Tek çocuklu bir aileye göre aynı ayda iki bebek, üç bebek sahibi olmanın bir takım fiziksel farklılıkları olduğu gibi psikolojik farklılıkları da bulunmaktadır. Bu farklılıkların çok iyi yönetilmesi gerekir. Bir çocuk sahibi olmanın heyecanını annede babada çok güçlü bir şekilde hissederken doğacak bebeğin ikiz ya da üçüz olduğunu öğrendikten sonra heyecanları ikiye katlanır. Ebeveyn adaylarını kaplayan bu heyecanın yanı sıra bu durum oldukça büyük bir hazırlık gerektiriyor. Çünkü tek çocuk olduğu zaman çocuklarının bakımını anne baba kendi aralarında idare edebilecekken ikiz veya üçüz bebeklerde durum pek de öyle olmuyor. Muhakkak bir desteğe ihtiyaç duyuyor anneler ve babalar. Bu yardım bazen profesyonel bir bakıcı oluyor bazen anneanne, babaanne gibi aile büyüklerinden biri oluyor. Çünkü bebeklerin ikisi aynı anda ağlayabilir, ikisinin aynı anda altını temizlemek gerekebilir. Dolayısıyla bunu iş birliği şeklinde yapmak işi kolaylaştırıyor.
Örneğin, Derya Deniz gibi aynı anlama gelen isimler koyulabiliyor veya ses olarak benzeyen isimler koyulabiliyor. Tamamen farklı isimler koymakta yarar var. Ali Veli gibi birbiriyle uyum içinde olan isimler yerine birbirinden tamamen bağımsız olan isimler seçmek çok daha iyi olacaktır. Çünkü çocukların her birinin birbirinden bağımsız birer birey olduğu unutulmamalıdır ve bu durum çocuklara da hissettirilmelidir.
Bebek küçükken emziriyorsunuz, altını değiştirmek gerekiyor, altını değiştirdiniz uyutmak gerekiyor. Her zaman bütün bebekler çok kolay beslenip çok kolay uyumuyorlar. Gazları olabiliyor, reflüsü olabiliyor, uyku sorunu olabiliyor. Dolayısıyla, ikiziniz ya da üçüzünüz olduğunda aynı anda iki kişinin bebeklerle ilgilenmesi gerekebiliyor. Bebekler her ne kadar tek veya çift yumurta ikizi de olsa yeme düzenleri, vücutlarının çalışması, uyku düzenleri, büyümeleri hepsi farklı oluyor. Bu farklılıkları gözlemlerken çocuklarımızın kimseyle karşılaştırılmaması gerektiğini daha net bir biçimde görürüz. Çünkü her birinin fiziksel, biyolojik, psikolojik gelişim süreçleri farklıdır. Her birinin kendi benlik algısının oluşması için okullarında ayrı sınıflara yerleştirilmesi, kıyafetleri birbirinden farklı seçilmesi gerekir. Yaşları büyüdükçe de mutlu oldukları alanlarda sivrilme fırsatı tanınmalı ve aynı spor branşına yöneltmek yerine ilgi duydukları branşa yönlendirilmeleri gerekir. Sanatsal bir hobi seçilecek ise yine çocuğun yetenekleri göz önünde bulundurulmalıdır. Bunların yanı sıra bir de ebeveynlerin teke tek çocuklarıyla vakit geçirmesi oldukça önemlidir. İkiz bebeklerle aynı anda değil de belirli zaman dilimlerinde ayrı ayrı vakit geçirmek çocukların gelişimi için önemlidir. Çünkü günün büyük bir kısmında çocuklar zaten birlikte oluyorlar. Bu zaman dilimi çocuğun kendisi ve annesi veya babası için ayrılmış özel bir alan haline geliyor.
3 yaşındaki erkek çocuk her ne kadar abi olsa da bu yükü bu yaşta çocuğun omuzlarına yükleyemeyiz. Bu sebeple çok fazla yük vermeksizin iki çocuğun abisi olacağını ona açıklamalısınız. Oluşabilecek kıskançlık ve ilgisizlik durumlarını en minimuma indirmek adına anne ve babaların her bir çocukla ihtiyaç ve zevklerine göre bireysel vakit geçirmeleri oldukça önemlidir.
Çocuklar bu gibi durumlarda oldukça negatif etkileniyor. Bazen genelleme yapılırken yanlış hitap dolayısıyla yapmadığı bir olayda yapmış gibi gösterilmesi çocukta öfke, kırıklık ve kızgınlık yaratabiliyor. Bunun yanı sıra çocuğun bireyselleşmesi engellenir, kendi benliğini oluşturamaz. Sonuç olarak çocuklar biz kavramına sahip olmalı ama bunun yanı sıra ben kavramını da geliştirmeliler.
Eğer çocuk bu eğitim almaya hazırsa evet bunu dikkate almak lazım. İkizlerden biri bu işe hevesli olabiliyor ve çok küçük yaşta lazımlığı kullanmaya başlıyor. Lazımlık kullanımından tuvalete geçiş yapmak o çocuk için çok kolay oluyor. Kardeşinin bu adımlarını gören kardeş onu taklit etmeye başlıyor ve belki de daha sonra hazır olacakken daha önce hazır oluyor. Çünkü kardeşlerden bir tanesi öncü oluyor. Bazen de bir tanesi açık ara hazır oluyor ve hemen bu eğitimi alıyor. Ama diğer kardeş tam tersi çok yavaş alışıyor. Bunu kabullenmek uygulamak yerine tam tersi reddediyor. Böyle bir durumda hazır olmayan bebeğin hazır olmasını olgunlaşmasını beklemek lazım. Tuvalet eğitimi bebeklerin hazır olduğu yaşta verilmelidir. Bu konularda tıpatıp aynı zamanda gelişmelerini beklememek lazım.
Üç çocuk bir araya geldiği zaman oldukça sık karşılaşılan bir sorundur bu durum. Böyle durumlarda çok kolay olmamakla birlikte eğer mümkünse beş altı çocuk birlikte oynamalı. Üç çocuk birlikte bırakılmamalı. Çünkü bu tehlike hep var. İki çocuk bir arada oynarlarken bir tanesi dışarıda kalır ve dışarıda kalan diğer ikisini rahatsız eder. Hem kendisi dışlanmış hisseder hem de rahatsız ettiği için istenmeyen çocuk konumuna düşer. Eğer üçü birlikte kalacaksa hepsinin hoşlandığı ortak uğraşlar bulmak bir çözüm yolu olabilir.
Baskın olanı dengelemek için seçimleri, aktiviteleri sırayla yaptırmak önemlidir. Mesela baskın olan kardeş top oynayalım dedi ve top oynanıyor. Top oyunu bittikten sonra diğer iki kardeşe sırayla oyun seçtirilir. Böylece her çocuğun dediği oyun oynanmış olur. Çocuklar, her birinin söz hakkı olduğunu öğrenmiş olur. Ama bu konu gerçekten dikkat edilmesi geren hassas bir konudur. Çünkü baskın olan çocuk bir müddet sonra bunu hak olarak görebilir ve her yerde baskın olmaya çalışabilir. Diğer iki kardeşte pasif olmayı benimseyebilir. Halbuki biz üç çocuğunda güvenli olmasını, üç çocuğun da karar vermesini, üç çocuğunda seçim yapmasını istiyoruz. Dolayısıyla her birine bu hakkı tanımamız lazım.
İkizler arasında tercih yapılmaması gerekir. “Sen en uslu çocuksun, en sevilen çocuksun” gibi söylemler dile getirilmemelidir. Çocukların özellikleri ne olursa olsun eşit ilgi almaları ve birbirleriyle kıyaslanmamaları çok önemlidir. Her birine ihtiyaç duyduğunu verebilmek gerekir.
Başarılı bir şekilde güncellendi
Başarılı bir şekilde silindi
İşleminiz gerçekleştirilirken hata oluştu.