Son çalışmalar, çocuğu motive etmenin, çabalamasını sağlamadığını gösterdi. Çabalaması için çocuğun duygularını düzenleyen regülatörü devreye sokmalıyız. Peki nerede bu regülatör? Nasıl çalışır?
Size regülatör hikayemi anlatayım. Ofisimdeyim. Müthiş bir kahve makinem var. Seans bitiminde çekirdeğimi öğütüyorum, kahvemi demliyorum. Kahve kokusunu içime çekip, keyifle içiyorum. Geçen gün çekirdeğimi koydum, öğüt düğmesine bastım, hareket yok. Elektrik kesildi diye düşündüm, baktım; elektrik var. Makine neden çalışmıyor, inceledim. Makine sadece 220 voltta çalışıyor, elektriğin voltajı düştüğünde / yükseldiğinde sistem devre dışı kalıyor. Yani makine sadece ‘uygun akımla’ çalışıyor. Akım uygun değilse ofiste kahve makinem “yok” muş gibi. Kahve makinesini nasıl çalıştırabilirim, ne yapabilirim? Evet ‘git bir regülatör’ al dediğinizi duyar gibiyim.
İşte prefrontal bölge de aynen bu makine gibi, çocuk sakin olduğunda devrede. Çocuk öfkelendiğinde ya da korktuğunda ‘devre dışı’ kalır. Çocuk beceremediğini hissettiğinde gerilir, “yapamayacağım” diye endişelenir. Stresin yükseldiği noktada duygusal beyin dediğimiz limbik sistem devreye girer. Mantık, muhakeme devre dışı kalır. Adrenalin ve kortizol arttığı için öğrenebilmek de mümkün olmaz. Bu nedenle ‘Vazgeçme, devam et’ gibi telkinler de işe yaramaz. Mantıklı davranan çocuk gitmiş, yerine tepinen ağlayan farklı bir çocuk var gibi. Anne babanın bu çaresizliği fark edip çocuğunu regüle etmesi yani “kendi regülatörünü” çocuğa sunması gerekir. “Bu sıkıntıda biraz kalalım, bizi zorlayan ne anlamaya çalışalım” demek kolay değil. Çünkü çocuk zorlandığında anne-babası da gerilir, bir an önce sorunu çözmek ister. Terapi sürecinde ebeveyn sakince durup, sorunu çözmeden sıkıntıda kalabilmeyi öğrenir. Böylece hamilelikte besini sunan göbek kordonu gibi, anne-baba bu kez de dışarıdan bağlanan bir regülatör desteği sunmayı öğrenir.
1. Çocuk sıkışıp zorlandığında, bunu hemen fark edin.
2. Çocuğunuzda stresi oluşturan etkenleri belirleyin.
3. Çocuğu meseleden 1 adım geriye çekin. Stresi oluşturan etkenleri belirleyin:
Dış etkenler (gürültü, parlak ışık, diğer çocukların gülüşmeleri, çocukların ona bakması, vb.) ve iç etkenler (aç olması, uykusunun gelmesi, becerememe endişesi, benimle alay ederlerse mahcubiyeti, vb.)
4. Çocukta stresi oluşturan etkenleri tek tek ele aldıktan sonra, çocuğun her bir etken ile adım adım baş edebilmesi için ona eşlik edin.
5. Sakinleşebilmesi için farklı teknikleri deneyebilirsiniz: Kurbağa gibi sakin nefes almak, artarda zıplayarak duygusunu ifade etmek, birlikte müzik dinleyerek duygusunu konuşmak, vb.
6. Çocuk regüle olduğunda, biraz önce yarıda bıraktığı etkinliğe kaldığı yerden devam etmesini sağlayın.
Bu desteği aldıkça çocuğumuz adım adım kendi regülatörünü inşa edebilecektir. Böylece tek başınayken de kendi kendisini sakinleştirebilecektir. Nörobilim araştırmalarının gösterdiği gibi, sakinleşebilme becerisi arttıkça çocuğumuz zorluktan kaçmadan mücadele eder noktaya gelir.
Uzman Psikolojik Danışman Selda Özen’in “ Duygusal Zeka Gelişimi ” yazısını da okumanızı tavsiye ederiz.
Başarılı bir şekilde güncellendi
Başarılı bir şekilde silindi
İşleminiz gerçekleştirilirken hata oluştu.