Bebek annesinin bedeninden ayrılmasıyla ilk ayrılık kaygısını yaşarken tek tanıdığı varlık olan bakım verenine bağlanır. İlk bağlanma ve tanıma hareketleri annesinde meme aramak, başını döndürmek, emmek, yutmak, parmak emmek, yakalamak, anneye yönelmek ve beslenme saatlerini hissetmek gibi davranışlardır. (Soysal ve ark., 2005) Bebek, tüm ihtiyaçlarına yanıt veren kişiye olumlu tepkiler vermeye başlar, zamanın büyük bir bölümünü o kişiyle birlikte geçirmek ister, herhangi bir korku yaratan durum veya cisim karşısında hemen bağlandığı o kişiyi aramaya başlamaktadır. (Erkuş 1994, Morgan 1991). Ağladığında emzirilmek, altının vaktinde temizlenmesi, iletişim kurulması, bol bol sevgi dolu dokunuşla sakinleştirilmek, kucağa alınıp sarılmak… Tüm bu ihtiyaçlarının anne tarafından bebeğin verdiği sinyalle birlikte sevgiyle, huzurla karşılanması bebekte bir rahatlama ve güven duygusu oluşturur. Güven duygusu kazanan bebek bir süre sonra güvendiği bu yüze karşı gülümsemeye onunla uzun süreli göz teması kurmaya ve diğer insanlara nazaran ona daha fazla ses çıkartmaya başlar. (Kaplan ve ark. 1994). Bu olumlu gelişmelerin sonucunda bebek, dünyaya geldiği ilk süreçte hayatı boyunca hiçbir ikili ilişkisinde unutmayacağı o mesajı alır: ‘’Değerli Ben ve Güvenilir O.’’
Bebeğin verdiği sinyallere duyarsız kalındığı veya ihtiyaçlarına tutarsız davranıldığı takdirde ise bebek, bir ihtiyacı olduğunda bakım vereninin veya annesinin ona yardıma geleceğine inanmamaktadır. Annesi ile arasında stresli ve güvensiz bir bağlanma oluşmaktadır. Güvensiz bağlanmış bebekler ve çocuklar, rahat ortamlarda dahi sürekli kaygılı ve huzursuzdurlar. Hatta anneler bu "zor" çocuklarla baş edemediklerinden sık sık yakınırlar.
Anne-bebek ilişkisinde öğrenilen tüm bu güvenli ve güvensiz bağlanmalar, anne-çocuk ilişkisinde, anne- ergen ilişkisinde hatta ilerideki romantik eş ilişkilerinde de etkisini sürdürmektedir. (Alyanak,2000)
Güvenli bağlanma gösteren çocuklar, annelerinin her ihtiyaç duyduklarında yanlarına geleceğine, annelerinin onları zor durumlarda hiç yalnız bırakmayacağına emin olan ve bu güvenle yeni şeyler denemekten korkmayan çocuklardır. Anneler ve küçük çocuklarla oyun odasında yapılan bağlanma deneyinde bebekliğinde annelerine güvenli bağlanan çocuklar anneleri odadan ayrıldığında ağlamaya başlamışlardır. Fakat annelerini kapıda yeniden görünce sakinleşmiş, gülücükler saçmış ve oyunlarına devam etmişlerdir. Güvenli bağlanmanın gelişmesi için çocuğun kesintisiz, tutarlı tepki veren, olumlu sınırları olan, duyarlı, huzurlu, sevgi veren ve her zaman ulaşılabilir bir bakım verene sahip olması gereklidir.
Kaygılı-güvensiz bağlanan çocuklar ; ihtiyaç duyduklarında, başları sıkıştığında annelerinin yanlarına geleceğinden, onları sakinleştireceğinden ve kendilerini her zaman seveceğinden emin değillerdir. Çünkü bebekliklerinde anneleri ihtiyaçlarını bir kez vaktinde karşılayıp iki kez karşılamamıştır. Aynı davranışı sonrasında bir kez çok sevilmiş bir kez de sesi tükenene kadar ağlatılmıştır. Aynı davranışına bir kez tepki verilmemiş bir kez de çok kızılmıştır. Bu şekilde kafası karışarak büyümüş çocuklar huzursuzluk hisseden, ileriki hayatında kimsenin sevgisinden tam olarak emin olamayan kaygılı gençler ve yetişkinler olabilirler. Anneler ve çocuklarla yapılan bağlanma deneyinde kaygılı bağlanmış küçük çocuklar anneleri odadan çıkarken inanılmaz büyük tepkiler vermişlerdir. Öyle ki anneleri odaya geri dönse bile annelerinin yeniden gideceğinden korkarak şiddetle ağlamaya devam etmişlerdir. Gelecekte de ikili romantik ilişkilerde çoğunlukla eşinin kendisini bir gün mutlaka bırakabileceğini, aldatabileceğini sıkça düşünebilirler. İnsanlara karşı güvensizlerdir. İnsanlara yaklaşmaya korkarlar yaklaşınca da çok aşırı bağımlılık gösterirler. Tepkilerinde tutarlı olmayan, çocuğunun ihtiyaçlarını tutarsız karşılayan, bazen aşırı seven bazen de bıkkınlığını hissettiren, kararsız ve çocuğunu kontrol etmek için onu terk etme tehdidinde bulunan annelerin çocukları kaygılı bağlanmaya yatkındır.
Kaçıngan-Güvensiz bağlanan çocuklarsa zor zamanda veya bir ihtiyaç anında annelerinin kendilerine yardımcı olacağını hiç düşünmeyen, reddedilmiş ve yok sayılmış çocuklardır. Bu çocuklar dünyaya tüm savunmasızlığıyla geldikleri dönemde tek güvendikleri kişi olan anneleri veya bakım verenleri tarafından hiç sevilmemişlerdir. İhtiyaçlarının karşılanması hep ertelenmiş, emzirilirken, altı temizlenirken sevgiyi hiç hissetmemişlerdir. Sürekli olarak çocuklarını geri çeviren ya da reddeden anneleri olan bu küçük çocuklar, bağlanma deneyinde anneleri odadan çıktığında hiç ağlamamış anneleri odaya geri döndüğünde de annesiyle hiç ilgilenmemiş çocuklardır. Anneleri döndüğünde annelerine yakın durmamışlardır. (Kesebir ve ark., 2011) Bu çocuklar genelde ileride birilerine bağlanmaktan korkan, reddedilmemek için sevgiden kaçan, kendini değersiz hisseden bireyler olabilirler.
Birincil bağlanma figürü çoğunlukla anne olsa da temel bağlanma aynı zamanda babayla da gerçekleşmektedir. (Kesebir ve ark., 2011) Anne ve babanın birbirine ve kendisine yönelik sevgisini ilk bilincine kaydeden bebek, en yakın kadın ve erkek figürüyle bağlanma zenginliği yaşayacaktır. Yakın ilişki içinde babasını ve annesini gözlemleme fırsatı bulacak, anne ve babasının iki farklı insan ve iki farklı sevgi timsali olduğunu anlayacaktır. Bu durum gelecekteki arkadaşlık ve romantik ilişkileri için oldukça önemlidir. Bu dönemde bebekler acıktıklarında, yorulduklarında ve temel ihtiyaçlarında annelerini; aktif oyunlarında, gülücüklerinde ve sosyalleşmelerinde ise babalarını tercih etmektedirler.
Tepkisel Bağlanma Bozukluğu yani bence Tepkisel Bağlanma Yaralanması, ilk 5 yaşta çocuğun kendi ebeveyni tarafından çeşitli sebeplerle ve çoğunlukla istemeden ihmal edilmesiyle başlar. Anne-babasıyla güvenli duygusal bağlanmayı gerçekleştiremeyen bu çocuklar, çevrelerine karşı güven duygusu geliştiremez ve buna bağlı olarak da duygusal-sosyal gelişimlerinde problemler yaşarlar.
Sevgili ebeveynler. İnsanın yakıtı sevgi ve kendini değerli hissetmektir. Hiç bilmediği yabancı bir dünyaya savunmasızca geldiği o süreçte onu sakinleştirip güçlendirecek tek şey anne babasının koşulsuz sevgisi ve ilgisidir. Bir Afrika kabilesinin sözüyle yazımı bitirmek istiyorum : “Köyü tarafından sevilmeyen çocuk, en sonunda o sevgi sıcaklığını hissetmek için köyünü yakar.’’ Bebeğiniz ve çocuğunuzla olan bağlanma ilişkilerinizi düzenlemeye varsa aranızdaki bağlanma yaralanmalarını sarmaya çalışın. Eğer ihtiyaç duyarsanız ve çocuğunuzda yukarıdaki belirtilerin çoğunu gözlemlerseniz mutlaka profesyonel desteğe başvurun. Unutmayın, bağlanma yaralanmaları sarılabilir. Güvenli bağlanma sonradan da kazanılabilir. Bu süreçte derinden güven hissettiğiniz sevdikleriniz veya profesyonel bir destek yardımcınız olabilir. Öncelikle siz kendinizle barışın ki çocuğunuz da yaralanmadan serpilebilsin. Sevgi dolu günlere...
Başarılı bir şekilde güncellendi
Başarılı bir şekilde silindi
İşleminiz gerçekleştirilirken hata oluştu.