanan tüm bu değişiklikler her yüz kadının yaklaşık onunda ve on beşinde görülen, doğumu izleyen haftalarda ya da aylarda oluşan doğum sonrası depresyona neden olabilir. Bazı durumlarda hamilelik esnasında ortaya çıkabilir fakat doğumdan sonra devam ettiği takdirde lohusa depresyonu olarak adlandırılabilir.
Doğumdan sonra kadınların genelinde duygusallık seviyesi artar, kaygılı ve hüzünlü hissederler. Buna “annelik hüznü” adı verilir fakat bu dönem iki hafta ve iki haftadan daha uzun bir süre boyunca devam ederse o zaman doğum sonrası depresyondan şüphelenilir. Lohusa depresyonuna sahip olan kadınlar geleceğe dair umutsuzluk, değersizlik, aşırı kaygı, yetersizlik ve suçluluk hissiyatı içindedirler. Bu duygularla birlikte günlük yapması gereken aktiviteleri yapamaz hale gelirler, öz bakımlarını sağlayamazlar, cinsel isteklerinde azalma olur, sıklıkla ağlarlar, ruh halleri hızlı değişir, intihar etme düşüncesine sahip olurlar, uykularının süresi ve iştahları artar ya da azalır.
Bazı anneler bebeklerini dünyaya getirdikten sonra “doğum sonrası psikozu” yaşarlar. Lohusa depresyonundan daha az karşılaşılan doğum sonrası psikozu, her bin kadından birinde görülür. Genellikle doğumdan sonraki üç ay içerisinde oluşur. Gerçeklikle ilişkinin kaybolduğu bu dönemde sanrılar yaşarlar. Lohusa psikolojisinin etkisindeki kadınlar gerçekte olmayan bazı sesler duyduklarını veya bazı şeyler gördüklerini söylerler. Bu süreçte genel olarak öfkeli olan kadınların uyku süresinde azalma ve normalden farklı davranışlar gösterdiği gözlemlenir. Kendilerine ve başkalarına zarar verme riski taşırlar.
Bazı durumlar lohusa depresyonuna yatkınlık oluşturabilir. Annenin erken yaşta hamile olması, daha önce depresyon geçmişinin olması, çocuk sayısının fazla olması, çocuk sahibi olma konusundaki kararsızlıkları, yeteri kadar sosyal destek alamaması ve eşiyle arasında evlilikle ilgili problemler yaşaması kadının lohusa psikolojisini olumsuz olarak etkilemektedir.
Lohusa depresyonunun tedavisi için bir uzmandan destek alınmalıdır. Uzman, annenin durumunu değerlendirdikten sonra doğum sonrası depresyonun türüne ve şiddetine göre gerekli tedavi planını hazırlar. Tedavi için bazı ilaçlara ihtiyaç duyulabilir. Türüne ve şiddetine göre değişiklikler gösteren ilaçların aksatılmadan kullanılması çok önemlidir. Bazı kadınlar ayaktan tedavi görürken bazıları için hastaneye yatış gerekebilir. Özellikle kendisine veya başkalarına zarar verme riski taşıyanların hastaneye yatış yapmaları gerekebilir. Eğer bir terapi sürecine ihtiyaç varsa terapiye gerekli özenin gösterilmesi tedavinin gidişatını olumlu bir şekilde etkiler.
Psikolojik destek almanın yanında lohusa döneminde olan bir kadının çevresinden destek alması da onun kendisini sağlıklı hissetmesi açısından oldukça etkilidir. Eşi, arkadaşları ve çekirdek ailesinin ciddiyetle gerekli yardımı yapması durumun iyileşmesine yardımcı olur. Bahsedilen zorlukları yaşayan kadınlar için spora gitmek ve zevk alınan aktivitelere yönelmek güç olsa da yapıldığı takdirde tedavi sürecine etkisi görülür.
Başarılı bir şekilde güncellendi
Başarılı bir şekilde silindi
İşleminiz gerçekleştirilirken hata oluştu.