Duygu ve düşünce ifadesi konusunda önceki dönemlere göre daha gelişmiş durumdadır, sözel ifade becerilerini desteklediğiniz sürece daha da gelişme gösterecektir. Yaşıtları ile daha sosyal olmaya başlamaktadır, kız ve erkek farkı ile cinsel konulara karşı ilgi ve merakı artar.
Artık çocuğunuz diyalogları daha çok devam ettirebilir durumdadır, düşünme süreçleri gelişim göstermektedir. Çocuğunuz sorulan basit soruları daha kolay ve daha mantıklı şekilde cevaplamaya başladığı gibi duygularını da daha iyi ifade edebilir.
4 yaşındaki çocukların boyu uzadığı gibi aynı zamanda kaba motor ve ince motor becerileri de gelişim göstermeye devam eder.
4 yaş boy kilo gelişimi de fiziksel gelişimin bir parçasıdır.
Çocuğunuza birçok farklı sağlıklı yemek sunun, çocuğun çeşitli gruplardan (sebze, meyve, protein, karbonhidrat) yemek yemesi sağlıklı büyümesi için gereken vitaminleri alması demektir. Yaşına uygun şekilde porsiyon veriyor olmanız önemli, çocuk artık ne zaman doyduğunu çok iyi anlar durumdadır o yüzden daha fazla yemesi için ısrar etmekten kaçının. Bazı çocuklar diğerlerine göre yemek konusunda daha seçiçi olabilir, onu yeni yemekler tatması için teşvik edebilirsiniz ama zorlamamalısınız.
Çocukların yaşı büyüdükçe diğer çocuklarla daha çok ilişki halinde oldukları için, kız ve erkek arasındaki farkları daha iyi farkeder hale gelirler. Kız ve erkek farklarının daha çok bilincinde olmaya başladıkları gibi, kendi cinsel organlarına dokunarak veya mastürbasyon yaparak kendi vücutlarını keşfederler. Bu yaşlarda, arkadaşlarıyla “doktorculuk” oynayarak birbirlerinin cinsel bölgelerini keşfetmeye çalışabilirler, anne ve babanın öpüşme ve el ele tutuşma davranışlarını taklit etme gibi davranışlar gösterebilirler.
Erkek ve kızların neden fiziksel olarak farklı olduklarını sorabildikleri gibi bebeklerin nerden geldiğini de sorgulayabilirler, basit bir şekilde bebeklerin annelerin karnının içinde büyüdüğünü sonra da doğduğu söylenebilir. Cinsel konularla ilgili merakları arttığı için başka insanlar soyunup giyinirken onları görmeye çalışabilirler. Önemli olan şeylerden biri çocuğunuza cinsel sınırları öğretmektir: Cinsel bölgelerini toplum içinde kapalı tutması gerektiği, kendi cinsel bölgesine yalnızca kendisi yalnızken dokunabileceği ve toplum içinde dokunmaması gerektiği ve başka çocukların cinsel bölgelerine dokunmaması gerektiği öğretilmelidir. Çocuğunuzu korumak adına artık ona cinsel tacizin ne olduğunu anlatmalısınız: Cinsel bölgelerin özel olduğunu ve bir başkası çocuğunuzun cinsel bölgesine dokunmak isterse veya bu kişi kendisinin cinsel bölgesine dokunulmasını isterse bunun bir cinsel taciz olacağını ve eğer çocuğunuz bu gibi durumlarla karşı karşıya kalırsa mutlaka oradan uzaklaşması ve size söylemesi gerektiğini anlatın.
Cinsel tacizin çocuğun tanıdığı kişiler tarafından da gerçekleşebileceğini çocuğunuza belirtin ve her kim olursa olsun buna izin vermemesi gerektiğini anlatın, dudakların da özel bölgeler olduğunu ve yabancıların da tanıdıklarının da onu dudağından öpmemesi gerektiğini söyleyin, aynı şekilde siz de çocuğunuzu dudağından öperek bu eylemi normalleştirmemeye özen göstermelisiniz. 4 yaşındaki kız ve erkek çocuklar Freud’un ( 1905) “Psikoseksüel Gelişim Kuramı”na göre “Fallik” evrededirler ve bu evre erkek çocuklarının baba ile, kız çocuklarının da anne ile özdeşleşmesi için çok önemli bir evredir. Bu yaşta daha çok anneye ilgi duyan erkek çocuk, anneyi babadan kıskanmaktadır ve babaya karşı olan bu düşmanca duyguları sebebiyle babanın onun penisini keserek onu cezalandıracağını düşünmektedir, bu nedenle bu yaştaki çocuğun sünnet edilmesi biraz sakıncalıdır, mümkünse 4 yaştan önce çocuğu sünnet etmek gerekir. Eğer baba bu dönemde erkek çocuğa karşı ilgili ve sıcak davranırsa erkek çocuk babayı modelleyerek erkek olmayı öğrenir, onunla özdeşleşir ve anneyi ele geçirme hayali son bulur. Annenin de bu yaştaki erkek çocuğa eşine hitap ettiği gibi “aşkım” veya “sevgilim” gibi sözcükler söylememesi ve onu dudağından öpmemesi gerekir, bu gibi söylem ve davranışlar erkek çocukta anneyi ele geçirme hayalini körükler ve babayla özdeşleşme süreci daha zorlu hale gelebilir. Annenin de bu dönemde kız çocukla kuracağı sıcak ilişki ile kız çocuk anneye olan düşmanlığını bırakır ve onu modelleyerek kadın rolünü öğrenir, bu şekilde babayla ilgili hayalleri son bulur.
Çocuğunuzu dil açısından geliştirmek için günlük hayatla ilgili çocuğunuzla konuşmalar gerçekleştirin, örneğin, ona gününüzü anlatın ve ona yuvada bugün neler yaptığını sorun. Dil gelişimi için ona kitap okumanız da önemlidir, kendiniz de hikayeler uydurup anlatabilir ve aynı şekilde onun da hikayeler uydurmasını isteyebilirsiniz, mesela ona 4-5 kelime (Kim, mekan, zaman, eylem...) vererek bu kelimelerle bir hikaye uydurup anlatmasını isteyebilirsiniz, bu çalışma aynı zamanda duygu ve düşüncelerini ifade etmesini de geliştirir.
Sayısal gelişimi için, dışarda arabaları, ağaçları vs. beraber sayabilirsiniz, kurabiye gibi atıştırmalıklar yerken yedikçe kaç tane kaldığını bulma oyunu gibi sayma nitelikli oyunlar oynayabilirsiniz. 4 yaşındaki çocuklar genelde 10-20’ye kadar sayabilir.
Renk ve şekil farkındalığı için, bir renk belirleyip evin içinde o renkten 4-5 tane şeyi bulup getirmesini isteyebilirsiniz veya aynı şeyi bir şekil için de yapabilirsiniz. Gil’in (2016) “Hayatını Boya” çalışmasını yapabilirsiniz: Renkli kalemleri ortaya koyup her renk için bir duygu belirlemesini ve bu duygulardan hangilerini hayatında daha çok görüyorsa onlarla kağıdı boyamasını veya şekiller çizmesini isteyebilirsiniz. (Ör: 5 tane turuncu yuvarlak, 2 tane yeşil yuvarlak gibi.) Daha sonra boyadığı veya çizdiği resim üstünden duygularını sorgulayabilirsiniz: Örneğin, yeşil rengi mutluluk olarak belirlemiş olsun, o zaman “Hımm 5 tane yeşil kare çizmişsin, demek ki hayatında mutluluk var, sen ne zamanlar mutlu olursun?” diye sorabilirsiniz. Bu çalışma hem renk ve şekil farkındalığı yarattığı gibi duygu farkındalığı ve ifadesini de güçlendirir.
Sosyal ilişkiler konusundaki becerisini geliştirmek için, çocuğunuzu ilgisinin olduğunu düşündüğünüz bir kursa götürebilirsiniz, örneğin çocuklar drama veya spor gibi sosyal aktivitelerde birbirleri ile epey iletişim içinde olup sosyal becerilerini geliştirebilirler. Teknolojik aletlerle zaman geçirmesinden çok dışarda veya evde arkadaşlarıyla oyun buluşmaları yapması sosyal beceri gelişimi için çok daha sağlıklı olacaktır.
Daha bağımsız hareket etmeyi öğrenmeyi ve özgüvenini geliştirebilmesi için ev içinde ona yaşına uygun bazı görevler verebilirsiniz, örneğin, oyuncaklarıyla oynaması bitince onları yerine koyması, evcil hayvanını beslemesi gibi.
Referanslar:
Freud S. (1905). Cinsellik üzerine. Payel Yayınları 1. Baskı (2017)
Gil E. (2016). Play in family therapy. New York: Guilford Press.
* * * * * * * * * * * *
Uzmanlarımız ÇocukluDünya Yıllık Premium üyelerinden gelen soruları cevaplıyor. Hemen üye olun, sizin sorularınızı da cevaplayalım. Sadece eposta atmanız yeterli. Üye avantajlarını burada görebilirsiniz.
4,5 yaşında bir oğlum var. 6 ay önce de doğum yaptım. Hamilelik sürecinden başlayan agresifliği hala devam ediyor. Son zamanlarda “salak, geri zekalı, Allah seni kahretmesin” gibi kelimeleri sürekli kullanıyor. Ve de “senin kafanı kopartırım, bıçakla keserim” vs. gibi şiddet içeren cümleler kuruyor. Ben böyle şeyler söylediğinde çok öfkeleniyorum bazen. Söylediği şeylerin doğru olmadığını, beni korkutup, üzebildiğini söylüyorum. Ancak bu davranışlarının önüne geçemiyorum. Ne yapmamı tavsiye edersiniz?
Eğitim Danışmanı – Pedagog Prof. Dr. Norma Razon: Merhabalar,
Yeni bebeğiniz hayırlı olsun, analı babalı büyüsün, ikisi de güzel yetişsin, gelişsin.
Oğlunuzun agresifliğinin neden kaynaklandığını anlamak çok önemli, hamilelikte başladığına göre, acaba o sırada "kardeş gelecek, annemin ilgisini kaybedeceğim" kaygısı mı yaşadı, ilgi çekme ihtiyacı mı yaşadı, o ara çok mu filim izledi......???
Agresifliğin nedeni ne olursa olsun, kendi duygunuzu ifade etmeden önce "Görüyorum... öfkelisin, bu sözcükleri kullanacağına, bana neden öfkeli olduğunu söyleyebilirsin, ben bu sözcüklerden hoşlanmıyorum, bu sözcükleri kullanmak istiyorsan odanda söyleyebilirsin" diyebilirsiniz. Hoşlanmadığınız bu sözcükleri duymamazlıktan gelebilirsiniz. Siz kızdıkça, inadına tekrarlayacaktır.
"Allah seni kahretmesin" kendi kendine uyduracağı bir ifade değil, bunu mutlaka birinden veya bir yerden duymuştur. "Senin kafanı kopartırım deyince, "bir lokma ekmek koparabiliriz", "bıçakla keserim" deyince, “bıçakla elma kesebiliriz" deyin.
"Böyle söylediğinde öfkeleniyorum, korkuyorum" demek yerine "hoşlanmıyorum" demekle yetinin.
Bu ifadelerine ilgi almamak, zamanla bunları yok edecektir,
Bu arada ekranda izlediklerini mutlaka izleyin, şiddet içeren filimler, görüntüler izletmeyin. Oyunlarını takip edin.
Kolay gelsin
Oğlum 4 yaşında. Geçen seneden itibaren anaokuluna devam ediyor. Okulda genelde arkadaşları ile iletişimde ve gruplara dahil olmada bir problem yaşamıyor. Son 1 aydır istediği şey olmadığında evde de eşyaları fırlatma davranışı bulunuyor. Öğretmeni okulda da arkadaşları ile oyun oynarken onun istediği olmayınca kendisini kapatıp konuşmuyor ya da etrafta bulunan eşyaları yere attığını iletti.
Böyle bir davranış yaptığında ben genelde onunla konuşuyorum. Eşyalara zarar vermememiz gerektiğini iletiyorum ama çok da faydalı olmadı.
Bir şeyleri fırlatabilecek oyunlar oynamak mı buna çözüm olur yoksa farklı bir yaklaşım mı?
Eğitim Danışmanı – Pedagog Prof. Dr. Norma Razon: Merhabalar,
Eşyaları fırlattığı sırada ve sonrasında uzun uzun konuşmanın yararı yok.
Güzel oynadığı bir anda yanına gelin ve "Böyle sakince oynadığın zaman ne hoş şeyler yapıyorsun. Biz oynarken kendimize, karşımızdakine ve eşyaya zarar vermiyoruz. Bazen birine veya bir şeye kızıyoruz, o zaman elimizdekini fırlatmak istiyoruz. Bak sana bir torba mandal (veya küp veya jenga) hazırladım, bunları birer birer şu leğene (plastik leğen veya metal kova) atabilirsin, bütün kızgınlığın gidebilir. Bir dene" deyin, beraber deneyin, çıkan sesleri beraber dinleyin. "Bak insan ne kadar rahatlıyor, değil mi?" deyin.
Sonrasında evde istediği bir şey olmadığında, elindekileri fırlatmaya başlayınca, çok alçak sevimsiz bir ses tonu ile "İstediğin olmadı diye öfkelendin, elindekileri fırlatıyorsun. Eşyaları fırlatmak yok, oyuncakları atmak yok, kırılır, torbadakileri leğene fırlatabilirsin" demekle yetinin. Fırlatmaya devam ediyorsa, fırlattıklarını bir torbaya koyun, "Demek bu oyuncakların senin için değeri yok, ben kırılmasınlar diye bu oyuncakları kaldırıyorum" deyin ve kaldırın.
Kolay gelsin
43 aylık oğlum (3,5 yaş) babamı sordu. Ben de babamla 18 yaşımdan beri görüşmüyorum, hayatımızda yok. Ama çocuğum, dedesini merak etmeye başladı. Diğer dedesi var. İkinci bir dedesi neden yok diye merak ettiğini düşünüyorum. Ona en sağlıklı nasıl cevap verebilirim?
Eğitim Danışmanı – Pedagog Prof. Dr. Norma Razon: Merhabalar,
Çocuk büyüdüğünde sizi yalancılıkla suçlamasın diye, sorduğunda "Ben babamı (.............dedeni) 18 yaşından beri veya uzun zamandan beri görmüyorum, çok uzakta yaşıyor, nerede yaşadığını bilmiyorum" diyebilirsiniz. Anlatacağınızı anlayacak yaşa geldiğinde uygun açıklamayı yapabilirsiniz. Şimdiden çocuğa anlatıp kafasını karıştırmanın ve onda (acaba benim de annem/babam beni 18 yaşında terk edip gider mi türünden) kaygı yaratmanın hiçbir yararı yok.
Kolay gelsin
Oğlumuz 4 yaşında ve 2 yıldır kreşe gidiyor. Tam zamanlı.
Eylül’den beri 2 yeni genç öğretmenle. Sınıf ortalama mevcudu 17-18 kişi.
Daha önce başka bir sınıfta idi geçen sene. O zaman bir sorunumuz yoktu.
Şimdi ise, oğlumuzun sınıfta hareketlendiğini söylüyorlar öğretmenleri. Arkadaşlarına hafifçe dokunma veya çekme, sıradayken öne geçmeye çalışma gibi hareketler olabiliyor. Son ay dışarı çok az çıktılar genelde içeride etkinlik yapıyorlar.
Bir de zaman zaman kekeleme oluyor. Özellikle okuldan sonraki zamanlarda. Bir de gün içinde bir şey olduğu zaman geceleri uykusunda bağırabiliyor nadiren de olsa.
Okuldaki başka 2 anneden duyduğuma göre, diğer 2 çocuk evde role play yaparken öğretmen rolüne geçip oyuncaklara benim oğlumun adıyla seslenerek “yaramazlık yapma, dışarı çık” diyorlarmış.
Evde bir yaşında kız kardeşi var. Eğer kız kardeşine de vurma gibi bir hareketi olursa, hemen başka bir oyuna geçip onun kafasını dağıtıyoruz. O zaman normale dönüyor ve hatta kız kardeşinin yanında bile olabiliyor.
En tedirgin olduğumuz nokta normalde kekelemeyen çocuğun arada, okuldan sonraki zamanda kekelemesi.
Bu durumda ne yapalım? Okulla görüşelim mi acaba öğretmenin mi bir etkisi var mı?
Eğitim Danışmanı, Pedagog Prof. Dr. Norma RAZON: Merhabalar,
Oğlunuz daha önce hiç kekelememişse, kekeleme de okul sonrası oluyorsa, bu durumu öğretmenlerle ve varsa okul psikoloğu ile paylaşmanızda yarar var.
Bu yıl sınıfı geçen yıldan daha kalabalıksa, öğretmenleri de sınıfı geçen yılki öğretmen kadar iyi yönetemiyorlarsa, oğlunuz hareketlenmiş olabilir, kendini geçen yıl kadar kontrol edemiyor olabilir.
Siz de, öğretmeni da ona, arkadaşlarını itmemesi ve çekmemesi gerektiğini, sırasını beklemeyi öğrenmesi gerektiğini, daima öne geçemeyeceğini öğretmelisiniz. Oğlunuzu parkta ve kalabalık ortamlarda gözlemleyin, itme-çekme-öne geçme oralarda da oluyor mu, yoksa sadece okulda mı oluyor belirleyin. Eğer her yerde oluyorsa, çocuğunuzda dürtüsellik mi var, belirlemek için bir duyu bütünleme uzmanından destek alabilirsiniz. Eğer sadece okulda oluyorsa, öğretmenlerin otoritesini sorgulamak ve onlarla konuşmak gerek. Belli ki öğretmenler, bağırarak veya çık dışarı diyerek oğlunuzu toparlayamıyorlar, farklı yöntemler uygulamaları gerekiyor. Oğlunuzun hareketliliğini kontrol altına almak için onu görevlendirmek, öğretmen asistanı yapmak, hareketli işler yaptırmak, onunla doğru iletişim kurmak yararlı olur. Tutum değişikliğine rağmen öğretmenler onu sakinleştiremiyorlarsa bir profesyonelin (çocuk psikoloğu, pedagog, rehber öğretmen, çocuk psikiyatrı) görüşü alınabilir, duyu bütünleme uzmanının desteği istenebilir.
Evde kesinlikle 1 yaşındaki kardeşine vuramaz. Kardeşini kıskanması, kardeşi ilgi aldığında ona kızması çok doğal ama kardeşine vuramaz, ne kadar öfkeli olursa olsun kendisine-karşısındakine ve eşyaya zarar vermesi kabul edilemez. Duygusunu konuşun, kabul edin ama kardeşine vurduktan sonra dikkatini dağıtmak adına onunla oynamayın, onu eğlendirmeyin, önce hatasını anlamasını sağlayın.
Öğretmenlerle konuşun, oğlunuzun durumunu izleyin, nasıl bir uzmanın desteğine ihtiyaç duyduğunuzu kararlaştırın, evde anne baba tutumunu da gözden geçirin. İhtiyaç halinde dil (konuşma) terapistinin görüşünü de almayı ihmal etmeyin.
Kolay gelsin
İlginizi çekebilecek diğer linkler:
Başarılı bir şekilde güncellendi
Başarılı bir şekilde silindi
İşleminiz gerçekleştirilirken hata oluştu.