Bu yaş döneminde çocuklar, kendi kimliklerini oluşturmak için kontrolün kendilerinde olduğu bir ortam yaratmaya çalışırlar. Bu yüzden de devamlı kendi istedikleri şeylerin olmasını isterler. Dil becerileri ve duygu kontrolleri henüz tam gelişmediği için yaşadıkları hayal kırıklığı, üzüntü, kızgınlık gibi duyguları söze dökmekte ve tepkilerini yönetmekte zorlanırlar. Hastalık, açlık, yorgunluk gibi durumlarda, hissettikleri şeyin ne olduğunu bilmedikleri ve kendi ihtiyaçlarını karşılama konusunda yetersiz oldukları için öfke krizleri daha kolay ortaya çıkabilir.
Ayrıca, bu krizlerin altında, ilgi çekme ihtiyacı (olumsuz ilgi de aslında bir tür ilgidir), geçmiş deneyimler (önceki kriz anında ağlayıp bağırıp sonunda isteğini elde edebildiğini öğrenmiş olabilir), ebeveynlik tutumları (anne babanın kendi öfke yönetim biçimi), dönemsel olaylar (aile içinde problemler, yeni kardeş, okul başlangıç / değişiklik) da yatabilir.
Çocukların kendini ifade etme becerisi ve duygu kontrolü arttıkça bu tepki ve inatlaşmaları zamanla azalarak biter. Ancak bu süreçte, biz ebeveynlerin yaklaşımı çok büyük önem taşır. Çünkü çocuklar, kendilerini sıkıntılı anlarında sakinleştirmeyi ve doğru şekilde ifade etmeyi biz ebeveynlerin yardımıyla öğrenirler.
● Öncelikle kendinizi sakinleştirin. Çocuğunuza bağırmayın, kızmayın. “Neden ağlıyorsun?”, “Ne var canım ağlayacak?” gibi onu anlaşılmaz hissettirecek, duygularını hafife alacak ifadeler kullanmayın.
● Böyle anlarda bir şey öğretmekten ya da mantıklı açıklamalar yapmaktan kaçının zira çocuğunuzun o anda sizi anlaması genellikle mümkün olamaz ve bu yaklaşımınız krizin daha da büyümesi ile sonuçlanabilir.
● Ev dışındaysanız, kriz ortamından uzaklaşmaya, mümkün olduğunca uyaransız bir ortama gitmeye çalışın. Evin içindeyseniz kendi odası gibi rahatlayabileceği bir alana geçin.
● Çocukların en üzgün, sıkıntılı oldukları anların aslında bize en çok ihtiyaç duydukları anlar olduğunu unutmayın. Kendilerini reddedilmiş, anlaşılmamış ve değersiz hissetmelerine sebep olabilecek ceza paspası, düşünme sandalyesi gibi yöntemleri kullanmayın.
● Çocuğunuza fiziksel olarak yaklaşın, dokunun, okşayın, mümkünse kucağınıza alın. Kendine dokundurtmuyorsa yakınında durun ve güvende olduğunu kontrol edin. Kendini yere atıyor, zarar veriyorsa yavaşça ellerinden tutun, kendine veya çevresine zarar vermesini engelleyin.
● Yumuşak ve sevecen bir ses tonuyla “Üzgün olduğunu biliyorum. Senin yanındayım. Sakinleşmene yardımcı olacağım” gibi onu rahatlatacak kısa ifadeler kullanın.
● Çocuğunuzun davranışını anlamak ve etkili şekilde destek olabilmek için “Çocuğum neden böyle davrandı? Altında ne yatıyor olabilir? Şu an ona ne öğretmek istiyorum? Bunu nasıl yapabilirim?” diye içinizden bir değerlendirme yapın.
● Çocuğunuz sakinleştikten sonra (Siz de sakinseniz) onunla konuşun. Konuşurken; Duygularını isimlendirin (İstediğin şey olmayınca sinirlendin!) Onu anladığınızı ifade edin (Bazen istediğimiz şey olmayınca kızarız…) Yaşadığı duygunun kabul edilebilir olduğunu ancak sergilediği davranışın kabul edilebilir olmadığını anlatın (Kızabilirsin ama kızdığın zaman etrafa vurman doğru değil…) Ona sorular sorarak, benzer bir durumla tekrar karşılaşırsa farklı ne yöntemler kullanabilir diye çözüm önerilerini kendisinin bulmasına yardımcı olun.
● Çocuğunuzun yaşadığı her öfke krizinde sabırla, bu sakin yaklaşımı tekrar etmeye çalışın. Farklı zamanlarda olumlu bir şekilde kendini ifade ettiğinde, muhakkak davranışını yakalayın ve memnuniyetinizi paylaşın.
Başarılı bir şekilde güncellendi
Başarılı bir şekilde silindi
İşleminiz gerçekleştirilirken hata oluştu.