Düşük Yapan Anne Psikolojisi | Çocuklu Dünya
 
Hamilelik

Düşük Yapan Kişiye Destek Olmak İçin Tavsiyeler

Tarih: 21 Eylül 2022 - Çarşamba
Uzman görüşü için konu öner.

Düşük Yapan Kişiye Destek Olmak İçin Tavsiyeler

Düşük Yapan Anne Psikolojisi

Düşük meydana geldiğinde annenin kaybettiği bir embriyo veya fetüs değildir, çocuklarıdır. Dolayısıyla bu durumun yasının tutulması ve sürecin sağlıklı bir şekilde atlatılması gerekmektedir.

Düşük, gebeliğin erken sonlanmasıdır; genellikle 20 ile 24 haftadan önce beklenmedik bir şekilde sonlanan gebelik süreçlerine düşük adı verilmektedir. Maalesef, sık karşılaşılabilen olumsuz bir durumdur. Düşüğün birçok fizyolojik ve psikolojik sebebi olabilir, tek bir neden veya sebep sunmak mümkün olmayabilir. Özellikle anne için çok zorlayıcı olan bir durum olan düşük yapma durumu, annenin bebeğini kaybettiği zamanı ve bu olaydan sonraki duygusal ve fiziksel yaşantısını olumsuz etkileyebilir.

Düşük meydana geldiğinde annenin kaybettiği bir embriyo veya fetüs değildir, çocuklarıdır. Dolayısıyla bu durumun yasının tutulması ve sürecin sağlıklı bir şekilde atlatılması gerekmektedir. Düşük sonrasında kadınların eşleri ile ilişkilerinde bozulmalar, mevcut veya sonra dünyaya gelecek olan çocuklarıyla ilişkilerinde bozulmalar, zayıf bir bağışıklık sistemi gibi birçok soruna yol açabilir. Genellikle çok üstünde durulmayan düşük süreci, aslında anneyi, babayı ve dolaylı yoldan çocuğu da etkilediği için mutlaka üstünde durulması gereken bir süreçtir.

Düşük Yapmanın Psikolojik Etkileri Nelerdir?

Düşük yapmak, kadınların uzun dönemdeki psikolojik durumlarını olumsuz etkileme durumu vardır. Eğer aileler kalabalıksa, bir bebeğin kaybı çok daha az önemsenirken; ailenin kalabalık olmayışı, bebeğin kaybını daha önemli bir hale getirmektedir. Yani, düşükten sonra annenin yaşadığı olumsuz etkiler aslında toplum içerisinde çok daha az dikkat edilen ve çok fazla önem verilmeyen bir duruma dönüşebiliyor. Genellikle insanlar bir kadın düşük yaptığında, kendisinden çabucak iyileşmesini beklerler ve bu durumun kalıcı veya kalıcı olmayan bir psikolojik etkisi yokmuş gibi davranmaya eğilimlidirler.

Üye olun çocuk gelişiminde size rehberlik edelim!
Doğumdan itibaren çocuğunuzun gelişimine göre günlük eğitim planı
Uzmanların hazırladığı 2.500’den fazla eğitici oyun
Uzmanlarla seminerler
Uzmanlara danışma

Hamileliğin ilk dönemlerinde, anne bebeğini kendi benliğinin bir parçası olarak görür. Bu durumda, düşük yaptığında ortaya çıkan olumsuz duygular, anne için yıkıcı olabilir. Genellikle annelerin düşük yaptıktan sonraki ifadelerine bakıldığında şunları görmek mümkündür; boşluk hissi, utanç, çaresizlik ve düşük benlik saygısı. Düşük yapıldığında bebeğe bir isim vermek, gömmek çok da mümkün olmadığı için, anne bebeğine aslında bir kimlik oluşturmakta zorlanır ve ondan bu kadar sıradan bahsediliyor olması, buradaki yas durumunu daha da zorlaştıran bir etkene dönüşür.

Düşük yapmanın birçok psikolojik etkisi vardır. Bunlardan ilki yastır. Düşük yapan kadınların yaklaşık %90’ında yas bulgularına rastlanmıştır. Yas süresince annelerde bazı semptomlar görülmektedir, bunlar; kayıp yaşanan olayın anıları, yıldönümü (düşük veya hesaplanan doğum tarihi olarak) etkileri, huzursuzluk ve yaşanan krizlere verilen uygunsuz tepkiler olarak sıralanabilir. Ayrıca, öfke de bu yasın belirtilerinden olabilir, kadınlar düşük durumundan ötürü kendini suçlama eğiliminde olabilirler, bu da onlarda bir öfke yaratır. Bu öfkeyi de çoğunlukla partnerlerine yansıtmaktadırlar.

Bütün bunlara ek olarak, üzgün hissetme, suçluluk, şok, inkâr, umutsuzluk, uyuyamama, iştahsızlık, zayıf konsantrasyon, cinsel işlev bozukluğu, hamileliği hatırlatan şeylerden kaçınma, günlük aktivitelere geri dönememe gibi olumsuz duygular ve düşünceler de düşükten sonra kadınlarda görülen semptomlar olarak sıralanabilir.

Yapılan araştırmalarda, düşük yapan kadınlarda yas ile patolojik olarak depresyon, kaygı problemleri, travma sonrası stres bozukluğu gibi durumların oluştuğu gözlenmiştir.

Düşük Yapan Annelerin Çocukları ile İlişkilerinde Nasıl Sorunlar Olabilir?

Eğer bir anne düşük yaptığında, başka bir çocuğu daha varsa, çocuk kendi kıskanç düşüncelerinden ötürü kardeşinin kaybına sebep olduğunu düşünebilir ve suçluluk hissedebilirler. Düşük gibi yaşanan olumsuz olaylardan sonra anneler hayatta kalan çocuklara karşı aşırı koruyucu olabilmektedirler. Bu koruma isteğinden ötürü, çocuğa karşı aşırı ilgili ve kontrol edici davranışlar sergileyebilir. Ayrıca anne, çocuğu korumak adına mükemmel olmaya çalışması ve çocuğu mükemmel yetiştirmeye çalışması da gözlemlenebilir. Anne burada çocuğun mükemmel olmasını, sorunsuz ve kusursuz olmasını beklediği için hem çocuğundan hem de kendisinden gerçekçi olmayan, sağlıksız beklentilere sahip olabilir. Ayrıca, anne adayı düşükten sonra tekrar çocuk sahibi olursa, ilk çocuğunda olmasını beklediği şeyleri, düşükten sonra dünyaya gelen çocukta olmasını bekleyebilir. Fakat bunlar karşılanmazsa, anne kıyaslama yapabilir, beklentileri karşılanmayabilir ve bu çocukla anne arasındaki bağı zedeleyebilir.

Düşük Durumu Yaşandığında Hayatta Olan Çocuğa Nasıl Davranılmalıdır?

Ailede bir bebeğin kaybı, maalesef herkesi etkilemektedir. Ebeveynler genellikle olumsuz birçok duyguyu bir arada hissederler, bu yüzden bazen hayatta olan çocuklar aile tarafından ihmal edilebilirler. Aileler yoğun üzüntü ve olumsuz duygular içindeyken çocuklara açıklama yapacak güce sahip olamayabilirler. Bu yüzden, hayatta kalan çocuk genellikle tek başına mücadele etmek zorunda kalabilir. Fakat bu noktada ebeveynlerin yardıma ve teselliye ihtiyaçları vardır ve bu konuda hayatta olan çocuklarından destek görmeleri sağlıklı olabilir. Aynı zamanda bu durum, çocuk için de daha sağlıklı olacaktır.

Hayatta kalan çocuklar da bu dönemde çeşitli duygular yaşayabilirler. Örneğin, bazı çocuklar daha sevecen, ilgili ve sevimli bir ruh haline bürünüp ebeveynlerinin ve varsa kardeşlerinin ihtiyaçlarına daha çok özen gösterebilir. Bazı çocuklarsa daha öfkeli, daha içine kapanık veya daha korkmuş olabilecekleri için olumsuz davranışlar sergileyebilirler. Süreç içerisinde, sorunlu davranışların çoğu ortadan kalkar.

Çocuklara düşük durumunu açıklarken, ebeveynlerin gerçekçi olması gerekir. Eğer çocuk ebeveynin cevabını bilemeyeceği bir soru sorduysa, ebeveyn bunu çocuğa açıklamalıdır. Aynı şekilde, eğer ebeveynin cevap verebileceği bir soru ise çocuğun yaşına, gelişimine ve algısına göre ona uygun cevaplarla açıklayabilir. Bu tarz durumları çocuğa hikâye gibi anlatmaktan veya çocuğu sorularla baş başa bırakmaktan kaçınılmalıdır.


Üye olup, Haftalık Programımızı uyguladığınızda, 14 gün içinde çocuğunuzdaki değişimi fark edeceksiniz.
Çerez Kullanımı
Kişisel verileriniz, mevzuata uygun olarak toplanıp işlenir. Detaylı bilgi almak için Verilerin Korunmasını inceleyebilirsiniz.
X