Prof.Dr.Murat Karaçorlu Göz Hastalıkları Uzmanı
Katarakt normalde saydam olan doğal göz içi merceğinin herhangi bir sebeple saydamlığını yitirip opak / mat bir hale gelmesidir.
Çocuklarda katarakt, doğduğu andan itibaren (konjenital-doğumsal katarakt) olabileceği gibi sonradan da gelişebilir.
İkinci trimesterde yapılan ultrasonografi incelemesinde her zaman olmamakla birlikte anne karnındaki bebekte katarakt varlığı gösterilebilir.
Göze giren ışık retinaya ulaşır ve buradan beyine iletilerek görme sağlanır. Katarakt varlığında ise o göze giren ışık engellenir ve çocuk o gözü ile iyi göremez. Bir çocuğun iyi görebilmesi için ışığın net olarak retinaya düşmesi ve buna bağlı beyinde net bir görüş sağlanması önemlidir. Katarakt varlığında bu ışık net olarak retinaya düşemeyeceğinden net görüş sağlanamaz ve bu durum çocuğun görsel gelişimini bozarak ambliyopi dediğimiz göz tembelliğine yol açar. Göz tembelliği geliştiğinde çocuk o gözü ile iyi göremez.
Kataraktın tek taraflı mı yoksa iki taraflı mı olduğunun bilinmesi kataraktın nedeni araştırılırken faydalı olabilir.
Bir sendrom ile ilişkili olmayan iki taraflı doğumsal ya da erken çocukluk çağı kataraktlarının çoğunlukla tespit edilebilen bir nedeni yoktur. İdyopatiktir. Tespit edilebilen sebepler arasında genetik mutasyon muhtemel en sık nedenidir. Katarakt oluşumuna neden olan 15’den fazla gen tespit edilmiştir. İki taraflı katarakt sebepleri arasında galaktozemi, Wilson hastalığı, hipokalsemi ve diabet gibi sisitemik hastalıklar ya da rubella (kızamıkçık), herpes simpleks, toxoplasmosis, varicella (suçiçeği) ve sifilis gibi anne karnında geçirilen enfeksiyonlar yer alır. Ayrıca trizomi 21 (Down Sendromu) en sık katarakt nedenlerinden biridir.
İki taraflı kataraktların aksine çoğu tek taraflı doğumsal ya da erken çocukluk çağı kataraktı kalıtsal değildir ya da sistemik bir hastalık ile ilişkili değildir. Bazen göz ile ilgili bir gelişim problemi olan persitant fetal vaskülarizasyon (PFV), posterior lentikonus ya da lentiglobus ile ilişkili olabilir.
Ayrıca travmalar da çocukluk çağı kataraktının önemli bir nedenidir.
Çocukluk çağında katarakt gelişen bir çocukta travma öyküsü yoksa ya da katarakt gelişimini açıklayan herhangi bir sebep bulunamıyorsa çocuk istismarı da mutlaka düşünülmelidir.
Çoğu zaman aile ya da çocuk doktoru tarafından göz bebeğinde bir beyazlık olarak farkedilse de tanısı göz bebeği damla ile büyütüldükten sonra yapılan göz muayenesi ile konur. Lensteki opaklaşmaya bağlı muayene esnasında kırmızı reflenin kaybolduğu görülür. Kimi zaman katarak varlığına korneanın büyük ya da küçük olması (megalokornea, mikrokornea), göz küresinin küçük olması (mikroftalmi), göz bebeğinde yarık şeklinde defekt olması (kolobom), iris yokluğu (aniridi) gibi bulgular da eşlik edebilir.
Çocukta katarakt varlığı, parlak ışıkta ışıktan rahatsız olma şeklinde tanımlanan fotofobi, ışığa tepki vermeme, şaşılık, çocuğun oyuncakları ya da yüzleri tanıyamaması, gözlerde titreme (duyusal nistagmus), şaşılık gibi şikayetlere/semptomlara yol açabilir.
Tek taraflı kataraktı olan ve herhangi bir sağlık problemi tespit edilmemiş çocukta her iki gözün damlalı muayenesi, göz tansiyonu ölçümü ve retina tam olarak görülemiyorsa ultrasonografi ile fundus muayenesi yeterli olacaktır.
İki taraflı katarakt varlığında ise ayrıntılı göz muayenesinin yanı sıra çocuk doktoru tarafından ve genetik bölümü tarafından detaylı araştırma gereklidir.
Doğumsal katarakt eğer tedavi edilmezse kalıcı görme kaybı yapar. Görme aksı lensteki opasiteye bağlı kapanırsa görsel gelişim sağlanamaz ve bu durum geri dönüşümü olmayan göz tembelliği ve buna bağlı şaşılık ve kalıcı nistagmusa (göz titremesi) yol açabilir. Bebek doğduktan sonra ilk 2 ay görsel gelişim için çok kritik ve katarakt eğer tedavi edilmezse 2-3 aydan sonra ambliyopiye neden olabilir.
Hayır. Küçük, kısmi ve merkezi olmayan, çocukta görme aksını kapatıp göz tembelliğine neden olmayan kataraktlar takip edilebilir.
Görme aksını kapatan, göz tembelliğine yol açan, merkezi ve yoğun kataraktlar en kısa sürede ameliyat edilmelidir. Eğer çocuk 2 yaşından küçükse göz içi merceği yerleştirmeden sadece kataraktın temizlendiği lensektomi ameliyatı yapılırken daha büyük çocuklarda lensektomiye ek olarak göz içi merceği de yerleştirilebilir.
Galaktozemi dediğimiz metabolik hastalığa bağlı gelişen kataraktta sebep serumda yüksek “galaktoz” varlığıdır. Bu hastalığa bağlı gelişen lensteki değişiklikler başlangıçta kalıcı hasar yapmaz ve erken dönemde çocuğun dietinden galaktozun çıkarılması ile katarakt gerileyebilir. Ameliyat olmadan iyileşebilir.
Görme aksını kapatan katarakt varlığında artık vakit kaybetmeden bu çocuk ameliyat edilmelidir. Araştırmalar doğumsal kataraktın ilk iki ayda tedavi edilmesi gerektiğini göstermektedir. Bir aydan küçük bebeklerde yapılan ameliyat afakik glokom (göz tansiyonu) riskini artırdığından, tek taraflı doğumsal kataraktlar yenidoğan 4-6 haftalık iken, iki taraflı doğumsal kataraktlar ise 2 ay içinde ameliyat edilmelidir. İki taraflı katarakt varlığında iki gözün aynı anda ameliyatı, çocuğun genel anesteziye daha az maruz kalması ve aynı anda her iki gözde görme aksının açılması bakımından avantajlı görünse de enfeksiyon riski nedeniyle tercih edilmemektedir. İlk ameliyattan sonra çocuğun diğer gözünün ameliyatı en erken 1 hafta sonra yapılabilir.
Bir yaşından küçük çocuklarda katarakt ameliyatı sonrası göz merceği alınır ancak yerine yapay göz merceği takılmaz. Bu duruma “afaki” denir. Çocuklarda afaki varlığında ilk tercih kontakt lenslerdir. Ancak çocuk kontakt lensi tolere edemiyorsa ikinci seçenek olarak yaklaşık 20 dioptri gücünde gözlük camları tercih edilir. İlk 3 yaştaki çocuklar genellikle kol mesafesindeki cisimlere ilgi duyduğu için yaklaşık olarak 3 dioptri daha fazla düzeltme yaparak yakını rahat görmeleri sağlanmalıdır. Üç yaşından sonra uzaktaki düzeltmeye bifokal cam yardımıyla yakın düzeltme de eklenmelidir. Gözün ön segmenti yeterli miktarda geliştikten sonra, eşlik eden göz sorunları yoksa, gözlük ve kontakt lensle yeterli düzeltme sağlanamayan olgularda ikinci bir cerrahi ile göz içine mercek yerleştirilebilir.
Ayrıca bu çocuklarda ambliyopi (göz tembelliği) riski açısından kapama tedavisine de en kısa sürede başlanmalıdır.
Evet, gözün ön segmenti yeterli miktarda geliştikten sonra ikinci bir cerrahi ile göz içine mercek yerleştirme ameliyatı yapılabilir. Ancak bu ameliyatın da her göz içi ameliyatında olduğu gibi enfeksiyon, glokom, retina dekolmanı gibi komplikasyonlar nedeniyle çocukta görme kaybına yol açma riski vardır. Bu yüzden riskler iyi bilinmeli, kontakt lens ya da gözlük ile yeterli düzeltme sağlanan olgularda ikinci cerrahi için acele edilmemelidir.
Evet, göz ön-arka çapı (aksiyel uzunluğu) 17 mm ve kornea çapı 10 mm üzerinde olan, 2 yaşından büyük çocuklarda katarakt ameliyatı sırasında göz içi merceği takılabilir.
Çocukların gözü erişkinlerin gözüne göre daha kısa ön-arka çapa, daha yüksek keratometrik değerlere ve daha küçük ön kamara derinliğine sahiptir. Bu da çocukluk çağında hipermetropiye neden olur. Çocuğun yaşı büyüdükçe miyopik shift denilen miyopizasyon gelişimi görülür. Bu yüzden çocuklarda göz içine takılacak merceğin gücü hesaplanırken erişkinlerden farklı olarak ileri dönemlerde ne kadar miyopizasyon gelişebileceği göz önüne alınarak hesaplanır. Geriye kalan kırma kusurları da göz gelişinceye kadar kontakt lens ya da gözlük ile düzeltilir.
Katarakt ameliyatı sonrası görmeyi tehdit eden en önemli komplikasyon sekonder glokom (göz tansiyonu) gelişimidir. Katarakt ameliyatı sonrası yaklaşık olarak çocukların %20’sinde glokom gelişir. Çocuğun yaşının küçük olması ve mikroftalmi (göz küresinin küçük) varlığı glokom gelişimi açısından risk faktörleridir.
Bir diğer önemli komplikasyon retina dekolmanıdır. Katarakt cerrahisi sonrası çocuklarda özellikle yüksek miyopi ve tekrarlayan cerrahi işlemler varsa retina dekolmanı gelişme riski artar.
Ayrıca ameliyat sonrası üveit ve endoftalimi gibi iltihabi durumların gelişimi, katarakt cerrahisi sırasında bırakılan kapsülün sonradan opaklaşması gibi komplikasyonlar da görülebilmektedir.
Ameliyatı takip eden dönemde gözler, hem enfeksiyon, hem glokom gelişimi hem de gözlük, kontak lens numaralarının doğru ölçümü için 2-3 aylık aralarla izlenir. İlk yıl içinde göz hızla büyüdüğü için, başlangıçta verilen gözlük, kontak lens numaraları hızla azalır. Bu nedenle göz hekiminin bu değişimi zamanında saptayıp numaraları ayarlaması için bebeği uzun olmayan aralarla (2-3 ayda bir) görmek zorundadır.
Cerrahi sonrasında bu çocukların görsel gelişim, şaşılık ve ambliyopi izlemi, ambliyopinin önlenebilmesi için doğru refraksiyon tashihi, kapama tedavisi ve ileride ortaya çıkabilecek glokom veya retina komplikasyonları nedeni ile belli aralıklarla uzun yıllar boyunca takip edilmeleri gereklidir.
Başarılı bir şekilde güncellendi
Başarılı bir şekilde silindi
İşleminiz gerçekleştirilirken hata oluştu.