Yapılan araştırmaların gösterdiği üzere otizm yelpaze bozukluğunun görülmesinde genetik faktörlerin çevresel faktörlerden daha yüksek olarak bulunmuştur. Kromozomlarda gelişen mutasyonlar, beyindeki yapılarda ve nörotransmitterlerde görülen işlev bozuklukları gibi genetik faktörler otizm yelpaze bozukluğunun sebepleri olarak görülmektedir (Santrock, 2019). Araştırmalar ailenin sosyal çevresi gibi çevresel faktörlerin otizm spektrum bozukluğuna etkisinin bulunmadığını göstermiştir (Santrock, 2019). Fakat prematüre doğum, gebelik dönemindeki hastalıklar ve kullanılan bazı ilaçların otizm spektrum bozukluğunu etkileyen faktörlerden olduğu bilinmektedir. Ayrıca araştırmalar tarım ilaçları ve hava kirliliğine yüksek ve sık maruz kalma durumlarının da otizm yelpaze bozukluğuna öncü edecek durumlar olarak göstermiştir (Ornoy ve ark., 2015).
Dünya Sağlık Örgütü’nün verilerine göre dünya çapında her 160 çocuktan 1’ine otizm yelpaze bozukluğu teşhisi konulmuştur. Ayrıca otizm yelpaze bozukluğu, erkeklerde kızlardan daha yaygın görülmektedir. Geçmiş yıllarda bir yelpaze bozukluğu olarak adlandırılmadan önce yaygınlığı daha az görülen otizmin teşhisinin daha sık olması artık daha kapsayıcı bir yelpaze içerisinde tanımlanmasından dolayı olduğu düşünülmektedir (Frith & Happe, 2005).
Otizm yelpaze bozukluğu teşhisinin konulduğu ortalama yaş aralığı olarak 38 ay ve 120 ay aralığı verilmektedir. Erken teşhisi etkileyen sebepler arasında semptomların görülme yoğunluğu ve sıklığı, yüksek sosyoekonomik durum ve ebeveynlerin semptomlar ilk görüldüğünde durumu daha dikkatli ve yakından takip etmesi vardır. Ayrıca ailenin çevresindeki kaynaklar ve tedaviyi destekleyen devlet politikalarının da erken teşhiste önemli olduğu bilinmektedir (Daniels & Mandell, 2013). Erken teşhis yapıldığı zaman otizm yelpaze bozukluğu olan çocuğun gelişiminin daha yüksek oranda olduğunu ve erken teşhis yapılmayan bireylere oranla daha işlevsel olabileceği bulunmuştur (Rosenberg ve ark., 2011).
Otizm yelpaze bozukluğunda sosyal ilişkiler konusunda problem alanında göz teması kurmaması, fiziksel temastan hoşlanmaması, ismi ile seslenildiğinde tepki vermemesi, insanların yüz ifadelerini ve mimiklerinin anlamını kavramada zorluklar yaşaması. İletişim sorunları için belirtiler ise çocuğun konuşmasında gecikme, sözcük dağarcığının yaşına göre kısıtlı olması gibi durumlardır. Bunun dışında otizm yelpaze bozukluğunu kapsayan tekrarlanan davranışlara örnek olarak uzun süre yapılan dönme hareketi, elleri sık çırpmak, bir oyuncağı tekrar eden şekilde ilerletmek veya döndürmek gibi aynı paternde ilerleyen etkinlikler verilebilir. Ayrıca otizm yelpaze bozukluğu olan bireyler rutinlere sadık kalındığında kendilerini daha güvende hissederler. Bu yüzden her gün yaşadıkları durumdan veya tekrarladıkları rutin hareketlerden farklı bir durum yaşandığında bu değişikliklere adapte olmakta güçlük çekerler. Duyusal olarak ise dünyayı ve çevredeki uyaranları algılamada farklılıklar görülür.
Otizm yelpaze bozukluğunun tedavisinde ilaçların yanı sırada daha bütünleştirici bir tedavi yöntemi olarak ilaç kullanımı ve terapinin devamlılığının daha etkili olduğu bilinmektedir. Otizm yelpaze bozukluğu olan bireyler için müzik terapisi ve bilişsel davranışçı terapi uygulamalarının faydalı olduğu bilinmektedir (Sharma ve ark., 2018).
Otizm yelpaze bozukluğu olan çocukların hayata katılmasında ve gelişim potansiyellerini en üst düzey seviyede gerçekleştirebilmeleri için ebeveynlerin ve ailenin rolü önemlidir. Öncelikle ailenin otizm yelpaze bozukluğu olan çocuk ile iletişimi ve desteğinin olumlu etkilerinin yanında, erken teşhis ile birlikte başlanan davranışsal ve konuşma terapilerinin de etkisi bilinmektedir. Bu terapiler ile birlikte verilen psikoeğitim, hem ailenin çocuğu daha iyi anlamasına ek olarak çocuğun öğrenme kabiliyetlerinin artmasını da sağlar.
Otizm yelpaze bozukluğu olan çocuklar hayatlarının okul ve eğitim dönemine başladığında hem sosyal hem de öğrenim konularında desteklenmeli ve eğitim yöntemleri gelişimlerini destekleyecek şekilde düzenlenmelidir. Okul ortamında bireysel ve davranışsal olarak uygulanan müdahalelerin grup olarak çalışılan müdahalelerden daha etkili olduğu bulunmuştur (Lushin, 2020). Bunun dışında sınıf içerisinde öğretmen tarafından oluşturulan ve küçük gruplar halinde olan sosyal çevrenin otizm yelpaze bozukluğu olan çocukların sosyal becerilerine, iletişimlerine ve yürütücü işlev becerilerine olumlu etkisi olduğu bulunmuştur (Morgan ve ark., 2018).
Başarılı bir şekilde güncellendi
Başarılı bir şekilde silindi
İşleminiz gerçekleştirilirken hata oluştu.