Dil, insanın dünyadaki yerini ve değerini belirleyen olgudur. Konuşma yeteneği, yani dil, insanın en önemli niteliklerinin başında gelir. Dil gelişimi doğumdan itibaren hızla başlayan bu koordineli gelişim ve öğrenme sürecinin önemli bir parçasıdır. Dil, düşünme ile birlikte, bellek, muhakeme, problem çözme ve planlama gibi bilişsel süreçleri de içermektedir. Aynı zamanda, özellikle bebeklerin, çocukların sosyal yaşamlarının gelişimi için kaçınılmazdır. Tüm bebekler dili öğrenmeye öncelikle kullanılan dildeki sesleri öğrenmekle başlarlar. Dil gelişimi ile beyinin gelişmesi ile yakından ilişkili olup en geç 3 yaş dolaylarında belirgin dil kazanımı beklenir (Karacan, 2000 ).
İşaret dili, iletişim kurmak amacı ile işitme engelli bireylerin kendi aralarında el hareketlerini ve yüz mimiklerini ve bir bütün olarak vücut dilini kullanarak oluşturdukları görsel, sesiz bir dildir (Kelepir ve Göksel, 2006). İşaret Dili sözcük, deyim ve düşüncelerin el, yüz ve beden hareketleriyle karşılığının ifade edildiği bir iletişim yöntemidir ve ayrıca yazılı olarak kullandığımız sembollerin, yani harf şekillerinin parmaklar aracılığıyla gösterilmesidir (Parlak, 2011). Bunun yanı sıra, el ve kol hareketleri ve mimik, yani yüz ifadesi ve beden hareketleri de bu dilin bir parçasıdır (Türk İşaret Dili Sözlüğü, 2015).
İnsanlar arasında en çok temeli duyma ve konuşma olan sözlü iletişim kullanılmaktadır ancak özellikle engelli bireyler arasında ya da anne bebek ilişkisinin gelişim aşamasında bu işaret dilinin kullanılması sağlam bir ilişki kurulmasına yardımcı olmaktadır. Bebek işaret dili, konuşma dönemi öncesinde bebekle iletişime geçmenin basit ve doğal bir yoludur. Her bebek, bazı ihtiyaç ve isteklerini kendince anlatmak, tepki vermek ister, ağlayarak, rastgele sesler çıkararak ya da semboller ve jestler yaparak yakınındakilerle iletişim kurmak ister. Kendini işaretlerle ifade edebilen, işaret dilini öğrenen bebekler, yaşıtlarına göre daha erken konuşmaya başlayabilir; hareketlerini kontrol etmeyi öğrenebilir.
Bebeklerin vücut hareketleri, gülümsemeleri, jestleri ve sesleri de bize neye ihtiyaç duydukları yönünde ipuçları verir. Gelişimsel açıdan biyolojik, nörolojik, psikososyal, psikoseksüel ve bilişsel gelişim bir arada ve birbirini yakından etkileyerek oluşur. Dil gelişimi doğumdan itibaren hızla başlayan bu koordineli gelişim ve öğrenme sürecinde önemlidir (Karacan, 2000).Bebek işaret dili bebeklerin dil kazanımı öncesinde bebekle iletişim kurmanın doğal ve basit bir yoludur. Bebekler dil gelişimi için doğuştan itibaren duymaya karşı daha duyarlıdır ve sesleri takip ederler ve ilk başlarda seslere tepki verirler. Bebek işaret dili, konuşma dönemi öncesinde bebeğinle iletişime geçmenin basit ve doğal bir yoludur. Bebeklerin kendilerini ifade edebilmesinin bir yolu olarak görülen bebek işaret dili öğretimine 6 aylıkken başlanabilmektedir. Bebeklerin kendilerini işaret dili ile 8 aylıkken net bir şekilde ifade etmeye başlayabilmektedirler (Dağabakan ve Dağabakan, 2007)
Bebeklik ve erken çocukluk yılları bireyin tüm yaşam becerilerinin temellerinin atıldığı çok önemli bir dönemdir. Çocukların yaşamın ilk yıllarında kazandığı öğrenme alışkanlıkları, bilgi ve beceriler yaşamın ileriki yıllarına aktarılmaktadır. Bu nedenle yaşamın ilk yıllarından itibaren onların bilinçli ve doğru bir şekilde desteklenmesi ve yönlendirilmesi gerekmektedir Her bebeğin ve çocuğun gelişimin farklı olacağı unutulmamalı ve öncelikle onu anlamaya çalışmak çok önemlidir. Çocuğun verdiği mesajlar sayesinde kurulan bağ sayesinde çocuk güvenli bağlanmayı öğrenecektir ancak bu süreçte çocuk gelişimi ve gelişim özellikleri hakkında kritik yaş dönemleri hakkında bilgi sahibi olmak da çok önemlidir (Tatar, 2009).
Her bireyde gelişim ortak bazı ilkelere göre oluşur. Bu ilkeler aşağıdaki gibi sıralanabilir.
Bebek işaret dilinde tutarlı olmak ve sabırlı olmak çok önemlidir. Bebek işaret dilini kullanmada başarılı olmasını ancak işaretleri sık sık tekrarlayarak sağlayabilir, bunu da yine ona bakım veren annesinden ya da onun yakınındaki kişilerden öğrenecek, model alacak ve tepki verecektir. Bu nedenle onunla göz göze temas kurmak, parmak işaretleri, el, kol işaretleri, mimikler yapmak sizi taklit etmesini sağlayacak ve kendini de ifade etmek amacıyla kullanabilecektir. Bebeklerle doğumun ilk günlerinden itibaren konuşmak, mimik ve jestlerle ona duygularla ilgili ipuçları vermek faydalı olacaktır. İşaret dilini kullanmak sessiz kalmak demek değildir. Kelimenin işaretini yaparken aynı zamanda bebeğe bu kelimeyi söylemek ve onunla konuşmak bu işareti öğrenmesini sağlayacaktır. Amaç, ilişkinizi geliştirmek ve bebeğinin gerilimini azaltmak olmalıdır, kusursuz olmak gerekmemektedir çünkü her işareti anlamayabilir, taklit edemeyebilir bu onun daha sonra öğrenemeyeceği anlamına gelmez. İşaretleri her fırsatta kullanmak öğrenmesini hızlandırır. Bebek işaret dilini öğrenmek için çeşitli kitaplar, videolar ve internette pek çok kaynak bulunmaktadır. Özellikle kitap okurken jest mimik ve el hareketleri ile okumak çok faydalı olacaktır.
Tüm bebeklerin bebek işaret dilini öğrenmesi, uygulaması çok önemlidir, özellikle konuşma güçlüğü yaşadığını düşündüğünüz, konuşma gecikmesi olan çocuklarda işaret dilini öğrenmek onları biraz daha rahatlatacaktır. Agresif olan, dikkati dağınık olan, sağır dilsiz çocuklarda, otizm belirtileri gösteren ya da down sendromlu olduğu düşünülen çocuklarda bu işaret dilini öğretmek çok daha faydalı olacaktır.
KAYNAKÇA
Belgin, E. ve Yücel, E. (2011). İşitme engelli çocuklar ve eğitimleri. N. Baykoç (Ed.), Özel Gereksinimli Çocuklar ve Özel Eğitim içinde (ss.191-213). Ankara: Eğiten Kitap.
Dağabakan Öztürk Fatma ve Davut Dağabakan (2007), Dil ve Çocukta Dil Gelişim Kuramları Marmara Üniversitesi, Atatürk Eğitim Fakültesi, Alman Dili Eğitimi Anabilim Dalı, İstanbul, Türkiye.
Karacan, Elvan. (2000) Bebeklerde ve Çocuklarda Dil Gelişimi. Klinik Psikiyatri 2000;3:263-268 Gazi Üniversitesi Tıp Fakültesi Çocuk Ruh Sağlığı ve Hastalıkları Anabilim Dalı, Ankara
Kelepir, M. ve Göksel (2016), A., Türk İşaret Dili’nde aktarılmış anlatımın özellikleri, Ellerle konuşmak: Türk İşaret Dili araştırmaları 1. Baskı, Engin Arık, Koç Üniversitesi Yayınları, İstanbul, 347, 350, 353, 354
MEB (Milli Eğitim Bakanlığı - Özel Eğitim ve Rehberlik Hizmetleri Genel Müdürlüğü), Türk İşaret Dili Sözlüğü, http://orgm.meb.gov.tr/alt_sayfalar/duyurular/1.pdf (2015).
Münire Erden, Yasemin Akman; Eğitim Psikolojisi. S.34. 18 Ayten Ulusoy (Ed.), Gelişim ve Öğrenme, Anı Yay., Ankara 2003, s.4. 19 Ulusoy, Gelişim ve Öğrenme
Parlak, S. (2011). Türkiye’deki işitme engelliği ve işletmelerdeki danışmanlık hizmetleri üzerine bir pilot çalışma. Bursa: Ekin Basın Yayın Dağıtım.
Piştav-Akmeşe, P. ve Kirazlı, G. (Nisan, 2016a). Evaluation of receptive and expressive vocabulary development of the children with cochlear implants. 15. Akdeniz Ülkeleri Otoloji Odyoloji Derneği Toplantısı’nda sunulmuş bildiri. Kapadokya, Türkiye.
Tatar, F. Asiye. (2009). T.C. Ankara Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Felsefe ve Din Bölümleri Anabilim Dalı Okul Öncesi Eğitiminde (5-6 yaş) Hoşgörü Eğitimi Yüksek Lisans Tezi.
Başarılı bir şekilde güncellendi
Başarılı bir şekilde silindi
İşleminiz gerçekleştirilirken hata oluştu.