Besin ve katkı maddelerinin alımından sonra vücutta oluşan anormal yanıta besin reaksiyonu denilmektedir.
Besinlerde bulunan proteinlere karşı vücudun bağışıklık sistemi yoluyla oluşan reaksiyonlara ise besin alerjisi diyoruz.
Besin alerjileri ülkemizde en sık olarak süt , yumurta susam ile oluşmaktadır.
ABD’de her 13 çocuktan birisi besin alerjisi yakınması ile doktorlara başvurmaktadır. Bunların azımsamayacak kadar bir kısmında besin alerjisi ile ilişkili anaflaksi gelişmektedir. Yine ABD ‘de her birkaç dakikada bir acil servise bu yakınmalarla baş buru olmaktadır. Son 15 yılda besin alerjilerinin görülüş sıklığı ise %50 oranında artmıştır. Bu sebepten besin alerjileri çok önemlidir. Çocuklarımıza sağlıklı, güvenli bir dünya bırakmak onların gelecekleri için önemlidir.
Besin alerjisi en sık olarak deri (%60), sindirim sistemi (%50-60) ve solunum sistemini (%20) tutmaktadır.
Besinlere karşı reaksiyon vücudun bağışıklık sistemi ile oluşmaktadır. Besin alerjileri IgE aracılıklı, IgE aracılıklı olmayan (non-IgE) seklinde veya her ikisinde rol aldığı (mix) tip olmak üzere 3 tipe ayrılmaktadır. Genetik, çevresel, beslenme alışkanlıkları- aşırı hijyen alerjiyi tetikleyebilmektedir. IgE ile ilgili olan besin alerjileri çocuklarda %5-15, IgE aracılı olmayan besin alerjileri ise %0.16-17 oranında görülmektedir.
Besin alımından sonra alerjik belirtiler erken ve geç olarak oluşmaktadır. lgE aracılıklı olanlar birkaç dakika ile iki saat arasında gelişmektedir. IgE aracılı olmayanlar ise besin alımından sonra iki hafta kadar geç olarak da oluşabilmektedir.
Çocuklarda Yaşamın İlk Bir Ayı İçerisinde Besin Alerjisi Düşündüren Bulgular Nelerdir?
Yaşamın ilk aylarında besin alerjisi düşündüren bulgular sıklık sırasıyla; sindirim sistemi, deri ve solunum sistemi şeklinde gelişebilmektedir.
Besin alerjilerinde gelişen bulgular ise şu şekilde özetlenebilir;
Besin alerjisi tanısı için yapılan testler özellikle sindirim sistemini tutan alerjilerde %70 oranında negatif olarak gelebilir. Kan testleri ve deri testleri çoğu kez pozitif olmayabilir. Pozitif çıkan deri ve kan testleri tek başına yeterli değildir. Kanda spesifik testlerin pozitif olması sadece duyarlanmayı gösterir. Değer arttıkça klinik reaksiyon görülme olasılığı artar. Deri testleri de klinik belirtiler ile birlikte değerlendirilmelidir.
Proktokoliti (yani mukuslu, dışkı üzerinde noktasal çizgisel kanı olan bir bebekte), ilk olarak diyetten sorum olan alerjen besinin 2-4 hafta süre ile çıkartılması belirtilerin kaybolduğunun görüldükten sonra; tekrar alerjiden sorumlu besinin tekrar eklenip oluşacak belirtilerin gözlenmesi ile tanı konulabilir. Eğer diyete sorumlu alerjen besin eklendiğinde belirtiler 1-14 gün arası oluşuyorsa sebep bu diyete eklenmiş olan besindir. Eğer belirtiler oluşmuyor ise farklı bir alerjenik besin veya nedendir.
Eğer alerjen besin bulunmuş ise, sorumlu besini içeren ürünler anne ve bebeğin diyetinden çıkartılır. Altı ay süre ile sıkı diyet doktor kontrolü ile yaptırılır. Eğer süt protein alerjisi düşünülmüş ve bebek anne sütü alıyorsa. Bu dönemde anne diyetine kalsiyumdan zengin besinler eklenir. Kalsiyum içeren ilaç anneye eklenir. Bebek mama ile besleniyorsa; Klinik seyre göre kısmi hidrolize veya tam hidrolize mama verilmelidir. Tamamlayıcı beslenme zamanında başlanmalı, besin tarifleri bu konuda deneyimli hekimler tarafından yapılmalıdır. Diyet açılırken sorumlu besin merdiven basamağı şeklinde diyete yavaş yavaş eklenir. Süt ve yumurta alerjilerinde ilk olarak fırınlanmış ürünler diyete eklenir. Bebek anne sütü alıyor ise önce anne diyetine, sonra da bebeğin diyetine basamak basamak eklenir. Böylece gelişebilecek alerjik reaksiyonlar daha iyi gözlenir, diyette doktor kontrolü ile açılmış olur.
Başarılı bir şekilde güncellendi
Başarılı bir şekilde silindi
İşleminiz gerçekleştirilirken hata oluştu.