Çocuklara Hayvan Sevgisi Nasıl Verilir?

Hayvanlar hayatımızda özel bir yer taşır ve çocuğu olan çoğu kişi hayvan sevgisinin ufak yaşta başladığını bilir. Çocuklar doğuştan hayvanlara sevgi, şefkat ve saygı göstermek gerektiklerini bilmezler. Bu nedenle, ebeveynler olarak bu sevgiyi çocuğunuza aşılamak sizin elinizdedir. Hayvanlara, diğer canlılara karşı saygı ve sevgi duymayı öğrenen bir çocuk, ileride diğer insanlara karşı da empatiyle yaklaşmayı daha kolay öğrenebilme olasılığı yüksektir. Çocuklarınıza bu sevgiyi nasıl aşılayabileceğinizi gelin birlikte keşfedelim.

Örnek Olun

Çocuklar gözlemleyerek öğrenirler ve çoğu zaman sizi rol modelleri olarak görürler. Hayvanlara karşı saygılı davranışlarda bulunursanız çocuklarınız da yüksek olasılıkla sizi örnek alıp aynı davranışlarda bulunacaktır. Bu nedenle, hayvanlar hakkında ne dediğinize ve onlara karşı her daim nezaket göstermeye dikkat etmelisiniz. Onları küçük düşürecek kelimeler kullanmamalı ve onlarla iletişim kurarken şefkatli bir ses tonu kullanıp saygılı davranmalısınız. Hayvanlara asla vurmayın ve şiddet içeren herhangi bir davranışta bulunmayın.

Sadece Evcil Hayvanlara Değil, Hepsine Sevgi Göstermeleri Gerektiğini Öğretin

Bir örümcek görmek size korkutsa bile bunu çocuğunuza yansıtmamaya çalışın. Bunun yerine böcekleri evinizden onlara zarar vermeden ve öldürmeden, sakin bir şekilde çıkarın ve doğal ortamlarına koyun. Canlının büyük ve küçüklüğünün bir şeyi değiştirmediği, hâlâ bir canı olduğunu, tüm canlılara sevgi ve nezaketle yaklaşılması gerektiğini vurgulayın.

Barınaklarda Gönüllü Olun

Barınaklarda gönüllü olmak, çocuğunuz terk edilmiş, çaresiz hayvanlara bakmayı ve onlarla empati kurmayı öğrenmesi için etkili bir yoldur. Bu sayede hayvanların zararsız ve de sevgiye, korumaya ihtiyaç duyan varlıklar olduğunu da öğrenirler.

kedi sahiplenme

Evcil Hayvan Sahiplenin

Hem duygusal hem de finansal olarak bir evcil hayvana bağlanmaya istekliyseniz, bir evcil hayvanı sahiplenmek, çocuklarınıza başka bir canlıya bakmanın sorumlulukları konusunda aydınlatmanın ve onlara hayvan sevgisi aşılamanın en etkili yollarındandır. Alanınız kısıtlıysa ve bir köpek ya da kedi sahiplenmek sizin için uygun bir seçenek değilse, belki bir hamster alabilirsiniz.

çocuklarda hayvan sevgisi

Çocuklarınıza Sorumluluk Verin

Çocuğunuza evcil hayvanınızla ilgili sorumluluklar verin. Bu, evcil hayvanlarının refahına katkıda bulunduklarını anlayarak onları hayvanlarını daha derin sevmeyi öğreneceklerdir. Su kaplarını doldurmak gibi basit görevler daha küçük çocuklara verilebilirken, daha büyük yaşlar için besleme, yürüme gibi sorumluluklar verilebilir.

Birlikte Veterinere Gidin

Evcil hayvanınızın hayatına değer verdiğinizi, veterineri sık sık ziyaret ederek, her zaman temiz suya erişim sağlayarak ve evcil hayvanınızı her gün besleyerek çocuğunuza gösterin. Veterineriniz, çocuğunuzu evcil hayvanınızın vücudunun biyolojisi hakkında eğitmek için değerli bir kaynak olmakla kalmaz, aynı zamanda çocuğunuz, evcil hayvanlarınızın ihtiyaçlarını dinlemeyi öğrenmenin yanı sıra davranışları hakkında daha fazla bilgi edinebilir.

Doğadaki Hayvanları Saygıyla İzleyin

Çocuklarınız, hayvanları doğal ortamlarında, onları rahatsız etmeden sessizce ve saygıyla gözlemlemeye teşvik edin. Bu, bahçenizde, bir parkta veya doğada bir kamp gezisinde yapılabilir. Ya da eğer bir bahçeniz varsa, bahçenizde yaşayan hayvanlar için kuş yemliği, kulübeleri gibi ufak şeyler yapılabilir.

hayvanlar nasıl sevilir

Çocuklara Hayvanları Nasıl Seveceklerini Öğretin

Çocuklar bir köpek ya da kediyle oynamayı, okşamayı doğuştan bilmezler, dolayısıyla bu konuda yönlendirmeye ihtiyaçları vardır. Hayvanları nazikçe sevmeleri gerektiklerini, kürklerini ve kuyruklarını çekmemeleri ve canlarını acıtmamaları gerektiğini öğretin.

Tanımadığı Hayvanları Sevmeden Önce Sahiplerinden İzin İstemeyi Öğretin

Bazı hayvanlar yabancıların yanında ürkektir. Çocuklarınıza tanımadıkları bir hayvanı sevmek için izin istemeleri gerektiğini öğretin. Hayvanların kendi alanlarına ihtiyaç duyduklarını ve uyuyan bir köpeğe veya yavrularıyla birlikte olan bir hayvana yaklaşmamaları gerektiğini açıklayın.

Kitaplar Okuyun ve Filmler İzleyin

Çocuğunuzla hayvanlar hakkında okuyabileceğiniz ve izleyebileceğiniz çok sayıda kitap ve film var. Bazıları eğiticiyken, bazıları ise insanlarla ve hayvanlarla kurulan özel ilişkileri gösterir. Böylece çocuğun empati ve hayvanlara karşı saygı duygusunu derinleştirir.

 

 

Bu yazı Azra Su Akbaş tarafından yazılmıştır.

 

 

Uyku Arkadaşı Nedir?

Uyku, yaştan bağımsız olarak çocuğun gelişimi, sağlığı ve esenliği için çok önemlidir ve çoğu uzman, ebeveynleri çocuklarının uyku ihtiyaçlarını ellerinden geldiğince desteklemeye teşvik eder. Genel olarak, çocuklar yetişkinlerden önemli ölçüde daha fazla uykuya ihtiyaç duyarlar ve yeterince uyuyanlar okulda daha iyi olma, daha iyi fiziksel formda olma ve depresyon, kaygı veya diğer zihinsel sağlık sorunları ile daha az mücadele etme eğilimindedir. Çocuklar bebeklikten ayrılırken, büyümek, fiziksel ve duygusal sağlıklarını desteklemek için büyük miktarda uykuya ihtiyaç duyarlar. Hala geceleri uyanabilir veya zaman zaman ebeveynlerinin yatağında uyumak isteyebilirler, ancak uykuları büyüdükçe daha tutarlı ve daha bağımsız hale gelir. Bir çocuk sürekli olarak yatmaya direnebilir, uykuya dalmakta zorlanabilir veya gece sık sık kalkabilir, dolayısıyla bu düzensizlik hem çocuğu hem de ebeveyni tüketen stres ve çatışmalara yol açabilir. Bu düzensizlikle başa çıkmanın bir yolu da “ Uyku Arkadaşı” edinmektir.

Uyku Arkadaşının Özellikleri Nedir?

Uyku Arkadaşı; 0- 5 yaş arasındaki çocuklara sağlıklı ve düzenli uyku rutinleri oluşturabilmek, uykuya daha rahat dalmalarını, bu zaman diliminde ve uyku sırasında kendilerini güvende hissetmelerini sağlamak amacıyla kullanılabilen nesnelerdir. Psikoloji de bu nesnelere “geçiş nesneleri” ya da rahatlatıcı objeler denir. Uyku arkadaşı genellikle yumuşak, çok tüylü olmayan, beyaz gürültülü sesler içeren, bebekler için zararlı olmayan kumaş özelliğine sahip ve çoğunlukla yıkanabilen nesnedir ya da olmalıdır. Uyku arkadaşı çocuğa uyku zamanının geldiğini anımsatır ve kendini güvende hissetmesini sağlar, yalnızlık hislerini azaltır ve güvenli bağlanmalarını destekler. Hiç fark ettiniz mi? Bazen aileler bu amaçlarda olmasalar ya da bu nesnelerin güvenli ortam yarattığı farkındalığına sahip olmasalar bile, bazı çocuklar kendi hallerinde ve seyirlerinde uyku arkadaşı edinebiliyorlar. Bu nesneler bazen yumuşak bir battaniye, bazen ise anne kokan bir tülbent ya da bir yastık olabiliyor☺.

 

 

uyku arkadaşı

 

 

Uyku Arkadaşına Nasıl Alıştırılır?

Peki, kendisi bu arkadaşlığı henüz edinmemiş olan, uyku düzensizliğine sahip ya da kaygılı uykuya dalan çocuklara uyku arkadaşını nasıl alıştırırız? Uyku anlarında uyku nesnesini çocuğun yanında her zaman bulundurmak ilk yol olabilir. Bir süre sonra çocuk, o nesnenin uyku zamanın gelmiş olduğunun sinyallerini verdiğini öğrenebilir, nesne ile uyku arasındaki etkileşimin farkına varmaya başlar. Örneğin yatağında Uyku Arkadaşı Fil in sevecen gözlerle nöbet tutuyor olması ona kendini güvende hissettirecektir☺. Uyku arkadaşı sadece uyku zamanında çocukla beraber olmalıdır, diğer oyuncaklar ile karıştırılmamalıdır. Bu uyku nesnesi bazen rahatlama nesnesine dönüştüğünde günlük hayatta da çocuğun erişmek isteyeceği, yanında taşımak ve gittiği yerlere götürmek isteyeceği bir şey olabilir. Bu yüzden sadece uykuyla eşleştirilmesi önemlidir.  Uyku arkadaşına alışamamış bir çocuk için farklı uyku arkadaşları denenebilir. Örneğin uyku arkadaşını bir süre kendi kıyafetlerinizin yanında saklayabilirsiniz. Ebeveynlerinin kokusunu barındıran uyku nesnesine alışmak bebek ya da çocuk için daha kolay olacaktır.

Uyku Arkadaşı Ne Zaman Kullanılır?

Bazı uzmanlar 4 aylık bebeklik döneminden itibaren kullanılabilir olduğunu söylerler. Kimisi de 12 aydan önce bebeklerin dolgu oyuncaklar ve battaniye ile uyumasını önermez. Genelde uyku arkadaşına bağlılık üst düzeyi 18-24 ay arası yaşanır. Daha sonra çocuk yavaş yavaş bu bağlılıktan uzaklaşacaktır.

Uyku Arkadaşı Kullanılmalı mıdır?

Yapılan araştırmalara göre çocukların neredeyse yarısının uyku arkadaşı yoktur. Uyku arkadaşı edinmeyen çocuklar parmak emme, saçla oynama ya da bizim göremediğimiz bilemediğimiz bilişleri ile kendi kendilerine uyuma yöntemlerine sahiptirler. Kendilerini yatıştırmak, rahatlamak ve uykuya dalmak için kendi içlerinde başka yöntemlere sahip olabilirler.

 

Bu yazı Melisa Küpeli tarafından hazırlanmıştır.

 

Bebeklerin Uyuduğu Odanın Sıcaklığı Kaç Derece Olmalı?

Bebekler için uygun oda sıcaklığını ayarlamak ebeveynlerin düzenlemesi ve kontrol etmesi gereken bir durumdur çünkü bebekler doğduklarında vücut ısılarını düzenleyebilecek yapıya sahip değillerdir ve şikayetlerini de dile getiremezler. Bebekler için uygun oda sıcaklığı ise uzmanlar tarafından 20-22 derece olarak önerilmektedir.

Bebekler İçin Uykunun Önemi

Bütün insanların günlük rutininde uyku çok önemli bir yer kaplar. Fakat çocuk gelişimi için uyku yetişkinlerin rutininden çok daha önemlidir. 0-6 yaş arası çocuklar her saniye fiziksel ve mental gelişimlerine devam ederler. Bu gelişimin en büyük kısmı ise uyku halindeyken görülür. Vücut dinlenme halindeyken beyin ve diğer organlar gelişimine devam ederler. Araştırmalara göre, düzenli ve uygun sürede uyuyan çocuklar dikkat, davranış, hafıza, mental ve fiziksel sağlık olarak gelişmiş yetiler gösterirler.

Bebekler Günde Kaç Saat Uyumalıdır?

Bebekler doğduğu andan itibaren uzun periyodlarla uyumalıdır. Yaşları ilerledikçe gereken uyku süresi azalsa bile, gelişimleri için günlük gereken uyku miktarına dikkat edilmelidir.

  • 0-1 Yaş: 12-16 saat
  • 1-2 Yaş: 11-14 saat
  • 3-5 Yaş: 10-13 saat
  • 6-12 Yaş: 9-12 saat

Bebekler İçin Uygun Oda Sıcaklığı Kaçtır?

Bebekler için uygun oda sıcaklığının sağlanması sağlıklı bir uyku için gereken temel faktörlerden birisidir. Bebeğin rahat ve kesintisiz uyuması beyin gelişiminin yanı sıra fiziksel ve hormonsal gelişime de büyük katkı sağlar. Uzmanlar göre bebeklerin uyuması için en uygun oda sıcaklığı 20-22 derecedir. Bu dereceyi oda içerisine yerleştirilen termostatlarla rahatça ölçebilirsiniz.

Bebek gelişimi devam ettikçe, ortalama 11. aydan itibaren bebekler geceleri vücut sıcaklığını 36-36.5 derecede ayarlamaya başlayacaklardır. Bu aydan sonra ise uygun sıcaklık ve uygun kıyafetler ile uyku düzeni sağlanmış olacaktır.

Bebeklerin Uyku Anında Rahat Olduğu Nasıl Anlaşılır?

Bebek oda sıcaklığı

Bebeğinizin uyku anında rahat olup olmadığını anlamanız için küçük bir inceleme yapmanız yeterli olacaktır.

  • Bebekler ortam fazla sıcak olduğunda tepkimelerle bunu belli edeceklerdir. Bebeğinizde terleme, yanaklarda kızarma, kaşıntı, hızlı kalp atışı ve rahatsız hareketler gözlemlerseniz sıcaktan rahatsız olduğunu anlayabilirsiniz.
  • Bebekler uyutulurken aşırı giydirmekten ve katmanı artırmaktan kaçınılmalıdır. Kimi aileler bebekleri birkaç örtüyle sıkı bir şekilde sarmanın doğru olduğunu düşünebilir fakat bu yöntem beşik ölümü riskini artırabilir. Bu sebeple uygun bir zıbın ya da tulumunun üzerine örtülmüş bir örtü yeterli olacaktır.
  • Odadaki hava akışının devamlılığı için havalandırıcı ya da fan yardımı alınabilir. Bebeklerde beşik ölümü riskinin azaltılması ve uyku kalitesinin artması için odadaki havanın düzenli olarak yenilenmesi önerilir. Böylece bebek aynı havayı tekrar tekrar solumayacaktır.
  • Bebeklerdeki uyku kalitesinin artırılması ve sorun anında müdahale edilmesi için ilk 6 ayda ebeveynlerle aynı odada ve sırt üstü uyuması önerilir. Böylece bebek, herhangi bir rahatsızlık hissettiğinde ebeveynler anında rahatlaması için yardımcı olabilir.

 

 

Bu yazı Doğa Baybek tarafından yazılmıştır.

Squid Game: Çocukları Bekleyen Tehlike

Şiddet İçerikli Yayınların Çocuklar Üzerindeki Etkisi

Günümüzdeki dizi ve filmlerin içeriğiyle birlikte, çocuklar tarafından aile denetimi bulunmadığında kolaylıkla ulaşılabilir olması çocuklarda psikolojik travmalar ve eğilimler yaratabiliyor. Bu eğilimler gelişim çağındaki çocuklar için uzun vadede kalıcı hasara da yol açabiliyor.

Daha önceden de gündeme gelmiş olan bu diziler, “Squid Game” adlı dizinin yayınlanmasıyla tekrardan tartışmaya açılır hale geldi. Dizinin kurgusu, yetişkinlerin çocuk oyunları oynamak durumunda bırakılması ve kaybedilmesi durumunda ölüm ya da ağır yaralanma ile sonuçlanması üzerine oluşturulmuştur. Bu kurgular her ne kadar yetişkinler için vakit geçirme ve eğlenme aracı olsa da çocukların bu içeriklere erişebiliyor olması belli sorunlara yol açmaya başlamıştır.

Bu yapımlar sosyal medya etkisiyle birlikte çocukların oyun algısını bozabilir. Aynı zamanda şiddet içeriğine erken yaşta maruz kalmak, çocukların şiddeti normalleştirmesi ve şiddet eğilimli davranış göstermesiyle sonuçlanabilir. Bu şekilde kurgulanan içerikler artık her alanda ulaşılabilir olduğu için ebeveynlerin ve eğitim kurumlarının aldığı önlemler oldukça önemlidir. Bizler de bu konuda soru işareti olan ebeveynler için alınabilecek önlemleri sizler için listeledik.

 

Çocuklar Şiddet İçerikli Kurgulara Nereden Ulaşıyor?

 

çocuklarla dizi izlerken dikkat edilmesi gerekenler

Şiddet içerikli yayınlar, yerel ve dijital platformlarda ulaşılabilir durumdadır. Yerel kanallarda gece saatlerinde çocuk gelişimine zararlı olabilecek film ve diziler yayınlanır. Bu saatlerde eğer çocuk uyanıksa, ebeveynler bu yayınları izlememelidir. Dijital platformlarda açılan hesaplar içerisinde de yetişkin ve çocuk profilleri bulunur. Eğer bir çocuk ebeveyn gözetim dışındaysa, kolaylıkla profiller arası geçiş yapabilir. Ebeveynler kendi izleyecekleri şiddet içerikli yayınları da çocukların olduğu ortamlarda izlememelidir.

Yerel kanallarda bir önlem alınamasa da dijital yayın platformlarında gözden kaçma durumunda kontrol sağlanması için içerikler ebeveynler tarafından şifrelenebilir. Böylece çocuk herhangi bir yayına izinsiz girmeye çalışırsa, şifreyi giren bir ebeveyn olmadıkça içeriğe ulaşamayacaktır.

Çocukların Şiddet İçerikli Yayınlara Ulaşımı Neden Engellenmelidir?

Gelişim çağındaki çocuklar çevrelerinde yaşanan olayları ve deneyimleri gözlemleyerek dünyayı tanır ve öğrenirler. Bu gözlemleme sürecinde sürekli maruz kaldığı olayları ise “normal” olarak beyinlerinde kodlandırırlar.

Bir çocuğun ev içerisinde, okulda ya da herhangi bir ortamda düzenli olarak şiddete maruz kalması şiddeti normalleştirecektir. Günümüz koşullarında ise okullarda çocuklar arasında şiddete meyilli davranışlar gözlemlenmeye başlamıştır. Çocuklar şiddet içerikli yayınlarda gördükleri kurguları kendi oyunlarında da uygulamaya başladığı için eğitim kurumlarının ve ebeveynlerin önlem almaları gerekmektedir.

Çocukların Maruz Kaldığı Şiddet İçerikli Yayınlarla İlgili Alınması Gereken Önlemler

Çocukların şiddet içerikli yayınlara maruz kalmaması için alınabilecek ilk önlem ebeveyn gözetimidir. Öncelikle çocukların sosyal medyaya olan erişimi kısıtlı ve gözetim altında olmalıdır. Çünkü bir çocuk zararlı bir yayını izleyemese bile sosyal medyadan çok hızlı bir şekilde öğrenebilecektir.

Bunun dışında dijital platformlara ve yerel kanallara erişim de aynı şekilde kısıtlı ve gözetim altında gerçekleşmelidir. Eğer ebeveynler gözden kaçırabileceklerinden şüpheleniyorsa, bu platformlara şifre koyabilirler. Şifreli olduğu sürece çocuklar izinsiz olarak bir yayını izleyemezler.

Erişimi engellemek ne kadar önemli olsa da internet çağında kısıtlamalar tamamıyla gerçekleşmeyebilir. Çocuklar ailenin olmadığı ortamda internete ulaşabilir. İnternet erişimine sahip olmasalar bile arkadaşlarından öğrenebilir ve arkadaşlarıyla birlikte yanlış oyun algısına kapılabilirler. Böyle bir durumun gerçekleşmemesi için ebeveynlerin ve okulların beraber hareket etmesi gerekir.

Okullar, öğrenciler için oyun algısını geliştirecek ve hayal ürünü kurgular ile gerçeğin karıştırılmaması gerektiğini aşılayacak eğitimler vermelidir. Eğitimler, şiddete başvurmadan duygu ve düşüncelerin nasıl ifade edilebileceğine odaklanmalıdır. Bununla birlikte teneffüs saatlerinde çocukların oyun alışkanlıkları gözlemlenir ve uyarılarda bulunulursa, oluşabilecek yanlış bir oyun algısı ya da türüne anında müdahale edebilmiş olurlar. Aynı zamanda, aileler her zaman nasıl bir yol izlemeleri gerektiğini bilmeyebilir. Bu konuda okulların ailelerle iletişime geçip bir yol haritası oluşturmaları çok faydalı olacaktır.

Okulların alacağı önlemlerle birlikte, ailelerin çocuklarına “oyun” kelimesinin tanımını tekrardan sağlıklı bir şekilde yapması gerekir. Bu yaklaşım, özellikle çocuklar bu yayınları seyrettiğinde gerekir. Çünkü oyunlar kişilere zarar verme amacı gütmez. Ancak eğlence aracı ve çocukların fiziksel, mental ve sosyal gelişimleri için kullanılan araçlardır. Ek olarak, bu süreçte çocuklarla daima iletişim halinde olunmalıdır. Kızmak ya da sinirlenmek, çocuklarda inat görülmesine neden olabilir. Sakince iletişim halinde kalınan durumlarda, çocukların gelişiminde kalıcı hasar görülmeden sürece devam edilebilecektir.

 

Aşağıdaki yazılarımı kaçırmayın:

 

 

Bu yazı Doğa Baybek tarafından yazılmıştır.

Oyun Ablası Nedir?

Oyun ablalığı ve abiliği, günümüz koşullarında, ebeveynlerin çalışmaları ve gün içinde çocukları ile yeteri kadar vakit geçirememeleri sonucunda ortaya çıkmış bir meslek koludur. Oyun ablaları, okul öncesi eğitim ve çocukların yaş grubuna göre gelişimini güçlendirecek aktivitelerden sorumludur. Bu aktiviteler içerisinde resim çizmek, eğitici oyunlar oynamak, çocuğun sorumluluk bilincini geliştirmek gibi amaçlar çerçevesinde uygulanır.

Oyun Ablası Seçiminde Dikkat Edilmesi Gerekenler

  • Ebeveynler için çocuklarını tanımadıkları bir kişiye emanet etmek hiç kolay değildir.
  • Oyun ablası olarak işe alınacak kişi çok iyi tanınmalıdır.
  • Kişinin çocuk bakımı konusundaki bilgisini ölçmenin yanı sıra, ilk olarak çocuk ile uyumu gözlenmelidir. Oyun ablası adaylarıyla birkaç haftalık deneme süresi üzerine görüşebilir. Bu deneme süresinde ise ebeveynler olabildiğince süreci takip etmelidir.

Oyun Ablası Nelerden Sorumludur?

Oyun ablaları, üniversitelerin Okul Öncesi Öğretmenliği programlarından mezun olmuş adaylardan seçilir. Dolayısıyla çocuk okula başlayana kadar kazanması gereken yetilere uygun zemini hazırlamak oyun ablasının görevidir. Bununla birlikte, oyun ablalarının genel sorumlulukları şu şekilde listelenebilir:

  • Oyun ablaları 0-6 yaş arası çocukların gelişimi ile ilgili bilgi sahibi olmalıdır. Bu yaş grubundaki çocuklar çok hızlı gelişirler. Bu yüzden, aylık olarak, çocuktaki gelişim dikkatlice gözlenmeli ve aileler bilgilendirilmelidir. Böylece çocuğun kendi gelişimine özel program oluşturulur.
  • Oyun ablaları aynı zamanda aileler için danışmanlık yapabilmelidir. Kültürel olarak normal sayılan fakat çocukların gelişimini negatif etkileyebilecek davranışlar konusunda uyarabilmelidir. Aynı zamanda oyun ve oyuncak kullanımı, ödül ve pekiştirmeler konusundaki seçimlerde yardımcı olmalıdır.
  • Oyun ablaları ailelerin programına uyabilmelidir. Özellikle çalışan ebeveynlerin olduğu ailelerde seyahat ve eve geç dönme durumlarında oyun ablası çocuğun yanında olabilmelidir. Bunun gibi durumlar için oyun ablaları en başta esnek çalışma saatleri konusunda bilgilendirilmedir.
  • Her çocuğun doğduktan sonraki belirli süreler içerisinde kazanması gereken belli beceriler vardır. Bazı çocuklar bu takvime uyar bazıları ise uymaz. Yani kimi çocuk belirlenen eşikleri erken, kimi çocuk ise geç aşabilir. Bu gibi durumlarda çocuğun gelişiminin kalıcı olarak etkilenmemesi için belli önlemler alınması gerekebilir. Oyun ablası ise beceri kazanımını yakından takip etmelidir ve gerekli durumlarda alınacak önlemler konusunda öncelik etmelidir.

oyun ablası

Oyun Ablası Hangi Özelliklere Sahip Olmalıdır?

Oyun ablalarının çocuk gelişimi ile ilgili donanımından çok kişisel özellikleri de önemlidir. Çünkü çocuklar günün büyük bir kısmını oyun ablalarıyla geçirirler. 0-6 yaş arasındaki çocuklarda örnek alma davranışı görülür. Aynı zamanda stabil ve güvenli bir ortam oluşturulması çok önemlidir. Bu yüzden oyun ablasının oluşturacağı ortam ve davranış biçimi çocuğun gelişimi için kritiktir.

  • Oyun ablası Türkçeye hâkim olmalıdır. Çocukların dil yetenekleri bu yaşlarda gelişeceği için maruz kaldıkları dil kullanımına dikkat edilmelidir.
  • Oyun ablası iyi derecede İngilizce bilmelidir. Günümüzde İngilizce her alanda gereklidir ve bir dile erkenden alışabilmek öğrenmeyi kolaylaştıracaktır. Yaş ilerledikçe yeni bir dil edinmek zorlaşacaktır.
  • Oyun ablası sigara kullanmamalıdır. Gelişim çağındaki çocukların pasif olarak bile zararlı maddeye maruz kalması olabildiğince önlenmelidir.
  • Oyunlar çocukların kendini ifade edebilme şanslarıdır. Oyunlar sayesinde belirli zekâ ve iletişim becerileri gelişir. Bu sebeple oyun ablası hangi dönemde hangi oyunlara ağırlık verilmesi gerektiğini bilmelidir.
  • Küçük yaştaki çocukların disiplin kazanabilmesi bütün hayatları boyunca etkili olabilir. Dolayısıyla uyku, oyun ve yemek saatleri konusunda oyun ablasının göstereceği disiplin önemlidir.
  • Oyun ablası sabırlı bir karaktere sahip olmalıdır. Çocuklar öfke kontrolü ve duygu regülasyonunu her zaman sağlıklı bir şekilde gerçekleştiremeyebilir. Böyle durumlarda sabırsız olmak ve çocuğa tepki göstermek kalıcı hasar yaratabilir. Böyle bir durumun gerçekleşmemesi için oyun ablası kritik ve stresli durumlarda sakin kalabilmeli ve durumu yönetebilmelidir.

Persentil hesaplama aracı yazımızı da okumanızı tavsiye ederiz.

Bu yazı Doğa Baybek tarafından yazılmıştır.

Balık Yağı Kullanımının Çocuklar Açısından Önemi

Son zamanlarda yoğun tempolu yaşam tarzı insanları sağlıklı ve düzenli beslenmeden uzaklaştırdı ve böylece gıda takviyelerine gösterilen ilgi arttı. Gıda takviyelerinin en çok bilinen ve en sık kullanılan çeşidi olan balık yağı takviyeleri, Omega 3 yağ asidi bakımından çok zengin bir hayvansal kaynaklı yağ çeşididir. Bu yağ asidi vücudumuz tarafından üretilmediği için sadece yediğimiz besinlerle ve aldığımız balık yağı takviyeleriyle vücudumuzda bulunabilir. Omega 3 yağ asidini vücuda almanın en doğal yöntemi haftada en az 2-3 gün yağlı balık çeşitlerini tüketmektir.

Balık Yağının Faydaları

Balık yağının çocukların bilişsel gelişiminde önemli ölçüde etkisi olduğu uzmanlar tarafından doğrulanmıştır. Balık yağının diğer faydalarını sıralayacak olursak:

  • Kalp ve damar sağlığını,
  • Kemik sağlığını,
  • Karaciğer sağlığını,
  • Ruhsal sağlığı,
  • Göz sağlığını,

Koruduğunu ve bağışıklık sistemini güçlendirdiğini söyleyebiliriz. Bütün bu faydaların yanı sıra kanserden korumada da etkili olduğunu gösteren bilimsel çalışmalar da mevcuttur. Özellikle çocuk sağlığına odaklanacak olursak, son zamanlarda yaygın görülen dikkat eksikliği ve hiperaktivite bozukluğunun (DEHB) önlenmesinde de balık yağının etkisinden söz edilebilir.

balık yağı kapsül

Balık Yağı Nasıl Kullanılır?

Balık yağları yetişkinler için kapsül ve çiğneme tableti formlarında bulunabilir fakat çocukların kullanımını kolaylaştırmak için çiğnenebilir jel formunda da üretilir. Balık yağının etkilerini görebilmek için düzenli kullanılması önerilir. Balık yağı takviyesini çocuk doktorunuza danışarak beslenme rutininize eklemek gerekmektedir.

Balık Yağı Kaç Yaşından İtibaren Kullanılmaya Başlanabilir?

Bebekler 1 yaşına gelmeden önce olası alerjik reaksiyonlar sebebiyle balık yağı kullanılması doktorlar tarafından tavsiye edilmiyor. Bebek 1 yaşına geldikten sonra balık yağı takviyesine doktor onayı ile başlanabilir. Ek olarak, hamilelerin ve emziren annelerin balık yağı seçimini çok dikkatli yapması gerekir, ağır metal içermeyen ürünler tercih edilmelidir.

Balık Yağı Alerjisi

Balık yağı bazı bebeklerin alerjik reaksiyonlar göstermelerine sebep olabilir. Eğer bebek kusma, ateş, deri döküntüsü gibi tepkiler gösteriyorsa balık yağı kullanımını durdurmalı ve doktorunuza başvurmalısınız.

Balık Yağı Kilo Aldırır Mı?

Balık yağının kilo aldırdığı insanlar arasında yaygın olarak bilinir, fakat tam tersine Omega 3 yağ asidinin iştah sinyallerini azalttığı, bu sayede acıkmayı geciktirdiği araştırmalar sonucunda ortaya çıkmıştır. Takviye balık yağları, kilo almak için gerekli olan fazladan kalori ihtiyacını karşılamaz.

Çocuklarda Omega 3 Eksikliği Nelere Yol Açar?

Omega 3 yağ asidini insan vücudu kendi kendine üretmediği için besinlerden ya da takviye balık yağlarıyla vücuda alınması gerekmektedir. Çocuklarda Omega 3 eksikliği önemli problemlere yol açabilir. Bunlar:

  • Büyüme geriliği,
  • Öğrenme güçlüğü,
  • Unutkanlık,
  • Cilt hastalıkları,

Olarak sıralanabilir. Bunlara ek olarak yaşam kalitesini düşüren etkileri de mevcuttur. Örnek olarak; halsiz ve yorgun hissetme, el ve ayakların soğuk olması ve uyku problemleri gibi. Çocuklarda bu yönde şikayetler gözlemleyen ebeveynler bir uzmana danışarak Omega 3 takviyesine başlayabilir.

Bebek maması yazımızı okumak isteyebilirsiniz.

 

Bu yazı Selin Hızal tarafından hazırlanmıştır.

Kışın Bebekler Nasıl Giydirilmeli?

Kışın Bebeğinizi Evde Nasıl Giydirmelisiniz?

Soğuk havalar, bebeklerini nasıl giydireceğini bilmeyen genç ebeveynler için bir endişe kaynağıdır. Birçok ebeveyn, gerekli olmamasına rağmen küçük çocuklarını aşırı giydirme eğilimindedir.

Kışın bebeğinizi evde nasıl giydirmelisiniz

Yeni doğan bebeğiniz henüz vücut ısısını iyi kontrol edemez. Bu nedenle soğuğa bizlerden daha duyarlıdır. Ebeveynler olarak, aşırıya kaçmadan onları sıcak tutacak kıyafetler tercih etmeli ve sıcak giyindiğinden emin olmalısınız. Burada asıl amaç yenidoğan bebeğinizi sıcak tutarken terlemesini engellemektir.

Evde ve dışarısı soğuk olduğunda, onu uzun kollu bir body ve bol, rahat bir kıyafetle giydirebilirsiniz.

Yenidoğan bebeğinizin ilk haftalarında ve sonraki aylarda göbeği çıtçıtlarla kapatan pijamaları tercih edebilirsiniz, bu pijamalar sizlere kolaylık sağlayacaktır çünkü değiştirmeniz gerekirse, onu takıp çıkarmak daha kolay olacaktır.

Bebeğinizin Terleyip Terlemediğini Nasıl Anlarsınız?

Bebeğin çok sıcak olup olmadığını anlamanın en iyi yolu ensesine dokunmaktır. Eller ve ayaklar genellikle daha soğuk olduğu için iyi göstergeler değildir. Hava sıcak ve nemliyse, çocuğunuz çok sıcaktır ve en iyisi bir kat giysi çıkarmaktır. Aksine, ensesi soğuksa, ona başka bir kat daha giysi giydirebilirsiniz.

Yatağa giderken bebek odasındaki sıcaklığın 16 ile 20°C arasında, ideal olarak 18°C ​​civarında olup olmadığını kontrol etmeniz bebeğinizin vücut sıcaklığı açısından iyi olur . Bunun için basit bir termometre veya elektronik bir cihaz kullanabilirsiniz. Ayrıca uzun kollu bir body, pijama ve uyku tulumu onu yatağında sıcak tutacaktır. Nemli cilt, nemli saç veya huzursuzluk gibi bebeğin çok sıcak olduğuna dair bazı işaretler vardır. Bu gibi durumlarda bebeğinizin üzerinden bir kat giysi çıkarabilirsiniz.

Kışın Dışarı Çıkmak için Bebek Nasıl Giydirilmeli?

kışın dışarı çıkarken bebeğe ne giydirilir

 

Çocuğunuzun hava durumu fark etmeksizin biraz temiz hava alması ve gün ışığını görmesi için dışarı çıkması önemlidir. Dışarı çıkmadan önce çocuğunuzun başını çenesinin altından geçen ve kulaklarını da kapatan bir bere ile kapatın.

Küçük çocuğunuzun elleri ve ayakları daha hızlı soğur, bu nedenle dışarı çıkmadan önce onları iyice örtmeniz ve dışarıda bulunduğunuz süre boyunca sıcak olduklarından emin olmanız gerekir. Bunu yapmak için eldiven, çorap ve bir ayakkabı tercih edebilirsiniz.

Bebeği kışın iyi giydirmek için birkaç kat giysi giydirmekten çekinmeyin. Bunlar bir yalıtkan görevi görür. Gerekli durumlarda üzerinden bir kat giysi çıkarabilirsiniz. Kural şu ​​ki, bebek her zaman sizden bir kat daha fazla giyinmeli çünkü hareket etmedikleri için vücutları daha çabuk soğur.

Bebeğinizi bebek arabası ile gezdirdiğiniz durumlarda onu soğuktan daha da fazla korumak için uyku tulumunun üzerine bir battaniye ekleyebilirsiniz. Rüzgâr, yağmur veya kar durumunda plastik bir örtü de çok pratiktir.

Bebeğinizle bir taşıyıcıyla dışarı çıkarsanız, onu ya ceketinizin içine ya da dışına doğrudan size karşı oturtmanız iyi olabilir. İlk seçeneği seçerek tulum giymenize gerek kalmaz, ancak kabanın bebeğin yüzünü kapatmadığından emin olmalısınız. Aksi takdirde, ona bol bir kar elbisesi giydirin ve gerekirse bir battaniye ekleyin. Rüzgar ve ısı, yeni doğan bebeğinizin ince, narin cildine zarar verebilir. Bu nedenle, vücudun en çok maruz kalan kısımları olan yüz ve ellere biraz krem ​​sürerek bebeğin cildini içeride ve dışarıda nemlendirmeyi unutmayın.

Son olarak, ebeveynler soğuktan korktukları için çocuklarını çok sıcak giydirme eğiliminde olabiliyorlar, bunun gerekli olmadığını ve tehlikeli olabileceğini lütfen unutmayın.

 

 

Bu yazı Deren Yelmen tarafından yazılmıştır.

Çocuklar İçin Çizgi Film Önerileri

Ebeveynler için söz konusu çocukları ve çocuklarının eğitimi olduğunda her konuyu dikkatle ele alırlar. Bu bağlamda çocukların okuduğu kitaplar, oynadıkları oyunlar ve izledikleri filmler çocuk yetiştirmede ailelerin önemle inceledikleri alanlar olup çocuk gelişimini mühim derecede etkilerler. Bu aktiviteler içerisinde özellikle çizgi film izlemek, çocukların en sevdiği aktivitelerden biri olup çocuk davranışları üzerinde göz ardı edilemeyecek kadar büyük bir etkiye sahiptir. Bu bilgiler ışığında ailelerin çizgi filmler hakkındaki bazı sorularına yanıt getirmeye çalışacağız.

 

Hangi Türde Çizgi Filmler Tercih Edilmeli?

çizgi film seçerken dikkat edilmesi gerekenler

Çizgi filmler çocukların hayal dünyasını genişletir ve bu hayal dünyası çerçevesinde çocukların davranışlarını da biçimlendirebilir. Bu bağlamda çocuklara izletilecek çizgi filmlerinin yanlış örnek oluşturmaması için filmler özenle incelenmelidir.

Çizgi film seçiminde dikkat edilmesi gereken bazı unsurlar şunlardır;

  • Çizgi filmin çocuğun yaşına uygun olması,
  • Şiddet içeriklerinin çizgi film içerisinde yer almaması,
  • Herhangi türde bir ayrımcılığa teşvik edici sözler ve davranışların bulunmaması,
  • Eğitici ve öğretici içeriklerin bulunması,
  • Aile, kardeş ve arkadaşlık ilişlerindeki diyalogların film içerisinde pozitif bir şekilde aktarılması.

Çizgi Filmlerin Pozitif Etkileri Nelerdir?

  • Çocukların kendi akranlarıyla ve büyükleriyle nasıl iletişime geçebileceklerini öğretir,
  • Çocuklara hangi durumlarda nasıl davranmaları gerektiğini çocukların ilgisini çekerek aktarabilir,
  • Çocukların hayal dünyasını geliştirerek çocuğa farklı bakış açıları kazandırabilir,
  • Dilsel becerilerini geliştirebilir.

Hangi Yaşlarda Çizgi Film İzlenmeli?

Pedagogların yapmış oldukları çalışmalara göre iki yaşından önce çocuklara çizgi film izletilmemelidir. 0-2 yaş aralığındaki bebeklerin gerçeklik ve hayal dünyası arasındaki ayrımı net bir şekilde yapamayacaklarından dolayı bu dönemdeki çocukların çizgi film izlemesi onların gelişiminde bir karmaşaya sebep olabilir.

Çizgi Film Ne Kadar Süreyle İzlenmeli?

çocuklar için ideal çizgi film süresi

Çizgi film izleme süreleri hakkında yapılan çalışmalar sonucu pedagoglar 2 yaşındaki çocukların günde yarım saat süreyle, 3 yaşındaki çocukların günde en fazla 1 saat ve 3 yaş üstü çocukların günde 1,5-2 saat çizgi film izlemeleri önerilmiştir.

Çizgi Film Önerileri

Çocukların hayal dünyasını genişletecek ve aynı zamanda hem aile hem de arkadaşlık ilişkilerinde örnek olabilecek bazı çizgi filmler;

  • Peppa Pig
  • Şirinler
  • Arı Maya
  • Winnie The Pooh
  • Rafadan Tayfa
  • Charlie ve Lola

Diş Buğdayı Nedir?

Diş buğdayı Orta Asya’da ortaya çıkan ve günümüze kadar ulaşan bir Şaman geleneğidir. Çocuğun diş çıkarmasını kutlamak için düzenlenir. Kutlamada çocuğun diş çıkarma sürecini ağrısız, ateşlenmeden geçirmesi ve hayat boyu sağlıklı dişlere sahip olması temenni edilir.

Diş buğdayı kutlamasında çocuğun çıkan ilk dişini gören kişinin özel bir hediye  alması beklenir, hatta bazı yörelerde bu kişi dişi gördüğünde bebeğin elbisesini yırtar ve aileye müjdeli haberi verir. Daha sonra diş buğdayı kutlaması organize edilir ve yakınlara, akrabalara iletilir.

Diş Buğdayı Nasıl Kutlanır?

diş buğdayı kutlaması

Kutlama süreci yöreden yöreye bazı farklılıklar gösterse de temel adımlar genellikle aynıdır.

Öncelikle, çocuk kutlama alanının ortasına oturtulur ve kafasının üzerinden hedik dökülür. Çocuğun başında kalan hedikler ipe dizilir. Bu ipe dizilen hedikler çocuğun dişlerinin düzgün şekilli, inci gibi çıkmasını simgeler. İpe dizilmiş hedikler kız çocuklarının başına, erkeklerin ise boynuna takılır.

Yere dökülen hedikler ise kuşlar için cam önüne veya kapıya bırakılır. Geleneğin bu adımı da çocuğun büyüdüğünde insanlık ve doğa için faydalı olmasını simgeler.

Ayrıca, diş buğdayı kutlamasında çocuğa birçok farklı meslek grubunu simgeleyen araçlar sunulur. Çocuğun seçimine göre gelecekteki mesleğinin belirlendiğine inanılır. Örneğin; kitap seçen çocuğun öğretmen, makas seçenin terzi olacağına dair beklentiler oluşur.

Bazı yörelerde ise sadece makas, kuran ve altın sunulur. Kuranı seçen çocuğun okuyacağına, makası seçen kız çocuğunun ev hanımı olacağına, altını seçenin zengin olacağına inanılır.

Günümüzde bu gelenek daha modern bir hal alarak diş partilerine dönüşmüştür.

Diş Buğdayı Nasıl Hazırlanır?

Diş buğdayının ana malzemeleri buğday ve nohuttur. Bazı yörelerde bulgur da tercih edilebilir fakat yaygın olan malzeme buğdaydır. Bulgur tercih eden yörelerde geleneğin ismine diş bulguru olarak da rastlanabilir.

Haşlanan buğday ve nohuta ek malzemeler tamamen tercihe bağlı olarak seçilir. Yaygın olarak kullanılan ek malzemeler: badem, leblebi, ceviz, fındık, tarçın ve çeşitli şekerlerdir. Süsleme ve sunumda diş şeklinde jelibonlar da kullanılmaktadır. Bu tarifte buğday dişi simgelediği için haşlanma derecesi ve diriliği önemlidir, lapa olmamasına özen gösterilir.

Diş buğdayına ek olarak misafirlere kek, börek, tatlı gibi ikramlar da sunulur. Bunlar genellikler anne tarafından değil, yakınları tarafından hazırlanır.

Diş Buğdayının Anneye Etkileri

Diş buğdayı geleneğinin çocuk için amaçlarının yanı sıra asıl somut faydası anne için ortaya çıkmaktadır. Anneler hamilelikte ve lohusalık döneminde genellikle zorlanırlar ve kendilerine çok az zaman ayırabilirler. Tüm bu anne için yeni ve zor süreçten sonra diş çıkarma süreci başlar. Bu da yeni zorlu bir sürecin habercisidir. Bu süreçte çocuklar genellikle geceleri ateşlenir ve huysuzlanır dolayısıyla anneler de uykusuz ve huzursuz geceler geçirir.

Annenin yakınları ve akrabaları bu kutlama vesilesiyle anneye destek olurlar. Ona yalnız olmadığını ve her türlü ihtiyacında yanında oldukları hissettirler. Bu gelenek annenin sosyalleşmesine ortam hazırlarken, maddi ve manevi desteği de beraberinde getirir. İkramlar ve organizasyonu genellikle iş bölümü ile annenin yakınları halleder.

Diş buğdayı kutlaması çocuğun geleceği ile simgesel bir ilişki kurarken, anneye de büyük bir sosyal destek sağlar.

 

Bu yazı Yaren Türkmen tarafından hazırlanmıştır.

 

Lego Nedir?

Lego, 1940’ların sonuna doğru Danimarkalı bir şirket tarafından üretilen yapı oyuncağıdır. Başlangıçta tahta parçalardan oluşan legolar günümüzde plastik parçalardan oluşmaktadır.  Lego, birbirine kenetlenebilen, farklı renkte parçaların her birinin adıdır. Bu renkli ve biraraya gelebilen parçalar daha büyük yapıları oluşturmada kullanılır.

Lego Hangi Yaş Grubu İçin Uygundur?

Lego ilk dönemlerinde 7 – 16 yaş aralığını hedef alırken bugün Lego Baby ile 0 – 3 yaş grubunu, Lego Duplo ile 2 – 5 yaş arası çocuklar hedef alınmıştır.

Günümüz teknolojisi sayesinde dijital dizayn yöntemiyle üretilen legolar için artı yaş sınırı kalmadı diyebiliriz. Lego, bebekten yetişkine tüm yaş grupları için önemli bir eğlence aracı haline gelmiş durumda. Hatta, yetişkinler için özel olarak üretilen ‘’serious play’’ serisi bulunmaktadır.

Legoların Çocuk Gelişimine Etkileri Nelerdir?

lego oynamanın çocuklara faydaları

Lego çocuklarımıza bağımsız parçalar sunuyor ve onları yaratıcılıklarıyla baş başa bırakıyor. Çocuklar lego parçalarıyla beraber hayal güçlerini ortaya koymak için güvenli bir alan buluyor. Zihinlerinin ürünlerini somut bir şekilde dışa vurabilen çocuklarda yaratıcılıklarının gelişmesinin yanı sıra somut – soyut algıları da gelişmektedir.

Lego, bir yapı oyuncağı olması sebebiyle çocukların boyut ve mekan algılarını da geliştiriyor. Lego ile oynayan bir çocuk oluşturduğu evin veya arabanın dengesini, parçaların uyumunu, boyutlarını kontrol eder. Çocuk, parçlar arasında dengeyi yakalayamadığında sorunu keşfedip düzeltir ve denge kontrolünü sağlar. Bu süreçlerle çocuğun analiz yeteneği de gelişir.

0 – 3 yaş grubunu ele aldığımızda, parçaları birleştirme görevi el – kas –göz koordinasyonu için önemli bir fark yaratır. Küçük parçalarla hareket eden çocukların ince motor becerileri de gelişir. Bu yaş grubunda renkli legolar; çocukların renkleri tanıması, ayırt etmesi ve adlandırması için de önemli bir araçtır.

Ayrıca; lego cinsiyet ayrımcılıklarından da uzak olması sebebiyle de tercih edilen bir oyuncak türüdür. Kız ve erkek çocuklarına eşit uzaklıkta olan bu oyuncak sayesinde çocuklar rahatlıkla karşı cinsle akran etkileşimine girer ve cinsiyet farkındalıkları ayrımcı tabulardan uzak gelişmeye başlar. Bu farkındalık süreci; çocukların sosyal hayatları, kariyer planlamaları gibi yetişkinlik hayatlarına etkisi olacak birçok konuda fayda sağlar.

Legolar, her yaş grubuna hitap ettiği için ailelerin çocukların kaliteli vakit geçirmesi için de bir araçtır. Çocuk – ebeveyn ilişkisinde güvenli bağlanmanın bir parçasını oluşturabilir.

Bütün bu pozitif etkilerden ötürü lego yıllardır oyuncak sektörünün vazgeçilmezlerinden biri.

Lego Plastikleri Çocuklar İçin Zararlı Mıdır?

Lego plastiklerinde stiren (ABS) kullanılır. Bu yapı toksik madde içermediğinden;

  • Lego parçaları rengini kolaylıkla kaybetmez.
  • Isı, bükülme, asit gibi fiziksel ve kimyasal etkilere karşı dirençlidir. Bu koşulları sağladığı için çocuğunuza karşı yapısal bir tehlike oluşturmaz.

Legolar Hakkında Bilmediklerimiz;

  • Legonun ismi Danca Leg Godt kelimelerinden gelmektedir. Türkçesi iyi oyunlar anlamına gelir.
  • İlk lego oyuncağı ahşap bir ördek olarak tasarlanmıştır.
  • Ülkemiz oyuncak pazarında 15’ten fazla çeşit lego bulunmaktadır.
  • En büyük ve en çeşitli lego pazarına Almanya sahiptir.
  • Satışı yapılan en büyük lego seti 5900 parçalık Tac-Mahal setidir.
  • Star Wars için üretilen en büyük lego seti 5.3 milyon parçadan oluşur.
  • 1950’lerde üretilen bir lego parçası ile günümüzde üretilen legolar uyumludur.
  • Lego’nun ürettiği figürlerde küçük bir delik bulunur, bu delikle amaçlanan şey ise figürü yutan çocuğun nefes alabilmeye devam edebilmesidir.
  • 2000 yılında Lego yüzyılın oyuncağı seçilmiştir.

 

Bu yazı Yaren Türkmen tarafından yazılmıştır.