Prof.Dr.Murat Karaçorlu Göz Hastalıkları Uzmanı
Çocuğun okul hayatında başarılı olabilmesi için iyi bir görmeye sahip olması şarttır. Uzmanlara göre okullarda öğretilenlerinin %80’ni öğrencilere görsel olarak iletilmektedir. Tespit edilmeyen ve tedavi edilmeyen görme sorunları öğrencinin derslerden geri kalmasına neden olabilir. İyi bir görmeye sahip olması çocuğun psikososyal gelişimi ve iyi bir hayat kalitesi sürdürebilmesi için gereklidir. Oyun parkında oynamak ve birçok spor aktivitesi net ve keskin görüş gerektirmektedir.
Çocukların görme ile ilgili sorunları olduğunun fark edilmesi kolay değildir. Yapılan çalışmalar okul çocukların %25’nde tanı konulmamış görsel sorunların olduğunu göstermektedir. Çocuklar görme ile ilgili bozukluğunun farkında bile değildir ve bu durum ‘’gizli problem’’ olarak bilinmektedir. Ancak ayrıntılı göz muayenesi ile görme seviyesi belirlenebilir ve özel teknolojik araçlar kullanılarak gözlerin yapısal ve fonksiyonel açıdan değerlendirilmesi mümkündür. Görme ile ilgili sorun erken aşamada tespit edildiğinde ve tedavi başlandığında sonuçlar daha başarılı olmaktadır.
Her çocuk ilkokula başlamadan önce ve sonrasındaki okul yıllarında görme durumu sıklıkla değişebildiğinden en az yılda bir göz muayenesi olmalıdır. Belirlenmiş bir sorun veya risk faktörü mevcut olduğu takdirde göz hekimi daha sık aralıklarla takip önerisinde bulunabilir.
Okullarda yapılan görme taraması ayrıntılı bir göz muayenesi olarak değerlendirilmemelidir. Görme taramasında çocuğun iyi bir görmeye sahip olduğu tespit edilse de, gerçek hayatta sağlıklı okuyabilme ve öğrenme için gerekli olan görme becerileri çok daha karmaşıktır. Odaklanma, göz takibi ve göz uyumuna bağlı farklı görme sorunlarının belirlenebilmesi ancak ayrıntılı bir göz muayenesi ile mümkündür. Okulda göz taramasından geçen ve görme sorunu tespit edilmeyen çocuklara da en az yılda bir kapsamlı göz muayenesi yapılmalıdır.
Öğrencilerde en sık görsel sorunlara neden olan miyopi, hipermetropi ve astigmatizma olarak bilinen kırma kusurlarıdır. Günümüzde nedeni tam olarak anlaşılmamış olsa da miyopinin görülme sıklığı giderek artış göstermektedir. Son 30 yılda öğrencilerde miyopinin görülme sıklığı iki kat artmıştır ve Dünya Sağlık Örgütü tarafından küresel epidemi şeklinde değerlendirilmektedir.
Öğrencilerde miyopi derecesinin artması ile uzak görme keskinliğinde giderek daha fazla azalma meydana gelmektedir. Daha da önemlisi miyopinin ilerlemesi gelecekte görme kaybı ile sonuçlanabilen glokom (göz tansiyonu) ve miyopik makulopati (sarı nokta hastalığı) gibi ciddi hastalıkların gelişimi için zemin hazırlamaktadır.
Çocukların eğitim hayatında alınacak çok basit tedbirler ile miyopinin ilerlemesi kontrol altına alınarak, ilerleyen yıllarda miyopi ile ilişkili hastalıkların gelişme riski azaltılabilir.
Güncel araştırmalara göre %0.01-0.02’lik düşük doz atropin göz damlası miyopinin ilerlemesinin yavaşlatılması açısından etkili olduğunu gösterilmiştir. Tedavinin eksik yönü ilacın kesilmesi ile miyopinin tekrar geri gelebilmesidir.
Yapılan araştırmalara göre günde 2 saat açık havada zaman geçiren ve doğal güneş ışınlarına maruz kalan çocuklarda miyopi derecesi daha yavaş artmaktadır. Dış ortam çocukların uzağa bakması ve gözlerini dinlendirmesi için de yardımcı olmaktadır.
Öğrencilerin dış ortamda zaman geçirmesi güneş ışınlarına maruz kalmalarına neden olmaktadır. Güneş ışınlarına korunmadan uzun süre veya aşırı maruz kalmak, kısa ve uzun vadede ultraviyole ışınlarının neden olduğu göz hasarı riskini arttırmaktadır. Dolayısı ile gelecekte ultraviyole ışınlara bağlı göz hastalıkların gelişim riskini azaltabilmek için şapka ve güneş gözlüğü takılmalıdır.
Açık ve güneşli havalarda oldu gibi ultraviyole ışınları kapalı ve bulutlu havalarda da aynı oranda etkilidir. Güneş ışınlarının aynı zamanda kar tabakası üzerinden yansıması en az yaz aylarında olduğu kadar göze zarar vermesi de söz konusudur. Öğrencilerin göz sağlığı açısından her mevsimde güneş gözlüğü kullanmak teşvik edilmesi gereken bir davranıştır.
Öğrencilerde güneş gözlüğü seçimi yaparken dikkate alınması gereken en önemli özellik gözlük camlarının ultraviyole ışınlarına karşı koruma sağlayıp sağlamadığıdır. Gözlük camlarının ultraviyole ışınlarına karşı koruma özelliği mümkün olduğu kadar yüksek olmalıdır. İdeal olanı ultraviyole ışınlarına karşı %100 koruma sağlanmasıdır.
Gri ve siyah renk camlı güneş gözlükleri öğrencilerin günlük kullanımı için en uygun olanlardır. Pembe, mavi veya başka renklerdeki camlar çevredeki nesnelerin renklerinin normalden farklı olarak algılanmasına yol açtığından ve renk algısını zorlaştırdığından tercih edilmemelidir.
COVID-19 (Yeni Koronavirüs) salgını döneminde uzaktan eğitim nedeni ile öğrenciler daha uzun süre televizyon ve bilgisayar karşısında zaman geçirmektedir. Ergonomik yönden ve göz sağlığı açısından tablet ya da dizüstü bilgisayar yerine televizyon ya da masaüstü ekranları tercih edilmelidir. Ekranın üst sınırı göz hizasında olmalıdır. Ekran mesafesi en az 60 santimetre olmalı ve ekranın parlaklığı azaltılmalıdır. Her 20 dakikada 20 saniye süre ile 6 metreden uzak mesafede bulunan bir cisme bakılmalıdır. Göz hekimi tarafından dereceli gözlük önerildiğinde takılmalıdır. Uzun süre bilgisayar karşısında zaman geçirmek göz kuruluğuna neden olacağı için, kontakt lens takmaktan kaçınılmalıdır.
Mavi ışığın gözümüzün retinasında hasara yol açabileceği ile ilgili bilimsel veriler olmakla beraber bu tam olarak kanıtlanmamıştır. Ancak şunu biliyoruz ki uyku öncesi ekrana maruz kalan çocuklarda, mavi ışık uyku problemlerine yol açmaktadır.
Amerikan Oftaloloji Akademisine göre bilgisayar ekranından yayılan mavi ışık miktarı son derece düşüktür. Göze herhangi bir zararlı etkisi gösterilmediğinden mavi ışık filtreli gözlük camların kullanımı önerilmemektedir.
Öğrencide herhangi bir kırma kusuru, kayma ya da göz tembelliği yoksa ekrana bakma nedeniyle gözlerde kayma geliştiğine dair herhangi bir bilimsel veri yoktur. Ancak öğrencide “latent hipermetropi” olarak bilinen ve damlalı muayene sonucu ortaya çıkarılabilen yüksek göz numarası gibi bir göz bozukluğu varsa bu durumda uzun süreli ekrana bakma nedeniyle gizli olan kayma aşikâr hale gelebilir.
Öğrencinin iki gözü arasında numara farkı gibi bilinen bir göz tembelliği nedeni yoksa ekrana bakma nedeniyle gözlerde tembellik geliştiğine dair herhangi bir bilimsel veri yoktur. Ancak iki göz arasında ufak da olsa numara farkı varsa, uzun süreli ekrana bakan çocukta bir müddet sonra numarası yüksek olan gözden beyne gelen görüntü bozuk olduğu için beyin bu gözden gelen veriyi kullanmamaya başlar. Göz tembelliği dediğimiz durum gelişir. Ekrana uzun süreli bakmak mevcut olan göz tembelliğini kötüleştirir.
Ekrandan yayılan mavi ışık uyku problemlerine yol açtığı bilinmektedir. Bu nedenle çocuklarda özellikle yatmadan önce yapılan ekran başı faaliyetlerinin uyku saatinden en az 1 saat önce bitirilmesi gerekmektedir. Uzamış ekran süresi aynı zamanda obezite riskini arttırmaktadır. Öğrencilerde dengeli beslenme ve fiziksel aktivite teşvik edilmelidir.
Kaynak:
Amerikan Oftalmoloji Akademisi
Başarılı bir şekilde güncellendi
Başarılı bir şekilde silindi
İşleminiz gerçekleştirilirken hata oluştu.