Bir çocuğun öğrenmesinde yalnızca gözlem yeterli değildir, aynı zamanda çocuğun gözlemlediklerini oyun yoluyla yeniden deneyimlemesi gerekir. Bununla birlikte oyun yalnızca çocuğun bilişsel gelişimi için değil, duygusal gelişimi için de oldukça önemlidir. Çocuklar hissettikleri tüm duyguları oyun yoluyla dışa vururlar. Bazen yaşadıkları kötü bir anı hakkında konuşmak onlara zor gelebilir ancak oyun yoluyla hissettikleri kaygı, korku ya da öfkeyi özgürce dışa vururlar. Bu bağlamda oyun çocuk için ruhsal açıdan iyileştirici niteliktedir.
Ayrıca hayata dair en önemli savunma kalkanımız olan güvenli bağlanmanın gerçekleşmesinde de oyunun rolü büyüktür. Bir annenin çocuğunu içten içe sevmesi yeterli değildir, bunu somut olarak çocuğuna göstermesi ve hissettirmesi gerekir. Oyun esnasında çocukla anda kalmak, hissettiği tüm duygulara eşlik etmek, çocuk ve ebeveyn arasındaki duygusal bağı güçlendirir. Gelişimsel olarak çocuk tek başına oyun kurmaya en erken 3 yaş ve sonrasında başlar. Daha erken yıllarda ise; çocuk oyun esnasında ebeveyninin kendisine eşlik etmesine ihtiyaç duyar. Bu durumun temel nedeni henüz çocuğun bağımsız şekilde oyun oynayacak bilişsel gelişim düzeyinde olmamasıdır. Serbest oyun kurma becerisi için çocuğun sembolik oyun dönemine erişmiş olması gerekir. Sembolik oyun dönemi 2 yaş döneminde ile başlamakla birlikte en nitelikli halini 3.5 yaş itibari ile kazanmaya başlar. Çocuğun sembolik oyun ve hayal kurma becerisi geliştikçe, serbest şekilde kendi oyununu yönetme yeteneği de artacaktır.
Aşağıdaki örnekte olduğu gibi ebeveyn sorular yönelterek ve tercihi çocuğa bırakarak, ona kendi oyununu yönetme fırsatı sunmalıdır.
Bir Diyalog Örneği
· Hadi gel, arabalarını art arda dizelim mi?
· Mavi arabanın yanına hangi renk araba koymak istersin?
· Arabaları nereye götürelim? Hayvanat Bahçesine mi yoksa oyun parkına mı?
Çocuklar dikkat süreleri uzadıkça ve hayal dünyaları geliştikçe, oyunda aktif bir rol üstlenmeye başlarlar. Bu süreçte önemli olan, çocuğun bireyselleşmesine saygı duymak ve oyunda lider olmasına fırsat vermektir. Bu sayede çocuk yeni fikirler üreterek, oyun kurmayı ve kurduğu oyunu sürdürme becerisini geliştirebilir.
Bazı ebeveynler farkında olmadan oyun esnasında her zaman liderlik rolü üstlenirler, çocuğa gereğinden fazla yönlendirmede bulunarak, bireyselleşmesine izin vermezler. Bu tutum çocuğun ebeveyne bağımlı hale gelmesine neden olur. Çocuk yalnız başına kaldığında yeni fikirler üretmekte zorlanır ve serbest şekilde oyun kurgulamakta problem yaşayabilir. Yalnız başına oynamakta zorlandığında ise; oyun esnasında mutlaka bir ebeveynin desteğine ihtiyaç duyar.
Oyun sayesinde çocuk yeni fikirler üretmeyi, yaşadığı problemleri çözmeye yönelik hipotezler geliştirmeyi, kısacası deneme ve yanılma yoluyla problemlerle baş etmeyi öğrenecektir. Ancak bu süreçte çocuğun en çok ihtiyaç duyduğu, ona güvenen ve inanan bir ebeveyndir.
Ann Pletshtette′nin de söylediği gibi çocukların erken dönemdeki gelişiminin en büyük destekçisi bakımlarını üstlenmiş kişilerin onlarla oyun oynama biçimidir.
Başarılı bir şekilde güncellendi
Başarılı bir şekilde silindi
İşleminiz gerçekleştirilirken hata oluştu.