Seçici konuşmamazlık çocuğun ya da gencin kendini rahat ve güvende hissettiği ortamlarda rahatlıkla konuşup iletişim kurarken okul, oyun grubu veya daha önce bulunmadığı yerler gibi belirli sosyal ortamlarda konuşmaması durumudur. Çocuk, aile bireyleri ve sık görüştüğü yakınları ile sorunsuz bir şekilde konuşup iletişim kurar ancak ortamda yabancı biri olduğunda konuşamaz. Seçici konuşmamazlık, kaygı bozuklukları altında yer alır ve ana kaynağı kaygıdır. Bazı çalışmalar seçici konuşmamazlığın sosyal kaygının daha ağır formu olduğunu öne sürer. Seçici konuşmamazlık sorunu olan çocuk konuşursa başına bir şey geleceğini, rezil olacağını veya yanlış bir şeyler söyleyip eleştirileceğini düşünüyor olabilir. Bu çocuklar yabancı ortamlarda kendilerini güvende hissetmezler ve içe kapanırlar. Seçici konuşmamazlık nadir rastlanan bir problemdir.
Seçici konuşmamazlığın belirli bir sebebi bulunmamakla birlikte güvensiz ev ortamı, kaygılı yapı, duygusal problemler,düşük özgüven, konuşma ve seslendirme bozuklukları gibi etkenler seçici konuşmamazlığın tetikleyen etkenler arasında sayılmaktadır.
Seçici konuşmamazlık veya selective mutism sorunu olan çocuk okul öncesi dönemde ailesi ve yakın tanıdıkları dışındaki ortamlarda çok fazla bulunmaz. Yakın çevresi ile sorunsuz bir şekilde konuşan ve iletişim kuran çocuğun yabancı bir ortamdaki suskunluğu utangaçlık olarak yorumlanabilir ve seçici konuşmamazlık ihtimali düşünülmez. Seçici konuşmamazlık tanısı çoğunlukla çocuk okula başlayıp aile bireylerinden farklı kişilerle iletişim kurmaya ve yeni ortamlarda bulunmaya başlamasıyla fark edilir. Tanı için yaş aralığı bu nedenle 2,5 - 4 yaştır. Ailesinden ayrılarak ya da ebeveynlerinden biri ile birlikte kreş, oyun grubu veya okul gibi sosyal ortamlarda bulunan çocuğun hiç bir şekilde konuşmadığı, hatta bazı durumlarda donuk bir şekilde durarak iletişim kurmadığı, bazı durumlarda da sadece işaret ve mimiklerle iletişim kurduğu fark edilir.
Bir çocuğun seçici konuşmamazlık tanısı alabilmesi için yalnızca belirli ortamlarda konuşmuyor olması, güvende hissettiği ortamlarda ailesi ve yakınları ile konuşuyor olduğunun bilinmesi gerekir. Belirli ortamlarda konuşmama durumunun en az 1 ay devam ediyor olması gerekir. Ancak okula yeni başlayan bir çocuk için yalnızca 1 ay beklemek tanıyı koymak için yeterli olmaz. Çocuğun yeni ortamına ve düzenine alışma süresini göz önünde bulundurarak okula başlamasını takip eden 1 aydan sonraki 1 ayın baz alınması gerekir.
Çocuğun konuşmamasının sebebi okulda veya bulunduğu ortamda konuşulan dili yeterince bilmemesi olmamalıdır. Bunun yanında seçici konuşmazlığın iletişim bozuklukları, psikotik bozukluklar ve yaygın gelişim bozukluklarından da ayırt edilmesi gerekir. Bu tanılardan herhangi birini almış çocuğa seçici konuşmamazlık tanısı konulmaz.
Seçici konuşmamazlık tanısı alan çocuklar genellikle,
Seçici konuşmamazlık sorunu olan çocukların bazılarının aynı zamanda konuşma sorunları, davranış ve öfke problemleri de olabilir.
Seçici konuşmamazlık çocuğun gelişimini, sosyal ortamlardaki performansını, akademik performansını ve günlük hayattaki işlevini olumsuz etkiler. Okulda konuşmayan çocuk derslerinde potansiyelini tam anlamıyla gösteremez, akranları ile iletişim kurmakta zorlandığı için arkadaşlık ilişkilerinde problemler yaşar.
Seçici konuşmamazlık çocuğun sosyal ortamlarda kendini güvende ve rahat hissetmediği için konuşmaması durumudur. Seçici konuşmamazlığı olan çocuğun bu durum yaşanmadan önce travmatik bir olay yaşamış olması gerekmez. Ancak travmatik mutizm çocuğun yaşadığı travmatik bir olay sebebiyle konuşmamaya başlamasıdır.
Travmatik mutizmi olan çocuk hiç bir ortamda konuşmazken seçici konuşmamazlıkta çocuk en az bir ortamda belirli kişilerle konuşur. Travmatik mutisme travma sonrası stres bozukluğunun belirtileri de eşlik eder. Bu belirtiler; travmatik olayı hatırlatan durumlarda alt-üst olma, olay ile ilgili tekrarlı düşünceler, olayı oyunlarında yeniden yaratma, yüksek korku hali, ebeveynden ayrılmakta zorlanma, uyku problemleri, kabus ve travmatik olay ile ilgili tekrarlı kabuslardır.
Seçici konuşma çocuğun hayatını bir çok alanda olumsuz etkiler. Okulda performans sorunları yaşar, akranları ile iletişim kuramaz, belirli ortamlardan kaçınır ve sosyalleşemez, özgüveni düşük olur. Tüm bu sorunlar erken teşhis ile en aza indirilebilir ve hatta ortadan kaldırılabilir. Doğru bir uzman desteği ile çocuk akademik ve sosyal alanlarda becerilerini geliştirir ve yaşıtlarının kazandığı becerileri kazanır, günlük yaşantısında karşılaştığı zorluklar ortadan kalkar.
Ebeveynlerin çocuklarında seçici konuşmamazlık olduğundan şüphelendikleri durumda doğru tanı ve yönlendirme için en kısa sürede bir uzmana danışmaları gerekir.
Seçici konuşmamazlığın temel kaynağı kaygıdır, bu nedenle uzmanlar, öğretmenler ve ebeveynlerin temel hedefi bir an önce konuşmayı başlatmak değil, kaygıyı yönetmek ve azaltmaya yönelik olmalıdır. Bu duruma müdahale sürecinde aile, uzman ve okul işbirliği içinde olmalıdır.
Ailenin,
Ailelerin bu durumun kaygı probleminden kaynaklandığını ve çocuğun konuşmamayı seçmediğini aksine belirli ortamlarda konuşamadıklarını unutmamaları gerekir. Çocuğun bilerek ve isteyerek konuşmayı reddettiğini düşünmek ailenin öfkelenmesine ve bunalmasına sebep olarak çocuğun üstünde daha fazla baskı oluşmasına, dolayısıyla da konuşmama durumunun pekişmesine neden olabilir.
Seçici konuşmamazlık özenli ve doğru planlanan, aile, uzman ve okulun işbirliği içinde olduğu bir terapi süreciyle tedavi edilebilir.
Kaynaklar:
Amerikan Psikiyatri Birliği, (2005). DSM-IV-TR tanı ölçütleri başvuru el kitabı. Hekimler Yayın Birliği 2005.
Bulut, S. (2008), Seçici Konuşmamazlık (Selective Mutism):Sebepleri ve Tedavi Yaklaşımları, Abant İzzet Baysal Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Dergisi, 2008.
Wicks-Nelson, R. & Israel, A.C. (2015), Abnormal Child and Adolescent Psychology, Taylor & Francis, 2015.
Başarılı bir şekilde güncellendi
Başarılı bir şekilde silindi
İşleminiz gerçekleştirilirken hata oluştu.