Banyodaki suyu açıp kapatan ve ‘yapma’ diyen annesine tepkisiz kalan 5 yaşındaki ufaklığa ‘beni kızdırıyorsun ama’ diyerek geri adım atması gerektiğini bildiren anne buna iyi bir örnek. Duygularımızı aktardığımızda çizgimizi de çizmiş oluyoruz. Biz kendi duygularımızı ve isteklerimizi özellikle çocuklarımıza aktarırken acaba onların davranışları arkasındaki duygularını yeterince iyi anlayabiliyor muyuz? Banyodaki suyu açıp kapatan ve annesini kızdıran çocuğun anlatmak isteyip anlatamadığı bir şeyler olabilir mi?
Duygularını anlatmak sözel ifade becerisinin kazanılması ile sağlanmıyor. Dil gelişimi alanında çalışan biz uzmanlar; çocuğun kendini ifade etme becerileri arasında isimlendirmek, soru sormak, olayları sıralamak, uzun cümleler kurmak, olayları birbirine bağlamak ve duygularını ifade edebilmek gibi çeşitli gelişim basamakları olduğunu biliriz. Ancak çocuğun iç dünyasını anlamak için psikoloji bilgisinin devreye girmesi ile ne diyeceğini bilmek ile söylemek istemek arasındaki farkı anlamak mümkün oluyor.
Henüz konuşma becerisini kazanmamış çocuklar duyguları ile iletişim kurabilirler. Biz anneler bebeklerin ses tonunu değiştirerek, ağlayarak, mızmızlanarak, acıktığını ya da gaz sancısı olduğunu belli ettiğini biliriz ve adeta bebeği hissederek neye ihtiyacı olduğunu anlarız. Duygularına ve ihtiyaçlarına duyarlı olup karşılık verdiğimizde onu hissettiğimizi hisseden bebek duygusal olarak karşılık bulur. Sadece karnı doyduğu ya da gazı çıktığı için değil anlaşıldığı için de rahatlar. Co-regülasyon yani yetişkinin yardımı ile sakinliğini sağlamak işte bu şekilde anlatılabilir.
Hissettiklerimizi hisseden bir yetişkinin bu zor günlerde etrafımızda olması sakinliğimizi sürdürmek için çok önemli. Çünkü çocuklarımız günlük rutinlerinin değiştiği, evden dışarı çıkmadan yaşamak zorunda kaldıkları bu günlerde bizlere hissettiklerini tam olarak anlatamayabilirler.
Diğerini hissetmek istiyorsanız onu gözlemek, izlemek ve duygularını anlamlandırmak ile başlayabilirsiniz. Onun duyguları ile uyumlandığınızda onu anlamanız mümkün olur. Duyguları ile uyumlanmak güvenli hissetmelerini kolaylaştırır.
Hangi duygular ile yüklü acaba bu duyguyu nasıl karşılamalı? Soru sormak uzun uzun konuşmak yerine hissettiklerini farketmek ne kadar önemli derseniz, konuşarak söyleyeceklerinizden daha etkili olduğunu bilim insanları uzun zamandır dile getiriyorlar. Sözel olmayan yollar ile duygularını ortaya koyan çocuk bu günlerde bunu daha çok istemediğiniz davranışlar ile gösteriyor ise önce hissedin sonra davranın derim.
Bu zor günlerde diğerini hissetmeye çalışmak ve hissedildiğini hissettirmek çok da güç değil. Şefkatli bir dokunuş, yanından geçerken bakışlarınızla verdiğiniz rahatlatıcı bir mesaj, ses tonunuzu ona göre değiştirmek, yalnız kalmak istediğinde ona yer açmak, yüz ifadeniz ile onu anlamaya çalıştığınızı iletmeniz empatinin başlangıcı değil mi.? Çocuklar empati kurmayı sizi izleyerek, davranışlarınızı anlamlandırarak öğreneceklerinden davranışlarınız en çok sizi etkileyecek. Yani yaptıklarınız yol su ve elektrik olarak size dönecek. Varsın ödevini tamamlamamış olsun, yeni bir beceri kazanmadan bir gün geçsin, boş boş oturmuş olsun……
Ama sizin onun hissettiklerini hissetmeniz ve bunu ona hissettirmeniz ona da size de çok iyi gelecek. Regüle olmadan birliktelik sağlamak, birliktelik olmadan iki yönlü iletişim kurmak zaten mümkün değil bunu unutmayalım.
Sağlıkla ve regüle kalın.
Başarılı bir şekilde güncellendi
Başarılı bir şekilde silindi
İşleminiz gerçekleştirilirken hata oluştu.